İçeriğe atla

Üremi

Kontrol Edilmiş

Üremi, kanda üre görülmesidir. Üre idrarın temel bileşenlerinden birisidir. Amino asit ve protein metabolizmasının son ürünü olarak da tamamlanır (kreatinin gibi), Normalde idrar yoluyla kandan dışarı atılır. Üremik sondrom böbrek yetmezliğinin terminal klinik bulgusu olarak da bilinir (renal yetmezlik de denir).[1] Bulgu ve belirtileri, yetersiz boşaltım ve börek endokrin fonksiyonları araştırması sırasında laboratuvar testleri sonucu ortaya çıkar [2] Üremi ya da üremik sendrom terimlerinin ikisi de, böbrek yetmezliği sonucu çok yüksek plazma üre konsantrasyonlarını ifade etmek için kullanılır.[1]

Azotemi ise yüksek üre seviyelerinde kullanılan diğer bir terimdir, ancak bu anormallik kimyasal olarak ölçülmüş ve semptoma yol açmayacak kadardır. Üremi azoteminin ciddi ve patolojik olduğu durumlardır..[1]

There is no specific time for the onset of uremia for people with progressive loss of kidney function. People with kidney function below 50% (i.e. a glomerular filtration rate [GFR] between 50 and 60 mL) and 30 years of age may have uremia to a degree. This means an estimated 8 million people in the United States with a GFR of less than 60 mL have uremic symptoms.[3] The symptoms, such as fatigue, can be very vague, making the diagnosis of impaired renal function difficult. Treatment would be to perform dialysis or a renal transplant.[3]

Bulgular ve belirtiler.

Üreminin klasik bulguları: gelişen güçsüzlük ve kolay yorulma, iştah kaybı sebebiyle mide bulantısı ve kusma, kas erimesi, titreme, zihinsel fonksiyonlarda anormallik, sık ve sığ solunum, metabolik asidoz. Diyaliz veya böbrek nakli olmazsa böbrek yetmezliği nedeniyle oluşan üremi, baygınlık, koma ve ölümlere neden olabilir.[2] Çünkü üremi çoğunlukla böbrek yetmezliğinin sonucudur, Üremi bulgu ve belirtileri böbrek yetmezliği bulgu ve belirtileriyle eş zamanlı olarak başlar. Üreminin bulgu ve belirtileri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

Üreminin klinik özellikleri[3][4][5]
Etkilenen alan Bulgu ve belirtiler
Merkezi sinir sistemiGündüz uyuklama, gece uykusuzluk, hafıza ve odaklanma bozuklukları, zafiyet, baş ağrısı, konfusion, hâlsizlik, nöbetler, koma, ensefalopati, tat ve koku duyusunda azalma, hıçkırık, serosit.
Çevresel sinir sistemiPolinevrit, huzursuz bacak sendromu, kıramplar, periferal nöropati, oksidatif stres, düşük vücut sıcaklığı.
Sindirim sistemiAnoreksi, bulantı, kusma, gastroparez, parotit, stomatitis, yüzeysel gastrointestinal ülserler.
HematolojiAnemi, hemostaz bozuklukları, granulositik, lenfositik ve platelet disfonksiyonu.
Dolaşım sistemiYüksek tansiyon,ateroskleroz, koroner arter hastalığı, perikardit, periferal ve pulmoner ödem.
DeriKaşıntı, cilt kuruluğu, kalsifilaksi, sarılık (deri yoluyla üre atılımı sonucu)
EndokrinolojiBüyüme bozukluğu, ereksiyon bozukluğu, kısırlık, amenore.
İskelet sistemiOsteomalazi, β2-microglobulin amyloidosis, kemik hastalıkları (Vitamin D bozukluğu, ikincil hiperparatroidizm ve hiperfosfatemi sonucu)
Beslenme Yetersiz beslenme, kilo kaybı, kas erimesi
Diğer İdrarda üre kokusu.
Bağışıklık Aşılamaya düşük yanıt oranı, enfeksiyöz hastalıklara karşı artan hassasiyet, sistemik yangı.

