
İbn Haldun, modern tarihyazımının, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisidir. Ayrıca İslam aleminde Liberalizm ilkelerini kitaplarında bulunduran ilk Müslüman düşünür. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı. Tunus ve Fas'ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır'da çalıştı. Kuzey Afrika'nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden oldu. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı aranan bir devlet adamı ve danışman oldu. Mısır'da 6 defa Maliki kadılığı yaptı. Şam'ı işgal eden Timur ile görüşmesi bir fatih ile bir bilginin ilginç buluşması olarak tarihe geçti.

İbn-i Battuta, Orta Çağ'da yaşamış olan Berberî Mağrip bilgini, kaşifi ve seyyahıdır. Rıhletü İbn Battûta diye bilinen seyahatnâmenin yazarıdır. Maliki mezhebine mensuptur. İbn-i Battuta, büyük ölçüde modern öncesi tarihte diğer tüm ünlü kaşiflerden daha fazla seyahat etmiş, toplam 117.000 km ile Zheng He'yi yaklaşık 50.000 km ve Marco Polo'yu da 24.000 km ile geride bırakmıştır.

Takıyyüddin ibn Teymiyye, özellikle Selefileri ve Vehhabîleri fıkıh, şeriat ve diğer İslamî görüşler konusunda etkilemiş olan İslam alimi. Kendinden sonra gelen çeşitli ve ağırlıklı olarak Hanbeli mezhebini benimseyen İslâm âlimlerini ve akımlarını da etkilemiştir. İbn Teymiyye'nin etkilediği isimlerin en önemlilerinden birisi de Muhammed bin Abdülvehhâb'dır.

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

Ebû Hanîfe veya tam adıyla Ebû Hanîfe Numân bin Sâbit bin Zûtâ bin Mâh İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı "Nu’man bin Sâbit" olup sevenlerince ismi "İmâm-ı Â’zam" unvanıyla birlikte anılır.
Hâricîlik, Hâriciyye ya da Havâric, İslam dininde bir siyasi mezhep olarak Hicri ilk yüzyılda ortaya çıkmış ve asırlardır kendini değişik şekillerde sergileyen bir hareket. İslâm dünyası içerisinde %2'lik bir kısmı oluşturmaktadır. Tarihte Hâricîler'in en aşırı fırkalarından olan Ezarika'nın ana görüşleri itibarıyla İslâm'dan çıktığını kabul ettikleri ve kendilerinden olmayan diğer Müslümanları tekfîr ile ithâm ederek öldürdükleri bilinmektedir. Günümüzde ise Hâricîler içerisinde en ılımlı kol olarak bilinen İbâdiyye'nin sadece çoğunlukta oldukları bölge olan Umman Sultanlığı ile nüfusun azınlığını teşkîl ettikleri Cezayir, Tunus'un Cerbe adası, Zanzibar ve Tanzanya'nın bazı muhitlerinde yaşamakta oldukları bilinmektedir. Öte taraftan "Umman İbâdîleri" kendilerinin Hâricîler'in bir dalı oldukları savını kabul etmemektedirler.
Zahiri mezhebi ya da Zâhiriye, bir İslâm dini fıkhı mezhebidir. İslâmî hükümleri Kur'ân ve sünnetin zâhirî mânâsına bakar. İbni Hazm, âyet ve hadislerin zahir, yani görünen mânâlarından başka hiçbir delili ve kıyası kabul etmezdi.

Alevîler ya da Zeydî-Alevîler Hanedanlığı İran'ın bugünkü Taberistan (Mazenderan, Gilan ve Gülistan eyaletleri) bölgesinde 9. yüzyılda kurulan ve tarihte Elburz Dağları ile Hazar Denizi arasında yer alan Zeydî-Alevî olarak da bahsedilen, Caferîliğe bağlı olan Şiî Türkmen bir emîrliktir. Anadoludaki Alevîlerin büyük bir kısmının kökeni, günümüz İran'daki Taberistan ve Horasan bölgesindeki Türkmen Alevî, yani Ehl-i Beyt Hanedanına dayanmaktadır. Çapraz evliliklerle Arap-Türkmen aşiretleriyle Anadolu topraklarına uzanan ve varlıklarını sürdüren Zeydî-Alevîler isimlerini, soyundan geldikleri Zeyd-'ûl Alevî'den almaktadırlar.

