İçeriğe atla

Öz belirleme teorisi

Öz belirleme teorisi, kişilik gelişiminin ve davranışların örgütlenmesinin arkasında yatan içsel süreçlere odaklanan bir motivasyon ve kişilik kuramı olarak Edward Deci ve Richard Ryan tarafından geliştirilmiştir.[1][2] Öz belirleme teorisi[3] davranış düzenlemesi ile ilgili motivasyonları ve kaynakları açıklayan kapsayıcı bir kuramdır. Bu kurama göre, bireyin sosyal etkileşim sürecinde karşılaştığı tutum ve davranışları değerlendirip benimsemesi, güdülenme mekanizmaları aracılığıyla gerçekleşmektedir.[4]

Öz belirleme teorisine göre iyi oluş hali için gerekli olan üç temel gereksinim vardır. Bunlar özerklik (autonomy), yeterlik (competence) ve ilişkili olmadır (relatedness). Bu gereksinimler evrenseldir ve psikolojik sağlık ve gelişim için gereklidir.[5] Bu ihtiyaçların karşılanması iyi oluş halini olumlu etkilerken, ihtiyaçların karşılanmaması iyi oluş halini olumsuz etkilemektedir.[6]

Temel ihtiyaçlar

Özerklik

İlk temel psikolojik gereksinim olan özerklik, bireyin eylemlerini kendinin kontrol ettiği ve kendi adına karar verebildiğini hissettiğinin altını çizmektedir.[3] Temel olarak, bir birey davranışlarını istekle başlatıp sürdüyorsa ve bu davranışın içindeki değerleri benimsiyorsa, özerk olduğu söylenmektedir.[3] Özerklik ve bağımsızlık ifadeleri aynı anlamda kullanılıyormuş gibi görünse de kuram içinde farklı şekilde tanımlanmıştır. Özerk karar verebilen bireyler kendi hedeflerini tanımlayabilir ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli sorumluluklarını yerine getirebilirler. Böylece, bu kişiler yaşamları üzerinde kontrol sağlamayı ve kendilerini düzenlemeyi başarabilirler.[5] Bu şekilde birey davranışı üzerinde inisiyatif sahibi olduğunu hissedebilir ve davranışlarının sorumluluğunu alabilir.

İlk zamanlarda özerklik süreçlerinin evrenselliği hakkında bazı tereddütler söz konusuydu ve daha çok batı kültürüne özgü olarak görülmekteydi.[7] Daha sonra özerk benlik gelişiminin kolektivist toplumlarda da uyum, akademik motivasyon ve iyi oluş ile ilişkili olduğu görülmüştür.[8] Ayrıca, yapılan kültürlerarası çalışmalar, kolektivist toplumlar için özerkliğin aileden kopma, bağımsızlaşma olarak görülmediği, aksine özerklik ve ilişkili olma gereksinimlerinin bir arada sağlıklı bir şekilde giderilebileceğini göstermiştir.[8][9]

Yeterlik

İkinci temel psikolojik geresinim yeterliktir ve bireylerin evrensel arzusu olan çevrelerinde etkin bir şekilde eylemde bulunma ve çevreleriyle başa çıkmak için yeterli hissetme isteklerine karşılık gelmektedir.[5] Bireyin yeterliklerini davranışları aracılığıyla sergileyebilmesi sonucu kendini işlevsel hissetmesi yeterlik olarak tanımlanmaktadır.[10] Yeterli bireyler, içsel bir motivasyonla, çevrelerini keşfetmek ve manipüle etmek isterler, kendilerini aşmak için çabalarlar. Başka bir deyişle, kendi performanslarındaki bir standardı geçmeye çalışırlar.[11]

