İçeriğe atla

İbnü'n-Nedîm

İbnü'n-Nedîm
DoğumEbü'l-Ferec Muhammed bin Ebî Ya'kūb İshâk bin Muhammed bin İshâk en-Nedîm
935
Ölüm990
Bağdat
MilliyetArap
Kariyeri
DalıBibliyografya

İbnü'n-Nedîm (Arapçaابن النديم) ya da tam adıyla Ebü'l-Ferec Muhammed bin Ebî Ya'kūb İshâk bin Muhammed bin İshâk en-Nedîm, 935- 990 yılları arasında yaşamış Arap bibliyografya bilgini, Fihrist adlı kitabın yazarı.

Hayatı

Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Bağdat’ta yaşadığı ve orada öldüğü biliniyorsa da doğum tarihi kesin olarak belli değildir. el-Fihrist’te (s. 330), Hâricî fukahasından olan dostu Berdaî’den söz ederken onu hicri 340’ta (951) gördüğünü ve kitaplarının listesini aldığını belirtir. Anılan tarihte bu âlimle tanışıp dostluk kuracak kadar olgun bir yaşta olduğuna göre 320 (932) yılı civarında doğduğu söylenebilir.

Eğitimi

Ailesi hakkında bilgi bulunmadığı gibi İbnü’n-Nedîm künyesini alış sebebi de tartışmalıdır. Kendisinin, babasının veya dedelerinden birinin nedim olmasından dolayı bu künyeyi aldığı konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Babası gibi İbnü’n-Nedîm de “varrâk” idi. “Virâka” (kitap istinsah edip ciltlemek, kitap ticareti yapmak) mesleğini babasından öğrenmiş, bu sayede devrin ilim, kültür ve sanat çevreleriyle ilişki kurma, değişik konularda pek çok kitap tanıma imkânına kavuşmuştur. el-Fihrist’te çeşitli dinler, mezhepler, ilimler ve sanatlar hakkında bilgi verirken, bu alanlarda yazılmış eserleri ve bunların muhtevalarını tanıtırken âdeta her alanın uzmanı gibi sağlam bilgiler aktarmasından çok yönlü ve esaslı bir tahsil gördüğü belli olmaktadır. Yazı, dil, edebiyat, hadis, fıkıh, felsefe, mantık ve Helenistik dönem ilim ve kültürleriyle ilgili geniş bilgisini hocaları arasında yer alan Ebû Saîd es-Sayrafî, Ebü’l Ferec el-İsfahânî, İsâ b. Ali, Ebû Abdullah el-Merzübânî, İbnü’l-Hammâr, İbn Kirnîb ve Ebû Süleyman es-Sicistânî gibi âlimlere borçludur.

Görüşleri

İbnü’n-Nedîm’in bazı Sünnî âlimlerinden söz ederken “Haşev’îyye'dendir” ifadesini kullanması, Ebu'l-Hasen el-Eş'ârî’yi Cebriyye’den sayması, hoca ve dostları arasında İsmâilî ve Mu'tezilîler’in bulunması gibi hususlar sebep gösterilerek onun Şiî-Mu'tezilî olduğu kabul edilmektedir. Ancak “Haşev’îyye'dendir” şeklindeki iddiası İbn Küllâb gibi nâdir kişilerle ilgili olup bütün Sünnî ulemâyı aynı kategoride saydığı anlamına gelmez. Eş‘arî’ye “Cebriyye” (el-Mücbire) başlığı altında yer vermesi de (a.g.e., s. 257) İbnü’n-Nedîm’in Şiî olduğunu göstermeye yetmez. Esasen müellif, bu başlık altında daha çok Eş‘arî’nin Mu‘tezile’den ayrılışını halkın huzurunda nasıl açıkladığı konusu üzerinde durur. Bununla birlikte onun ılımlı bir Şiî sayıldığını ortaya koyan daha güçlü deliller bulunmaktadır. İlim ve kültür çevresini oluşturan kimseler de genellikle Mu‘tezile kelâmcıları ile Fârâbî okulundan yetişen mantıkçılardı.

İbnü’n-Nedîm’in 377 (987) yılında kaleme aldığı, Fihristü’l-kütüb, Fihristü’l-‘ulûm ve Fihristü’l-‘ulemâ’ adlarıyla da bilinen, fakat kısaca el-Fihrist diye tanınan kitabı İslâm dünyasında bibliyografik eserler türünün ilkidir. Zamanla kaybolmuş pek çok eserin adı, konusu ve müellifi hakkındaki bilgiler sadece bu eser sayesinde günümüze ulaşabilmiştir. Buna rağmen İbn Hacer el-Askalânî’nin İbnü’n-Nedîm hakkındaki oldukça menfî görüşlerinden de anlaşılacağı üzere (Lisânü’l-Mîzân, V, 72-73), muhtemelen Şiî ve Mu‘tezilî olduğu şeklindeki yaygın kanaat sebebiyle tarih ve tabakât yazarlarının büyük çoğunluğu müellif ve eserini tamamen ihmal etmiş, bazısı da birkaç satırla anmıştır.

