İçeriğe atla

Üretim faktörleri

Üretim faktörleri, bir ürünün ortaya çıkabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Klasik endüstri teoreminde 3 tane olan faktörler, zamanla güncellenerek dördüncü faktör farklı bakış açılarına göre eklenmiştir. Bu bakış açıları arasında Marksizm, NeoKlasik ekonomik yaklaşım veya ekolojik ekonomi gibi kavramlar sayılabileceği gibi, yükselen bir trend olarak bilgi ekonomisi kavramı da sayılabilir.

Klasik Ekonomide Üretim Faktörleri

Klasik ekonomik yaklaşımda 3 temel üretim faktöründen bahsedilebilir. Bu ekonomik

  1. Toprak ve Doğal kaynaklar
  2. Sermaye
  3. Emek

Temel olarak üretime girdi olan faktörler, bir üretimin gerçekleşebilmesi için üretim ekonomisinde bulunan kaynaklardır. Üretim ekonomisinin temelini oluşturan bu yaklaşımda ana aktant fabrikadır. Örneğin bir fabrikada üretim yapılabilmesi için fabrikanın bir yere kurulu olması gerekir, bu kurulu alanın kendisi, fabrikada işlenecek olan tarım, hayvancılık veya doğal kaynaklardan elde edilen madenlerin tamamı üretimin birinci faktörü olan toprak ve doğal kaynaklar arasında sayılabilir. Fabrikanın kurulması, işletilmesi, çalışan maaşlarının ödenmesi, hammadde temini veya tedarik zincirinin çalışması gibi süreçler için sermaye ihtiyacı ve fabrikadaki üretimin sürdürülebilmesi için emek ihtiyacı bulunmaktadır ve dolayısıyla, Sermaye ve Emek de ikinci ve üçüncü üretim faktörlerini oluşturmaktadır.

Klasik Ekonominin Dönüşümü ve Yeni Üretim Faktörleri

Üretim ekonomisinde klasik olarak yer alan bu üç faktör, günümüzdeki gelişmelerle değişmektedir. Örneğin, endüstri 4.0 ile insan kaynağına ihtiyaç duyulmadan tamamen robotlar ve yapay zeka ile yapılan üretim süreçleri, klasik ekonominin 3 faktöründen birisi olan emek girdisini tartışmaya açmıştır. Benzer şekilde, gelişen teknoloji ile birlikte, üretimin verimliliğini, hızını, kalitesini belirleyen Teknolojik seviye de bir girdi olarak kabul edilmeye başlamış veya bütün üretim kaynaklarının orkestrasyonu, üretimin başlaması için alınması gereken riskler ve üretim sürecindeki yönetim göz önüne alınarak girişimcilik de bir faktör olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

Marksist Yaklaşımda Üretim Faktörleri

Marksın yaklaşımına göre üretimin ana faktörü emektir. Marks emeği tanımlarken geniş bir tanımla konuya yaklaşmakta ve her türlü insan gücünü bu tanımın içerisine dahil etmektedir. Hatta, Marksa göre emek ve emek gücü kavramları ayrılmalıdır ve Marks tam olarak emek üzerinde durmaktadır. Buna göre Marksist yaklaşımda üretimin 3 faktörü aşağıdaki şekildedir:

  • Emek
  • Emeğin Konusu (Emek tarafından değişime uğrayan maddeler)
  • Emeğin kullandığı üretim araçları

Bu yaklaşımda, merkezde emek olmakla birlikte, emeğin dönüştürdüğü her şey ve emeğin dönüştürürken kullandığı her şey üretimin faktörleri olarak görülebilir. Fabrika örneğine dönülecek olursa, fabrikanın girdisi kabul edilen hammaddeler birer emek konusu, fabrikada kullanılan bütün teknoloji ve makineler de birer üretim aracıdır.

NeoKlasik Yaklaşımda Üretim Faktörleri

Neoklasik yaklaşım, ana akım yaklaşım olarak görülebilir ve klasik ekonomide bulunan 3 faktörü (toprak, sermaye ve emeği) kabul ederek başlar ve bu faktörlere ilave olarak sıralanabilecek 4. ve hatta 5. faktörleri tartışır. Buna göre aşağıdakilerin her birisi ilave faktörler olarak görülmeye adaydır:

  • Teknoloji: Üretim sürecinde teknolojinin etkisinden kaynaklı üretimin çıktılarının değişmesi söz konusudur. Burada iki farklı teknoloji girdi seviyesinden bahsedilebilir. Birincisi aynı çıktıyı etkileyen ve verimi, kaliteyi ve ekonomik değeri değiştiren teknoloji seviyesidir, ikincisi ise çıktıdaki paradigma değişimine sebep olan teknoloji seviyesidir. Örneğin günümüz motorlu arabalarının üretimi yapılan bir fabrikada, teknoloji seviyesi değiştikçe, yine araba üretilmekte ancak çok daha kaliteli, ucuza ve ekonomik değeri yüksek araba üretilebilmektedir. Bu birinci tip teknolojik girdiye örnek oluştururken, ikinci tip teknolojik etki için at arabasından motorlu araçlara geçiş düşünülebilir. Bu ikinci örnekte teknoloji etkisi ile çıktı olarak kabul edilen üründe paradigma değişimi yaşanmış, yine ulaşım için bir ürün üretilmekle birlikte teknoloji algıyı ve ürünün kendisini ve dolayısıyla üretim sürecini kökten değiştirmiştir.
  • Girişim: Üretim faktörlerinin bir araya getirilmesi ve orkestrasyonunu sağlayan faktör olarak kabul edilebilir. Fabrika örneğinden devam edilecek olursa, bir fabrikanın kurulması için risk alan bir girişimci bulunur, sermayeyi bu fabrikanın kurulması için yatırıma dönüştürmek ve alternatif yatırımları arasında risk almak girişimcinin üretime ilk etkisi olarak görülebilir. Benzer şekilde liderlik başlığı da girişim altında incelenebilir. Örneğin çalışanlar (emek) veya yatırımcıları ikna ve motive etmek, teknolojik olarak yeni hayaller ve bu hayallerin üretim süreçlerinin tasarlanması girişimcilik altında incelenebilir. Bu anlamda, ampülün inovatif bir ekonomik varlığa dönüşmesi ve aslında teknolojik olarak mümkün olan ancak hiç üretilmeyen bir nesnenin üretimin konusu haline gelmesi örnek verilebilir. Girişimin devam eden üretim süreçlerinde, pazarlama, satış, lojistik, depolama, marka yönetimi gibi çok sayıda konuda senkronizasyon ve yönetim görevleri de bulunmaktadır. Bütün bu etkileri üretimin bir faktörü olarak düşünmek mümkündür ve girişimin gücüne göre üretim süreci ve üretimin çıktıları etkilenebilmektedir.
  • Bilgi: toprak, üretim ve hizmet ekonomisinden sonra dördüncü seviyede sayılabilecek olan bilgi ekonomisi[1] ile üretime dahil edilen bilginin etkisini de üretimin faktörleri arasında saymak mümkündür. Bilgi ekonomisi,[1] üretimin konusunu değiştirmekte ve bilgiyi bir ürün olarak ortaya koymaktadır. Buna göre klasik fabrika üretiminin ötesinde mimari projeler, bilgiye dayalı avukatlık hizmetleri ve dosyaları, bilgisayar yazılımları, giysi tasarımları gibi çok sayıda somut olmayan ve ekonomik değeri olan üretimden bahsetmek mümkündür. Bu yaklaşımda emek kavramı, bilgi çalışanına dönüşmüş ve ekonomik model, bilgi ekonomisi olarak isimlendirilmiştir.

Kaynaklar

  1. ^ a b Şadi Evren Şeker. "Bilgi Ekonomisi (Knowledge Economy)" (PDF), 2. YBS Ansiklopedi. 18 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Haziran 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi (bilim dalı)</span> İktisat bilimi

Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır. Mikroekonomi, bireysel ajanlar ve piyasalar, bunların etkileşimleri ve etkileşimlerin sonuçları da dahil olmak üzere ekonomideki temel unsurlar olarak görülen şeyleri analiz eden bir alandır. Bireysel aracılar arasında örneğin hane halkı, firmalar, alıcılar ve satıcılar yer alabilir. Makroekonomi, üretim, tüketim, tasarruf ve yatırımın etkileşim içinde olduğu bir sistem olarak ekonomi ve emek, sermaye ve toprak kaynaklarının istihdamı, para birimi enflasyonu, ekonomik büyüme ve bu unsurlara etkisi olan kamu politikaları gibi ekonomiyi etkileyen faktörleri analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">Adam Smith</span> İskoç filozof ve ekonomist (1723–1790)

Adam Smith FRSA, "Ekonominin Babası" ve "Kapitalizmin Babası" olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasındaki önemli bir figürdü.

<span class="mw-page-title-main">Gelir dağılımı</span>

Gelir dağılımı, bir ekonomide ortaya çıkan gelirin, oyunculara nasıl paylaştırıldığını gösteren ekonomik göstergedir. Ülkeler düzeyinde, gelirin sosyal sınıflar arasındaki dağılımıdır.