İlişkili olma

Son temel gereksinim ilişkili olmaktır. İletişime geçmek, yakın ilişkiler kurmak gibi evrensel eğilimleri temsil etmektedir.[12] Bireyler yakın ve yüksek kaliteli ilişkiler kurduğunda ve kişiler arası destek ve güven verici bağlantılara sahip olduğunda, ilişkili olma ihtiyacı tatmin edilmiş olmaktadır.[13] Öz-belirleme kuramına göre, ilişki ihtiyacının doyurulması içselleştirme sürecini kolaylaştırmaktadır. Bireyler kendi değer yargıları ve yaşantıları ile yakınlık gösteren diğer kişilerle birlikte olarak, ilişkili olma duygusunu içselleştirme eğilimindedirler.[14] Bu bağlamda ilişkili olma ihtiyacı, sosyal düzen içerisinde diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilmenin önemi üzerinde durmaktadır.

Motivasyon

Öz-belirleme kuramı özerkliğe ilişkin yaptığı vurgu ile motivasyon konusuna kendisinden önceki kuramlardan farklı bir bakış açısı getirir. Daha önceki kuramlar motivasyonun varlığı ve yokluğu ile ilgilenirken, öz-belirleme kuramı motivasyonu davranışın nedenine göre türlere ayırır.[15] Motivasyonun tek bir yapı göstermez, bu nedenle önemli olan sadece motivasyon azlığı ya da çokluğu değildir. Motivasyon türleri ve bu türlere bağlı olarak motivasyonun niceliği (yüksek-düşük) kadar niteliğinin de (içe yönelik-dışa yönelik) önemli olduğunu savunulur.[16] Ayrıca iyi oluş, etkili performans sergileme, öğrenme gibi birçok önemli sonucun belirleyicisi olarak motivasyonun toplam miktarından daha çok, türünün ve niteliğinin önemli olduğu vurgulanır.[15]

Bu yüzden, öz-belirleme kuramı genel olarak içe yönelik ve dışa yönelik olmak üzere iki tür motivasyon ayrımı yapmıştır. Bu ayrım oldukça önemlidir çünkü farklı tür motivasyonlar bireyler için süreklilik, performans ve iyi oluş hali bakımından çeşitli tecrübelere ve sonuçlara sebep olmaktadır.[17] Temel olarak, eğer bir aktivite elle tutulur bir ödül elde etmek için yapılıyorsa, bu aktivitenin arkasındaki motivasyon dışa yönelik motivasyon iken, eğer aktivite, aktivitenin doğal olarak sağladığı memnuniyeti elde etmek için yapılıyorsa, aktivitenin arkasındaki motivasyon içe yönelik motivasyondur.[18]

İçsel motivasyon

İçsel motivasyon temel olarak bireyin bir etkinliği tamamen içsel doyum elde ettiği için gerçekleştirmesi olarak tanımlanır.[19] İçsel doyumun kaynağı davranışın birey için ilginç ve eğlenceli olmasıdır. İçsel motivasyona bağlı gerçekleştirilen davranışlarda, davranış sonrası dışarıdan gelecek ödüller ya da davranışı gerçekleştirmeye yönelik baskılar davranışın belirleyicisi değildir. Çünkü birey davranışı yapmayı tamamen özgür olarak tercih eder.[20] Dolayısıyla içsel motivasyona bağlı davranışlar öz-belirlemenin tipik bir örneğidir.[21] İnsanlar doğuştan itibaren merak ve keşfetme duyguları ile dışsal pekiştireçlere ihtiyaç duymadan davranışlar sergilerler ve bu doğal motivasyonel eğilim insanın gelişiminde oldukça önemli yere sahiptir.[22] Ancak bireylerin hangi davranışları gerçekleştirmeleri için içsel motivasyona sahip olmaları gerektiğini söylemek oldukça zordur. Çünkü içsel motivasyon birey ve etkinlik arasında gerçekleşir, bir birey için bir davranış içsel motivasyona bağlı olarak sergilenirken diğer birey için içsel motivasyona bağlı olarak gerçekleştirilmeyebilir.[23]

