İçeriğe atla

İbnü'n-Nefîs

İbnü'n-Nefîs
ابن النفيس
Doğum1210
Suriye, Şam
Ölüm1288
Dinİslam
Kariyeri
EtkilendikleriHipokrat, Galen, İbn-i Sina
EtkiledikleriEbu Hayyan el-Garnati

İbnü'n-Nefîs ya da tam künyesi ile Ebü'l-Hasen Alâüddîn Alî bin Ebi'l-Hazm İbnü'n-Nefîs el-Kareşî ed-Dımaşkî (doğum: H. 607-M.1210 / ölüm: H. 21 Zikade 687-4 Aralık 1288)[1] (Arapça: علاء الدين أبو الحسن عليّ بن أبي حزم القرشي الدمشقي) (d. 1210 - ö. 1288) Arap İslam bilgini, bilim insanı. Birçok farklı dallarda çalışmaları bulunan İbn Nefis, hekim, anatomi uzmanı, fizyolog, cerrah, oftalmolog (göz hekimi), psikolog, astronom, kozmolog ve jeolog idi. Bunların yanı sıra sosyal ve beşeri bilimlerde de birçok çalışmaları olan İbn Nefis, hafız, muhaddis, Şafii (mezhebi) hukukçusu, teolog, İslam filozofu, sosyolog, romancı, bilimkurgu yazarı, gramerci, dilbilimci ve tarihçi'dir. İbn Nefis Şam'da doğmuş, Kahire'de çalışmıştır.

İbn Nefis pulmoner dolaşım[2] ile birlikte kılcal damar[3] ve koroner dolaşımları[4][5] da ilk keşfeden kişi olmasıyla tanınmıştır. Zira bunlar dolaşım sisteminin temelini oluşturmaktadır; nitekim kendisi bu keşifleri sebebiyle dolaşımsal fizyolojinin babası ve "Orta Çağın en büyük fizyoloğu" olarak görülmüştür.[6]

İbn Nefis ayrıca deneysel tıbbın, postmortem otopsinin ve insan diseksiyonunun erken savunucularındandır.[7][8] Metabolizma kavramını ilk tanımlayan kişi olan İbn Nefis,[9] ek olarak İbn-i Sina ve Galen'in anatomik ve tıbbî sistemlerinden ayrılan yeni fizyoloji, anatomi, psikoloji ve nabız sistemleri geliştirmiş, bu sistemlerde kendisinden önceki hekimlerin ortaya attığı veya kabul ettiği çeşitli fizyolojik, anatomik vb. hatalara yer vermemiş,[10] yeni fizyoloji sisteminde vücut bölgelerini betimlemek için çeşitli şemalar, şekiller kullanmıştır.[11]

Tıp çalışmaları

İbn Nefis Şam’da doğmuş ve tıbbı da bir Türk sultanı olan Nureddin Mahmud Zengi’nin kurduğu Nuri Hastanesinde öğrenmiştir. Zamanla başhekim olmuş ve politik liderlerin hekimi olarak anılmaya ve çalışmaya başlamıştır. 1236 yılında Kahire'ye hukuk eğitimi vermek üzere gitmiş ve bu açıdan özellikle dini hukuk alanında da döneminin önemli bir ismi olmuştur.[12] Otuzlu yaşlarında ise bilinen meşhur tıp kitabı olan Kitab al-Shamil fi ‘l-Sina’a al-Tibbiyya adlı eseri (Tıp Sanatının Karşılaştırmalı Kitabı) vermiştir. Bu 300 başlıklı bir notlar sistemi içermekle beraber 80 adeti basılmıştır. Bu yazımlar aralarında Cambridge Universitesi Kütüphanesi, Bodleian kütüphanesi ve Stanford Üniversitesi Lane Tıp Kütüphanesi başta olmak üzere pek çok kütüphanede yer almış ve kataloglanmıştır. Kitab al-Shamil adlı yapıtı ise onun bakışından tıp ve insan ilişkilerini yansıtmaktadır ama hiç basılmamıştır.