<span class="mw-page-title-main">İstihdam</span> işveren ve işçi arasındaki ilişki

İstihdam, ülkedeki mevcut iş gücünün ekonomik faaliyetler içerisinde sürekli biçimde çalıştırılmasıdır. İstihdam kavramı bir ekonomide belli bir dönemde mevcut üretim ögelerinin var olan teknolojik düzeye göre hangi oranda kullanıldığını ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Fabrika</span>

Fabrika veya üretimevi, içerisinde işlenmemiş veya yarı işlenmiş ürünün işçiler tarafından, makine, araç ve aygıtlar yardımıyla işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu. Fabrika terimi, söz konusu işlemlerin gerçekleştirildiği, belli bir büyüklüğe sahip endüstriyel yapılar için de kullanılmaktadır. Fabrikalar gerekli işgücü, ana para ve tesis kaynaklarının bir araya gelmesi ile oluşur ve etkinlik gösterir.

Emek, İşgücü; mal veya hizmet üretimi sırasında ortaya konan insan kaynağıdır. Üretimi gerçekleştirenlerin fiziksel ve düşünsel katkılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kapitalist üretim biçimi</span> Marksist teori

Kapitalist üretim biçimi, Marksist ekonomik söylemde 18. yüzyılın sonunda Batı Avrupa'da hızlıca büyüyen kapitalist toplumların sosyoekonomik temelini ifade eder, bu üretim tarzı daha sonra Batı Avrupa'yı da aşarak dünyaya yayılmıştır. Karakteristik özelliği özel mülkiyetin üretim araçlarının ağırlıklı bir bölümüne sahip olması; dağılımın ve değişiminin ana olarak piyasa ekonomisine dayanmasıdır. Sermaye sahibi hakim sınıf burjuva olarak ifade edilirken belirli bir ücret için emek gücünü satan sayıca çok, fakat hakimiyet kuramamış sınıfa da geniş anlamda proletarya denir.

<span class="mw-page-title-main">Rybczynski teoremi</span> hangi faktörde büyürse diğer faktör daralır.

Rybczynski teoremi, 1955 yılında Polonya asıllı İngiliz ekonomist Tadeusz Rybczynski tarafından geliştirilmiş bir ekonomi teorisi. Teoreme göre; sabit göreli fiyatlarda, faktörlerden birinin miktarının artması, yoğun olarak o faktörün kullanılmasıyla üretilen ürün miktarının doğru orantıdan daha fazla artmasına ve üretilen diğer ürün miktarının azalmasına yol açar.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

Uluslararası ticareti serbestleştirme çabalarını bir bölümünü oluşturan uluslararası birleşme ya da diğer ifadesiyle uluslararası ekonomik entegrasyonların tanımı entegrasyon kavramı çerçevesinde yapılabilir. Ekonomik birleşme, birleşmeye giden ekonomilerde mal ve hizmet akımlarına serbesti sağlayıp, ticarete engel olan kısıtlamaları kaldırarak, bir ortak pazar yaratmak şeklinde tanımlamaktadır. Bugün için dünyadaki bölgesel ekonomik entegrasyonlara verilebilecek en önemli örnek; temelleri 1957 yılında atılan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'dir.

Planlı ekonomi; üretim faktörlerinin tümü veya büyük kısmının devlet denetiminde bulunduğu, üretim ve dağıtım kararlarının devlet tarafından alındığı ekonomik sistemdir.

Klasik iktisat, klasik politik ekonomi ya da Smithyen ekonomi, 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarından ortalarına kadar özellikle İngiltere'de gelişen politik ekonomide bir düşünce okuludur. Başlıca düşünürleri Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo, Thomas Robert Malthus ve John Stuart Mill olarak kabul edilmektedir. Bu ekonomistler, üretim ve mübadelenin doğal yasaları tarafından yönetilen, büyük ölçüde kendi kendini düzenleyen sistemler olarak piyasa ekonomilerine dair bir teori üretmişlerdir.

