Kamu hukuku veya amme hukuku, devlet ve vatandaşlar veya devletin kendi kurumları arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk alanıdır. Özel hukuktan ayrılması sırf teorik bir ayrım değil, başvurulacak mahkemenin belirlenmesi açısından da önemlidir. Kamu hukukunun konusu olan devlet ve yurttaş arasındaki hukuksal uyuşmazlıklar, özel hukuk uyuşmazlıklarında yetkili sulh ve asliye mahkemelerinde değil, idare mahkemelerinde çözülür. Ceza hukuku da, ceza verme yetkisi sadece devlete ait olduğundan kamu hukuku alanına girer.
Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı yapmış, avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak icra eden kişidir. Avukatın eş anlamlıları aklavcı ve vekil sözcükleridir. Eski kullanımda muhami denirdi. Avukatların faaliyette bulunması için baroya kaydolmaları zorunludur. Genellikle çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda hukuk danışmanı, zabıt kâtibi, hakemlik, arabuluculuk, mübaşir, arzuhâlci, halk noteri görevlerini de yerine getirebilir.
İpotek, rehin veya tutu bir alacağa karşı güvence oluşturan mal anlamına gelen iktisadi terim.
Celalettin Arif, İstanbul Barosu'nun eski başkanlarından olan Celalettin Arif, TBMM'nin kurulması ile birlikte yürütme görevi verilen I. İcra Vekilleri Heyeti ve (ismen) II. İcra Vekilleri Heyeti'nde Adliye Vekilliği ve TBMM 1. Dönemde Erzurum milletvekilliği yapmış hukukçu ve siyasetçidir.
Cebeci İnönü Stadyumu, Ankara'da Cebeci semtinde bulunan koltuksuz 37.000 kişi kapasiteli stadyumdu. Yıkılmadan önce kapasite açısından Türkiye'nin beşinci, Ankara'nın ise en büyük stadyumuydu
Adalet Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışan, adalet ve yargı işlerinden sorumlu olan bakanlıktır. Bakanlığın temel görevleri arasında, kanunlarda öngörülen mahkemelerin kurulması ve teşkilatlandırılması, ceza infaz kurumları, icra ve iflas daireleri gibi adalet kurumlarının planlanması, idari gözetimi ve denetimi yer alır. Kamu veya özel kurumlarla iş birliği yaparak adalet hizmetlerinin geliştirilmesine katkıda bulunur ve kanunlarla veya cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hukukun herkes bakımından bağlayıcı olması gerekir. Kişiler bazen olması gereken gibi davranırlar, bazen de bu düzeni bozarlar. Hukukun var oluş nedenlerinden biri de bu noktada başlar. Yani toplumun düzenini korunması durumu. Devreye giren hukuki kuralları çiğneyen kişilerin bu yanlış davranışlarına engel olunur ve o kişilere bu kurallara uymaya zorunlu kılınır. Yaptırım bir hukuk kuralına aykırı davranılmasının sonucunda yol açılan zararın ortadan kaldırılmasını amaçlar. Kısaca yaptırım "Bir hukuk kuralına aykırı davranılması halinde hukuk düzenince öngörülen sonuçtur.". Yaptırım bir hukuk kuralını diğer sosyal düzen kurallarından ayırır.
Selçuk Öztek Türk akademisyen.
Zaman aşımı hukuk kurallarının kişilere tanıdığı hakların, getirdiği yaptırımların yine hukuk kuralları ile belirlenen süreleri aşmasıdır. Bir diğer deyişle bir hak hukuk kuralında öngörülen sürede kullanılmadığında hukuk düzeninde bir takım sonuçlar doğmaktadır. Zaman aşımı, hak düşürücü süre bu sürelerdendir.
Hukuk müşaviri, kişi ya da kurumlara hukuki konularda danışmanlık hizmeti veren, dava ve icra takibi yapan kişidir. Her kuruluş istediği hukuk müşavirini nasıl alacağını ve onun ne işler yapacağını kendi yönetmeliğiyle belirler. Müşavirlerde hukuk fakültesi mezunu olmak gibi şartlar aranmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.
Türkiye'deki sulh hukuk mahkemeleri, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan hukuk mahkemelerinden biridir. Asliye hukuk mahkemeleriyle birlikte temel hukuk mahkemelerini oluştururlar. Her iki hukuk mahkemesi de bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır.