Onun cerrahiye bakış açısını anlatan yazılarına göre üç basamakta bu girişimi özetlemektedir; ilk basamak hastaya bilgi vermek ve girişimin nasıl olacağını açıklamak, ikinci basamak cerrahi işlemi gerçekleştirmek, son aşama ise cerrahi sonrası değerlendirme ve izlem. Bunlarla birlikte cerrahın diğer cerrahlarla, hemşire ve hastayla olan ilişkilerinin nasıl olması konusunda da açıklayıcı tariflemeler yapmıştır.

İbn-i Sina'nın çalışmaları hakkında değerlendirmelerine ait metni, Wellcome L0011502

En kapsamlı kitabı olan Al-Shamil fi al-Tibb’a dönersek bu kitabın maalesef ölümüne dek tam tamamlanmadığını görmek mümkündür. Bu kitabın orijinal el yazması ise Şam’da bulunmaktadır. Oftalmoloji alanında da yoğun çalışmaları bulunan İbn Nefis’in bir diğer çalışma alanı da teoloji olmuştur. İbn Nefis’in akciğer damar hastalıkları alanında çalışan hekimler için ise belki de en önemli özelliği pulmoner dolaşımı ilk kez tarifleyen kişi olmasıdır. 1924 yılında Mısırlı bir hekim olan Muhyo Al-Deen Altawi’nin Berlin'de bir kütüphanede İslam tıbbına dair üzerinde çalıştığı bazı el yazmalarından olan Sharh tashrih al-qanum li’ Ibn Sina ‘da (İbn-i Sinanin Anatomisinin Özeti) detaylı bir şekilde pulmoner dolaşımın anatomi, fizyoloji ve patoloji temelinde incelendiğini gördü. Bundan önceki tarif Galen’e aitti ve o kanın kalpte septumda yer alan porlar aracılığı ile sağ ve sol taraf arasında değişimi yaptığını açıklamaktaydı. Bu el yazması Max Meyerhof tarafından tercüme edildi ve burada İbn Nefis’in Galen’in teorisini eleştirdiği ve kalbin odacık sistemleri aracılığı ile kanın kalpten pulmoner arterle akciğere gittiği, oradan da pulmoner venle kalbe geri döndüğünün tariflendiği görüldü.[12] Ayrıca burada dolaşımla ilgili bazı konulara da dikkat çekmiştir;

  • “ Kalp, ancak ve ancak kendi bünyesi içinden geçen damarlar aracılığı ile beslenir.”
  • “ Kan, akciğerleri beslemek için değil, temiz hava götürmek için yayılır.”
  • “ Akciğere giden damarla, akciğerden dönen damar arasında, dolaşımı tamamlayan bağlantılar mevcuttur. “
  • “ Akciğer toplardamarı, önceden zannedildiği gibi, hava veya is ile değil, kan ile doludur.”
  • “ Akciğer atardamarının duvarı, akciğer toplardamarının duvarından daha kalındır.”
  • “ Kalp odacıkları arasındaki bölmede geçit yoktur. Kan, dolaşımını kalpte tamamlar”
  • “Kanın sol boşluğa geçmesi akciğerler yolu ile olmakladır. Sağ boşluktan akciğerlere gelen kan, burada ısınmakta ve hava ile karıştıktan sonra, akciğer toplardamarı yolu ile sol boşluğa geçmektedir”

1553 yılında her ne kadar İspanyol tıp adamı Michael Servetus “akciğer dolaşımı “ adıyla bir dolaşım tariflese ve 1616 yılında William Harvey Galen dolaşımının tüm eksikliklerini açıklayarak kan dolaşımı konusunda yeni açıklamalar getirse de aslında pulmoner dolaşımın onlardan çok daha önce İbn Nefis tarafından tariflendiği bu el yazmasıyla ortaya çıkmış oluyordu.[12]

