Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.
Agnostisizm ya da bilinemezcilik, en yaygın ve bilinen tanımıyla, tanrı veya tanrısal varlıkların bilinemez veya varlığı ile birlikte yokluğunun da kanıtlanamaz olduğunu savunan bir felsefi görüştür. Agnostik düşünce epistemolojik alanda yer alan bir felsefi görüş olmakla birlikte, zayıf agnostisizm, güçlü agnostisizm gibi alt türlere ayrılır. Bununla birlikte agnostik felsefe varsayımların, özellikle tanrı gibi daha yüksek bir otoritenin varlığına veya yokluğuna ilişkin teolojik varsayımların bilimsel olarak hiçbir zaman açıklanamayacağı görüşündedir. Bu fikir akımının destekçilerine agnostik denir. Agnostisizm kendi içinde de farklı görüşlere ayrılır.
Sembolizm ya da simgecilik, en genel anlamıyla farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır. Sembolizme sanatta, özellikle resim, müzik ve edebiyat alanlarında rastlanır.
Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:
- Felsefi spiritüalizm: Antik çağdan beri pek çok filozof ruh denilen bir cevherin varlığını savunmakla birlikte, bunlardan bazıları ruhların kendilerine özgü orijinal cevherler olduklarını kabul etmemişlerdir.
- Deneysel spiritüalizm: Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19. yüzyıla dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun, Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Fransa gibi kimi Avrupa ülkelerinde Spiritizm adıyla da bilinir. Latin Amerika ülkelerinde ise kurucusuna ithafen, Kardesizm adını almıştır.
Ekümeniklik, günümüzde genellikle, daha büyük bir dinî birliği ya da dinlerarası iş birliğini sağlama amacını güden girişimleri ifade eder.
Atinalı Athenagoras, MS 2. yüzyılda yaşamış ve Hristiyanları ahlaksızlık ve devlete itaatsizlikle suçlayan putperestlerin iddialarına karşı çıkmak ve Hristiyan inancıyla ibadet ilkelerini Yunan ve Roma dünyasına yaymak için, 177 yılında bir apoloji kaleme almış olan Hristiyan düşünürdür.
Mormonluk kavramı, Joseph Smith, Jr. tarafından 1830'da ortaya çıkan İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi ve Brigham Young ile günümüze kadar da devam eden bir dini yorumun, geleneksel ve kültürel unsurlarını içermektedir. Özellikle, Mormonluk, İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi ile ilgilidir.
Gnostisizm Antik Mısır hermetizmini, Antik Yunan ezoterizmini, İbrani geleneklerini, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve dinlerini, Hristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikâtın benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır. Daha açık bir ifade ile Gnostisizm, hakikatin bilgisine ilham keşf ve sezgi ile ulaşılacağını savunan mistik bir felsefi düşüncedir.
Almanya'da baskın din Hristiyanlık olmaktadır ve din 4. yüzyılda modern Almanya'nın kapladığı bölgelerdeki Cermen kabilelerinin bu dini benimsemesi ile yayılmıştır. 8. ve 9. yüzyılda, Şarlman'ın hakimiyetine kadar bölge tamamen Hristiyanlaşmıştır. 16. yüzyılda Martin Luther tarafından başlatılan Reform hareketi ve Katolik Kilisesi ile yarattığı bölünme sonucunda yöre halkının önemli bir kısmı Lütercilik ve Kalvinizm başta olmak üzere Protestanlığı benimsemiştir.
Ateistlerin nüfus dağılımının saptanması oldukça zordur. Pek çok insan "ateizm" ve onunla alakalı olan terimleri yorumlama konusunda ayrıma düşmektedir. Bunun yanında ateizm, din karşıtı inançlar ve teizm karşıtı inançlar arasında kesin bir ayrım yapmak mümkün değildir. Üstelik pek çok ateist, bulundukları toplumun sosyal baskıları yüzünden kendi kimliklerini ifade edememektedir. Sayıca çok az olmalarına rağmen ateist yönetimlerde de tam tersi bir durum söz konusu olabilmektedir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen bir araştırmaya göre dünya nüfusunun %2.5'i kendini ateist, %12.7'si ise kendisini dinsiz olarak tanımlamıştır.
