HIV, AIDS'e yol açan virüs. HIV, bağışıklık sistemine zarar vererek hastalığa neden olur. Vücudu mikroorganizmalardan koruyan bağışıklık sistemi çalışmadığında, mikroorganizmalar hastalığa daha kolay neden olabilir.
Renk körlüğü bir canlının görme merkezinde özel bir pigment molekülünün bulunmaması veya gerektiğinden az bulunmasıdır. Bu eksiklik sonucunda çeşitli renklerin çevresindeki renkler ayırt edilemez.
Porfiria, hem biyosentezinde yer alan enzimlerin doğuştan ya da kazanılmış bozukluğu ya da eksikliği sonucunda gelişen bir hastalıktır. Fotosensitivite ve nöropsikiyatrik bulgular sebebiyle vampir efsanelerinin yayılmasına sebep vermiştir. Porfirinlerin ya da kimyasal öncülerinin biriktiği yere göre akut (hepatik) porfiria ya da kutanöz (eritropoetik) porfiria olarak iki ana grupta incelenir. Ortaya çıkışları nörolojik komplikasyonlarla, cilt bozukluklarıyla ya da nadiren her ikisiyle olur. Hastalık, ismini Yunancada morumsu pigment anlamına gelen porphyra kelimesinden almıştır. Bu da, atak sırasında hastaların idrar ve dışkılarının bu rengi almasıyla ilgilidir.
Üre (Latince Urea Pura), organik bir bileşik. Formülü H2N-CO-NH2'dir. Karbonik asidin diamidi olan üre aynı zamanda karbamik asidin de amidi olduğundan karbamid adı ile de bilinir.
Metamfetamin, merkezî sinir sistemi (MSS) uyarıcısı olan sentetik bir maddedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve obezite gibi hastalıkların tedavisinde reçete edilir. Desoxyn ismiyle ilaç piyasasında ABD'de bulunur. Bunun haricinde uyarıcı etkileri sebebiyle yasadışı olarak kullanımı mevcuttur. Kristal ve hap formunda olabilen çeşitleri dünyada birçok ülkede yasa dışı olarak satılmaktadır. Birçok uyarıcı gibi, 6-12 saat süren güçlü bir öfori, dolayısıyla güçlü bir psikolojik bağımlılık yapabilme etkisine sahiptir. Yapısal olarak amfetamine yakın psikoaktif bir maddedir.
Kehribar, çamgiller (Pinaceae) familyasından, bir çam türü olan Pinus succinifera ağaçlarının fosilleşmiş reçinesidir.
Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potansiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlar da yaratabilir. Çoğu pestisit, pestleri öldürerek iş görür. Sistemik bir pestisit, bitki tarafından emildikten sonra iletim demetleriyle taşınır.
Saç rengi, iki tür melanine bağlı olarak saç foliküllerinin pigmentidir. Bunlar eumelanin ve feomelanindir. Genellikle, saçta daha fazla eumelanin varsa, saçın rengi daha koyu olur. Daha az eumelanin varsa, saç daha açık renkli olur. Melanin seviyeleri zaman içinde insanın saç renginin değişmesine neden olabilir ve aynı insan üzerinde birden fazla renkte saç köklerinin bulunması mümkündür. Özel saç renkleri genellikle etnik gruplarla, gri veya beyaz saç renkleri ise yaşla ilişkilendirilir. En yaygın saçlar ;siyah saç, sarı saç,kahverengi saç, kumral saç, kızıl saç, titian saç renkleridir.
Paul Ehrlich, Yahudi kökenli Alman bakteriyolog.
İdrar, sidik veya çiş, insanda ve diğer pek çok hayvanda böbreklerde kanın filtrelenmesiyle oluşan sıvıdır. Böbreklerden üreter yoluyla idrar kesesine taşınan sıvı daha sonra üretra vasıtasıyla boşaltılır. İdrar oluşumu, vücutta mineral ve diğer maddelerin dengesinin sağlanmasında etkilidir. Vücutta olması gerekenden fazla olan veya vücuda zararlı olan maddeler idrar yolu ile dışarı atılır. İdrar, içinde erimiş ya da süspansiyon durumunda bulunan birçok maddeyi uzaklaştırır.
Kimyasal silahlar, insan üzerinde fiziksel veya psikolojik tahrip etkisi yapmak üzere kimyevî maddelerin zehirleyici özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş olan maddelerdir. Bu maddeler, cansız olmaları nedeniyle çoğalmaları veya insandan insana veya diğer canlılara bulaşmaları söz konusu değildir.
