
Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

Roman, genellikle düzyazı biçiminde yazılan, kurgusal, görece uzun, insanın (ya da insan özellikleri atfedilen varlıkların) deneyimlerini bir olay örgüsü içinde aktaran ve genellikle kitap halinde basılan bir edebî tür. Uluslararası ve akademik platformlarda beşinci sanat olarak kabul gören edebiyatın bir alt türüdür.
Sanat tarihi, en yalın haliyle görsel sanatların tarihsel evrimini inceleyen bilim dalıdır. Bir başka tanım vermek gerekirse tarih koşullarından doğan maddi kültür eşyasını inceleyen bilimdir denebilir.

Bilgi, genellikle geçerliliği veya doğruluğu varsayılacak şekilde mümkün olan en yüksek kesinlik derecesi ile karakterize edilen, kişiler veya gruplar için mevcut olan bir dizi gerçek. Bilginin tanımı kullanıldığı alana ve bakış açılarına göre değişiklik göstermektedir. Epistemolojide subje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü ürüne denir. Bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala epistemoloji adı verilir.
Edebiyat akımı veya edebî akım, belli bir tarihsel süreçte edebiyatı, tür ve yazarın milliyeti bakımından herhangi bir ayrım olmadan şekilsel ve içerik olarak etkileyen belli üslup, duygu ve düşünce dizisini ifade eden edebiyat anlayışıdır. Her edebiyat akımı bir önceki akıma tepki olarak ya da önceki akımın uzantısı olarak doğar.

Çağdaş sanat, 20. yüzyılın ikinci yarısında veya 21. yüzyılda üretilen sanattır. Modern sanatın aksine üretim yöntemlerine ve akımlara göre incelenmesi güç; çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı; ağırlıklı olarak küreselleşme, çevre, biyomühendislik, teknoloji, beden, göç, çok kültürlülük, kimlik siyaseti, kültürel bellek, kurumsal eleştiri gibi konularla ilgilenen; 1960'lı veya 1970'li yıllardan günümüze kadar süregelen ve bir akım veya üslup benzeri birleştirici özellikleri olmadığından genel bir deyişle çağdaş olarak adlandırılan sanat biçimleridir.
Trajedi veya tragedya sözcüğü Yunanca tragoidia’dan gelir. Tragos (keçi) ve oidie (türkü) sözcüklerinin birleşmesiyle "keçilerin türküsü" anlamına gelir. Dionysos şenliklerinde koro, tanrının ona bağlı kölelerini simgeliyordu. Tanrının çevresinde hep doğanın yabancı güçlerini temsil eden teke ayaklı satyrler(satirler) bulunduğu için ilk başlarda, koro da satyrlerin biçimine giriyordu; ilk dönemlerde, korodaki oyuncular teke derileri (tragoi) giyerek oyun alanına çıkıyorlardı. Tragedya türü de tragos'ların şarkılarından doğdu.

Müzeyyen Senar Türk Sanat Müziği sanatçısı. "Cumhuriyetin Divası" olarak da anılır.

Aksiyon resmi, eylem resmi veya jestle soyutlama resim yüzeyine anında, herhangi bir ön planlama yapılmadan ve dikkatsizce dökülen, püskürtülen, damlatılan veya sürülen boya yoluyla üretilen ve bu özelliği ile resmin planlanmasından daha ziyade sanatçının fiziksel hareketini vurgulayan bir resim üslubudur. Bu çeşit resimler sanatçının spontane eylemlerinin dolaysız bir sonucudur.
Tanzimat edebiyatı, Tanzimat döneminin kültürel ve siyasi hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkmış edebiyat akımı. 3 Kasım 1839'da Mustafa Reşid Paşa tarafından ilan edilen Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak, gerek siyasi alanda gerek edebî ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Şinasi ile Agah Efendi'nin birlikte çıkarmış olduğu Tercüman-ı Ahval bu edebiyatın başlangıcı olarak kabul edilir.

Tezhip kelimesi, Arapça zeheb (altın) kökünden türemiş olup, ‘altınlamak’ anlamına gelir. Çoğulu olan “tezhibat” “altınlama süslemeler” demektir. Tezhip günümüzde daha çok İslam kökenli kitap bezeme sanatlarına verilen addır. Tezhip sanatını icra eden erkeklere müzehhip kadınlara müzehhibe adı verilir.

Niyazi Sayın, Türk neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı. Sanat Musıkisinin ney üstatlarından Mesut Cemil Bey ve İstanbul ekolünün temsilcisidir.
Cavidan Yonca Lodi, Türk pop müzik şarkıcısı.

Hunter Stockton Thompson Amerikalı gazeteci ve yazar. En çok 1971 yılındaki romanı Las Vegas'ta Korku ve Nefret ile bilinmektedir. Aşırı derecede uyuşturucu ve alkol kullanmakta idi. Where the Buffalo Roam (1980) isimli kendisi ile ilgili bir film çekildi ve filmde onu Bill Murray oynadı. 1998 yılında da yine kendi romanında yola çıkarak çekilmiş Fear and Loathing in Las Vegas filminde kendisinin romandaki hali olan Raoul Dukeyi bu sefer Johnny Depp ve romanında Dr. Gonzo olarak tasvir ettiği arkadaşı Oscar Zeta Acostayı Benicio Del Toro oynamıştır. Kendisi ile ilgili en son The Rum Diary filmi çekilmiş ve vizyona girmiştir. Gonzo gazeteceliğini yaratan Hunter S. Thompson iki defa evlenmiş ve hayata tutunmaya çalışmıştır. 2005 yılının Şubat ayında silah ile kendisini vurarak öldürmüştür. Kendisinin toplam üç kitabı vardı. Screw-Jack kısa hikâyeler serisi ve Fire in the Nuts kısa hikâyesinin de yaratıcısıdır.

Namık İsmail, Türk ressam.

Nehcü'l-Belâga, Şerif er-Radî tarafından derlenen ve son halife Ali bin Ebu Talib'e isnad edilen metinlerin toplandığı kitaptır.

TaşAnkara; Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan bir heykeldir.
Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.
Alaettin Aksoy, Türk ressam.

Realizm veya Gerçekçilik, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Bu yüzyılda gerçekleşen endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların belirginleşmesi, insanları duygular dünyasından gerçekler dünyasına itmiştir. Sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi) çalışmalar gerçekleştirmeye başladılar. Realizm, konuların idealist bir tarzda ele alındığı Romantizm’e bir tepki olarak başladı. Realistler sıradan veya gerçekçi temaları ortaya koyabilmek için teatral dramadan ve sanatın klasik formlarından uzaklaşma eğiliminde oldular.