İçeriğe atla

İbrahim bin Maliki el-Eşter

İbrahim bin Maliki el-Eşter
ابوالنعمان اِبراهیمِ‌ بْنِ مالِکِ اَشْتَرِ نَخَعی
DoğumEbu’n-Numan İbrahim b. Maliki Eşter Nahai
Hicri 15
ÖlümH. 71 veya 72
Bağdat Yakınları Samarra
Ölüm sebebiŞehit Edilme
Defin yeriSamarra
MilliyetArap
Tanınma nedeniHüseyin'in katillerinden intikam almak isteyen Muhtar es-Sekafî'nin ordusunun komutanı - Musul valisi

Ebu’n-Numan İbrahim b. Maliki Eşter Nahai (Arapça:ابوالنعمان اِبراهیمِ‌ بْنِ مالِکِ اَشْتَرِ نَخَعی); Maliki el-Eşter’in oğludur ve Muhtar b. Ebu Ubeyd Sakafi’yi destekleyerek Hüseyin’in katillerinden intikam almak için Emevilere karşı ayaklanmıştır.

İbrahim’in Muhtar’a katılmasından önceki yaşamına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Sadece onun Sıffin savaşında, Ali’nin safında yer alarak babasıyla birlikte Muaviye’ye karşı savaştığı nakledilmektedir. Muhtar’ın şehit edilmesinden sonra Mus’ab b. Zübeyr’e katılmış ve Abdülmelik b. Mervan’ın ordusuna karşı savaşırken hicri 72 yılında öldürülmüştür.

İbrahim bir müddet Muhtar ve ondan sonra da Mus’ab tarafından Musul şehri ve etraf bölgelerinin valiliği görevini üstlenmiştir.

Sıffin Savaşına Katılması

İbrahim’in Muhtar’a katılmasından önceki yaşamına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Sadece onun Sıffin savaşında, Ali’nin safında yer alarak babasıyla birlikte Muaviye’ye karşı savaştığı nakledilmektedir.[1]

Muhtar Sakafi’nin Kıyamı ile Birlikteliği

İbrahim’in Kıyama Katılması için Davet Edilmesi

Hicri kameri 66 / 685 yılında kendisini Muhammed Hanefiyye’nin temsilcisi olarak niteleyen Muhtar Sakafi, Kerbela şehitlerinin intikamını almak için Emevilere karşı ayaklanmanın ön hazırlıklarıyla ilgileniyordu. Bu sırada Kufe Şiaları ve Muhtar Sakafi’nin ayaklanmasının taraftarlarından bazıları, İbrahim’in güçlü kimliği ve babasının Ali’ye olan sadakatine dair zihinlerinde yer edinen hatıraları nedeniyle, İbrahim’i ayaklanmaya katılması için davet ettiler. İbrahim, emir ve komutanın kendisine verilmesi şartıyla onların isteğini kabul edeceğini belirtti; ancak Şialar, Muhtar Sakafi’nin Muhammed Hanefiye tarafından bu kıyamın komutanı olarak seçildiğini hatırlattılar. Bir müddet sonra Muhtar, İbrahim’in yanına gitti ve İbn Hanefiyye’nin İbrahim’e yazdığını iddia ettiği mektubu ona verdi. Bu mektupta İbrahim’den, Muhtar’ın Emevilere karşı yapacağı kıyamda Muhtar’la işbirliği yapması istenilmişti.[2]

Davete İcabeti

İbrahim ilk başta mektubun yazılışı hakkında edindiği bir bilgi üzerine mektubun İbn Hanefiyye’ye intisabı noktasında şüpheye düştü.[3] Fakat İbrahim, Yezid b. Enes Esedi, Ahmer b. Şumeyt Beceli ve Abdullah b. Kamil Şakiri gibi şahsiyetlerin, Muhammed b. Hanefiyye’nin mektubu İbrahim’e yazdığını gördüklerine tanıklık etmeleri üzerine,[4] Muhtar’ın kıyamına katılmayı kabul ederek Muhtar’a biat etti.