Medeni usûl hukuku, özel hukuk yargılama usulünü konu alan hukuk dalıdır. Çekişmeli ve çekişmesiz yargı şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargının konusu davadır. Çekişmesiz yargı ise genel anlamda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan, kişinin daha çok malvarlığı ve şahısvarlığına etki eden işleri konu edinen bir yargılama türüdür.
Türkiye'de icra mahkemeleri, icra ve iflas müdürlüklerinin işlemlerine karşı yapılan şikayetler ve itirazların incelenmesi için kurulmuştur. İcra mahkemeleri ceza ve hukuk olarak ayrılır ve buna göre adlandırılır (Örneğin: Kadıköy 1. İcra Ceza Mahkemesi veya Sarıyer 4. İcra Hukuk Mahkemesi gibi) İcra mahkemesinde icra hakimi ya da kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim görev yapar. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Kurulunun görüşü alınarak Adalet Bakanlığı'nca birden fazla icra mahkemesi dairesi kurulur ve icra mahkemesi daireleri numaralandırılır. İcra mahkemesinin birden fazla dairesi olan yerlerde iş dağılımı, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenir. İcra mahkemelerinde Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca o mahkemeye bağlanan icra ve iflas müdürlüklerinin işlemlerine ilişkin şikayetler ve itirazlar incelenir, mahkeme bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar ve idari işlerine bakar.
Sulh, kelime olarak barış ve uzlaşma anlamına gelir. Hukuki bir terim olarak sulh, ihtilaflı tarafların karşılıklı rıza ve fedakârlıklarıyla, aralarında bulunan hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlık ya da tereddütlü duruma son vermek için yaptıkları sözleşmeyi ifade eder. Sulh sözleşmesini diğer sözleşmelerden ayıran en belirgin özellik, taraflar arasında daha önce var olan bir hukuki ilişkiye dayanmasıdır. Sulh sözleşmesinin genel olarak kısmi kabul ve kısmi feragatle gerçekleştiği düşünüldüğünde, içerisinde feragat ve kabul barındıran hukuki işlem ve ilişkilerin örtülü olarak sulh içerdiği kabul edilebilir. Karşılıklı fedakârlık, uygulamada bir edimde bulunmak şeklinde kendisini gösterir ki bu açıdan sulh; bir şeyi vermek, yapmak ya da yapmamak şeklinde ortaya çıkabilir.
Israrlı takip; özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, tehdit ve şantaja başvurmak gibi yollarla bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma durumudur. Eylemi gerçekleştiren kişi karşı tarafta korku uyandırmayı, ona gözdağı vermeyi ve kendisini güvensiz hissetmesini hedefler. Psikoloji, sosyoloji, kriminoloji ve hukuk gibi disiplinlerin çalışma alanına girmekle birlikte ısrarlı takibin hukuki bir nitelik kazanması nispeten daha yeni bir olaydır. Çeşitli uzmanlar tarafından farklı tanımları yapılmış olsa da genel itibarıyla bir taciz ve sarkıntılık türü olduğu kabul edilmektedir. Günümüzde ısrarlı takip pek çok ülkede suç olarak sayılmakta ve ilgili yasalarca yaptırıma tabii tutulmaktadır. Literatüre İngilizce "stalking" kelimesinden türeyerek giren ısrarlı takibin tam Türkçe karşılığı "musallat olma" veya "dadanma"dır.
İlamlı icra, alacaklının önce mahkemeye müracaat etmesi, bu konuda bir yargılamanın yapılması ve bunun sonucunda lehine bir ilâm elde etmesinden sonra icra dairesine başvurarak ilâmın icrasının talep etmesi durumudur.
Yönetim kurulu bir organizasyonun faaliyetlerini müştereken denetleyen bir grup insandır. Üst düzey yönetim türüdür. İşletme, kâr amacı gütmeyen kuruluş, devlet dairesi gibi kuruluşlarda olabilir. Tipik olarak, kurul, üyelerinden birini başkan olarak seçer.
Karatepe Katliamı, 18 Şubat 1922 gecesi Yunan ordusu tarafından Aydın'ın yaklaşık 400 nüfuslu Karatepe köyünde insanların evlerinin içinde vurularak ve camilerin içine doldurulup camiler ateşe verilerek hamile kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dahil 200'den fazla veya 385 kişinin öldürüldüğü katliam.
İstanbul Galata Üniversitesi, Bulut Eğitim Vakfı tarafından kurulmuş bir üniversitedir.