İçeriğe atla

İştar Kapısı

Koordinatlar: 32°32′36″K 44°25′20″D / 32.54333°K 44.42222°D / 32.54333; 44.42222
İştar Kapısı
İştar Kapısı'nın Berlin Bergama Müzesi'nde bulunan bir örneği
Harita
Diğer ad(lar)Pergamonmuseum Ishtartor
Genel bilgiler
DurumRekonstrüksiyon Yıkılmış
TürKapı
AdresHillah, Babil, Irak
ŞehirBabil
Ülke Irak
Koordinatlar32°32′36″K 44°25′20″D / 32.54333°K 44.42222°D / 32.54333; 44.42222
Başlama575 (MÖ)
Taşınma1918, Almanya Bergama Müzesine Taşıma
Teknik ayrıntılar
MalzemeLapis lazuli
Tasarım ve inşaat
İmarcıII. Nebukadnezar
İştar Kapısının Bergama Müzesi, Berlin'deki rekonstrüksiyonu

İştar Kapısı, Mezopotamya'da Yeni Babil İmparatorluğu kralı Nebukadnezar tarafından savaş ve aşk tanrısı İştar (İnanna) adına yaptırılmış kent giriş kapısı.[1] Günümüzde Irak toprakları içinde bulunan Babil şehrinin surları üzerinde ve Tören Yolu denen merkezi caddeye çıkan bölgede yapıldı. Yapı malzemesi olarak tuğlanın tercih edildiği kapı oldukça büyüktü ve hem şehrin hem de krallığın önemli simgelerinden biriydi. MÖ 575'lerde şehrin sekizinci büyük kapısı olarak tasarlanmıştı. Yüksekliği ise kaba hatlarıyla beraber 12 metreden biraz yüksekti. Arka arkaya dizilmiş şekilde iki kapısı vardı ve güney kısmında geniş bir alan mevcuttu. Tören Yolu ise taş ve tuğla döşeliydi. Yan kısımlarda birer ayağını kaldırmış olan ve dönem şartlarına uygun olarak pişmiş topraktan yapılmış aslan heykelleri mevcuttu. Yol boyunca yaklaşık 120 heykel vardı. Kapının cephe kısmı ise çeşitli boğa ve ejderha kaplamalı figürlerle bezeliydi. Bu figürler de yaklaşık olarak 575 adetti.[2]

Tarihi

Ön Asya'da yoğun olarak kazılar yapan Alman arkeologlar birçok eseri gün yüzüne çıkarmıştı. En iyi dönemlerinde 200 bin nüfusa ulaşan Babil kenti, kral Nebukadnezar'ın özel ilgisiyle yeniden canlanmıştı. Kentin girişi sayılan İştar kapısı da tıpkı kentin geneli gibi oldukça ihtişamlı bir görünüme sahipti. Kapıda genel olarak deniz yeşili ve çini mavisi renkleri ağırlıktaydı. Alman arkeologların 1899 tarihinde kazıya başladıkları sırada kentin ve kapının fiziki durumu oldukça iyiydi. Kentin önemli simgesi sayılan kapıya 1902'de ulaşıldı. Kentin farklı bölgelerine farklı zamanlarda dizilmiş kapılardan biriydi. İlk keşfedildiğinde duvarlarının büyük bir kısmı halen sağlamdı. I. Dünya Savaşı döneminde bölgede yapılan kazılara ara verildi. Savaş bitiminde bölgenin egemen devleti Osmanlı İmparatorluğu fiili olarak yıkılma sürecine girmişti. Almanlar bölgeyi ele geçiren İngilizlerle anlaşarak kapının bazı kısımları ile bazı kalıntıları başkent Berlin'e taşıdılar. 1920'li yıllarda müzelerde sergilen kısım kapının tamamı değildi fakat önemli bir kent simgesi artık biliniyordu. II. Dünya Savaşı sonrasında da büyük ölçekteki kazı çalışmaları İtalyanlarca gerçekleştirildi. Sonrasında Saddam Hüseyin iktidarı yaşandı ve 1980'lere kadar orijinal kapının yerine kopyaları tasarlandı. 2003-2004 yılları arasında ise kapının bulunduğu bölgede askeri üsler kuruldu ve tarihi dokuya zarar verildi.[3]