İslâm’ın altın çağı olarak kabul edilen ilk dört asırda dinî, fikrî ve ilmî alanlarda yazılmış Arapça te’lif eserlerle tercümeler ve bunların müellifleri hakkında verdiği bilgilerle ilim dünyasına ışık tutan el-Fihrist “makale” adını taşıyan on bölümden oluşmakta ve her bölüm “fen” başlığıyla alt bölümlere ayrılmaktadır. Birinci bölüm çeşitli milletlerin konuştuğu diller, kullandığı yazılar ve bunların özelliklerinin yanı sıra mukaddes kitaplar, Kur'an, kıraat ilmi ve kurrâlara ayrılmıştır. İkinci bölüm dil ve gramer hakkında olup Arap nahvinin teşekkülü, Kûfe ve Basra dil okullarında nahiv ilminin gelişmesi gibi konularla ilgili bilgiler içermektedir. Üçüncü bölümde tarih, siyer, ensâb âlimleri ve bunların eserleriyle kâtipler, divanlar, nedimler, mûsikişinaslar tanıtılmakta ve eğlenceye dair konulara yer verilmektedir. Dördüncü bölüm şiir ve şairler, beşinci bölüm kelâm ve İslâm’da kelâm akımları hakkındadır. Altıncı bölüm fıkha ve fıkhî mezheplere ayrılmış olup eserin en geniş kısmıdır. Yedinci bölüm felsefeye ve Eskiçağ’dan intikal eden ilimlere, sekizinci bölüm sihir, büyü, tılsım, illüzyon ve hurafelere ayrılmıştır. Dokuzuncu bölüm Kaideliler, Sâbiîler, Maniheistler, Mezdekîler gibi eski Mezopotamya ve Pers din ve kültürlerinin uzantısı olarak varlıklarını devam ettiren din, mezhep ve kültürleri, onuncu bölüm de İlkçağ’dan itibaren eski kimya alanındaki çalışmaları içermektedir.

Eserde birinci bölümün ikinci kısmında Yahudi ve Hristiyan kutsal kitaplarına da temas edilmekte, Yahudi âlimlerinden sadece Saîd el-Feyyûmî’ye (Saadia Gaon) yer verilmekte, ayrıca bazı Hristiyan din âlimleri tanıtılmaktadır.

İlim, kültür ve medeniyet tarihi bakımından büyük değere sahip olan el-Fihrist’in ilk ilmî neşrini yapmak üzere Gustav Flügel 1850’de çalışmaya başlamış, onun 1870’te ölümü üzerine Johannes Roediger ve August Mueller eksikleri tamamlayarak neşri gerçekleştirmişlerdir (Leipzig 1871-1872). Bu çalışma ilk olmasına rağmen bazı Grekçe ve Latince isimlerin doğru olarak tespiti ve çeşitli indeksleriyle sonraki neşirlerden daha kullanışlıdır. Ancak sadece Paris, Viyana ve Leiden nüshalarına dayandığı ve el-Fihrist’ten iktibasta bulunan diğer klasik kaynaklarla karşılaştırmadığı için bunda çok sayıda eksik ve okuma hatası mevcuttur.

Kaynakça

Bibiyografya

  • “İbnü’n-Nedîm”, Nasuhi Ünal Karaaslan, DİA, İstanbul 2000

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">İbn Teymiyye</span> Şeyhülislam

Takıyyüddin ibn Teymiyye, özellikle Selefileri ve Vehhabîleri fıkıh, şeriat ve diğer İslamî görüşler konusunda etkilemiş olan İslam alimi. Kendinden sonra gelen çeşitli ve ağırlıklı olarak Hanbeli mezhebini benimseyen İslâm âlimlerini ve akımlarını da etkilemiştir. İbn Teymiyye'nin etkilediği isimlerin en önemlilerinden birisi de Muhammed bin Abdülvehhâb'dır.

Kelâm ya da İlm-i Kelâm ; İslâm dininin akāid konularını irdeleyen ve tarihî olarak bu çerçevede gelişen dinî-felsefî teorilerle ilgilenen ilim dalı. Bu anlamda kelâm, imanla ilgili konu ve sorulara izâh ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adıdır.