İbrahim’in Muhtar’ın kıyamına katılma olayında bulunan ve çoğu tarihçinin bu hadiseyi ondan rivayet ettiği Şa’bi, kendisinin Muhammed b. Hanefiyye’nin İbrahim’e yazdığı mektubun doğruluğu hakkında şüphe ettiğini ve yaptığı araştırmalar sonucunda, mektubun İbn Hanefiyye’ye ait olduğuna tanıklık edenlerden Ebu Umre Kisan’dan ‘Muhtarı güvenilir bildikleri ve Muhtar’ın mektubun Muhammed Hanefiyye tarafından yazıldığına dair söylediği sözüne itimat ettikleri için onun doğruluğuna tanıklık ettiklerini’ işitmiştir.[5]

Kıyam’ın Başlaması

Muhtar ve İbrahim arasında hicri 66 yılının, Rebiyülevvel ayının ortalarında (Ekim 685) Kufe’de kıyam etmeleri kararlaştırıldı. Ancak zikredilen tarihte ayaklanmanın ön hazırlıkları tamamlanamadığından dolayı ayaklanma ay ortası sonrasına; Perşembe gününe ertelendi.[6]

Bu arada İbrahim’in sık sık Muhtar’ın yanına gidip gelmesi, Abdullah b. Zübeyr tarafından Kufe valiliğine atanan Abdullah b. Muti’in kuşkulanmasına neden oldu.[4] Abdullah b. Muti onların ayaklanma planlarından haberdar olunca Kufe’nin güvenliğinden sorumlu olan Ayas b. Mezarib’ten dikkatli olmasını istedi ve kendisi de şehrin hassas noktalarına adamlar yerleştirdi. İbrahim kıyam için kararlaştırılan günden bir gün önce; Çarşamba günü yârenlerinden kalabalık bir grup ile Muhtar’ın evine giderken Ayas b. Mezarib’in engeliyle karşılaştı. İbrahim Ayas’la girdiği kavgada onu öldürdü ve kısa bir müddet sonra da ayaklanma başladı.

İbrahim, Muhtar ve taraftarları ile İbn Muti ve Raşid b. Ayas arasında meydana gelen savaşta Raşid öldürüldü ve İbn Muti de sarayına geri çekilerek İbrahim tarafından kuşatıldı. İbn Muti bir müddet sonra oradan kaçtı ve adamları da Muhtar’a katıldı.

Muhtar ve İbrahim’in taraflarından çoğu ahşap gürzlerle savaşmaktaydı ve bundan dolayı küçümseme babından “Haşebiyye”[7] (ağaç veya odun parçası – çubuk vb.) olarak adlandırıldılar. Bazıları da onları yanlışlıkla “Hüseyniye” olarak isimlendirdiler ve onları sadece İbrahim’in taraftarlarından saydılar; zira bunlar kıyam anında “Ya Lisaratil-Hüseyin” sloganı atmaktaydılar.[8] Ancak İbn Ruste[9] ve İbn Kuteybe[10] “Haşebiyye”nin İbrahim Nahai’nin yâranlarından olduğunu ve Ubeydullah bin Ziyad’a karşı tahtalarla savaştıkları için bu adı aldıklarına inanmaktadırlar.

Bu savaştan sonra Muhtar Kufe’ye konuşlandı ve Irak’ın diğer şehirlerini hakimiyeti altına alarak Emevilerle ve Hüseyin’in katilleri ile savaşmaya başladı. Bunun yanı sıra Musul’un valiliğini İbrahim Eşter’e verdi ve onu Abdülmelik bin Mervan tarafından Irak’a gönderilen Ubeydullah b. Ziyad’ın üzerine gönderdi. (hicri 66 Zilhicce ayı / Temmuz 686) Kufelilerden bazıları Muhtar’ın kahin olduğu sanısını bahane ederek ona karşı ayaklandılar. Bu durum üzerine Muhtar hemen İbrahim’in ardı sıra birini gönderdi.[11] Bu İbrahim’in Muhtar’ın kıyamındaki önemli rolünün ve Muhtar’ın ona olan güveninin bir göstergesidir. Bunun üzerine İbrahim hızlı bir şekilde Medain’den döndü ve Muhtar’la birlikte Cabbenetu’s-Sebi’ ve Kufe’nin diğer bölgelerinde bir dizi savaşlardan sonra isyanı bastırdı.[12]

Ubeydullah bin Ziyad’la Savaşı

İsyanın bastırılmasından sonra İbrahim, çoğunluğu el-Hamra olarak bilinen[13] İranlı savaşçılardan oluşan ve sayıları 8000 ila 20000 arasında olduğu zikredilen bir orduyla birlikte Zilhicce ayının 6. veya 8. günü[14] ve başka bir görüşe göre 21. günü[15] İbn Ziyad’la savaşmak üzere Kufe’den ayrıldı.