Kaynakça

  1. ^ Bulduk, Nurten (2013). "Evrensel Müzenin Önemi ve Değeri Bildirgesi Bağlamında Kültür ve Varlıkarın İadesinin İrdelenmesi" (PDF). SAÜ Fen Edebiyat Dergisi. s. 40. 28 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2017. 
  2. ^ İştar Kapısı (Ohan Matbaacılık bas.). Beyoğlu, İstanbul: AnaBritannica c.12. s. 138. ISBN 975-7760-68-4. 
  3. ^ "Babil'in kapıları harikalara mı açılıyor?". BBC Türkçe. 3 Mart 2015. 3 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Efes</span> Anadoluda bir antik kent

Efes, Anadolu'nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesinin üç kilometre güneybatısında yer alan antik bir Luvi şehriydi. Şehir Anadolu'da Yunan sömürgeciliğinin başlamasıyla birlikte İyonya ve daha sonra Roma dönemlerinde de önemini korumuştur. Kuruluşu Cilalı Taş Devri'ne yani MÖ 6000 yıllarına dayanır. MÖ 10. yüzyılda eski Arzava başkentinin yerine Attik ve İyonyalı Yunan kolonistleri tarafından inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Eminönü</span> Fatih sınırları içerisinde bir semt

Eminönü, İstanbul'un bir semtidir. İstanbul'un Tarihî yarımada olarak bilinen kısımda, Haliç'in batısında yer alır. 7 Mart 2008 tarihine kadar ilçe belediyesi olan Eminönü bu tarihte lağvedilerek kanunla Fatih ilçesine bağlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İshak Paşa Sarayı</span> Tarihî saray

İshak Paşa Sarayı; Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan bir saraydır. Yapımına 1685 yılında başlanan ve 1784'te tamamlanan saray; içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri ile büyük bir yapı kompleksidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmesine karşın genel olarak Selçuklu mimarisinden izler taşıyan İshak Paşa Sarayı'nda; Batı kökenli barok, gotik, rokoko ve ampir gibi sanat akımlarının etkileri de gözlemlenir. 2000 yılından beri UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Babil</span> Mezopotamyada tarihi bölge ve devlet

Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmuş olmasına rağmen Sümerce dinî dil olarak kullanılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin geçer dili konumuna gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bahçekapı, Fatih</span>

Bahçekapı, İstanbul ilinin Fatih ilçesi sınırları bulunan şehrin en eski semtlerinden biri.

<span class="mw-page-title-main">Knidos</span> Muğlanın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşim

Knidos, Muğla'nın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Arkeoloji Müzeleri</span> Türkiyedeki ilk müze

İstanbul Arkeoloji Müzesi, çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eserle, dünyanın en büyük müzeleri arasındadır. Türkiye'nin müze olarak inşa edilen en eski binasıdır. 19. yüzyılın ortalarında Maarif Nazırı Mehmed Esad Safvet Paşa tarafından Müze-i Hümâyûn adıyla 1869 yılında kurulmuştur ve 13 Haziran 1891'de ana binanın inşaatı tamamlanıp ziyarete açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mimarisi</span>

Mezopotamya sözcüğü Grekçe Potamos (nehirler) ve Mezos (arası)sözcüklerinin birleşiminden doğmuştur ve bu yeni sözcük genel anlamda Fırat ve Dicle nehirlerinin Anadolu'yu terk ettiği bölgeden başlayıp iki nehrin birleşerek Basra körfezine döküldüğü noktaya dek uzanan nehirler arasındaki geniş alanı kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Hierapolis</span> Denizlide bir antik Roma kenti

Hierapolis, Pamukkale (Denizli) yakınlarında bulunan ve Frigler döneminde ana tanrıça Kibele kültünün merkezlerinden biri olarak faaliyet göstermiş bir antik kenttir. Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürülmektedir.