Diğer çalışmaları

Tıp bilimine yaptığı katkıların yanı sıra İslam dini ilimlerini konu alan eserler de kaleme almıştır; özellikle hadis ilmine dair kaleme aldığı Muhtasar fî İlm-ı Usûl el-Hadîs ("Hadis Usûlünün Kısa Bir Açıklaması") eseri önem arz eder ki bu eserinde hadis ilimi için daha akılcı ve mantıksal bir sınıflandırma ortaya atmıştır.[13] Ayrıca Arapça edebî eserler de vermiş, kurgusal edebiyata katkıda bulunmuştur. Bunlardan en kayda değeri er-Risaletü'l-Kâmiliyye fi's-sîreti'n-nebeviyye (Theologus Autodidactus) isimli eserdir. Hikâyede ıssız bir adada kalan bir çocuğun ergenliğe giriş süreci ele alınır; İbn Nefis bu hikâye temelini kullanarak çeşitli dinî, felsefî ve bilimsel temaları ve görüşlerini ortaya koymuştur.[9]

Ölümü

İbn Nefis ölümünden önce tüm eserlerini Qalawun Hastanesine bağışlamış ve 1288 yılında Kahire'de ölmüştür.

İbn-i Nefis'in kitabından bir sayfa

Kaynakça ve notlar


  1. ^ TURGUT, Ali Kürşat - İbn Nefîs'te İnsanın Zihinsel Tekâmülü, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Temmuz 2014-ANKARA s.39-40
  2. ^ S. A. Al-Dabbagh (1978). "Ibn Al-Nafis and the pulmonary circulation", The Lancet 1: 1148.
  3. ^ Dr. Paul Ghalioungui (1982), "The West denies Ibn Al Nafis's contribution to the discovery of the circulation", Symposium on Ibn al-Nafis, Second International Conference on Islamic Medicine: Islamic Medical Organization, Kuwait (cf. The West denies Ibn Al Nafis's contribution to the discovery of the circulation 25 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopedia of Islamic World)
  4. ^ Husain F. Nagamia (2003), "Ibn al-Nafīs: A Biographical Sketch of the Discoverer of Pulmonary and Coronary Circulation", Journal of the International Society for the History of Islamic Medicine 1: 22–28.
  5. ^ Matthijs Oudkerk (2004), Coronary Radiology, "Preface", Springer Science+Business Media, ISBN 3-540-43640-5.
  6. ^ George Sarton (cf. Dr. Paul Ghalioungui (1982), "The West denies Ibn Al Nafis's contribution to the discovery of the circulation", Symposium on Ibn al-Nafis, Second International Conference on Islamic Medicine: Islamic Medical Organization, Kuwait)
    (cf. The West denies Ibn Al Nafis's contribution to the discovery of the circulation 25 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopedia of Islamic World)
  7. ^ Ingrid Hehmeyer and Aliya Khan (2007), "Islam's forgotten contributions to medical science", Canadian Medical Association Journal 176 (10): 1467-1468 [1467].
  8. ^ Islamic medicine 8 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Hutchinson Encyclopedia.
  9. ^ a b Dr. Abu Shadi Al-Roubi (1982), "Ibn Al-Nafis as a philosopher", Symposium on Ibn al-Nafis, Second International Conference on Islamic Medicine: Islamic Medical Organization, Kuwait (cf. Ibn al-Nafis As a Philosopher 6 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopedia of Islamic World).
  10. ^ Dr. Sulaiman Oataya (1982), "Ibn ul Nafis has dissected the human body", Symposium on Ibn al-Nafis, Second International Conference on Islamic Medicine: Islamic Medical Organization, Kuwait (cf. Ibn ul-Nafis has Dissected the Human Body 23 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopedia of Islamic World).
  11. ^ Dr Ibrahim Shaikh (2001), Who Discovered Pulmonary Circulation, Ibn Al-Nafis or Harvey? 4 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., FSTC.
  12. ^ a b c "Ibn al-Nafis (1210-1288): the first description of the pulmonary circulation". 26 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021. 
  13. ^ Fancy 2006, ss. 67-77

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tıp</span> hastalıkların teşhisi, tedavisi ve önlenmesi için çalışma alanı