Glomerüler süzülüm oranı (GSO), böbreklerden atılabilir sıvının ölçülmesiyle ortaya çıkar. bu oranın azalması hastalık seyrini (prognoz) kötüleştirir. Bazı oranlar ve etkileri aşağıdaki tabloda verilmiştir.

GSO ve etkiler[3]
GFR (mL/dakika) Etkiler
100-120 Normal
<60 Üremik semptomlar gelişebilir, Düşürmek iyi olur.
30-60 Kognitif bozukluk
55 Yorgunluk ve yaşama gücünde azalma
<50 İnsülin direnci
<30 Muhtemel koma sebebi
≤15 Böbrek yetmezliği

Tanı

Doğru hikâyeyi bilmek ve hızlı tanı koymak önemlidir. Akut üremilerde sorunu bulma, tedavi etme ve böbrek fonksiyonlarını düzeltme şansı daha yüksektir.[6]

Kan testleri

İdrar testleri

Radyoizotop testleri

Kaynakça

  1. ^ a b c Bishop, M.L.; Fody, E.P. and Schoeff, L.E. Clinical Chemistry: Techniques, Principles, Correlations. 6th Edition.
  2. ^ a b Burtis, C.A.; Ashwood, E.R. and Bruns, D.E. Tietz Textbook of Clinical Chemistry and Molecular Diagnostics. 5th Edition.
  3. ^ a b c d Meyer TW and Hostetter, TH (2007). "Uremia". N Engl J Med. 357 (13). ss. 1316-25. doi:10.1056/NEJMra071313. PMID 17898101. 
  4. ^ Almeras, C. and Argiles, A. "The General Picture of Uremia".
  5. ^ Depner, T.A. Uremic Toxicity: Urea and Beyond.
  6. ^ "Uremia Workup" 29 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım sistemi</span>

İdrar yolu veya böbrek sistemi olarak da bilinen insan idrar sistemi böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur. Üriner sistemin amacı vücuttan atıkları uzaklaştırmak, kan hacmini ve kan basıncını düzenlemek, elektrolit ve metabolit seviyelerini kontrol etmek ve kan pH'ını düzenlemektir. İdrar yolu, idrarın nihai olarak uzaklaştırılması için vücudun drenaj sistemidir.

Conn sendromu böbrek üstü bezlerinden artmış aldosteron salgısı, baskılanmış plazma renin aktivitesi, hipertansiyon ve hipokalemi ile karakterize bir durumdur. Primer hiperaldosteronizm olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Diyaliz</span>

Böbrek diyalizi böbrekleri artık bu işlevleri doğal olarak yapamayan kişilerde fazla su, çözünen maddeler ve toksinlerin kandan uzaklaştırılması işlemidir. İlk başarılı diyaliz 1943 yılında gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek yetmezliği</span> böbreklerin kandaki atık ürünleri yeterince filtreleyemediği hastalık

Son dönem böbrek hastalığı (ESRD) olarak da bilinen böbrek yetmezliği, böbreklerin artık kandaki atık maddeleri yeterince filtreleyemediği ve normal seviyelerin %15'inden daha azında çalıştığı tıbbi bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek</span> omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organları

İnsanlarda böbrekler, memeli böbreklerinin genellikle dış lobülasyon belirtileri göstermeyen, çok loblu, çok papiller şekilli, iki adet kırmızımsı kahverengi fasulye biçimli kan filtreleyen organlardır. Bunlar retroperitoneal boşlukta solda ve sağdadır ve yetişkin insanlarda yaklaşık 12 santimetre uzunluğundadır. Kanı eşleşmiş renal arterlerden alırlar; kan eşleşmiş renal venlere çıkar. Her böbrek, atılan idrarı mesaneye taşıyan bir tüp olan üretere bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Akut böbrek yetmezliği</span>

Akut böbrek yetmezliği (ARF) böbreğin hasar göremesi sonucu meydana gelen böbrek fonsiyonlarının aniden kaybı olayıdır. Bu durumda normalde böbreklerin çıkardığı azotlu ve azotsuz atıklar vücutta tutulur. İşlev bozukluğunun ağırlığı ve süresine bağlı olarak bu birikinti, metabolik asidoz ve hiperkalemi gibi metabolik bozulmalarla birlikte vücudun sıvı dengesini değiştirir ve diğer organ sistemlerini de etkiler.