Dışsal motivasyon

Dışsal motivasyon, bireylerin bir davranışı elde edilecek bir sonuç için gerçekleştirmesi olarak tanımlanır. Birey bir davranışı, davranışı yapmaktan aldığı keyiften ziyade davranışın sonucuna ulaşmak için sergiler.[21] Çocukluk yıllarında içsel motivasyonla sergilenen davranışlar zamanla uyulması gereken sosyal kurallarla birlikte azalır ve birey kendisine çok ilginç gelmeyen davranışları sergilemek zorunda kalmaya başlar. Böylece içsel doyum elde etmekten ziyada ödül elde etmek ya da cezadan kaçınmak için davranışlar sergilemeye başlar, bunlar da dışsal motivasyonun temelini oluşturur.[24] Dışsal motivasyon kontrollü motivasyondur, çünkü birey davranışı sergilemek için baskı hisseder. Ancak, öz-belirleme kuramına göre dışsal nedenler içselleştirilebilir. Böylece, insanlar doğuştan kendilerine ilginç gelmeyen, fakat sosyal yaşamda etkili işlevleri olan davranışları düzenleyerek kendileri ile içselleştirmeye motive olurlar. Bu içselleştirme süreci yaşam boyu sürekli olarak sosyal değerlerin ve düzenlemelerin içselleştirilmesini sağlar. Bu yüzden içselleştirme süreci gelişimsel açıdan oldukça önemlidir.[16]

Kaynakça

  1. ^ Deci, E. L., and Ryan, R. M. (1985a). Intrinsic motivation and self-determination in human behavior. New York: Plenum Press
  2. ^ Ryan, R. M., and Deci, E. L. (2000a). Self-determination theory and the facilitation of intrinsic motivation, social development, and well-being. American Psychologist, 55(1), 68.
  3. ^ a b c Deci, E. L., & Ryan, R. M. (1985). Intrinsic motivation and self-determination in human behavior. New York: Plenum.
  4. ^ Grolnick, W. S., Deci, E. L., & Ryan, R. M. (1997). Internalization within the family: The self-determination theory perspective. In J. E. Grusec & L. Kuczynski (Eds.), Parenting and children's internalization of values: A handbook of contemporary theory (pp. 135-161). New York: Wiley.
  5. ^ a b c Deci, E. L., and Ryan, R. M. (2000). The" what" and" why" of goal pursuits: Human needs and the self-determination of behavior. Psychological Inquiry, 11(4), 227- 268.
  6. ^ Deci, E. L., and Vansteenkiste, M. (2004). Self-determination theory and basic need satisfaction: Understanding human development in positive psychology. Ricerche di Psicologia, 1(27), 23-40.
  7. ^ Schwartz, S. H. (1994). Are there universal aspects in the structure and contents of human values?. Journal of social issues, 50(4), 19-45.
  8. ^ a b Vansteenkiste, M., Zhou, M., Lens, W., & Soenens, B. (2005). Experiences of autonomy and control among Chinese learners: Vitalizing or immobilizing?. Journal of educational psychology, 97(3), 468.
  9. ^ Kagitcibasi, C. (2005). Autonomy and relatedness in cultural context: Implications for self and family. Journal of cross-cultural psychology, 36(4), 403-422.
  10. ^ Ryan, R. M., and Deci, E. L. (2008). Self-determination theory and the role of basic psychological needs in personality and the organization of behavior. In O. P. John, R. W. Robbins, and L. A. Pervin (Eds.), Handbook of personality: Theory and research (pp. 654–678). New York: The Guilford Press.
  11. ^ Sheldon, K. M., Elliot, A. J., Kim, Y., & Kasser, T. (2001). What is satisfying about satisfying events? Testing 10 candidate psychological needs. Journal of personality and social psychology, 80(2), 325.
  12. ^ Baumeister, R. F., & Leary, M. R. (1995). The need to belong: desire for interpersonal attachments as a fundamental human motivation. Psychological bulletin, 117(3), 497.
  13. ^ Broeck, A., Vansteenkiste, M., Witte, H., Soenens, B., & Lens, W. (2010). Capturing autonomy, competence, and relatedness at work: Construction and initial validation of the Work‐related Basic Need Satisfaction scale. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 83(4), 981-1002.
  14. ^ Niemiec, C. P., & Ryan, R. M. (2009). Autonomy, competence, and relatedness in the classroom: Applying self-determination theory to educational practice. School Field, 7(2), 133-144.
  15. ^ a b Deci, E. L., & Ryan, R. M. (2008). Self-determination theory: A macrotheory of human motivation, development, and health. Canadian Psychology, 49, 182–185.
  16. ^ a b Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2000a). Intrinsic and extrinsic motivations: Classic definitions and new directions. Contemporary Educational Psychology, 25, 54-67. doi: 10.1006/ceps.1999.1020.
  17. ^ Deci, E. L. (1975). Intrinsic motivation. New York: Plenum.
  18. ^ Deci, E. L. (1971). Effects of externally mediated rewards on intrinsic motivation. Journal of Personality and Social Psychology, 18, 105–115.
  19. ^ Ryan, R. M. (1995). Psychological needs and the facilitation of integrative processes. Journal of Personality, 63(3), 397-427
  20. ^ Deci, E. L., Eghrari, H., Patrick, B. C., and Leone, D. R. (1994). Facilitating internalization: The self-determination theory perspective. Journal of Personality, 62(1), 119-142.
  21. ^ a b Deci, E. L., Vallerand, R. J., Pelletier, L. G., & Ryan, R. M. (1991). Motivation and education: The self-determination perspective. Educational psychologist, 26(3-4), 325-346.
  22. ^ Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2000b). Self-determination theory and the facilitation of intrinsic motivation, social development, and well-being. American Psychologist, 55(1), 68-78.
  23. ^ Deci, E. L., & Ryan, R. M. (2010). Self‐determination. John Wiley & Sons, Inc..
  24. ^ Deci, E. L., and Ryan, R. M. (2002). Handbook of self-determination research. Rochester: University of Rochester Press


