İçeriğe atla

Üliger

Üliger (Moğolca: Улгэр, Rusça: Ульгэр), Moğol ve Buryat halk kültüründe masalları ve mitolojik öykülere verilen genel bir addır. Buryatlar ve diğer Sibirya kabileleri arasında sözlü geleneklerinin önemli bir parçasıdır ve diğer fonksiyonları arasında, Budist öykülerini[1] sözlü olarak iletmek için de kullanılmıştır. Sözlü gelenek göz önüne alındığında, Moğol literatüründe ağızdan ağza aktarılan öykülerin önemli bir kısmını oluştururlar. Bu öyküler, "Ülgerci" veya "Üligerçin" (İngilizce: ulgerchi veya uligershin) denilen öykücüler tarafından özellikle yaylı enstrümanlar eşliğinde okunur.

Üliger (Türkçe "Ülger") sözcüğü şiir şeklindeki masal, olağanüstü öykü anlamına gelir. Söylencelerden ve nesile nesile aktarılagelen öykülerden oluşur. Moğolca Ügül, Mançuca Üg sözcükleri anlatmayı[2] ifade eder.

Moğolistanda 1960 yılında Üligerleri toplamak için "Üliger Evi" (Moğolca: Улгэрийн танхим, Rusça: Палата Ульгэров) adı verilen özel bir birim oluşturuldu. Burada günümüzde 250'den fazla Üliger'in bulunduğu bilinmektedir.

Konular

Üligerler genellikle tarihsel ve mitolojik kahramanların efsanelerini anlatırlar. Genellikle kış aylarında ateşin etrafında anlatılan bu öykülerde ortak bir motif olarak kötülüğü simgeleyen "Mangus" adlı bir canavar bulunur.[3]

İlgi gören Üligerler, Cengiz Han'a atfedilen hikâyeler, atasözleri ve destanları da içerir. Kral Geser Destanı gibi uzun mitler günümüzde bile Moğol anlatıcılar tarafından bugün de ezbere okunur. Geser Destanı, yalnızca Moğol folklorunun bir parçası değil, aynı zamanda Tibet ve Çin tarihinin de ortak unsurudur. Ancak, türün sözlü doğası nedeniyle, çok sayıda varyantlarının her zaman bulunduğu rahatlıkla söylenebilir.

Kaynakça

  1. ^ "S. Yoshitake, "A Chapter from the Uliger-Un Dalai", Bulletin of the School of Oriental Studies, 1928". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2012. 
  2. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ ""Mongolian Literature", Encyclopædia Britannica". 7 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2012. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Mitoloji, mit veya söylen bilimi belirli bir din veya kültürdeki insanlık ile evrenin yaratılış ve doğasını, geleneklere özgü inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik söylencelerin tümü. Mit (söylen) sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır.

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ergenekon Destanı</span> Moğol ve Türk destanı

Ergenekon Efsanesi veya Ergenekon Destanı; kaynaklara göre Göktürklerin yeniden doğuşuna ilişkin hikâye.

<span class="mw-page-title-main">Masal</span> kurgusal bir hikaye içeren folklorik fantezi karakterler

Masal ya da erteği esas itibarıyla sözlü anonim halk edebiyatı ürünü, kahramanları arasında olağanüstü kişi veya yaratıkların bulunabildiği, anlatılan olayların tamamen gerçek dışı olduğu, yer ve zaman ögesinin ise daima belirsiz olduğu bir anlatı türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Hikâye</span> gerçek ya da tasarlanmış olayları ilgiyi çekecek bir biçimde anlatan, genellikle beş on sayfadan oluşan düzyazı türü

Hikâye ya da öykü, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatım türlerinden ayrılır.

Halk bilimi veya folklor, bir ülkede veya bölgede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Şaman</span> Eski Orta Asya devletlerinde dinsel kişilik

Şaman ya da Kam, Şamanizm dinine inanan kavimler tarafından, ruhlarla insanlar arasında iletişim kurduğuna inanılan dini liderdir. Tunguzcada ve Mançucada ''büyücü'' veya ''kahin'' anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mahabharata</span>

Mahabharata veya Mahābhārata eski Hindistan'da Sanskritçe yazılmış en önemli iki destandan biridir. Diğeri, Ramayana'dır.

<span class="mw-page-title-main">Saga</span> düz yazı türü

Saga, Orta Çağ'da Viking, Cermen ve İzlanda edebiyatında düz yazı anlatım türlerinden biridir. Geniş olarak ele alındığında "saga" terimi, her türlü düzyazı öykü veya tarihî anlatıyı kapsar. Daha dar anlamda ise yazarın, geçmişte yaşanan olayları, hayâl gücüyle yeniden kurguladığı ve okuyucularına estetik bir şekilde aktardığı tarihsel öykülerdir.

