Buhara, Orta Asya'nın en eski yerleşim bölgelerinden olan ve günümüzde Özbekistan sınırları içinde bulunan tarihî şehir. Arkeolojik bulgular şehrin tarihinin en az 2500 yıl civarında olduğunu göstermiştir. Şehirde yapılan Arkeolojik kesit çalışmalarında yaklaşık 20 m kadar derinlikteki alt katmanda; kamusal binalar, askeri tahkim yapıları, çanak-çömlek ve madeni paralar gibi çeşitli arkeolojik buluntulara rastlanılmıştır.
Kitâbu Dîvânu Lugâti't-Türk Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür.
Fergana, Özbekistan'da Fergana ili'nin yönetim merkezi olan şehir.
Büğdüz boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden sekizincisi; "Büüdüz"lerdir. Belgeleri şudur : diye tanımladığı bir Oğuz boyudur.
Karahanlı Devleti ya da kısaca Karahanlılar, 840-1212 yılları arasında Orta Asya ve Maveraünnehir'de hüküm süren bir Türk Hanedanıdır. Orta Asya'da kurulmuş ilk İslam Hanedanıdır. Karahanlı Devleti, tercih edilen görüşe göre, Karluk Türk kabilelerine mensuptur. 389/999 yılında İlek Han'ın (388–403/998–1013) komutanlığında yapılan Karahanlı saldırıları, onlara Mâverâünnehir bölgelerinde hâkimiyeti ele geçirmeyi sağladı. Bu saldırılar, aynı zamanda Sâmânî Devleti'nin yıkılışının habercisiydi. Çünkü saldırılar sonrasında Karahanlı Devleti, bölgede Sâmânî Devleti'nin pek çok yerini işgal etti Karahanlı Devleti, iç çekişmeler ve bölünmelerle pek çok dönemler geçirdi. Bölünme ve iç çekişmeler, tabiatıyla söz konusu devletin, yönetimde ortaklık sistemini tatbik etmesinin bir sonucudur. Çünkü devlette, aynı anda iki ayrı yönetici vardı; Büyük Han ve Ortak Han. Büyük Han, doğuda ikâmet ediyor ve devletin doğu kısmını; diğer Han ise batıda ikâmet ediyor ve devletin batı kısmını idare ediyordu.
Balasagun, Eski Çağ'da Soğdiana, günümüzde Kırgızistan'da, Çu Nehri vadisinde Bişkek ile Issık Gölü arasında tarihî bir şehirdir.
Kimekler,, Kimeklerin eski tarihi "İyanmo" kavimi ile alakalıdır. Bu kavimin adı Çin kaynaklarında, VII. yüzyıl Batı Türk yurdunda vuku bulan olaylarla ilgili olarak geçer. Sinologlar İyanmo kavminin Yemek ya da İmek kavimi olduğunu sanmaktadırlar. Birçok araştırmacının da dediği gibi kelimenin ses değişikliği Kimek olabilir. Araştırmacıların Kimek ve Kıpçakların tamamen aynı kavim olduğu hakkındaki fikirleri yanlıştır. Çünkü Orta Çağ yazılı kaynaklara bakarak bunların köken akraba ama ayrı ayrı kavim olduklarını kabul etmeliyiz. İyanmo, topluluğu kuzey-batı Moğolistan'ın Kobdo bölgesinde VII. yüzyılda yaşamıştır. Onların doğusunda Oğuzlar, güneyinde Türkeşler ile Karluklar yaşamakta idi. VII. yüzyılın ortalarında İymekler (Kimekler) kuzey Altay dağlarına ve İrtiş ırmağı civarına doğru göç etmişlerdir. Bu kavimin güçlenmesi 656 senesinde Batı Göktürk devletinin yıkılışından sonradır. Asıl bu zaman Kimek kavim birliğinin esası oluşmuştur.
Çiğiller, Manisa ilinin Gördes ilçesine bağlı bir mahalledir.
Karahanlı Türkçesi, Hakaniye Türkçesi, Karahanlıca veya Hakaniye lehçesi, Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10.-15. yüzyıllar arası Orta Türkçe dönemidir. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkologlar, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanlı Türkçesi, Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır.
Çiğil veya Çiyil, 7.yüzyıldan beri Issık gölü etrafında oturan, Çinli tarihçilerin yazdıklarına göre "altı Chu(Çu) boyu"'na ait olan iki boy'dan veya Chumuhun, Chuyue ve Chumi boyları olabilirler, Çiğiller dine aşırı düşkünlükleri ile tanınırlar. İlk gelen bilgilere göre Çiğiller Mani dini, sonraki kaynaklara göre Nestûrî Hristiyanlığın etkisi altında kalmışlardır.
