
Şeytan, Tanrı'ya veya dünyaya karşı duran kötü bir varlıktır. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'da dünyadaki kötülüklerin baş faili olarak kabul edilir. Diğer dinlerde ve kültürlerde, Şeytan mutlak kötülük fikrini taşıyan bir varlık olabilir.

Âdem, İbrahimî dinlere göre Tanrı tarafından yaratılan ilk insandır. Bunun yanı sıra Âdem, tüm insanlığın ve onların yaratıcılarıyla olan ilişkilerinin bir sembolü olarak da görülebilir. Âdem ayrıca erkek, kadın ve cinsellik rollerinin dini ahlakını temel almak için kullanılır.
Teizm ya da tanrıcılık, tanrı veya tanrıların var olduğu inancıdır. Klasik teizm anlayışında Tanrı; Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve Nihai Kişi olarak nitelenir. Klasik teistik Tanrı; tüm varoluşun kaynağı, öznesi ve tüm varoluşa nüfuz eden Nihai Şahıs olarak nitelendiği için Tanrı tüm varoluşun muhatapı olarak kabul edilir.

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

Annuna Sümer mitolojisindeki 50 büyük tanrıdır. Genel olarak bu tanrıların bölgeleri yeraltı dünyası yani ahiret/cehennemdir. Bazıları belli kentlerle ilgilidir. Akadların Anunnaki'sine benzerler.

Yahudiler, İbrahim'in putperestliğin ilahlarını değil tek Tanrı'yı arayışından dolayı onun kavminin Tanrı tarafından seçildiğine, onlarla ahit yapıldığına ve kendilerinin de bu kavmin devamı olduklarına inanırlar.

Adapa ya da Adaba, Mezopotamya mitolojisinde yaratılmış ilk insandır. Adapa Sümer kralları listesi'nde ulusun ilk lideri olarak geçer. Farklı biçimlerinde Oanes ve Alulim olarak da anıldığı olmuştur. Akadca'da ismi adamu, erkek insan anlamına gelir. Öykü tevrat anlatılarında yer alan yasak meyveden yiyen Âdem ile Havva'nın cennetten atılması öyküsü ile ilişkilendirilmektedir.
Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

Cennet, dinî kozmoloji veya transandental felsefede gök, yedi gök, uçmak, behişt gibi adlarla da anılan ilah, melek, cin, aziz, yeniden dirilmiş atalar gibi varlıkların yaşadığı, köken aldığı veya hüküm sürdüğüne inanılan yer. Bazı dinî inanışlara göre cennet yaratıkları yeryüzüne inebilir (reenkarnasyon) ve yerde yaşayanlar ölümlerinden sonra, bazı özel durumlarda yaşamakta oldukları hayat devam ederken cennete gidebilirler.
Kutsal metin, herhangi bir din veya mezhepte kutsal kabul edilen ve genellikle merkezî bir önemi haiz olan yazı.

Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.

Draco ya da Ejderha takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan biridir. Büyük ve Küçük Kepçeler arasından geçerek uzanan daha sönük yıldızlardan oluşan takımyıldız olarak bilinir. Ejderha'yı oluşturan yıldızların çizgisi, Küçük Kepçe'nin kasesinin etrafından sağa eğrilir ve sonra aşağıya kıvrılır. Daha sonra bu eğri ters döner ve doğuya (sağa) bir dirsek yapar. Küçük Kepçe'nin sonunda dörtgen bir kutu oluşturan dört yıldız, Ejderha'nın başıdır. Bu kutu, Küçük Kepçe'nin kasesi ile yaklaşık aynı büyüklükte ve parlaklıktadır.

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.

Emanuel Swedenborg, İsveçli bilim insanı, filozof, Hristiyan mistiği ve din bilimcisidir.
Tian (天), Çincede cennet için kullanılan terimlerden birisidir. Terim, Çin mitolojisi, felsefesi ve dininde önemli bir kavramdır. Shang Hanedanı sırasında Çinliler, yüce tanrılarını Shangdi (上帝) veya Dì (帝) olarak tanımlamaktaydılar. Daha sonra Zhou Hanedanı sırasında Tian bu figürle eş anlamlı hale geldi. Cennet ibadeti, 20. yüzyıldan önce Çin'in ortodoks bir devlet dini idi.

Sümer mitolojisinde Nammu veya Namma , Babil mitolojisindeki Tiamat'a karşılık gelen ilkel bir tanrıçadır.

Ekur, "dağ evi" anlamına gelen bir Sümer terimidir. Tanrılar bahçesindeki tanrılar meclisidir ve Yunan mitolojisindeki Olimpos Dağı'na paralel olarak antik Sümer'in en saygın ve kutsal binasıydı.

Gjallar Körpüsü İskandinav mitolojisinde Heimdall'ın boynuzu, tanrıların geçip yerle cennet arasında geçip tökezledikleri gökkuşağı köprüsüdür. Köprüye bir yabancı yaklaştığında Gjallar adlı boynuz(korna) üflenirdi.

Anshar, veya Anšar, Babil yaratılış efsanesi Enuma Elis'te ilkel bir tanrıydı. Eşi, "Tüm Dünya" anlamına gelen Kişar'dır. Lahamu ve Lahmu'nun çocuğu ve Tiamat ve Apsu' nun torunuydu. Anshar ve Kişar cennet tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların, ruhların ve şeytanların kralı Anu'nun ebeveynleridir.
İskandinav mitolojisinde, Gimlé ,Ölenlerin gittiği ve Ragnarök'te hayatta kalan değerli kişilerin yaşayacaklarının önceden söylendiği bir yerdir.Nesir Edda'da ve Manzum Edda şiiri "Völuspá" da bahsedilir ve Asgard'ın güneşten daha güzel en güzel yeri olarak tanımlanır.Tanrıların krallığı Asgard'da Gimlé, doğru insanların öldüklerinde gittikleri altın çatılı bir binadır.Düzyazı Edda'da, Snorri Sturluson onu şu anda yalnızca ışık elflerinin yaşadığı üçüncü cennet olarak tanımladığı Víðbláinn'e yerleştirir.Gimlé ile ilgili açıklamalarından birinde alıntıladığı "Völuspá"da salon, Gimlé olarak adlandırılmak yerine, muhtemelen bir dağ olan Gimlé'dedir.