Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.
İnanç, en geniş tanımıyla bir kişinin belli bir iddiayı ya da varsayımı, sezgisel yol ile (hissetme) "doğru" ya da "yanlış" kabul ettiği psikolojik bir durumdur. İnanç merkezli bir beyne sahip birey için ampirik veya bilimsel ispatın bir önemi yoktur. İnancın tanımlanmasının bir başka yolu ise bunun gerçek olma olasılığına karşı pozitif yönde tutum gösteren bir tutumun zihinsel temsil olarak görülüyor olmasıdır. Antik Yunan düşüncesi bağlamında inanç kavramıyla ilgili olarak pistis ve doxa olmak üzere iki ilgili terim belirlenmiştir. Basitleştirilmiş olarak, pistisin "güven" ve "itimat", doxanın ise "görüş" ve "kabul" anlamlarına geldiği söylenebilir. İngilizcedeki "ortodoks" sözcüğünün kökeni doxaya dayanmaktadır. Jonathan Leicester, inancın gerçeği göstermek yerine eylemde bulunma amacına sahip olduğu görüşünü önermektedir.
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), bireyin rahatsız edici düşüncelere sahip olduğu ve/veya belirli rutinleri, sıkıntıya yol açacak veya genel işlevi bozacak ölçüde tekrar tekrar yapma ihtiyacı hissettiği zihinsel ve davranışsal bir bozukluktur. Adından da anlaşılacağı gibi, OKB'nin birincil belirtileri obsesyonlar ve kompulsiyonlardır. Obsesyonlar, endişe, iğrenme veya rahatsızlık duyguları yaratan, kalıcı, istenmeyen düşünceler, zihinsel görüntüler veya dürtülerdir. Yaygın obsesyonlar arasında bulaşma korkusu, simetri takıntısı, din, cinsiyet ve zarar hakkında zorlayıcı düşünceler yer alır. Kompulsiyonlar, obsesyonlara yanıt olarak ortaya çıkan, tekrarlayan eylem veya rutinlerdir. Yaygın kompulsiyonlar arasında aşırı el yıkama, temizlik, bir şeyleri düzenleme, sayma, güvence arama ve bir şeyleri kontrol etme sayılabilir. OKB'li birçok yetişkin, kompulsiyonlarının bir anlam ifade etmediğinin farkındadır, ancak obsesyonların neden olduğu sıkıntıyı gidermek için yine de bunları gerçekleştirirler. Kompulsiyonlar o kadar sık meydana gelir ki, tipik olarak günde en az bir saat sürer ve kişinin yaşam kalitesini bozar.
Planaryalar, Yassısolucanlar şubesine ait genellikle küçük ve serbest yaşayan üyeleri kapsayan bir sınıftır.
Felsefi olarak negatif özgürlük kavramı, bireyin başkalarının otoritesine maruz kalmadan özgür olması anlamına gelir. Bu negatif anlayışta, kişinin, etkinliğini kimse tarafından karışılmadan özgürce gerçekleştirebileceği düşünülür. Örneğin Thomas Hobbes'a göre, "özgür bir adam… iradesi dahilindeki yapacaklarına mani olunmayan kişidir."
Hipokondriyazis veya hipokondriya kişinin ciddi bir hastalığa yakalanma konusunda aşırı ve gereksiz endişe duyması durumudur. Eski bir kavram olan hipokondrinin anlamı defalarca değişti. Bu zayıflatıcı durumun, gerçek bir tıbbi teşhis olmamasına rağmen beden veya zihin durumunun yanlış algılanmasından kaynaklandığı iddia edildi. Hipokondriyazisi olan kişiye hipokondriyak denir. Hipokondriyaklar, bulgu ne kadar küçük olursa olsun, saptadıkları herhangi bir fiziksel veya psikolojik bulgu hakkında gereğinden fazla alarma geçerler ve ciddi bir hastalıkları olduklarına veya teşhis edilmek üzere olduklarına ikna olurlar.