10 Muharrem 67 tarihinde (6 Ağustos 686) Musul’a 5 fersah uzaklıktaki Hazer nehri kenarında[16] iki ordu arasında savaş meydana geldi. Belazuri’nin naklettiğine göre, savaşın başlarında İbrahim’in ordusunun sol kanadı darbe aldı. Belki de sırf bundan dolayı İbrahim Eşter’in öldüğü haberi Kufe’de yayıldı ve Muhtar da Kufe’den ayrıldı.[17] Ancak İbrahim’in askerleri İbn Ziyad’ın ordusunu geri püskürtmeyi başararak onları ağır bir yenilgiye uğrattılar. İbrahim bu savaşta Ubeydullah b. Ziyad ve İmam Hüseyin’in katillerinden olan Husayn b. Numeyr ve Şurehbil b. Zi’l-Kela’ı olmak üzere birkaç kişiyi kendi elleriyle öldürdü[18] ve bazıları onların cesetlerinin yaktığını söylemişlerdir.[19]

Mus’ab b. Zübeyr Cephesine Katılması

İbrahim bu zaferden sonra Musul’a gitti ve üvey kardeşi Abdurrahman gibi yakınlarından bir kaçını Nusaybin, Harran, er-Raha ve Sincar şehirlerini kuşatarak yönetimlerini ellerine almaları için görevlendirdi.[20] İbrahim Musul’dayken Mus’ab b. Zübeyr, Muhtar ve İbrahim’in saldırılarından kurtularak kendisine katılan Hüseyin’in katillerinden bir grup Kufeli isyancının tahrikiyle Kufe’ye saldırdı ve Muhtar’la girdiği savaşta onu şehit etti. (hicri 67 Ramazan / Nisan 687) Mus’ab daha sonra İbrahim’den Abdullah b. Zübeyir’in emirlerine boyun eğmesini istedi.[21] İbn Esir’in naklettiğine göre, Abdülmelik b. Mervan da İbrahim’den kendisine itaat etmesini istedi, ancak İbrahim Emevilerle girdiği savaşta onlardan Ubeydullah b. Ziyad ve Şam soylularından birkaç kişiyi öldürdüğünden dolayı Abdülmelik b. Mervan’a katılmaktan korktu ve netice de Mus’ab’ın davetini kabul etti.[22]

Musul Hükûmeti

Mus’ab Musul, Cezire, Azerbaycan ve Ermeniyye bölgelerinin yönetimini İbrahim’den aldı ve onu Ezrakilerle savaşmaya gönderdi. Muhalleb b. Ebu Sufre’yi de o bölgelerin valiliğine atadı. Fakat bir müddet sonra Muhallebi azlederek, o bölgelerin hakimiyetini yeniden İbrahim’e teslim etti[23] ve o bu görevi Abdülmelik b. Mervan’ın Irak’a saldırmasına kadar sürdürdü. Abdülmelik, Irak’a saldırınca Mus’ab b. Zübeyr ona karşı mücadeleye koyuldu ve İbrahim’i kendi ordusunun komutanı yaparak Avana bölgesi yakınlarındaki Cumeyri’ye gitti.

Kufe ve Basra valilerini kandırma peşinde olan Abdülmelik b. Mervan İbrahim’e bir mektup yazarak ona Kufe ve Basra hükûmetinin valiliğini ve başka bir rivayete göre de Fırat nehrinin etrafındaki arazileri vereceği vaadini verdi.[24] Ancak İbrahim, Abdülmelik’in davetini kabul etmemekle kalmayıp mektubu Mus’ab’a götürdü. Zira Abdülmelik b. Mervan’ın bu tür vaatlerle diğer Irak valilerini de kandırmış olacağını tahmin ettiğinden dolayı Mus’ab’ın onları tutuklamasını veya Mekke’ye sürgün etmesini sağlamaya çalıştı.[25] Ancak Mus’ab bunu kabul etmeyerek Abdülmelik b. Mervan’ın ordusuna karşı koymak için Deyru’l-Caselik bölgesinde karargâh kurdu.

