İçeriğe atla

Ünsüz düşmesi

Ünsüz düşmesi, bir sözcüğe bir ek veya başka bir sözcük eklenirken, kaynayan kısımdaki seslerden birinin kaybolmasıdır. Bazı sözcükler ek alırken kök ve gövde ek ile birleşmez, bu esnada kök veya gövdeden bir ünsüz düşer.

Örnekler

SözcükİlaveKaynaşmış hâl
küçük– cükküçücük
ufak– cıkufacık
ad– daşadaş
ast– teğmenasteğmen
minik- cik minicik
üst– teğmenüsteğmen


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fince</span> Sondan eklemeli Finlandiyanın resmi dili

Fince (

<span class="mw-page-title-main">Moğolca</span> Moğol yerlisinin konuştuğu dil

Moğolca, Moğolistan ve civardaki bazı özerk bölgelerde resmî dil olan Asya dilidir.

Akadca, Doğu Sami dillerine ait Antik Mezopotamya'da, özellikle Asur ve Babil imparatorluklarında kullanılmış ölü dil. Dil, kayda geçmiş ilk Sami dili olup, aslen soysal açıdan akraba olmadığı Sümerce için kullanılmış çivi yazısı ile yazılmıştır. Akadca ismini Akad İmparatorluğu'nun başkenti Akad şehrinden almıştır. Bir izole dil olan Sümerce ve Akadcanın birbirleri üzerindeki karşılıklı etkileşimleri, bu iki dilin bir dil birliği içerisinde sınıflandırılmasına yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Japonca</span> Doğu Asya dili

Japonca, Japonlar tarafından konuşulan Japon dil ailesine bağlı bir dildir. Başta Japonya ve Japon diasporasındakiler olmak üzere yaklaşık 128 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Japonya'da de facto millî dil olarak kabul edilip Palau'da tanınmış azınlık dilidir.

Ön ek, ön takı ya da prefiks, kök kelimesinin başına gelen eklere denir. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğundan genellikle ön ekler ile yeni sözcük türetimi yapılmaz. Latince bu türe bir örnektir.

Redif ya da yedek, şiirlerde mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin ya da anlamları aynı olan sözcüklerin tekrarlanmasına denir. Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir.

Ünsüz benzeşmesi ya da ünsüz uyumu, Türkçe dilbilgisindeki ses olaylarından biridir. Bu kurala göre herhangi bir kelimeye eklenen ve ünsüz harfle başlayan yapım ve çekim ekleri kendisinden önceki son harf sert ünsüz ise sert, yumuşak ünsüz ise yumuşak ünsüz harfle başlamak zorundadır:

Ünsüz yumuşaması veya ünsüz değişimi, Türkçedeki bir ses olayıdır. Süreksiz sert ünsüzlerle biten sözcüklerin, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında, sözcüklerin sonundaki ç, k, p, t ünsüzlerinin yumuşayarak - sırasıyla- c, g/ğ, b ve d'ye dönüşmesidir.

Kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz, Türkçede iki ünlü harf yan yana gelemeyeceği için, ünlü ile biten bir kök veya gövdenin sonuna eklenen ve yine bir ünlü ile başlayan ekin önüne gelen ünsüzü belirtir. Sadece Türkiye Türkçesi için değil, bütün tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde temel kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz /y/ ve /n/ sesleridir. Bu ünsüz; kök+ek veya ek+ek durumlarında, iki ünlü yan yana geldiğinde kullanılır.

Türemiş kelime veya türemiş sözcük, isim ve fiil köklerine veya diğer türemiş sözcüklere yapım ekleri getirilerek türetilen sözcüktür. Yalın hâldeki türemiş sözcükler gövde olarak da bilinir. Türetilen sözcük, genellikle türediği sözcükle ilişkili olmakla birlikte, tamamen yeni bir anlama sahiptir: su (madde) ve suluk (kap) gibi.

Ses türemesi; Türkçede bir sözcüğe, çeşitli seslerin eklenmesi olayı. Bu sesler çoğunlukla söyleyişi kolaylaştırmak, yeni bir sözcük yaratmak veya anlamı vurgulamak için eklenir.