Apateizm ya da tanrıumursamazlık, tanrının veya tanrıların varlığı veya yokluğu konusunda ilgisiz, kayıtsız kalma durumudur. Bir apateist, tanrının veya tanrıların var olduğu veya olmadığı yönündeki iddiaları kabul etmek veya reddetmekle ilgilenmez. Bir inanç, iddia veya bir inanç sisteminden ziyade bir tutum olarak nitelendirilir.
Ateizm Derneği, Türkiye’nin ilk resmî ateist derneğidir. Ateizm Derneği, toplumda genel kabul görmüş olan ön yargı ve inançlardan arınmış; dinin, felsefi ya da ideolojik görüşlerin, toplumsal bir baskı aracı olarak kullanılmasına karşı kurumsal mücadele veren; Türkiye ateistlerinin kendi görüşlerini yasal zeminde özgürce ifade edebilmesini teşvik eden, bilimsel, felsefi ve teolojik konularda eğitici projeler düzenleyen yasal bir kurumdur.
İsa'nın ikinci gelişi, İsa'nın yaklaşık iki bin yıl önce çarmıha gerilip üç gün sonra dirilmesinin ardından göğe yükselmesinden sonra dünyaya dönmesine ilişkin Hristiyan inancıdır. Bu inanç ayrıca, diğer bazı dinlerde farklı yorumlarla yer alır. Mesih kehanetlerine dayanmaktadır ve çoğu Hristiyan eskatolojisinin bir parçasıdır. İsa'nın ikinci gelişinin mahiyeti hakkındaki görüşler, Hristiyanlık mezhepleri arasında ve Hristiyan bireyler arasında olduğu kadar diğer bazı inançlar ve mensupları arasında da farklılık göstermektedir.
Azerbaycan'da dinsizlik sayıma ve nüfus sayımına göre yoruma açıktır. Şii İslam Azerbaycan'da en büyük inançtır. Azerbaycan'daki ateistlerin, deistlerin veya agnostiklerin sayısını ölçmek zordur çünkü bunlar ülke nüfus sayımında resmi olarak sayılmamaktadır.
Türkiye'de dinsizlik, ülkedeki dini inancın eksikliği, ilgisizliği veya reddinin boyutunu ifade eder. Anketlere göre, deistlerin, ateistlerin, agnostiklerin ve diğer bağımsız kişilerin nüfus içindeki payına ilişkin kesin tahminler farklılık gösterse de, Türkiye'de İslam baskın inançtır ve dinsizler azınlık oluşturmaktadır.
İtalya'da din, Hristiyanlığın baskınlığı ve dinsel uygulamaların, inançların ve mezhep çeşitliliğinin giderek artmasıyla tanımlanır. İtalya'da çoğu Hristiyan, merkezi Roma şehrinde olan Katolik Kilisesi'ne bağlı. 2023 araştırmalarına göre İtalya sakinlerinin %68'i Hristiyan, %28'i ateist veya agnostik, geriye kalanı ise diğer dinlere bağlı ve cevap vermeyenler.
Katolik Hristiyanlık çoğunluk dinidir. 2023'te, İspanyol Sosyolojik Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, İspanyolların % 51'i kendini Katolik Hristiyan olarak, %2,4'ü diğer inançların takipçileri olarak, Geri kalan ise ateist, agnostik veya inançsız olarak tanımlıyor.
Karizmatik hareket, tarihsel olarak ana akım Hristiyan cemaatlerinin Pentekostalizme benzer inanç ve uygulamaları benimseyen uluslararası eğilimidir. Hareketin temeli ruhsal armağanlar (karizma) kullanmaktır. Ana akım Protestanları arasında hareket 1960 civarında başlarken Roma Katolikleri arasında 1967 civarında ortaya çıktı.
Mezhepsizlik, kişi veya kuruluşun herhangi bir dini mezhebe bağlı olmamasını tanımlar.
Dinsizlik; deizmi, agnostisizmi, ignostisizmi, din karşıtlığını, ateizmi, şüpheciliği, letsizmi, dindar olmayan spiritüalizmi, özgür düşünceyi, antiteizmi, apateizmi, inançsızlığı, pandeizmi, seküler hümanizmi, dindar olmayan teizmi, panteizmi, panenteizmi ve yeni çağı da kapsayabilecek çeşitliliktedir.