İçeriğe atla

Üç Anadolu Efsanesi

Üç Anadolu Efsanesi - Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik
YazarYaşar Kemal
TürRoman
YayımAralık 1967-Ocak 1968 Yayınevi = YKY
ISBN975-08-0745-6

Üç Anadolu Efsanesi, Yaşar Kemal'in destansı romanlarından. İlk basımı 1967'de Ararat Yayınevi tarafından yapılmıştır. Kitabın tam adı Üç Anadolu Efsanesi - Köroğlunun Meydana Çıkışı, Karacaoğlan, Alageyik'tir.

Kitap yapı itibarı ile bu üç efsaneyi konu almaktadır. Yaşar Kemal, Anadolu'yu karış karış gezerek topladığı, derlediği destanları kendi üslubu ile harmanlayarak okuyucuya sunmaktadır.

Kitapta sıralama olarak ilk destan Köroğlu Destanı'dır. Bu destanda Köroğlu'nun ortaya çıkışı ve Bolu Beyi ile verdiği mücadele anlatılır. Köroğlu'nun ve babası Koca Yusuf'un söylediği veya ona atfedilen sözlere, türkülere bu destanda yer verilir. Aşağıda yazılan şiir Koca Yusuf'un oğlu Köroğlu'ya nasihatıdır.

Akar abı hayat biter yemişler
Aslan gibi dağlarda kalmalı
Yürü oğlum burada aslanlar yatar
Aslan yatağında aslan olmalı

Buralardan kalkıp gitmeli düze
Allah yardım eder burada bize
Almalı kervanı çıkmalı düze
Bu dağlarda mesken tutup kalmalı

Topuzu çekmeli yola durmalı
Bezirgan bozmalı çerçi vurmalı
Fakirler donatıp, aç doyurmalı
Koğan aslan gibi alıp gelmeli

Seyis Yusuf derler benim adıma
Rahmetme bir kulun asla dadına
İşte nasihatim budur zatına
Kesmeli kervanı alıp gelmeli

İkinci destan ise Karacaoğlan Destanı'dır. Bu destanda Karacaoğlan'ın yaşadığı çevre, ortaya çıkışı ve sevdiği Elif'e kavuşması anlatılır. Bu destanda da Köroğlu'nda olduğu gibi Karacaoğlan'ın söylediği veya ona atfedilmiş sözlere, türkülere, ağıtlara yer verilir. Aşağıdaki şiir Karacaoğlan'ın sıla hasreti ile söylediği bir türkünün sözleridir.

İmana gel kanlı gurbet imana
Biz de başımızı saldık gümana
Yağıp yağmur gün deyince çimene
Kokar burcu burcu gülü sılanın

Ovalar ovalar engin ovalar
Gözüm yaşı biribirin kovalar
Yüce dağ başında şahin yuvalar
Öter garip bülbülleri sılanın

Bitmedik işlere Mevla ulaşa
Daha neler gelir sağ olan başa
Geçerse bu yaz da kalırsak kışa
Korkarım kapanır yolu sılanın

Karacaoğlan derki bana n'oldu
Sarardı gül benzim gazele döndü
Sılada sevdiğimi yadeller aldı
Bilmem nasıl oldu hali sılanın

Üçüncü destan Alageyik Destanı'dır. Bu destan, kahramanı geyik avcısı Halil'in sevdiğine kavuşması ve geyik avı müptelalığını anlatır. Diğer destanlarda olduğu gibi bu destanda da çeşitli folklorik söz, ağıt, türkü ögelerine yer verilir. Aşağıdaki şiir Halil'in Zeynep'e söylediği ağıttır.

Bende gittim bir geyiğin avına
Geyik çekti beni kendi dağına
Tövbeler tövbesi geyik avına
Siz gidin kardaşlar kaldım kayada

Ben giderken kayabaşı kar idi
Yel vurduda iklim iklim eridi
Ak bilekler taş üstünde çürüdü
Siz gidin kardaşlar kaldım kayada

Urganım kayada asılı kaldı
Elbise sandıkta deşili kaldı
Gerdekte nişanlım küsülü kaldı
Siz gidin kardaşlar kaldım kayada

Kayanın dibinde çadır kursunlar
Çifte davul çifte zurna vursunlar
Kayada kaldığım yare desinler
Siz gidin kardaşlar kaldım kayada

Yaşar Kemal bu eserinde halk diline sadık kalarak yorumladığı üç Anadolu efsanesini anlatırken okuyucuya dönemin sosyokültürel yapısı ve folklorik mirasını da sunar.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kütahya (il)</span> Türkiyenin Ege Bölgesinde bir il

Kütahya, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ege Bölgesi'nde yer alan bir ilidir.