Basit sözcük, Türkçede hiçbir yapım eki almamış veya başka bir sözcükle birleşmemiş sözcük. Yalın haldeki basit sözcük aynı zamanda o sözcüğün köküdür.

Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.

Baltık-Fin dilleri veya Fin dilleri, Baltık Denizi ve çevresinde yedi milyondan fazla insan tarafından konuşulan, Ural dillerine mensup bir dil topluluğudur.

Kök, dil bilgisinde bir sözcüğün ön ve son ekleri çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı kısmıdır. Bir sözcüğün kökü isim ya da eylem olabilir. İsimler varlıkları fiiller de hareketleri karşılayan sözcüklerdir. İsimlerin anlamlı halleri kök olarak kullanılabilirken, eylem kökleri mastar eklerinden uygun olanıyla kullanılır. Dil bilgisinde eylemlerden sonra gelen mastar ekleri - (kısa çizgi) ile gösterilir.

<span class="mw-page-title-main">Ünlü (dilbilim)</span>

Ünlü, sesli veya vokal; ses yolu görece açık durumda iken, ses tellerinin titreşmesi ile bir engele takılmadan oluşan; hecenin en küçük birimini oluşturan konuşma sesi. Ünsüz veya sessiz karşıtıdır. Ünlülük kavramı harflerden ziyade "sesleri" tanımlar zira bir harf kimi sözcüklerde ünlü, kimi sözcüklerde ise ünsüz bir sesi simgeleyebilir.

İlgi eki veya tamlayan eki, dil bilgisinde bir varlığın kime ait olduğunu bildiren bu ek, Türkiye Türkçesinde ünsüzle biten ad kök ve gövdelerine {+In} "-ın, -in, -un, -ün" ve ünlüyle bitenlerden sonra {+nIn} "-nın, -nin, -nun, -nün" şekillerine sahiptir. Bu ek, sözcüklerin genitif hâlini oluşturmakta kullanılır. Sadece "ben" ve "biz" zamirlerine eklendiğinde -im şekline dönüşür. Belirtili isim tamlamalarında ilk sözcüğe (tamlayana) eklendiği için tamlayan eki olarak da bilinir. "i" harfi, büyük ve küçük ünlü uyumuna uyacak şekilde dar ünlülerden birine dönüşebilir:

<i>Şalom</i> sözcük

Şalom, İbranicede 'barış, uyum, bütünlük, refah ve huzur' anlamlarına gelen bir sözcüktür. İbranice konuşanlar arasında selamlaşmada veya bazen vedalaşmada kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Gırtlaksıl ünsüz</span>

Gırtlaksıl ünsüzler, eklemleme yerinin gırtlakta bulunan ünsüzlerdir. Eklemleme sürecinde ses tellerinin arasındaki açıklık hareket eder. Bazı fonetikçiler bu tür gırtlaksıl seslerinin aslında ünsüz olmayıp sırf gırtlağın geçiş hâlleri teşkil ettiklerini savunurlar. Buna rağmen, bu sesler birçok dilde sesbirim veya altsesbirim teşkil ederler. Örneğin, Fasih Arapçada, çoğu sözcük üç ünsüzden oluşan köklerden türer; bu bağlamda // ile // sesleri de Arapçadaki diğer ünsüzler gibi bu tür sözcük köklerinde yer alırlar.

Ünsüz değişmesi, sessiz harflerin ek almaksızın sözcüğün söylenişine ya da yazımına daha uygun ünsüzlerle değişmesi sonucu oluşan Türkçedeki ses olaylarından biridir. Ünsüz benzeşmesi ve sertleşmesi olayları, sözcük ek alırken gerçekleşir. Ünsüz değişmesi ise kelimenin kökeni ile ilgilidir. Genellikle alıntı sözcüklerin Türkçenin ses yapısına uyarlanması ile gerçekleşen bir olaydır. Altı adet ünsüz değişmesi vardır.