Ölümü

Abdülmelik b. Mervan ve Mus’ab b. Zübeyr arasındaki savaştan bir gün önce İbrahim b. Eşter ve Muhammed b. Mervan arasında meydana gelen savaşta, İbn Eşter sergilediği yiğitliğe rağmen, önceki komplolar sonucunda Abdülmelik’le anlaşarak geri çekilen Attab b. Verka Temimi’nin ihanetiyle yenildi[26] ve orada öldürüldü. O sırada İbrahim’i öldüren Azre kabilesinden Ubeyd b. Meysere İbrahim’in başını aldı ve Hazer savaşında İbrahim’in eliyle öldürülen Husayn b. Numeyr’in kölelerine verdi ve onlar da İbrahim’in naaşını yaktılar.[27]

İbrahim’in öldürülme tarihi hakkında tarihçiler arasında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Her ne kadar İbn Esir[28] ve Taberi[29] bir rivayete binaen İbrahim’in öldürülme tarihini hicri 71 / 690 olarak zikretse de, çoğu tarihçi İbrahim’in hicri 72 / Kasım 69 yılında[30] ve büyük bir olasılıkla da aynı yılın Cemaziyelahir / Kasım ayında[31] öldürüldüğüne inanmaktadır.

İbrahim’in katledilmesinden sonra bazı şairler onun için ağıt ve şiirler kaleme almıştır.[32] Ebu’l-Ferec İsfahani’nin birkaç beyti ona atfedilmiştir.[33] İbn Hacer Askalani de İbn Habban’ın dilinden, babasından ve ikinci halifeliği rivayet naklettiği için İbrahim’i, güvenilir ravilerden saymıştır. Oğlu Malik ve Mücahid gibileride İbrahim'den rivayet nakletmiştir.[34]

Mezarı

İbrahim b. Malik’in Mezarı Samarra’ya 8 fersah uzaklıktaki Düceyl şehrinin güneyinde ve eski Bağdat – Samarra yolu üzerinde bulunmaktadır ve mezarı Şiaların ziyaret mekanlarındandır. Mezarı terörist gruplar tarafından patlatılarak tahrip edilmiştir.

Bahreyn’in Asker adasında da İbrahim b. Malik’e atfedilen bir kabir bulunmaktadır ve muhtemelen bu mezar, İbrahim’in torunlarından birinin mezarıdır.[35]

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. ^ Nasr b. Muzahim, s. 441.
  2. ^ Belazuri, c. 5, s. 222.
  3. ^ Belazuri’deki mektubun metni, c. 5, s. 222; Taberi, c. 6, s. 16 – 17; Dineveri’nin naklettiği mektup, s. 289, İbrahim’in o mektubun sıhhatine şüphe etmesine neden olan bilginin bulunmamasından ötürü, onun şüphe ettiğine dair bir söz zikredilmemiştir; İbn Sa’d’ın naklettiğine göre Muhtar mektubu İbn Hanefiyye’nin dilinden yazmıştır, c. 5, s. 99.
  4. ^ a b İbn Sa’d, c. 5, s. 99.
  5. ^ Dineveri, s. 290.
  6. ^ Belazuri, c. 5, s. 223; Taberi, c. 6, s. 18.
  7. ^ Belazuri, c. 5, s. 224 – 228 - 231.
  8. ^ İbn Abdurabbe, c. 2, s. 408.
  9. ^ c. 7, s. 218.
  10. ^ s. 622.
  11. ^ Belazuri, c. 5, s. 230 - 231.
  12. ^ Belazuri, c. 5, s. 231 - 235.
  13. ^ Dineveri, s. 293; İbn Sa’d, c. 5, s. 100; Belazuri, c. 5, s. 248; Zehebi, c. 2, s. 375.
  14. ^ Belazuri, c. 5, s. 248.
  15. ^ Taberi, c. 6, s. 81.
  16. ^ Taberi, c. 6, s. 86.
  17. ^ Taberi, c. 5, s. 249 - 250.
  18. ^ Halife b. Hayyat, c. 1, s. 332; İbn Kuteybe, s. 347; Dineveri, s. 295.
  19. ^ Buhari, c. 1, s. 178.
  20. ^ Belazuri, c. 5, s. 251; Taberi, c. 6, s. 92; İbn Esir, c. 4, s. 265.
  21. ^ Belazuri, c. 5, s. 332 - 336.
  22. ^ c. 4, s. 275.
  23. ^ Belazuri, c. 5, s. 331 – 332 ve 337; Dineveri, s. 309.
  24. ^ Belazuri, c. 5, s. 337; Dineveri, s. 312.
  25. ^ Belazuri, c. 5, s. 337.
  26. ^ Mes’udi, c. 3, s. 106; Belazuri, c. 5, s. 338 - 339.
  27. ^ Belazuri, c. 5, s. 338 - 339.
  28. ^ c. 4, s. 323.
  29. ^ Taberi, c. 6, s. 158.
  30. ^ Belazuri, c. 5, s. 342; Mes’udi, c. 3, s. 105; Zehebi, c. 3, s. 108.
  31. ^ Taberi, c. 6, s. 162.
  32. ^ Belazuri, c. 5, s. 342.
  33. ^ c. 16, s. 85.
  34. ^ s. 20.
  35. ^ Senavatu’l-Cureyş Sitesi 12 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