Mutezile, İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, sözcük olarak "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir. Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir aşamada olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin dersini terk eden Vâsıl bin Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu adla anılır. Mutezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" diye adlandırır. Mutezile mezhebinden olan kişiye Mutezili denir. Özellikle kader ve kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de İslam dininin çoğunluğunu oluşturan mezheplerden, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yi İslam dışı saymamaktadır. Akılcı bir mezhep olan Mutezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü âyet ve hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir. Sonuç olarak Mutezile mezhebi, gerek akla çok değer vermesi ve özellikle de Abbâsîler döneminde felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı felsefi metot ve görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de nass ile aklın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı akla uygun gelecek biçimde yorumlamaları diğer mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mutezile mezhebini akla verdiği önem ve yöntemleri bakımından, çeşitli konularda rasyonalist olarak tanımlar. Mutezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş ana öğesi vardır, bu öğelerin ilki olan ve İslam dininin de ilk öğesi olan tevhidin bu beş ana öğenin temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sünnilik</span> en yaygın İslam mezhebi

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat, kısaca Ehl-i Sünnet ya da Sünnîlik, İslam dininin dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri ve %77-80'lik bir oran ile en büyük mensubunun bulunduğu mezhepler grubudur. Zaman zaman Sünnî İslam veya Sünnî mezhebi ifadesi de kullanılır. Günümüzde Sünnîlik, kendi içerisinde günümüzde yaşayan iki akaid mezhebi, dört fıkıh mezhebini içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

Abdullâh el-Hararî eş Şeybi el-Abderî , İslam alimi, muhaddis.

<span class="mw-page-title-main">Ebü'l-Hasan Eşarî</span>

Ebü'l Hasan Eş'arî, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Eş'arilik mezhebinin kurucusu ve Şâfiîlik, Mâlikîlik, Hanbelilik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

<span class="mw-page-title-main">Sünen-i Tirmîzî</span>

Sünen-i Tirmîzî : İslâm literatüründe en güvenilir hadis kitapları olarak kabul edilen altı kitaptan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Olcaytu</span> İlhanlı hükümdarı

Olcaytu, İlhanlı hükümdarı. Şiîlik ilk kez onun döneminde İran'ın resmi mezhebi ilan edilmiştir.

Muhammed bin Ahmed el-Kurtubi,, Eserlerinde Ehl-i Sünnet'i savunan, başta Mu’tezile olmak üzere İmâmiye, Râfiziyye, Kerrâm’îyye gibi fırkaları eleştiren âmelde Malikî, i'tikatta Eş’ari olmakla birlikte, mezhep taassubuna karşı tavır takınan ve taklitçiliği bir metot olarak benimsemediğini dile getiren Endülüslü ve Arap, muhaddis, müfessir, fakih, dilci ve kıraat âlimi.

Beyzavî veya Kadı Beyzavî, İranlı hukukçu, bilim insanı ve Şafi'i-Eş'ari müfessir.

İbnü'r-Râvendî, Fars İslam âlimi, filozof ve yazardır. İslâm topraklarında yaşamış dehri filozoflardandır. Dehriyyun, İslâm felsefesindeki materyalizm anlayışıdır. Onun görüşlerine göre madde sonsuzdur. Yani yoktan var edilmemiştir. (Yaratılmamıştır) Her şey zaman içinde kendi kendine var olur. Dolayısı ile bir yaratıcı yoktur. Zamanın kendisi tanrıdır. Eleştirileri İsmâil’îyye ve Mu'tezile akımlarınca irdelenmiştir.

Ebu Nuaym el-Esbahânî (Arapça:أبـو نـعـيـم الأصـبـهـانـي, 10. yüzyılda yaşamış Fars hadis bilgini ve tarihçi. Tam ismi Ebû Nuaym Ahmed bin Abdillâh bin İshâk el-Esbahânî'dir.

<i>Keşfüz-Zunûn</i>

Keşfü'z-Zunûn, Kâtip Çelebi’nin Arapça yazdığı ve 1652 yılında tamamladığı bibliyografya (kaynakça) eseridir. Bilimler hakkında ansiklopedik bilgiler de içerir. İlk adı Kitâbü İcmâli'l-fuśûl ve'l-ebvâb fî tertîbi'l-'ulûm ve esmâ'i'l-kitâb’dır. Yazarı tarafından bazı eklemelerden sonra ismi Keşfü'ž-žunûn an esâmi'l-kütüb ve'l-fünûn şeklinde değiştirilir. Çoğunlukla Arapça literatürle ilgili içeriğe sahip olmakla birlikte Farsça ve Türkçe de konu edilmiştir.

Makrîzî, Memlûk Sultanlığı'nda yaşamış Mısırlı tarihçi, muhaddis.

<span class="mw-page-title-main">Bihar'ul-Envar</span>

Bihar'ul-Envar, Şii, Caferi rivayetlerin tamamını derlemek amacıyla el-Meclisî tarafından meydana getirilen eser.

Şerif er-Radî tam adıylaEbü’l-Hasen Muhammed b. el-Hüseyn b. Mûsâ, Şii âlim ve Nehсü'l Belâga adlı kitabın yazarı olan Arap edebiyatinin yazarı ve şairi.

İbn Küllab 9. yüzyılın ilk yarısında Basra ve Bağdat'ta Mihne döneminde yaşamış erken dönem bir Sünni kelâmcıdır. Kullabiyye olarak da adlandırılan hareketi, Maturidilik ve Eserîlik ile birlikte Sünni İslam'ın teolojik temelini oluşturan Eş'arilik ile birleşmiş ve gelişmiştir.