Teknoloji Transferi, teknolojik yeniliklerin üçüncü kişilerin kullanımına sunularak ticarileştirildiği ve sözleşme ile yürütülen süreçtir. Teknoloji pazarında transfer edilen teknolojik yenilikler tasarım, prototip, ürün aşamalarında olabilmektedir. Özü itibarıyla bir lisans sözleşmesi olan teknoloji transferi sözleşmesi için literatürde pek çok tanım yapılmıştır. Literatürdeki birinci yaklaşım; lisans anlaşmasını, en genel anlamıyla, kanunlarca özel olarak veya genel hukuk normlarıyla korunan gayri maddi bir mal ile fiili tekel durumundan, belirli bir bedel karşılığında, başkalarının yararlandırılması hakkındaki sözleşme olarak tanımlarken, bir diğer yaklaşımda ise sınai haklara ilişkin lisans sözleşmelerini, ekonomik ve ticari değeri olan bir sınai hakkı münhasıran kullanma hakkına sahip olan kişinin sahip olduğu bu hakkın kullanımını lisans bedeli karşılığında kısmen veya tamamen başkasına devrettiği sözleşme olarak açıklamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nde 1956-1962 ücret reformu</span> Sovyetler Birliğindeki bir ekonomik reform hareketi

Sovyetler Birliği'nde 1956-1962 ücret reformu, Nikita Kruşçev'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri olduğu döneme tekabül eden 1956-1962 yılları arasında Sovyetler Birliği'nde gerçekleşen ücret sistemindeki reformdur. Ana amaç, Josef Stalin döneminde Sovyetler Birliği ekonomisinde uygulanan üretim kotalarında belirtilen miktarı aşan üretim yapmaya yönelik ekonomi politikası yerine daha verimli bir mali teşvik sistemi oluşturulmasıydı.

<span class="mw-page-title-main">Marksist ekonomi</span>

Marksist iktisat veya Marksist iktisat okulu, politik iktisadi düşüncenin heterodoks bir okuludur. Temelleri Karl Marx'ın ekonomi politik eleştirisine kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, ekonomi politik eleştirmenlerinin aksine, Marksist iktisatçılar ekonomi kavramını ilk bakışta kabul etme eğilimindedir. Marksist ekonomi birkaç farklı teoriden oluşur ve bazen birbirlerine karşıt olan birden fazla düşünce okulunu içerir; birçok durumda Marksist analiz diğer ekonomik yaklaşımları tamamlamak veya desteklemek için kullanılır. Ekonomik olarak Marksist olmak için siyasi olarak Marksist olmak gerekmediğinden, iki sıfat eşanlamlı olmaktan ziyade kullanımda bir arada bulunur: Anlamsal bir alanı paylaşırken, aynı zamanda hem yananlamsal hem de düzanlamsal farklılıklara izin verir.

Beşeri sermaye, üretim faktörlerinin daha verimli kullanılmasını sağlayan tecrübe, bilgi, beceri gibi değerlerin toplamı olarak kabul edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Marjinal ürün</span>

Marjinal ürün veya marjinal fiziksel üretkenlik, ekonomide ve özellikle neoklasik ekonomide bir girdinin, belirli bir girdiden bir birim daha kullanılmasından kaynaklanan çıktıdaki değişikliktir diğer girdilerin miktarlarının sabit tutulduğu varsayılarak beşten altı birime yükseltilir.

Emek sömürüsü, en geniş anlamıyla bir failin diğer bir failden haksız menfaat sağlaması olarak tanımlanan bir kavramdır. İşçiler ve işverenleri arasında bir güç asimetrisine veya eşit olmayan değer alışverişine dayanan adaletsiz bir sosyal ilişkiyi ifade eder. Sömürü hakkında konuşurken, sosyal teoride tüketimle doğrudan bir ilişki vardır ve geleneksel olarak bu ilişki, sömürüyü, aşağı konumları nedeniyle başka bir kişiden haksız bir şekilde yararlanmak ve sömürene güç vermek olarak etiketler.

Teknolojik değişim veya teknolojik ilerleme, teknoloji veya süreçlerin genel buluş, inovasyon ve yayılım sürecidir. Özünde teknolojik değişim, süreçler de dahil olmak üzere teknolojilerin icat edilmesini ve bunların araştırma ve geliştirme yoluyla ticarileştirilmesini veya açık kaynak olarak piyasaya sürülmesini, gelişmekte olan teknolojilerin üretilmesini, teknolojilerin sürekli olarak iyileştirilmesini ve genellikle daha ucuz hale gelmesini ve teknolojilerin endüstri veya toplum genelinde yayılmasını kapsamaktadır. Kısacası, teknolojik değişim hem daha iyi hem de daha fazla teknolojiye dayanır.

<span class="mw-page-title-main">Basit meta üretimi</span>

Basit meta üretimi, Friedrich Engels tarafından Karl Marx'ın metaların "basit mübadelesi" olarak adlandırdığı, bağımsız üreticilerin kendi ürünlerini takas ettiği koşullar altındaki üretken faaliyetleri tanımlamak için ortaya atılan bir terimdir. Basit kelimesinin kullanımı, üreticilerin ya da üretimlerinin doğasına değil, daha ziyade ilgili nispeten basit ve anlaşılır değişim süreçlerine atıfta bulunmaktadır.