Yağma, Orta Çağ'daki bir Türk boyudur, bu boy günümüz Uygurlar'ın ve Özbekler'in atalarıdır. Bu boy bir kolu olan ve Üç Oğuzlar denilen birlik, Yağma, Karluk ve Çiğil boylarından oluşmuştur. 7. yüzyıldan itibaren Karahanlılar dönemi boyunca Yağma boyu Müslüman Araplar ve Çinliler tarafından kuvvetli ve kudretli siyasi varlıklar olarak Tarım Havzası, Cungarya havzası ve Yedinehir (Yedisu) bölgesinde göze çarpmışlardır.
Basmil veya Basmıl göçebe bir Türk boyu 7.- 8. yüzyıllarında Cungarya Havzası denilen bölgede yaşamışlardır. Basmiller Doğu Türk Kağanlığı zamanında çok önemli rol oynamışlardır hatta bir devir Kağanlar bu boydandır. Göktürk Kağanlığına karşı direnmişlerdir. Ancak belli bir süre sonra yok olup, öbür Türk kavimleriyle karışmışlardır. Güçlü bir boy olan Basmiller, tarihe izlerini fazla bırakamamışlardır. Bugünkü Türk cumhuriyetlerinde Basmiller'in hâlâ yaşadığı konusunda bir delil yoktur. Ancak bugünkü Türk boylarının içinde Basmil boyuyla karışmış olan mutlaka bulunur. Çünkü bir halk ya da boy ancak karışarak ve asimile olarak yok olabilir.
Yabaku, oldukça gizemli ve on tanınmış seçkin Türk boylarından biridir. Kâşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk'te;
Yüreğir boyu Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biridir. Bu boyların Üçoklar kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Dağ Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir.Simgeleri kılıç tır. Orta Çağ dönemine kadar Ortaasya'da Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının arasındaki Yüreğir havzasında yaşıyorlardı.
Kençekler, Kaşgarlı Mahmud'un çeşitli Türk toplulukları hakkında bilgiler verirken değindiği boylardandır. Kençekler ve Kençekçe ile ilgili bilgiler Divânü Lugâti’t-Türk ile sınırlıdır.
Çarukluğ, Kaşgarlı Mahmud, Türk Dili'nin en eski ve değerli sözlüklerinden Divân-ı Lügati't-Türk'te;
Tüger boyu veya Döğer boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki 22 Oğuz bölüğünden 18.'si "Tüger"lerdir. Belgeleri şudur: diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. "Beydili" olarak da adlandırılırlar. Tüger kelimesi günümüz Anadolu'da düver ve döğer şekillerini almıştır. Yuvarlak kereste, anlamında olarak Batı Anadolu'da kullanılır; sırıktan kalın, kirişten incedir. Afyonkarahisar'da Diyarbakır'da Kayseri'de Konya' da Burdur'da Sivas'ta ve Muğla'da Bolu Dörtdivan'da Yukarı Düğer bu adda bir köy vardır ve Dörtdivan'da Düğer yaylasında oğuz boylarına ait yazıtlar göze çarpmaktadır. Türkiye'nin dışında ise Suriye, Carablus ve Rakka şehirlerinde ise hâӀâ yer ismi olarak adlandırılır. Gittikleri yerlere "Döğer" ya da "Beydili" isimlerini vermişlerdir. Osmanlı devrinde Diyarbakır ile Halep arasındaki en güzel yaylaklar tamamen "Döğer" oymakları tarafından tutulmuştur.
Kınık boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz Türklerinin Oğuz boyları listesi'nde gösterilen 24 boyundan biridir ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'te şöyle anlatılır;
Efrasiyab veya Afrasiyab, Şehnâme'nin karakterlerinden efsanevi kral ve Turan kahramanı.
Memlûk Kıpçakçası ya da Mısır Kıpçakçası, Mısır‐Suriye Kıpçakçası veya Arap harfli Kıpçak Türkçesi, aşağı yukarı XIII. yüzyılın ortalarından XV. yüzyılın sonuna kadar Mısır ve Suriye'de Memlûk Sultanlığında kullanılmış Eski Kıpçakçaya giren ölü bir Türk dilidir. Eski Kıpçak Türkçesine ait eserlerin büyük çoğunluğu Memlûkler döneminde kaleme alınmıştır. Bu sahadaki eserlerin dili XV. yüzyılın sonlarına doğru yerini bütünüyle Oğuz Türkçesine bırakmıştır.