Eldenizler, ayrıca Eldegezler, İldenizliler veya Azerbaycan Atabeyleri [Azerice: Eldənizlər] - 1136-1225'te Azerbaycan'ı, Doğu Anadolu'yu, Kuzey Irak'ı, İran'ı ve Cibal'ı yöneten tarihi bir devlet. Hanedanlığın kuruluşu Kıpçak asıllı Şemseddin İldeniz ile bağlantılıdır. Böylece Arran'ı Sultan Mesud'dan ikta olarak alan Eldeniz, gücünü kısa sürede tüm Azerbaycan'a yaydı. Eldeniz, oğulluğu Arslanşah'ı 1160 yılında hükümdar yaptıktan sonra Irak Selçuklu Devleti'nde fiilen iktidarı ele geçirdi. Şemseddin İldeniz döneminde Azerbaycan atabeylerinin toprakları Arran, Azerbaycan, Şirvan, Cibal, Hemedan, Gilan, Mazenderan, İsfahan, Rey, Musul, Kirman, Fars, Huzistan, Ahlat, Erzurum ve Meraga topraklarını içeriyordu.

Ebu Hureyre (Arapça: أبو هريرة ;, Yemen asıllı sahabe. Gerçek adı bilinmemekle birlikte Müslüman olmadan önceki adının Abdüamr, Sükeyn, Abdüşşems olduğu yönünde farklı rivayetler vardır. Sahipsiz kedi yavrularını besleyip büyütmesinden dolayı Kedicik babası anlamına gelen Ebu Hureyre ismiyle anılırdı.

Nizârîlik, İslam'ın Şia mezhebi olan İsmâilîyye mezhebinin alt kollarından biridir.
İbnü'l-Baytâr ya da tam künyesi ile Ebû Muhammed Ziyâüddîn Abdullah bin Ahmed el-Aşşâb el-Mâlekî Arap bilim insanı, botanikçi, eczacı ve hekim. Endülüs'ün en önemli bilim adamlarından olan İbn Baytar, İslam'ın Altın Çağı'nın ve Müslüman Tarım Devrimi'nin en büyük eczacı ve botanikçilerinden biri sayılmaktadır.

XII. Muhammed ya da Batı dillerindeki adıyla Boabdil İspanya'da hüküm süren Müslüman Nasri Hanedanı tarafından yönetilen Gırnata Emirliği'nin 22. ve son hükümdarıdır. Gırnata'nın 2 Ocak 1492 tarihinde Hristiyanların eline geçmesi sonucu hükümdarlığı son bulmuş ve İspanya'da Müslüman egemenliği sona ermiştir.
V. Muhammed tam adı Muhammad al-chamis al-Ghani bi-llah ibn Yusuf, 1354 ile 1391 arasında Gırnata Emiri.

El-Môhtadî bin el-Hâdî ; "Elemût İkinci Gizlenen-İmâmı". Hicrî: 530-552 / M: 1136-1157 yılları arasında Elemûtlar-Nizârî Devleti hükümdârı ve Nizârî Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye Mezheb'inin Yirmi Birinci İmâm-ı Zamânı.
Yezîdiyye, Yezîd bin Ebî Ûneyse’nin taraftarlarının oluşturduğu Berberi Hariciler'den olan en-Nekkariyye ve el-Mülhide isimleriyle de tanınan bir fırka.
El-Hakem bin Ebü'l-Âs bin Ümeyye, Emevî hanedanının Mervaniler kolunun kurucusu ve dördüncü Emevî Hâlifesi I. Mervan'nın (hk. 684–685) babası ve Osman bin Affan'nın (hk. 644–656) amcasıdır.

Mâlik bin el-Hâris bin Abdiyağûs bin Mesleme el-Eşter, Yemenli Arap komutan. Cemel ve Sıffın Savaşlarında Ali'nin yanında yer almıştır. Suriye ve Irak cephelerinde savaşmıştır. Yermük Muharebesi'nde bir gözünü kaybettiği için 'göz kapağı ters çevrilmiş' anlamına gelen el-Eşter lakabıyla tanınmıştır.

Nasrî-Osmanlı arasındaki ilişkiler, Nasrî hanedanının İspanya'daki Reconquista'ya karşı Osmanlı İmparatorluğu'nun yardımını almaya çalıştığı 15. yüzyılın son yıllarında gerçekleşmiştir.

Ebu'l-Kasım Muhammed ibn Abdullah veya daha çok bilinen saltanat ismiyle el-Ka'im bi-Emrillah veya bi-Emri'llah, Fatımi hanedanının Ifrıkiyye'deki ikinci halifesiydi ve 934'ten 946'ya kadar hüküm sürdü.İsmaili mezhebine göre 12. İmamdı.