Atipik Hemolitik Üremik Sendrom (aHÜS) nadir, ciddi, sistemik ve olumsuz sonuçları ile yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. aHÜS hem çocukları hem de erişkinleri etkiler ve trombotik mikroanjiyopati (TMA) ile bağlantılıdır. TMA yaygın çoklu organ yetmezliği sorunlarına neden olabilecek şekilde tüm vücut boyunca küçük kan damarlarında kan pıhtılarının oluşmasıdır. aHÜS esas olarak vücudun immün sisteminin enfeksiyonlara karşı mücadele eden ve ölü hücreler için endojen bir temizlik makinesi olarak işlev gören kompleman sisteminin, kronik, kontrolsüz aktivasyonundan kaynaklanır. Normalde kompleman sistemi, onun yıkıcı etkilerini kontrol eden belirli proteinler tarafından ileri düzeyde kendi kendine düzenlenir,ama aHÜS'te bu düzenleme büyük oranda kompleman düzenleyici proteinlerde oluşan mutasyonlara bağlı olarak bozulur. Bu kontrol mekanizmasındaki bozukluklar daha sonra vücudun kendi dokularının hasarına neden olan kompleman sisteminin aşırı aktivasyonuna yol açabilir. Hastalığın hızlı tanısı ve uygun tedavinin erken başlatılması, sonuçları iyileştirir ve muhtemelen TMA ile ilişkili riskleri ve sonrasındaki böbrek yetmezliği, inme veya kalp krizi gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonları azaltır.

Nefrit ya da nefritis böbreklerde oluşan, glomeruluslar ve tubulleri ya da glomerüller ve tübülleri çevreleyen interstisyel dokuyu kapsayabilen yangıdır.

İntersitisyel nefrit (veya tübülo-intersitisyel nefrit) böbrek tübüllerini çevreleyen intersitisyumunu etkileyen bir nefrit türüdür. Bu hastalık akut, yani aniden veya kronik, yani yavaş seyirli olarak gelişip devam eden ve böbrek yetmezliğiyle sonuçlanan tablolar halinde ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kronik böbrek hastalığı</span>

Kronik böbrek hastalığı, böbrek yapısında veya işlevinde 3 aydan uzun süreli anormalliklerin görüldüğü bir rahatsızlıktır.

Üremik stomatit ya da Üremi stomatiti, kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda kandaki üre düzeyinin yükselmesi olgusuna üremi (azotemi) adı verilir. Tükürük salgısıyla ağız boşluğuna ulaşan üre, ortamdaki canlı etkenlerin ürettiği "urease" enzimiyle indirgenir, serbest amonyak açığa çıkar. Ağız kuruluğu ve yanma duyusu, dişeti kanamaları, tat bozuklukları ve ağrı yakınmaları olan hastaların nefesinde amonyak kokusu vardır. Bu bulgular diabetik nefropatide çok daha güçlüdür. Hemodiyalizle birlikte lezyonlar silinir.

<span class="mw-page-title-main">Hidronefroz</span> İdrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu oluşan tablo

Hidronefroz (hydronephrosis) ve obstrüktif üropati, idrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Sıvı akışının bozulmasındaki en büyük etken idrar yollarının tıkanmasıdır; bu nedenle, “obstrüktif üropati” olarak nitelendirilirler. Uzun süren tıkanmalarda böbrek dokusuna yüklenen sıvı basıncı atrofiye neden olur (basınç atrofisi).

Böbrek hastalığı, esas olarak böbrekleri etkileyen bir hastalık veya rahatsızlığın adıdır. Böbrek hastalığı için tıbbi kelimeler nefropati veya nefrozdur.