İlgili Araştırma Makaleleri

Zeyd bin Ali, Zeydiyye mezhebinin kurucusu, Tabiin'den fıkıh alimidir. İmam Hüseyin’in torunu ve İmâm-ı Zeynelâbidîn’in oğludur. Tam adı, Zeyd bin Zeynelâbidîn Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebû Tâlib’dir. Künyesi, Ebu’l-Hüseyin olup, kendisine Hâşimî ve Kureyşî nisbetleri de verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kerbelâ Olayı</span> Hüseyin bin Ali ile Emevî halifesi Yezidin orduları arasında Kerbelâda gerçekleşen çatışma (680)

Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan etmiştir. Hüseyin ve kafilesindeki herkes öldürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Cemel Muharebesi</span> Basrada gerçekleşen muharebe

Cemel Muharebesi, Cemel Vakası, Basra Savaşı ya da Deve Olayı 8 Aralık 656 tarihinde, Halife Ali bin Ebu Talib ile İslam Peygamberi Muhammed'in dul eşi Aişe'nin taraftarları arasında, Basra'da gerçekleşen muharebe. Müslümanlar arasındaki ilk iç savaştır. Cemel Savaşı, Ali'nin zaferiyle sonuçlandı. Aişe'nin müttefiklerinden Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam öldürüldü. Aişe, Ali tarafından Medine'ye gönderildi. Savaşta her iki taraftan yaklaşık yirmi bin kişi hayatını kaybetti.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Zübeyr</span> sahabe

Abdullah bin Zübeyr, İkinci Emevi halifesi Yezid'e biat etmeyerek isyan başlatan ve Mekke'de karşı halifeliğini ilan ederek 692'deki öldürülüşüne kadar Emevilerle mücadele eden tabiin.

<span class="mw-page-title-main">Huneyn Muharebesi</span> 630 yılında gerçekleşmiş bir muharebe

Huneyn Muharebesi ; Hicretin sekizinci yılı olan Miladi 630 yılında, Mekke’nin fethinden hemen sonra Huneyn Vadisi'nde meydana gelmiştir. Savaş İslam Peygamberi Muhammed'in komutasındaki İslam ordusu ile Taif bölgesinde bulunan Hevazin ve Sakif kabileleri arasında gerçekleşmiştir. Paganların baskınları ve yeni Müslüman olan Mekkelilerin de katılımı nedeniyle Huneyn Muharebesi'nin başlarında İslam ordusu sarsılmış ve hatta İslam peygamberi Muhammed'in canı tehlikeye girmiştir. Fakat neticede Müslümanlar galip gelerek çok fazla ganimet elde etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">I. Mervân</span> Emevilerin dördüncü halifesi (623-685)