Arif Sağ, Türk halk müziği sanatçısı, bağlama virtiözü, söz yazarı, besteci, yapımcı, aranjör, sunucu, akademisyen ve eski milletvekilidir.

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

Türk kültürü kökeni Orta Asya'nın kültürel birikimine dayanan bir kültürdür. Selçuklu döneminden itibaren Doğu Akdeniz ve İslam kültürleri ile etkileşim halinde olup Modern Türkiye'ye kadar gelişti.

<span class="mw-page-title-main">Koşma (edebiyat)</span>

Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma, halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:

<span class="mw-page-title-main">Akşemseddin</span> Türk alim ve tıp insanı

Akşemseddin, asıl adı ile Mehmed Şemseddin, çok yönlü Türk âlim, tıp insanı ve Şemsîyye-î Bayramîyye isimli Türk Tasavvuf tarikatının kurucusu. Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed'in hocası olarak bilinmektedir.

Âşık halk edebiyatı, halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel Türk edebiyatı dalıdır. âşıkların oluşturduğu eserlerin bütününe verilen isimdir.Halk edebiyatı içerisinde yer alır. Anonim ürünlerin dışında kalan şiirlerin oluşturduğu edebi ürünler toplamıdır. Kimi âşıkların başından geçen ve yaygınlaşıp ünlenen hikâyeler de âşık edebiyatı içinde incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Muhlis Akarsu</span> Türk halk müziği sanatçısı

Muhlis Akarsu, Türk halk ozanı. 1965 yılında İdareli Kullan / Çıkarım Dağlara Ederim Seyran adını verdiği ilk 45'liğini yayınladı. 1970'li yılların başında İstanbul'a yerleşti. İstanbul'a yerleşene kadar on beşe yakın 45'lik çıkardı. 1974 yılında Muhlis Akarsu adını verdiği ilk albümünü yayınladı. Daha sonra aynı yıl içinde Muhlis Akarsu 1, Muhlis Akarsu 2 ve Muhlis Akarsu 3 adındaki albümleri yayınladı. Bir seri haline getirdiği bu albümlerin sonuncusu Muhlis Akarsu 8 (1978) adlı albümdü. Bu seri albümleri yayınlarken bir yandan 45'lik ve farklı albümler yayınlamaya devam ediyordu. 1974-1978 yılları arasında yirmi beşe yakın 45'lik yayınladı. 1970'li yıllarda yayınladığı albümlerin yanı sıra katıldığı radyo ve televizyon programlarıyla tanınmaya başlandı. Dönemin hızlı siyasi gündeminde protest yanı şekillenmeye başladı.

<span class="mw-page-title-main">Türk mitolojisi</span> altay türklerin oluşturduğu mitlerden oluşan mitoloji

Türk mitolojisi, tarihi Türk halklarının inanmış oldukları mitolojik bütüne verilen isimdir. Eski efsaneler, Türk halklarının eski ortak inancı Tengricilikten ögeler taşımaktan çok sosyal ve kültürel temalarla doludur. Bunların bazıları sonradan İslâmî ögeler ile değiştirilmiştir. Dünyanın en eski edebi belgelerinden biri olarak geçen Dede Korkut destanlarının orijinal yapıtları, Vatikan ve Dresden kütüphanelerinde bulunmaktadır. Ege ve Anadolu Uygarlığı mitolojisi ile benzerlikler bulundurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yaşar Kemal</span> Türk yazar ve şair (1923–2015)

Kemal Sadık Gökçeli veya bilinen adıyla Yaşar Kemal, Kürt kökenli Türk roman ve hikâye yazarı, şair ve aktivisttir. Türk edebiyatının en önde gelen yazarlarından biri olarak kabul edilen Yaşar Kemal, yaşamı boyunca pek çok ödül almış ve Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmiştir. En ünlü eseri, yaklaşık 32 yılda tamamladığı İnce Memed roman serisidir.

<span class="mw-page-title-main">Deniz Gezmiş</span> Türk Marksist–Leninist öğrenci lideri

Deniz Gezmiş, Türk Marksist-Leninist öğrenci lideridir.

<span class="mw-page-title-main">Nâzım Hikmet</span> Türk şair ve yazar (1902–1963)

Nâzım Hikmet, Türk şair ve yazardır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Dirse Han Oğlu Boğaç Han</span>

Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Dede Korkut Kitabı'nın bölümlerinden birini oluşturan öykü.