Edwin Smith Papirüsü dünyanın en eski cerrahi dokümanı olup MÖ 16-17. yüzyıla aittir. Hiyeroglif sistemi ile yazılmıştır. Tıp pratiğinin yaklaşımına benzerliğiyle dikkat çeken papirüste, belirti ve semptomlar, tanı ve tedavi, muayene süreciyle ilgili birçok bilginin yer almaktadır. Kosta kırıkları ve göğüs travmalarının cerrahi tedavisi, meme kanseri tanımı, kafa travmalarını tedavi etme süreçleri, birtakım nörolojik yaralanmalara ilişkin teşhis ve tedaviye yönelik cerrahi uygulamalar açıklanmaktadır.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya posttravmatik stres bozukluğu (PTSD), travma yaratan bir olayın yaşanmasından sonra, o olayın günlük yaşamda veya rüyada tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur.
Kabul ve kararlılık terapisi veya KKT klinik davranış analizinin psikoterapide kullanılan bir şeklidir. Kararlılık, davranış değişim stratejileri ile psikolojik esneklik sağlamak için çeşitli şekillerde harmanlanmış kabul ve farkındalık stratrejilerini kullanan kanıta dayalı psikolojik müdahale yöntemleri bütünüdür. Hayes, Wilson ve Strosahl tarafından seksenlerin sonunda geliştirilen bu yaklaşım ilk olarak kapsayıcı uzak durma olarak adlandırılmıştır.
LGBT ebeveynlik, bir veya birden fazla çocuğu ebeveyn veya koruyucu aile olarak yetiştiren lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender kişileri ifade eder. Buna şunlar dahildir: Eşcinsel çiftler tarafından yetiştirilen çocuklar, bekar LGBT ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuklar ve en az bir eşin LGBT'li olduğu karşı cinsten bir çift tarafından yetiştirilen çocuklar.
Dönüşüm terapisi, bireyin cinsel yönelim, cinsiyet kimliği veya cinsiyet ifadesini tıbbi veya psikolojik yöntemler kullanarak eşcinsel veya biseksüelden heteroseksüele, transtan cisgendera dönüştürmeyi amaçlayan sözdebilim uygulamalarına verilen genel isimdir. Cinsel yönelim veya kimliğin değiştirilebileceğine dair güvenilir bir kanıt yoktur ve sağlık kurumları dönüşüm terapisi uygulamalarının etkisiz ve potansiyel olarak zararlı olduğu konusunda uyarılarda bulunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'taki tıp, bilim ve devlet kuruluşları, dönüşüm terapisinin geçerliliği, etkinliği ve etiği konusundaki endişelerini dile getirmişlerdir. Günümüzde birçok sağlık kuruluşu bireylerin cinsel kimlik veya yönelimlerini patolojize etmenin depresyon, anksiyete, intihar eğilimi, benlik utancı gibi ağır ruh sağlığı sorunlarına sebep olduğunu belirterek dönüşüm terapisi uygulamasına şiddetle karşı çıkmaktadır. Asya, Avrupa, Okyanusya ve Amerika'daki çeşitli devletler dönüşüm terapisine karşı yasalar çıkarmıştır. Birçok sivil toplum örgütü dönüşüm terapisi uygulamasının bir insan hakkı ihlali olduğunun altını çizmektedir.
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ruh sağlığını geliştirmek amacıyla yapılan bir psikososyal müdahaledir. BDT tipi terapide, bireye fayda sağlamayan bilişsel bozulmalara odaklanır ve bu bilişsel bozulmalar değiştirilmeye çalışılır. Bireyin duygusal denge haline gelmesini ve kendi günlük yaşam problemlerini çözebilmesi için kişisel başa çıkma stratejileri geliştirmesini sağlamayı hedefler. Yöntem depresyon tedavisinde kullanılmak için tasarlanmış olsa da günümüzde anksiyete dahil birçok ruh sağlığı bozukluğunda kullanılmak üzere geliştirilmiştir. BDT bilişsel ve davranışçı psikoterapilerin kanıta dayalı teknik ve stratejilerini birlikte kullanarak psikopatolojileri tedavi etmektedir.
