Rauf Raif Denktaş, Kıbrıs Türkü siyasetçi ve yazardır. Denktaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. 1983'ten 2005'e kadar toplamda 21 yıl 5 ay 9 gün cumhurbaşkanlığı yapmıştır.
Kuzey Kıbrıs, resmî adıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Akdeniz'deki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan, fiilî devlet. Varlığı Türkiye ve Türk Devletler Teşkilatı dışında hiçbir ülke/oluşum tarafından tanınmamaktadır. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kuruluşlar ve uluslararası toplum tarafından 1974'te Türkiye'nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Harekâtı'ndan beri Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Türkiye işgali altındaki toprağı olarak nitelenir.
Kıbrıs Harekâtı, 20 Temmuz 1974'te Başbakan Bülent Ecevit’in emriyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs'ta başlattığı askerî harekât. Harekâtın ilk ayağı Yunanistan Hükûmetinin desteğiyle yapılan 15 Temmuz 1974 darbesinin ardından düzenlendi. 14 Ağustos günü başlatılan ikinci harekâtla -Kuzey Lefkoşa da dâhil olmak üzere- adanın yüzde 37'sinin Türk kontrolüne geçmesiyle sonuçlandı. 140 bin ila 200 bin Rum, adanın kuzeyinden; 42 bin ila 65 bin Türk, adanın güneyinden göçmen oldu.
Lefkoşa, Kıbrıs adasının ortasında yer alan, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin başkenti. Kıbrıs'ın en kalabalık kenti ve en önemli kültür, sanayi, ticaret ve ulaşım merkezidir. Lefkoşa, 35°10' kuzey, 33°21' doğuda bulunur.
Kıbrıs Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz'de yer alan Kıbrıs'ta, fiilî olarak adanın güneyini, hukuki olarak adanın tamamını yöneten devlettir.
Türk İntikam Tugayı (TİT), 1970'li yıllarda Kıbrıs'ta sol görüşlü Kıbrıs Türklerine ve 12 Eylül Darbesi'ne kadar geçen süreçte Türkiye'de solcu olarak bilinen ve Türkiye'ye hakaret etmekle suçladıkları kişi ve gruplara karşı suikast ve çoğunluğu ölümle sonuçlanan saldırıları düzenlediği iddia edilen yasa dışı antikomünist aşırı milliyetçi örgüt. TİT olarak üstlendikleri eylemler haricinde, bünyesindeki isimler ve lider kadrosu hiçbir zaman açığa çıkmamıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) veya İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), uluslararası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, toplulukların, tüzel kişilerin ve diğer devletlerin, belirli usul ve kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı merciidir. 46 Avrupa Konseyi üyesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini tanımaktadır. Mahkeme, Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır.
Gazimağusa ya da Mağusa, Kıbrıs Adası'nda bir liman kenti. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Mağusa kazası'nın ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Gazimağusa İlçesi'nin yönetim merkezi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), sadece Türkiye tarafından tanınmakta, diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmamaktadır. Ülke, hukuken Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bağlıdır. Birçok devlet ve uluslararası kuruluş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni de facto (fiili) devlet olarak tanımlamaktadır. Buna karşılık, uluslararası camianın Kıbrıslı Türklere karşı tutumu 2004'teki Annan Planı oylaması sonucu sempatiye dönüşmüştür. Bu sayede, KKTC devleti/kurumları bazı uluslararası politik, sportif, bilimsel, turistik ve kültürel örgütlere üye olmuşlardır.
Ağrotur ve Dikelya, Birleşik Krallık'ın Kıbrıs Adası'nda Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanımasından sonra elinde bulundurmaya devam ettiği iki askerî üstür.
Medeni haklar, her ülkede yaşayan insanların yasalara dayanarak sahip olduğu haklar. Genellikle vatandaş olanlara tanınan siyasi haklardan daha kapsamlı olan medeni haklar, doğal hakların aksine hem felsefi, hem de yasal temellere dayanır.
İlhami Erdil Türk asker. 18. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası veya 1985 Anayasası, Kuzey Kıbrıs'ın 1985'ten bu yana geçerli olan anayasasıdır. 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tek yanlı olarak ilan etmesinden sonra kurulmuş olan Kurucu Meclis tarafından hazırlanmış, 5 Mayıs 1985 günü Kıbrıs Türkü seçmenler tarafından %29,82'ye karşı %70,18 çoğunlukla onaylanmıştır.
Kuzey Kıbrıs'ın devlet yapısı, Kuzey Kıbrıs cumhuriyetle yönetilmekte olup yarı başkanlık sistemi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükûmetin başkanıdır. Çok partili sistem uygulanmaktadır. Yürütme yetkisi hükûmetin elindedir. Yasama yetkisi ise hükûmetle beraber Cumhuriyet Meclisi'ne aittir.