Tıp, bir hastaya bakma, teşhis, prognoz, önleme, tedavi, yaralanma veya hastalıklarının palyasyonunu yönetme ve sağlığını geliştirme bilimi ve uygulamasıdır. Tıp, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla sağlığı korumak ve iyileştirmek için geliştirilen çeşitli sağlık uygulamalarını kapsar. Çağdaş tıp, yaralanma ve hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve önlemek için biyomedikal bilimleri, biyomedikal araştırmaları, genetiği ve tıbbi teknolojiyi, tipik olarak farmasötikler veya cerrahi yoluyla, ancak aynı zamanda psikoterapi, harici ateller ve traksiyon, tıbbi cihazlar, biyolojikler ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi çeşitli tedaviler yoluyla uygular.

<span class="mw-page-title-main">İbn Sina</span> Fars tıp bilgini ve filozof (980–1037)

İbn Sînâ veya Ebu Ali Sînâ ya da Batılıların söyleyişiyle Avicenna, İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden, yazarlarından ve bilginlerinden biri olarak kabul edilen Fars polimat ve "polimerik erken tıbbın babası" olarak bilinen tabiptir.

<span class="mw-page-title-main">Anatomi</span> organizmaların yapı ve bölümlerinin incelenmesi

Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapısının incelenmesi ile ilgili biyoloji dalıdır. Anatomi, canlıların yapısal organizasyonu ile ilgilenen bir doğa bilimi dalıdır. Tarih öncesi çağlarda başlangıcı olan eski bir bilim dalıdır. Anatomi doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır, çünkü bunlar anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir. Sırasıyla organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini inceleyen anatomi ve fizyoloji, birbiriyle ilişkili disiplinlerin doğal bir çiftini oluşturur ve genellikle birlikte çalışılır. İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Pulmoner yüksek tansiyon</span> tıbbi durum

Pulmoner hipertansiyon (PH), prognozu son derece kötü olan, sebebi anlaşılamamış ve çaresi henüz olmayan, ancak hastaların yaşam kalitesini arttıran ve ömrünü uzatan tedavilerinin olduğu bir hastalıktır.

İslam tıbbı, İslam peygamberi Muhammed dönemindeki geleneksel Arap tıbbından olduğu kadar, Eski Roma tıbbı Unani'den, Eski Hint tıbbı Ayurveda'dan ve Eski İran tıbbından etkilenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın Altın Çağı</span> 8. ilâ 15. yüzyıllar arasında İslam dünyasının bilimsel, teknolojik ve kültürel olarak zirvede olduğu dönem

İslam'ın Altın Çağı veya İslam Rönesansı, tarihsel olarak Orta Çağ'da, Abbâsîler döneminde 8. yüzyılın ortalarında başlayan ve 15. yüzyılın sonlarına kadar devam eden, İslâm dünyasının çoğunun bilimsel, ekonomik, kültürel, sanatsal, siyasi ve dinî yönlerden zirvede olduğu dönemi ifade eder. Abbâsîler devrinde, Hârûnürreşîd tarafından Bağdat'ta Beytülhikme adında büyük bir bilim merkezinin kurulması ile başlayan bu dönemin, Moğolların 1258'de Bağdat'ı kuşatıp yağmalaması ve böylelikle Abbâsî Hâlifeliği'nin yıkılması ile son bulduğu şeklinde genel bir kabul vardır. Ancak bazı kaynaklarda bu dönemin 14. yüzyıla kadar, bazı kaynaklarda da 15. yüzyıla, hatta 16. yüzyıla kadar sürdüğü ifade edilir.