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı M.Ö 4000'li yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyeti kabul ettiği XI. yüzyıla kadar sürmektedir. Bu dönem edebiyatı genellikle sözlü ürünlerden oluşmuştur ve yazılı ürünler yok denecek kadar azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında M.S VI. yüzyıla kadar olan dönem sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılırken, ilk yazılı eserlerin verilmeye başlamasından sonra yazılı edebiyat dönemi başlamıştır. Eski Türklere ait olan en eski yazılı belgeler ise Orhun Yazıtları'dır Bu yazıtlar Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Genel olarak Orhun Yazıtları'ndan önceki dönem sözlü edebiyat, sonrası ise yazılı edebiyat olarak nitelendirilmiştir.

Halk hikâyesi veya halk öyküsü, toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünlerine verilen ad. Ayrıca, bazı halk bilimciler halk öyküsünü: "Çağdaş çağlara yaklaştıkça geçirdiği değişimle destanların yerini tutan halk ürünü." olarak görmüştür. Destanlar olağanüstü ögelerin çokça rastlandığı türlerdir. Halk hikâyeleri ise olağanüstülük düzeyinin ikinci safhasında yer alır ve destanlara oranla halk hikâyelerinin olay örgüsü daha gerçekçidir. Halk hikâyeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebî ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Aslen Divan edebiyatı'na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi eserler, taç eserlerin toplum tarafından sözlü kültüre aktarılıp "halk hikâyesi" haline gelmesinin en önemli örnekleridir. Bunun yanında halk edebiyatı ürünlerinde de bu duruma rastlanmaktadır. Örneğin, Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı; toplumun beğenerek halk hikâyeleştirme sürecine dahil ettiği eserlerdendir. 1930'da edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü, Genç Osman Destanı'nı halk hikâyelerinin oluşum evrelerini tespit etmek maksadıyla incelemiştir. Ayrıca bu çalışma; Türk edebiyatındaki anonim hikâyeleşme süreci hakkında yapılmış ilk çalışmalardan biri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Gezer Han</span>

Gezer Han - Türk, Altay, Moğol ve Tibet efsanelerinde adı geçen söylencesel hakan. “Abay Geser” veya Geser Han olarak da anılır. Türk, Moğol ve Tibet, Tunguz efsane kahramanıdır. Moğol ve Tibet yönü ağır basar. Sezar, Kayzer isimleriyle benzerliği dikkat çekmiştir. Gerçekleştirdiği akınlar ve yaptığı kahramanlıklar uzun destanlarda işlenmiştir. Tarihsel bir kişilik olduğu iddia edilmiş fakat ispatlanamamıştır. Mucizevi bir doğumu olmuş, babasız dünyaya gelmiştir. Türk destanlarındaki gibi yeraltına iner. Geri dönmeyi başarır. Büke Beligte asıl adıdır. Gökyüzünden Tanrılar tarafından yeryüzüne gönderildiğine inanılır.

Yomak – Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe ve halk edebiyatında destan, epik şiir. Yomok, Comok, Comog, Yumah, Nomok, Zomok, Zumah olarak da söylenir. Moğollar Domog derler. İlk anlamı "Öbür dünyaya ait, şaman hikâye ve efsaneleri" olan bu sözcük Kınm Türkçesinde de "hikâye, destan" anlamında korunmuştur.

Olongo - Yakut edebiyatında destan, epik şiir. Olonho veya Olungu olarak da söylenir. Şiir şeklindeki söylencedir.

Kabulgan – Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde “Şekil Değiştirme” kavramı. Metamorfoz, transformasyon. Kubulgan veya Kabulgak da denir. Moğollar Hubılgan olarak söylerler. Don bürünmek veya donuna girmek şeklinde de ifade edilmiştir.

Kay - Altay halk edebiyatında göğüs ve gırtlaktan çıkarılan seslerle okunan destan.

Sözlü gelenek, İrfan, bilgi, sanat, fikir ve kültürel materyalin işitilerek alındığı, bireysel hafızalarda korunduğu ve bir nesilden diğerine sözlü olarak iletildiği bir insan iletişim biçimidir.

<span class="mw-page-title-main">Höömey</span>

Höömey, Tıva Türklerinin ve dolaydaki Türk ve Moğol toplumlarının boğazdan söyledikleri müzik tarzı. Türkçede uluslararası literatürdeki yaygın kullanımla "Hömey" olarak da söylenir.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan folkloru</span>

Azerbaycan folkloru, Azerbaycan halkının yüzyıllar boyunca gelişen halk geleneğidir. Azerbaycan folkloru, geniş bir anlatı koleksiyonunda ve üstü kapalı olarak vazo boyama ve adak hediyeleri gibi temsili sanatlarda somutlaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kırım Tatar folkloru</span>

Kırım Tatar folkloru Kırım Tatarlarının, milli kültürün ayrılmaz bir parçası olan söz sanatlarını, halk geleneklerini ve Kırım Tatar dilini içeren bir kavramdır.