
Türk alfabesi, Türkçenin yazımında kullanılan Latin alfabesi temelli alfabedir. 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiştir.

Fince (

Estonca, Estonya'nın resmî dilidir. 1,1 milyon Estonya vatandaşına ek olarak on binlerce Estonyalı göçmen tarafından konuşulan dil. Ural Dil Ailesi'nin Fin-Ugor dilleri'ne mensuptur. Dil, Finceye oldukça benzemektedir. Dili ailedeki diğer dillerden ayıran en önemli özellik, kısa, uzun ve çok uzun olmak üzere üç farklı tonlama barındırmasıdır.

Uluslararası Ses Abecesi veya Uluslararası Fonetik Alfabe, seslerin kâğıt üzerinde gösterilebilmesi için oluşturulmuş standart alfabedir. Tüm dillerdeki konuşma seslerini bir örnek biçimde kodlayabilmek için oluşturulmuş işaretler ve simgeler sistemidir. Bu sistemden en çok dilbilimde ve sözlüklerin hazırlanmasında yararlanılır.

Moğolca, Moğolistan ve civardaki bazı özerk bölgelerde resmî dil olan Asya dilidir.

Yazı sistemi, bir dildeki unsurları ve tarif edilebilir durumları temsil etmek için kullanılan bir çeşit semboller sistemidir.
Ulama, ünsüz ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük takip ettiğinde birinci sözcüğün ikinci sözcüğe bağlanarak söylenmesidir. Yazımda gösterilmeyen bu durum, konuşma dilindeki söyleyiş kolaylığı nedeniyle ortaya çıkar.

Japonca, Japonlar tarafından konuşulan Japon dil ailesine bağlı bir dildir. Başta Japonya ve Japon diasporasındakiler olmak üzere yaklaşık 128 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Japonya'da de facto millî dil olarak kabul edilip Palau'da tanınmış azınlık dilidir.
Â, Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin ve eklerin telaffuzunu Türkçeye uyarlamak için kullanılır. Â harfiyle başlayan kelimeler de vardır: Âkif, Âdem, âlem, âmâ gibi. Şapkalı a genellikle l, k ve g, h ünsüzlerinden sonra kullanılır. Hâlâ, dergâh, rüzgâr, dükkân, kâgir, kâğıt, kâtip, kâr, kâse, Mevlâ, hâl, mekân, mükâfat, yâr, Kâbe, Hakkâri gibi. Uzun okunması gereken diğer ünlüler için kullanılmaz. Fakat kalın okunması gereken k ve g harflerinden sonra gelen uzun a ^ imi almaz. Kasım (Bey), kanun vb. Â harfi Türkçenin her yerinde egemen olmasına rağmen, resmî alfabede yer almaz.
Ünsüz yumuşaması veya ünsüz değişimi, Türkçedeki bir ses olayıdır. Süreksiz sert ünsüzlerle biten sözcüklerin, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında, sözcüklerin sonundaki ç, k, p, t ünsüzlerinin yumuşayarak - sırasıyla- c, g/ğ, b ve d'ye dönüşmesidir.
Ünsüz düşmesi, bir sözcüğe bir ek veya başka bir sözcük eklenirken, kaynayan kısımdaki seslerden birinin kaybolmasıdır. Bazı sözcükler ek alırken kök ve gövde ek ile birleşmez, bu esnada kök veya gövdeden bir ünsüz düşer.
Kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz, Türkçede iki ünlü harf yan yana gelemeyeceği için, ünlü ile biten bir kök veya gövdenin sonuna eklenen ve yine bir ünlü ile başlayan ekin önüne gelen ünsüzü belirtir. Sadece Türkiye Türkçesi için değil, bütün tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde temel kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz /y/ ve /n/ sesleridir. Bu ünsüz; kök+ek veya ek+ek durumlarında, iki ünlü yan yana geldiğinde kullanılır.
Büyük ünlü uyumu ya da kalınlık-incelik kuralı, Türkçedeki iki ses uyumundan biri. Kökeni Türkçe sözcüklerin ayırt edilmesinde kullanılır. Türkçedeki öz Türkçe sözcüklere ait ortak bir özelliktir.
Ses türemesi; Türkçede bir sözcüğe, çeşitli seslerin eklenmesi olayı. Bu sesler çoğunlukla söyleyişi kolaylaştırmak, yeni bir sözcük yaratmak veya anlamı vurgulamak için eklenir.
Pekiştirme, bir sözcüğe anlamını kuvvetlendirmek için ilaveler yapılması veya sözcüğün tekrarlanmasıdır. Türkçede başlıca beş çeşit pekiştirme vardır.
Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.
Baltık-Fin dilleri veya Fin dilleri, Baltık Denizi ve çevresinde yedi milyondan fazla insan tarafından konuşulan, Ural dillerine mensup bir dil topluluğudur.

Ünlü, sesli veya vokal; ses yolu görece açık durumda iken, ses tellerinin titreşmesi ile bir engele takılmadan oluşan; hecenin en küçük birimini oluşturan konuşma sesi. Ünsüz veya sessiz karşıtıdır. Ünlülük kavramı harflerden ziyade "sesleri" tanımlar zira bir harf kimi sözcüklerde ünlü, kimi sözcüklerde ise ünsüz bir sesi simgeleyebilir.

Şalom, İbranicede 'barış, uyum, bütünlük, refah ve huzur' anlamlarına gelen bir sözcüktür. İbranice konuşanlar arasında selamlaşmada veya bazen vedalaşmada kullanılmaktadır.
Ünsüz değişmesi, sessiz harflerin ek almaksızın sözcüğün söylenişine ya da yazımına daha uygun ünsüzlerle değişmesi sonucu oluşan Türkçedeki ses olaylarından biridir. Ünsüz benzeşmesi ve sertleşmesi olayları, sözcük ek alırken gerçekleşir. Ünsüz değişmesi ise kelimenin kökeni ile ilgilidir. Genellikle alıntı sözcüklerin Türkçenin ses yapısına uyarlanması ile gerçekleşen bir olaydır. Altı adet ünsüz değişmesi vardır.