I. Mervan, Emevîlerin dördüncü halifesi. Emeviler halifeliğine 684'te II. Muaviye'nin halifelikten feragat etmesinden sonra geçmiştir. I. Mervan'ın halife olmasıyla Emeviler hanedanın iktidar gücü Ebu Süfyan kolundan "Hakam bin Vail" koluna geçmiştir; Ebu Süfyan ve Hakam bin Vail, Emevîlerin ismini aldığı Ümeyye'nın torunlarıdır. Hakam da Osman bin Affan'ın birinci derece kuzenidir. Dokuz ay süren halifeliği, önce diğer Emevilere karşı iç savaşla geçmiş ve bunda başarı sağlamıştır. Sonra Hicaz'da isyan etmiş ve kendi halifeliğini ilan etmiş olan Abdullah bin Zübeyr'i halife kabul etmiş olan güney Suriye ve Mısır'ı eline geçirmiştir. Fakat Mervan 685'te öldüğünde Abdullah bin Zübeyr hâlâ Irak ve Hicaz'da halife olarak kabul edilmekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmelik</span> 5. Emevi halifesi

Abdülmelik, Nisan 685'ten ölümüne kadar Emeviler'in beşinci halifesi.

<span class="mw-page-title-main">Seffâh</span> İlk Abbasi halifesi

Seffah veya Ebü'l-Abbas Seffah, Emevî hanedanının yıkılmasına neden olup Abbâsîler devletinin kurulmasıyla 750-754 döneminde ilk Abbâsî hâlifesi olarak hüküm sürmüştür. "Seffah" kendine verilen bir lakap olup Arapçada "kan dökücü" anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Muhtar es-Sekafî</span> Siyasetçi ve teolog (622-687)

Muhtar es-Sekafî, Ali'nin oğullarından olan Muhammed bin Hanefiyye'nin imam olması gerektiğini benimseyen Muhtariyye hizibinin kurucusu.

<span class="mw-page-title-main">Hucr bin Adiy</span> Ali taraftarlığından dolayı Muaviye tarafından öldürtülen kişi

Hucr bin Adiy veya tam adıyla Ebu Abdurrahman Hucr b. Adiy b. Muaviye b. Cebele el-Kindî el-Kufî, Ali taraftarlığından dolayı Muaviye tarafından öldürtülen kişi.

<span class="mw-page-title-main">Ubeydullah bin Ziyâd</span>

Ubeydullah bin Ziyad bin Ebih, Emevîler'in Irak valisi.

Bu maddede, MS 601 ila MS 700 tarihleri arasında İslam tarihindeki önemli olaylar zaman çizelgesi olarak gösterilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hür bin Yezîd</span>

Hür b. Yezid b. Naciye Temimi Yerbui Riyahi, Kerbelâ Olayı’nda Hüseyin’in safına geçen Emevî kumandanı.

Bu, 701'den 800'e İslam dünyasında meydana gelen büyük olayların bir zaman çizelgesidir.

<span class="mw-page-title-main">Aynülverde Muharebesi</span> Ocak 685in başlarında Emevi ordusu ile Tevvâbîn arasında yapılan muharebe

Aynülverde Muharebesi Ocak 685'in başlarında Emevî ordusu ile Tövbe edenler (Tevvâbîn) arasında savaştır. Tevvâbîn, Muhammed'in bir sahabesi olan Süleyman bin Surad liderliğindeki Ali yanlısı Kufe'de, 680 yılında Emevîlere karşı ayaklanan bir gruptu. Ali yanlısı Kufeliler, Hüseyin'i Emevî halifesi I. Yezîd'e karşı ayaklanmaya çağırdılar, ancak daha sonra 680'de Kerbelâ Olayı'nda öldürüldüğünde ona yardım edemediler. Başlangıçta küçük bir yeraltı hareketi olan Tevvâbîn, Yezid'in 683'te ölümünden sonra Irak'ta yaygın bir destek gördüler. Ubeydullah bin Ziyâd komutasındaki büyük bir Emevî ordusunun Irak'a saldırı başlatmaya hazırlandığı kuzey Suriye'ye ayrılmadan kısa bir süre önce destekçilerinin çoğu tarafından terk edildiler. Resulayn'da çıkan üç gün süren savaşta küçük Tevvâbîn ordusu imha edildi ve İbn Surad da dahil olmak üzere üst düzey liderleri öldürüldü. Bununla birlikte, bu savaş, Muhtar es-Sekafî'nin daha sonraki daha başarılı hareketi için bir öncü ve motivasyon kaynağı olduğunu kanıtladı.