Ninova, Dicle Nehri'nin doğu kıyısında bulunan ve bir dönem Asur Devleti'ne başkentliğini yapan bir Antik çağ kentidir. Modern Musul şehrinin hemen yanında bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sardis</span> Türkiyede bir antik kent

Sardis, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya (Lydia) devletine başkentlik yapmış antik kent. MÖ 1300'de kurulup MS 1200'de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup, İzmir-Ankara karayolunun iki yanına yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Uruk</span> Antik bir sümer şehri

Uruk, antik bir Sümer şehridir. Günümüzde Tel el-Varka adıyla bilinir. Kent, Fırat Nehri'nin bugünkü yatağının doğusunda, nehrin eskiden kurumuş bir kanalının üzerinde bulunmaktadır. Bugünkü Irak'ta Müsennainin başkenti Semave'nin 30 km doğusuna denk gelir. Uruk, Babil döneminde de varlığını korumuştur. Kitab-ı Mukaddes'te şehrin adı Erek olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Hattuşa</span> Hititlerin Geç Tunç Çağı dönemindeki başkenti

Hattuşa ya da Hattuşaş, Hititler'in Geç Tunç Çağı dönemindeki başkentidir. Çorum il merkezinin 82 km güneybatısındaki Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bergama Müzesi (Berlin)</span>

Bergama Müzesi,, Berlin'de Müzeler Adası'nda, Am Kupfergraben caddesinin karşısında yer alan beş müzeden biridir. Müze binası, mimar Alfred Messel tarafından tasarlandı. Ludwig Hoffmann yönetimindeki inşaat 1910'da başladı ve 1930'da tamamlandı.

<span class="mw-page-title-main">Bergama Müzesi (İzmir)</span>

Bergama Müzesi, İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan ve 1936 yılından beri Kültür bağlı olarak hizmet veren bir arkeoloji ve etnografya müzesidir.

<span class="mw-page-title-main">II. Nebukadnezar</span> Yeni Babil kralı

II. Nebukadnezar veya Buhtunnasr, MÖ 605–562 arasında hüküm süren Babil kralıydı.

Şehir kapısı, bir yerleşim biriminde kale veya surun bir parçası olacak şekilde giriş çıkışın yapıldığı ve aynı zamanda savunmayı da güçlendiren tahkimat türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya sanatı</span>

Mezopotamya sanatının adı çoğu arkeolojik kayıtlarda geçer. Bu kayıtlar, erken avcı-toplayıcı topluluklardan, Sümer, Akad, Babil ve Asur imparatorluklarının yaşadığı Tunç Devri'ne kadar geçen süreyi kapsar. Sonraları bu imparatorlukların yerini Demir Çağı'nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorlukları almıştır. Genellikle medeniyetin beşiği olarak görülen Mezopotamya, önemli kültürel gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de en eski yazı örnekleridir. Mezopotamya sanatı MÖ 4000 tarihinden Persli Ahameniş İmparatorluğu'nun bölgeyi fethettiği MÖ 6. yüzyıla kadar Batı Avrasya'daki en soylu, en gelişmiş ve en detaylı sanat olma yolunda Antik Mısır ile rekabet içinde olmuştur. Ana vurgu oldukça dayanıklı taş ve kilden yapılmış çeşitli heykeller üzerindedir. Çok az sayıda resim günümüze ulaşmıştır ama belirtilene göre, birkaç istisna dışında, boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel şekiller yapmak için kullanılmıştır. Buna rağmen çoğu heykellerin de boyandığı görülür. Ayrıca çok sayıda silindir mühür de günümüze ulaşmıştır. Küçük boyutlarına rağmen bunların çoğunun üstünde karmaşık ve detaylı sahneler vardır.

<span class="mw-page-title-main">Bukoleon Sarayı</span> saray

Bukoleon Sarayı ya da Latince Bucoleon Konstantinopolis'te Bizans sarayı.

<span class="mw-page-title-main">Zincirli Höyük aslanları</span>

Zincirli Höyük aslanları, Zincirli Höyük'te keşfedilip şu anda Bergama Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Louvre Müzesi'nde bulunan bir dizi aslan heykelidir.