Kıbrıs Sorunu, Akdeniz'in doğusunda bulunan Kıbrıs adasında Kıbrıs Rumlarıyla Kıbrıs Türkleri arasında yaşanan siyasi tabanlı sorun. Britanyalıların Kıbrıs Sözleşmesi sonrasında adayı kolonileştirmeleri ile halklar arası çatışmalar artış gösterdi. Bu tarihlerde taksim isteğinde bulunan Türkler ile enosis isteyen Rumlar birbirleri ile çatışmaya başladı. Kıbrıslılar tamamen öz belirtim hakkı istiyordu. Britanyalılar, sorunu "Rum-Türk anlaşmazlığına" bağladı ve sonunda 16 Ağustos 1960 tarihinde Kıbrıs; Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık'ın "Kuruluş, İttifak ve Garanti" adındaki 3 anlaşmayı imzalaması ile bağımsızlığını kazandı.
Suudi Arabistan'da insan hakları, Suudi kraliyet ailesinin egemenliği altında İslam dini hukukuna dayalı olması amaçlanan haklardır. Suudi Arabistan hükûmeti ve Suudi hukuk sistemi, dini ve siyasi azınlıklara, eşcinsellere, mürtedlere ve kadınlara yönelik muamelelerinden ötürü eleştirilmektedir. Suudi Arabistan Krallığı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne göre Ekim 1997'de Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesini onayladı. Suudi Arabistan'da insan hakları Suudi Arabistan Temel Kanununun 26. maddesinde belirtilmektedir.
Kudret Özersay (d. 16 Aralık 1973, Alaminyo, Larnaka) Kıbrıs Türkü akademisyen, uluslararası hukuk uzmanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın uzun süreli müzakerecisi, Toparlanıyoruz Hareketi kurucusu. 2015 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adayı oldu. Halkın Partisi Genel Başkanı. 2 Şubat 2018 itibarıyla KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı. 2020 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı seçimi'ne bağımsız aday olarak katılmıştır.
Ni Yulan, insan hakları konusunda çalışmalarıyla tanınan Çinli avukat. Ni hukuk çalışmalarına 1986 senesinde başladı. Çin Tehciri, Weiquan Hareketi gibi marjinal grupları insan hakları ekseninde savunarak kendisini bu alanda ispat etti. Ni insan hakları konusundaki çalışmalarına 2001 yılında, 2008 Pekin Olimpiyatları dolayısıyla Pekin'deki bazı mahallelerin yıkılması sürecinde başladı. Ni komşularını, evlerini kurtarmaya çalışmak ya da en azından adil bir tazminat talebinde bulunmak için örgütledi. 2002 yılında Ni, komşusunun evinin yıkımını filme çekerken tutuklandı. Yargılanması sonucunda bir yıl hapis cezası aldı. 2002 yılında cezaevinde yapılan işkence sonucunda Ni sakatlandı ve bu tarihten itibaren tekerlekli sandalye kullanmaktadır. 2008 Pekin Olimpiyatları'ndan kısa süre sonra Ni mahallelerinden olmuş sakinler adına yaptığı çalışmalardan dolayı tekrar tutuklandı ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Serbest kaldıktan sonra artık kendi evi de yıkıldığı için bir çadırda yaşamaya başladı. 7 Nisan 2011'de, Ni ve kocası Çin Hükûmetinin muhalefete karşı ülke çapında yaptığı baskıya yönelik yaptıkları çalışmalar dolayısıyla polis tarafından gözaltına alındı. Çin yetkilileri, 29 Aralık 2011'de Yulan'ın hilekarlık davasında yargılanmasına karar verdiler. Nisan 2012'de Ni, "sorun yaratmak" ve "dolandırıcılık" nedeniyle iki buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Kocası Dong Jiqin, benzer şekilde "sorun yaratmak" suçlamasıyla iki yıl hapse çarptırıldı. 2011 yılında Ni, Hollanda Hükûmeti tarafından verilen İnsan Hakları Lalesi Ödülü'ne layık görüldü. 2016 yılında Ni, Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü'ne layık görüldü.
Kıbrıs nüfusu genel olarak Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler olarak iki büyük etnik topluma bölünmüştür; Bu toplumlar pek çok kültürel özellikleri paylaşır fakat etnik, din, dil ve anavatanlarına yakın bağlarla ayrılırlar. 1964'te toplumlararası çatışmalar başlamadan önce Kıbrıs nüfusu ada genelinde yayılmışlardı.
Loizidu Davası, eski evlerine ve mülklerine dönmek isteyen mültecilerin haklarına ilişkin tarihi bir davadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Loizidu ve dolayısıyla diğer tüm mültecilerin eski mülklerine dönme hakları olduğuna karar verdi. AİHM, Türkiye'nin Loizidu'nun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin I. Protokolünün I. Maddesi kapsamındaki insan haklarını ihlal ettiğine, evine dönmesine izin verilmesi ve Türkiye'nin Loizidu'ya tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi. Türkiye başlangıçta bu kararı görmezden geldi.