<i>El-Kanun fit-Tıb</i> İbn-i Sinanın tıp kitabı

El-Kanun fi't-Tıb veya Latince ismiyle Canon medicinae, Batı'da Avicenna olarak da bilinen İbn-i Sina'nın 14 ciltlik tıp ansiklopedisidir. Arapça yazılmış olan eser 1025 yılında tamamlanmıştır. Eserin içeriği İbn-i Sina'nın kendi hekimlik deneyimlerine, Orta Çağ İslam tıbbına, antik Yunan hekim Galen'in yazılarına, antik Hint tıp geleneğinin hekimlerinden Suşruta ve Çaraka'ya ve antik Arap ve Pers tıp geleneklerine dayanmaktadır. Eser sıklıkla tıp tarihindeki en ünlü eserlerden birisi olarak adlandırılır. Eserin en eski bilinen nüshası 1052 tarihlidir ve Ağa Han koleksiyonunda yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Küçük kan dolaşımı</span> Kanı kalpten akciğerlere ve tekrar kalbe taşıyan dolaşım sistemi parçası

Pulmoner dolaşım ya da Küçük kan dolaşımı, oksijen yoksunu kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve buradan da oksijenlenmiş kanı geri kalbe taşıyan dolaşım sistemi bölümüdür. Pulmoner dolaşım, kalbin sağ karıncık kısmından çıkan kirli kanın akciğer atar damarını izleyerek akciğere gelmesi ve akciğerlerde temizlenmesi sonucunda kalbin sol kulakçık bölümüne dökülmesi olayına denir.

<span class="mw-page-title-main">Biyoloji tarihi</span> Biyoloji biliminin tarihi

Biyoloji tarihinde antik çağlardan günümüze yaşayan dünyanın incelenmesi ele alınmaktadır. Her ne kadar biyoloji kavramı belirli bir bilimsel alan olarak 19. yüzyılda ortaya çıkmış olsa da biyoloji bilimleri ayurveda, Antik Mısır tıbbı ve Greko-Romen dünyada Aristoteles ile Galen'in çalışmalarına kadar uzanan tıb tarihine ve doğa tarihine dayanmaktadır. Antik çağlarda ortaya çıkan bu çalışmalar Orta Çağ'da İbni Sina gibi müslüman bilimadamları ve doktorlar tarafından ilerletilmiştir. Avrupa Rönesans döneminde ve modern çağın başlarında ampirizme yeniden duyulan bir ilgi ve birçok yeni organizmanın keşfiyle birlikte biyolojik düşünce alanında bir devrim ortaya çıkmıştır. Bu dönemde öne çıkanlar arasında fizyoloji alanında deneysel çalışmalar ve çok dikkatli gözlemler yapmış olan Vesalius ile Harvey; fosilleri ve yaşam çeşitliliğini sınıflandırmaya başlayan ve organizmaların gelişmeleri ile davranışlarını izleyen Linnaeus ile Buffon gibi doğa bilimcileri sayılabilir. Mikroskobun bulunması ile daha önceden bilinmeyen mikroorganizmaların dünyası ortaya çıkmış ve hücre teorisinin ilk çalışmaları başlamıştır. Özellikle mekanik felsefenin çıkışına karşı doğal teolojinin giderek artan önemi doğa tarihi üzerine yapılan çalışmaların gelişmesine cesaret vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pulmoner ödem</span> akciğerlerin hava boşluklarında ve parankiminde sıvı birikmesi

Pulmoner ödem, pulmonary edema, akciğer ödemi, akciğer konjesyonu; çeşitli sebeplerden ötürü alveollerde transudat birikmesi sonucu meydana gelir. Akciğer ödemi bir hastalık değil polifaktöriyel kaynaklı bir semptomdur. Süngersi bir yapısı olan akciğeri ödem oluşmasından koruyan 3 önemli faktör vardır. Bu faktörlerin olumsuz etkilendiği her süreç akciğer ödemi ile sonlanır:

<span class="mw-page-title-main">Sistemik dolaşım</span>

Sistemik dolaşım, oksijenli kanı kalpten vücuda götürür ve dönüşte kirli kanı kalbe taşır. Dolaşım sisteminin bir parçasıdır. Dolaşımın fizyolojik teorisi ilk olarak William Harvey tarafından 1628'de tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Diseksiyon</span> Anatomide kullanılan kesme prosedürü

Diseksiyon, anatomizasyon veya kesayır; herhangi bir organizmanın iç yapısını incelemek üzere dışını yarıp parçalara ayrılmasıdır. Seçili işlevlerin ve bileşenlerin ilişkilerinin ve yapısının gözlemlenmesi için sökme ve iç yapının belirlenmesi amacıyla yapılan yardımcı bir işlemdir.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ İslam dünyasında bilim</span> 8. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında İslam dünyasında geliştirilen ve uygulanan bilimsel etkinlikler