Cyberpunk 2077: Trauma Team, Cyberpunk 2077 video oyunu dünyasında geçen Dark Horse Comics'in bir çizgi roman serisidir. İlk olarak 2020'de yayınlanan çizgi roman Cullen Bunn tarafından yazılmıştır ve Miguel Valderrama tarafından resimlendirilmiştir.
Geçmişe dönüş ya da istemsiz tekrar eden bellek, bireylerin eski deneyimleri ya da eski deneyimlerin ögelerini ani ve genellikle güçlü bir şekilde yeniden deneyimlediği psikolojik fenomendir. Bu deneyimler sevindirici, üzgün, heyecan verici veya herhangi başka bir duygu olabilir. Geçmişe dönüş terimi, özellikle, anı istemsiz hatırlandığında ve/veya bu anı insanın tekrar yaşayabileceği kadar yoğun olduğunda, bunun gerçek zamanda yaşanmadığını, sadece bir anı olduğunu fark edemeyeceği durumlarda kullanılır.
Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.
Künt travma veya perforan (delici) olmayan travma; bir fiziksel travma sonrası ortaya çıkan durumdur. Bir nesne cildi deldiğinde ve vücudun bir dokusuna girerek açık bir yara ve çürük oluşturduğunda ortaya çıkan delici travmadan (penetran) farklı bir durumdur.
Kafa içi yaralanma olarak da bilinen travmatik beyin hasarı (TBI), harici bir kuvvetin neden olduğu beyin hasarıdır. TBI, ciddiyetine, mekanizmaya veya diğer özelliklere göre sınıflandırılabilir. Kafa travması kavramı ise kafa derisi ve kafatası gibi diğer yapılara da zarar verebilecek daha geniş bir kategoridir. TBI, fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal ve davranışsal semptomlarla sonuçlanabilir ve tam iyileşmeden kalıcı sakatlık veya ölüme kadar değişebilir.
Judith Lewis Herman, ensest ve travmatik stresin anlaşılması ve tedavisine odaklanan Amerikalı psikiyatrist, araştırmacı, öğretmen ve yazardır.
Bastırılmış hafıza, özellikle bireyleri haksız ve yanlış bir şekilde suçlamak için kullanıldığı ve önemli zararlara yol açtığı yasal bağlamlarda tartışmalı bir kavramdır. Amerikan Psikoloji Derneği çalışma grubu, "çocukken cinsel istismara uğrayan çoğu insan, başlarına gelenlerin tamamını veya bir kısmını hatırlarken, uzun süredir geçmiş istismar anılarının unutulmasının mümkün olduğunu belirtmiştir. Sigmund Freud, daha sonra teorisini revize etse de, başlangıçta çocukluk cinsel travması anılarının sıklıkla bastırıldığını ancak bu travmaların bilinçsizce davranışları ve duygusal tepkileri etkilediğini savunmuştur.
Ulusal travma psikolojide ve sosyal psikolojide yer alan bir kavramdır. Ulusal travma, bir travmanın etkilerinin genel olarak bir ülke veya tanımlanmış bir grup insan gibi toplu bir grubun üyeleri için geçerli olduğu bir travmadır. Travma, bir bireyi fiziksel veya psikolojik olarak ciddi şekilde olumsuz etkileme potansiyeline sahip bir incinmedir. Psikolojik travma, bir kişinin kendisi ve dünya hakkındaki temel varsayımlarının sarsılmasıdır. Umulmadık, acı verici, sıra dışı ve şok edici olumsuz bir deneyim, devam eden süreçlerde veya ilişkilerde kesintilere neden olur ve ayrıca uyumsuz tepkiler oluşturabilir. Bu tür deneyimler yalnızca bir bireyi etkilemez, aynı zamanda tüm bir grup insan tarafından toplu olarak da deneyimlenebilir. Trajik deneyimler, bir ulusun gelenek kültürü, dili ve siyaseti ile temsil edilen bir bütün olarak paylaştığı aidiyet duygusu olan ulusal kimliği topluca yaralayabilir veya tehdit edebilir.