Süleyman bin Surad el-Khuza'i, İslam peygamberi Muhammed'in torunu Hüseyin'nin ölümünün intikamını almak için İkinci Fitne sırasında Tevvâbîn hareketine liderlik eden Kufeli ve Ali yanlısı bir liderdir. İlk Fitne sırasında dördüncü halife Ali'nin yanında savaşlara katılmıştı, ancak bazen onun kararlarını onaylamamıştır. I. Muâviye'nin ölümünden sonra, Ali'nin oğlu Hüseyin'i isyana çağıran Kûfelilerin en önde geleniydi. Hüseyin'in 680'de Kerbelâ Olayı'nda Hüseyin'i desteklemeyi başaramadığı ölümünden sonra, İbn Surad ve Kufe'nin diğer bazı Ali destekçileri, onun ölümünün intikamını almak için kendilerini feda ettiler.

<span class="mw-page-title-main">Mekke Kuşatması (683)</span>

Mekke kuşatması, Eylül-Kasım 683'te gerçekleşiş İkinci Fitne'nin ilk çatışmalarından biridir. Mekke şehri, Emevi I. Yezîd'in Halifeliğe hanedan verasetinin en önde gelen meydan okuyanlardan biri olan Abdullah bin Zübeyr için bir sığınaktı. İslam'ın diğer kutsal şehri yakındaki Medine de Yezid'e isyan ettikten sonra Emevi hükümdarı Arabistan'a boyun eğdirmek için bir ordu gönderdi. Emevi ordusu Medinelileri yenip şehri ele geçirdi, ancak Mekke bir ay süren kuşatmaya direndi ve bu sırada Kâbe yangınla hasar gördü. Yezid'in ani ölüm haberinin gelmesiyle kuşatma sona erdi. Emevi komutanı Husayn bin Nümeyr, İbnü'l-Zübeyr'i kendisiyle birlikte Suriye'ye dönmesi ve Halife olarak tanınması için boşuna ikna etmeye çalıştıktan sonra, güçleriyle birlikte ayrıldı. İbnü'l-Zübeyr, iç savaş boyunca Mekke'de kaldı, ancak yine de kısa süre sonra Müslüman dünyasının çoğunda Halife olarak kabul edildi. 692 yılına kadar Emeviler, Mekke'yi yeniden kuşatıp ele geçirerek iç savaşı sona erdiren başka bir ordu gönderebildiler.

<span class="mw-page-title-main">Mercirahit Muharebesi (684)</span>

Mercirahit Muharebesi İkinci Fitne'nin ilk çatışmalarından biridir. 18 Ağustos 684'te, Halife Mervan I komutasındaki Emevileri destekleyen Yaman aşiret konfederasyonunun Kelb ağırlıklı orduları ile kendisini Halife ilan eden Mekke merkezli Abdullah ibn al- Zübeyr arasında gerçekleşmiştir. Kelb zaferi, Emevilerin Bilad al-Sham üzerindeki konumunu sağlamlaştırdı ve İbnü'l-Zübeyr'e karşı savaşta nihai zaferlerinin yolunu açtı. Bununla birlikte, aynı zamanda, Emevi Halifeliğinin geri kalanı için sürekli bir çekişme ve istikrarsızlık kaynağı olacak olan Kays ve Yaman arasında acı bir bölünme ve rekabet mirası da bıraktı.

Ebû Mervân Bişr b. Mervân b. el-Hakem el-Ümevî, kardeşi Halife Abdülmelik döneminde Emevi prensi ve Irak valisiydi. Bişr, babası I. Mervân ile birlikte Mercirahit'te savaştı. Mervan, kardeşi Abdülaziz'e eşlik etmesi için Bişr'i Mısır'a gönderdi. 690/91'de Bişr, Kufe valisi oldu ve yaklaşık bir yıl sonra onun valiliğine Basra eklenerek Irak'ın tam kontrolü ona verildi.

Ömer bin Ubeydullah bin Ma'mer et-Teymi, Haricilerle savaşlarında Zübeyriler ve Emevi halifeliklerinin komutanıydı ve 7. yüzyılın sonlarında Kureyş'in Teym boyunun reisiydi.