İlgili Araştırma Makaleleri

Güdü, insanların ve diğer hayvanların belirli bir zamanda bir davranışı başlatmasının, sürdürmesinin veya sonlandırmasının nedenidir. Güdü durumları genellikle, hedefe yönelik davranışta bulunma eğilimini yaratan, failin içinde hareket eden güçler olarak anlaşılır. Farklı zihinsel durumların birbirleriyle yarıştığı ve yalnızca en güçlü durumun davranışı belirlediği sıklıkla kabul edilir. Bu, bir şeyi aslında yapmadan da yapmaya motive olabileceğimiz anlamına gelir. Motivasyonu sağlayan paradigmatik zihinsel durum arzudur. Ancak kişinin ne yapması gerektiği veya niyetleri hakkındaki inançlar gibi diğer çeşitli durumlar da motivasyon sağlayabilir. Motivasyon, bir kişinin ihtiyaçlarını, arzularını, isteklerini veya dürtülerini ifade eden motive kelimesinden türetilmiştir. Bireyleri bir hedefe ulaşmak için harekete geçmeye motive etme süreci denilir. İş hedefleri bağlamında insanların davranışlarını körükleyen psikolojik unsurlar veya para arzusunu içerebilir.

Yükleme teorisi, insanların olay ve davranışların sebeplerini açıklama işlemini gerçekleştirirken kullandıkları modellerle ilgilenen sosyal psikolojinin önemli bir teorisidir. Nedensel yüklemelerin kuramlaştırılması Fritz Heider (1920) ile başlar. Heider'e göre insanların iki güçlü motivasyonu vardır: dünyayı tutarlı bir şekilde anlama ve çevreyi kontrol etme ihtiyacı. Bu ihtiyaçlardan dolayı, insanlar başkalarının nasıl davranacaklarına yönelik önceden kestirimlerde bulunmak isterler.