Cushing sendromu, 1932 yılında Harvey Williams Cushing tarafından tanısı ilk kez konmuş olan kortizol hormonunun olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. Diğer isimleri Itsenko-Cushing sendromu, hiperadrenokortisizm veya hiperkortisizm. Cushing sendromunun alışılmış nitelikleri kilo artması, obezite, kan basıncının artması (hipertansiyon) ve derinin zayıflaması sonucu oluşan çizgilerdir. Her hastada belirtilerin tümü gözlenmeyebilir. Belirtilerin ağırlığı ve niceliği hastanın ne denli uzun bir süredir kortizol etkisinde kalmasına bağlıdır. Ancak kimi belirtiler bu durumdan bağımsız, iveğen olarak da gelişebilir. Örneğin, özellikle uyluk kemiğinin baş bölgesinin iveğen doku ölümüne uğraması çok kısa bir süredir hafif izleyen ya da yıllardır ağır izleyen Cushing sendromlu hastalarda da rastlanabilir.
Kistik fibrozis, akciğer, pankreas, bağırsak, ter bezleri dış salgı bezlerinde görülen, otozomal resesif kalıtımlı bir gen hastalığıdır. Kistik fibrozis hastalığı, aynı anda solunum sistemi, sindirim sistemi gibi vücudun birden çok sistem ve organını etkileyebilir. Doğumla birlikte görülen fibrozis, bu etkileme sonucu işlev bozukluklarına neden olur.
Spiroketler, "Spirochaetes" şubesinin ‘‘Spirochaetia’’ sınıfında yer alan bakterilerdir. İnsan sağlığı açısından Treponema, Borrelia, Leptospira gibi cinsleri önemlidir.
Hamilelik testi, bir kadının hamile olup olmadığını belirlemeye çalışır. Kan ve idrarda belirteçler bulunur ve gebelik testleri bu maddelerden birinin örneklenmesini gerektirir. Keşfedilecek bu belirteçlerden ilki, insan koryonik gonadotropinin (hCG), 1930'da döllenmiş ovaların (yumurtaların) sinsiyotirofoblast (zigot) hücreleri tarafından üretildiği keşfedildi.
Islak kimya, materyalleri analiz etmek için gözlem gibi klasik yöntemleri kullanan bir analitik kimya biçimidir. Analizlerin çoğu sıvı fazda yapıldığından ıslak kimya olarak adlandırılır. Islak kimya, laboratuvar tezgâhlarında birçok test yapıldığından, tezgâh kimyası olarak da bilinir.
Otopsi kimyası, nekrokimya veya ölüm kimyası, ölü bir organizmanın kimyasal yapılarının, reaksiyonlarının, süreçlerinin ve parametrelerinin araştırıldığı bir kimya alt disiplinidir. Ölüm sonrası kimya, adli patolojide önemli bir rol oynar. Camsı sıvı, beyin omurilik sıvısı, kan ve idrarın biyokimyasal analizleri ölüm nedeninin belirlenmesinde veya adli vakaların aydınlatılmasında önemlidir.
Tıbbi mikrobiyoloji veya Klinik Mikrobiyoloji mikroorganizmaları inceleyen bilim dalı olan mikrobiyoloji'nin, insan sağlığı ve tıp alanındaki uygulamalarını içeren dalıdır. Özellikle enfeksiyon hastalıklarının önlenmesi, teşhisi (diagnostik) ve tedavisi konuları üzerine odaklanır. Ayrıca, mikroorganizmaların insan sağlığını geliştirmek için kullanılmasını amaçlayan pek çok uygulamaları da içerir. İnsanlarda hastalığa sebep olan ve Tıbbi mikrobiyolojinin konu alanına giren mikroorganizmalar: bakteriler, mantarlar, Protistler ve virüslerdir. Ayrıca mikroorganizma olmasalar da, enfesiyöz proteinler olan prionlar ve insanlarda parazit olan bitki ve hayvan türleri de Tıbbi mikrobiyoloji'nin çalışma alanına girerler.
Tıbbi test; hastalıkları, hastalık süreçlerini, kişinin duyarlılığını saptamak, teşhis ve muayene etmek, izlemek veya bir tedavi sürecini belirlemek için yapılan tıbbi prosedürdür. Biyokimya ve moleküler teşhisle ilgili fiziksel ve görsel muayeneler, tanısal görüntüleme, genetik testler, kimyasal testler ve hücresel analizler gibi tıbbi testler uygun ortam ve koşullarda gerçekleştirilmektedir. Testler tıbbi aletler ile tıbbi laboratuvarlarda yapılır.
Kan kusması, kusma yoluyla kan gelmesi anlamına gelir. Kanama genellikle üst gastroentestinal sistemden olmaktadır; bu üst ince bağırsaktan, mideden veya yutak borusundan kaynaklanabilir.