<span class="mw-page-title-main">Kadir Savun</span> Türk oyuncu

Kadir Savun, Türk oyuncudur.

Taner Öngür, Türk müzisyen.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Türkler</span> Türkî etnik grup

Türkler, çoğunlukla Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu'nun eski topraklarında yaşayan bir Türk halkıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara (isim)</span> Ankara şehrinin adının etimolojik tarihçesi

Ankara, tarih boyunca pek çok değişik isimle anılmıştır. Şehir, Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα olarak adlandırıldı; bu ad Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır. Ankara, Arapça kaynaklarda "Beldei-el Selasil", "Mamuriye" ve "Ma'muriye-i Selâse" olarak geçer. Klasik Yunanca "Anküra" şeklinde telaffuz edilen şehrin adı, Araplar tarafından korunmuştu. Türkler'in Anadolu'ya gelmesinden sonra bu ad "Ankara" ve "Engürü" olarak değişime uğradı, batı dillerine de "Angora" olarak geçti. "Engürü" adı, Arapça ekiyle Engüriye olmuştur. Ankara'yı egemenliğinde tutan devletler tarafından basılan sikkelerde kullanılan resmî ad, Selçuklular'da "Ankara", İlhanlılar döneminde "Engürü" ve "Engüriye", Osmanlı Devleti'nde "Engürü" ve "Ankara" olmuştur. Osmanlılar'da 16. yüzyıldan itibaren şehrin adı resmen Ankara (آنقره) olmasına rağmen, halk arasında "Engürü", Batılılar arasında ise "Angora" şeklinde kullanılmaya devam etmiştir. Türkiye'nin kuruluşundan sonra diğer adların kullanımı son bulmuş ve Ankara adı evrenselleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Türkmenleri</span> Anadoluda yaşamını sürdüren çoğunlukla Oğuz kökenli Türk halkları

Türkiye Türkmenleri ya da Anadolu Türkmenleri, Anadolu Oğuzları veya kısa söylenişiyle Türkmenler, Selçuklular döneminde Anadolu ve çevresinde Türkmeneli denen bölgelerde yerleşmeye başlayan, dilleri Türkiye Türkçesine bağlı Anadolu ağızları içinde ele alınan ve Türkiye Türklerini oluşturan Oğuz oymakları Müslüman olup, Hanefi Sünni ve Anadolu Aleviliği olarak görülür. Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde etkili olmuşlardır. Türkmen (تركمنلر) ve Yörük (يوروك) kelimeleri tarihî belgelerde eş anlamlı olarak da kullanılmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinde, yerleşim durumuna ve şekline bağlı olarak köylü «Türk» olarak adlandırılırken, göçer veya yarı-göçer topluluklar «Türkmen» ya da «Yörük» tabiriyle anılmışlardır. Aşiretler, yerleşik veya konar-göçer olma durumlarına ve bulundukları bölgelere göre «Türkmen» ya da «Yörük» adını almışlardır. Kimilerine göre Kızılırmak'ın doğusundakilere Türkmen batısındakilere ise Yörük denir. Maraş ve çevresinde yaşayan Dulkadirli Türkmenleri için Osmanlı kaynaklarında hem Türkmen hem de Yörük tabiri birlikte kullanılmıştır. Etnik olarak akraba oldukları Türkmenistan Türkmenleri ile aynı adı taşıdıkları gibi kimi uruğ/oymak adları da ortaktır.

Nigâr Hanım ile Çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak 1923 yılında dünyaya gelen Yaşar Kemal, hayatı boyunca öykü, roman, çeviri, deneme, derleme, şiir ve röportaj alanlarında eser vermiştir. On altı yaşındayken 1939'da ilk şiiri "Seyhan"ı Görüşler adlı Adana halkevleri dergisinde yayımladı. Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurova'dan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, 1943 yılında Adana Halkevi tarafından; 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayımladı. 1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı. Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54'te bitirdi. Dört ciltten oluşan seri, otuz dokuz yılda tamamlandı. Teneke (1955), Dağın Öte Yüzü serisi, Üç Anadolu Efsanesi (1967), Binboğalar Efsanesi (1971), Yılanı Öldürseler (1976), Hüyükteki Nar Ağacı (1982) dahil olmak üzere yazarın birçok eseri, Çukurova'da geçmektedir. Ayrıca eserlerden sekizi tiyatro oyununa, on ikisi sinemaya ve ikisi baleye uyarlanmıştır. Yaşar Kemal'in ayrıca senaryosunu yazdığı filmleri de mevcuttur.