Orta Çağ İslam dünyasında bilim, İslam'ın Altın Çağı adı verilen ve 8. yüzyıl ile 14. yüzyıl-15. yüzyıl arasında İslam dünyasında geliştirilen ve uygulanan bilim. Bu dönemde Hint, Fars, Sabii ve özellikle Yunan uygarlıklarına ait eserler Arapçaya tercüme edildi. Bu çeviriler tüm bir Orta Çağ boyunca İslam uygarlığında yaşayan bilim insanlarının bilimsel gelişmelerde bulunmalarına ve bu gelişmeleri sonraki yüzyıllara taşımalarına olanak sağladı.

<span class="mw-page-title-main">Tıp tarihi</span> Tıbbın zaman içerisindeki gelişimi

Tıp tarihi, toplumların antik çağlardan günümüze, insan ve hayvan sağlığı ile ilgili olayları değerlendirirken neden-sonuç ilişkilerini görebilme, geçmişle bugünü değerlendirirken geleceği de öngörebilme becerisi kazanılmasını amaçlayan bir bilim dalıdır. Erken dönem tıbbi gelenekler içerisinde Antik Mısır ve Babil'den de bilgiler içermekte ve antik Yunanların teşhis, prognoz ve ileri düzey tıp etiği hakkında açıklamalara da yer verilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İslam edebiyatı</span>

İslam edebiyatı, herhangi bir dilde İslâmî bakış açısıyla yazılmış edebiyattır.

Cor pulmonale, akciğer hastalıklarından kökenli pulmoner hipertansiyona bağlı bir kalp hastalığıdır. Kalbin sağ ventrikülünü (karıncık) etkiler. Sürecin temelinde, akciğer patolojisi nedeniyle kan dolaşımının güçleşmesi ve damarlardaki kanın geriye doğru birikerek kalbin sağ bölümüne yüklenmesi yatar. Klinikte 2 tür cor pulmonale izlenir:

  1. Akut cor pulmonale: Sıklıkla venöz tromboembolizm olgularında görülür; ikinci sırada “akut solunum güçlüğü sendromu” etkilidir. Sağ kalp yüklenmesi ansızın gelişir. Kalpte “foramen ovale açıklığı” olan hastalarda klinik tablo çok ağırdır.
  2. Kronik cor pulmonale: Bir bölümünün nedeni bilinmemektedir. Obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH), uyku apnesi, restriktif akciğer hastalıkları, yineleyen küçük venöz embolusların zamanla akciğerin küçük damarlarını bloke etmesi, sarkoidoz, polisitemi, damar yangıları (vaskülit) sekonder olguların başlıca nedenleridir.

Matteo Realdo Colombo ; İtalyan anatomist ve cerrah. Padova Üniversitesinde 1544 ve 1559 yılları arasında çalışmıştır. 1510-1515 yılları arasında pulmoner dolaşımın ilk ayrıntılı tariflemesini yapan bilim insanıdır.

Ebü’l-Ferec Alî b. el-Hüseyn b. el-Hasen b. Ahmed b. el-Hasen b. el-Hasen b. Hindû (1032-946/47) bir İranlı şair, edebiyatçı ve Rey'den gelen bir Galen tıbbı uygulayıcısıydı. Hint, İranlı veya Hindûcân beldesinden geldiği, İslam peygamberi Muhammed'in Arap soyundan geldiği de dahil olmak üzere farklı kökenler öne sürülmüştür.

Dâvûd bin Ömer el-Antâkî, Müslüman hekim ve eczacı. XVI. yüzyılda İdlib'de doğdu ve 1597'de Mekke civarında öldü. Hayatının büyük bir bölümünü Antakya'da geçirdi ve Mekke'ye hacca giderken Şam ve Kahire'yi ziyaret etti. Hacdan sonra Mekke'ye yerleşti.