Konjenital (doğumsal) böbrek anomalileri, üriner sistemdeki konjenital anomalilerinin önemli bir bölümüdür. Üriner sistemin konjenital anomalilerindeki kalıtımsal nitelikler tam olarak çözümlenememiştir. Olguların yaklaşık 1/5'i kalıtsaldır ve büyük çoğunluğu otosomal dominant yolla aktarılır; otosomal resesif kalıtım oldukça seyrektir. Çoğu olgudaki nedenin gebelikte yaşanan sorunlar olduğu varsayılmaktadır. Böbrek anomalileri, doğumsal üriner sistem anomalilerinin sıkça karşılaşılan sorunlardan biridir; yaklaşık 10 çocuktan 1'i bu tür bir anomali (kusur) ile doğar. Böbrek anomalilerin çoğu yapısal bozukluklar gösterirken bir bölümü de metabolik sorunlarla ortaya çıkar.

Kistik renal displazi, böbrekte yapısal bozuklukların görüldüğü bir anomalidir; mikrosopik incelemelerde kıkırdak dokusu, ilkel mezenkimal yapılar ve ilkel borucuklar gibi böbrek dokusunda bulunmaması gereken dokular saptanır. Etkilenen böbreğin biçimi de bozuktur. Olguların büyük bölümünde üreter, mesane ve üretra gibi idrar yolları anomalileri de vardır. Böbreklerden biri ya da ikisi etkilenir. Etkilenen böbreğin çıplak gözle yapılan incelemelerinde, çok sayıda kist içeren, iri ve biçimsiz bir yapı seçilir. Kistler farklı büyüklüktedir. Nefronlar normaldir; ancak, idrar toplama borucuklarının (tubulus) yapısı bozuktur.

<span class="mw-page-title-main">Polikistik böbrek hastalığı</span>

Polikistik böbrek hastalığı, böbreklerin görece sık karşılaşılan kistik hastalıklarındandır. 2 tip polikistik böbrek hastalığı vardır;

  1. Otosomal dominant polikistik hastalık
  2. Otosomal resesif polikistik hastalık

Böbrek medullasının kistik hastalığı, böbrek korteksinden çok medulla katmanını etkileyen bir kistik hastalıktır. İki tür medüller kistik hastalık vardır:

  1. Medüller sünger böbrek
  2. Nefronoftizi

Ren arcuatus (Latince), renal füzyon veya süper böbrek olarak da bilinen at nalı böbrek, erkeklerde daha sık görülen, genellikle asemptomatik olan ve genellikle tesadüfen teşhis edilen yaklaşık 500 kişiden 1'ini etkileyen doğuştan gelen bir hastalıktır. Bu bozuklukta, hastanın böbrekleri, anne karnındaki gelişim sırasında at nalı şeklinde kaynaşarak birleşir. Kaynaşmış kısım at nalı böbreğin kıstağıdır. Anormal anatomi böbrek drenajını etkileyerek böbrek taşı ve idrar yolu enfeksiyonlarının sıklığının artmasına ve ayrıca böbrek kanseri riskinin artmasına neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Glomerüler filtrasyon oranı</span>

Böbrek fonksiyonları arasında kan basıncı, asit-baz ve sıvı dengesinin yanı sıra sodyum, potasyum ve diğer elektrolitlerin düzenlenmesi; toksinlerin temizlenmesi ; glikoz, amino asitler ve diğer küçük moleküllerin emilimi; eritropoietin yapımı gibi çeşitli hormonların üretimi; ve D vitamini aktivasyonu bulunur.

Azotemi, vücutta anormal derecede yüksek düzeyde azot içeren bileşikler ile tanımlanan tıbbi bir durumdur. Bu büyük ölçüde kan'ın böbrekler tarafından yetersiz veya işlevsiz filtrelenmesiyle ilgilidir. Kontrol edilmezse üremi ve akut böbrek hasarı’na yol açabilir.