<span class="mw-page-title-main">Beş büyük kişilik özelliği</span>

Ruh biliminde "Büyük Beş" kişilik özelliği, deneysel araştırma ile keşfedilmiş, 5 göze çarpan etmen veya kişilik boyutudur. Bu model hakkında ilk genel ima, 1933 yılında Amerikan Psikoloji Birliği için yapılan başkanlık söylevinde, L. L. Thurstone tarafından yapılmıştır. Thurstone'un yorumları, bir sonraki yıl Psychological Review dergisinde basılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Öz farkındalık</span> bireyin kendi karakterini, duygularını, güdülerini ve arzularını bilinçli olarak bilme ve anlama kapasitesi

Öz farkındalık iç gözlem yapabilme yeteneği ve kendini çevre ile diğer bireylerden ayırıp bir birey olarak görebilme kabiliyetidir.

<span class="mw-page-title-main">Raymond Cattell</span> İngiliz-Amerikalı psikolog (1905 – 1998)

Raymond Bernard Cattell İngiliz ve Amerikalı psikolog, psikolojinin birçok alanında yaptığı keşif ve araştırmalarla tanınmaktadır. Bunlardan en önemlileri, kişilik ve mizacın temel boyutları, motivasyon ve duygunun dinamik boyutları, kişiliğin klinik boyutları, grup ve sosyal davranış kalıpları, psikoterapi ve öğrenme teorisi için kişilik araştırmaları uygulamaları, yaratıcılık ve başarı için belirleyiciler üzerine yaptığı çalışmalardır. Bu alanlarda kullanılmak üzere birden çok bilimsel araştırma metodu da geliştirmiştir. Cattell, 50 kitap, 500 makale ve yaklaşık 30 standartlaşmış test yöntemi yazmıştır. 20. yüzyılın en çok alıntı yapılan ve en çok etkilenilen psikologları listesinde 16. sırada gösterilmektedir.

Benlik kaynaklarının tükenmesi, öz-kontrol ya da özgür irade gücünün kullanılabilecek sınırlı kaynaklara dayandığı düşüncesini ifade etmektedir. Zihinsel aktivite için enerji düşük olduğunda, öz kontrol zayıflar ve bu durum benlik kaynaklarının tükenmesi olarak adlandırılır. Özellikle, benlik kaynaklarının tükenmesi durumunun deneyimlenmesi, kişinin daha sonraki aktivitelerde kendini kontrol etme becerisini zayıflatır. Öz-kontrol gerektiren benlik kaynaklarını tüketici bir görev, sonrasında gelen öz-kontrol görevi için, her ne kadar görevler birbiriyle ilişkisiz görünse de, engelleyici bir etki yaratır. Öz-kontrol benliğin hem birey hem de bireylerarası düzeyindeki işlevinde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, benlik kaynaklarının tükenmesi, deneysel psikolojide ve spesifik olarak sosyal psikolojide önemli bir konudur, çünkü mekanizması, insanın öz-kontrol süreçlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">David McClelland</span> Amerikalı psikolog (1917 – 1998)

David Clarence McClelland, ihtiyaç teorisi ile tanınan Amerikalı psikolog. Aktif olduğu 1950 ve 1990 yılları arasında yeni bir puanlama sistemi olan Thematic Apperception Test (TAT) ile beraber birçok çalışma yürütmüştür. McClelland, ihtiyaç başarısı veya n-başarı teorisi olarak anılan "Başarı Motivasyon Teorisi"'nin geliştiricisidir. Review of General Psychology 'nin, 2002 yılında yayınlanan anketine göre, 20.yüzyılın en çok kaynak gösterilen onbeşinci etkili psikoloğu olarak tarihe geçmiştir.

Öz sunum (kendini sunma ya da benlik sunumu) bireylerin, etkileşim içinde bulundukları kişilerdeki izlenimlerini kontrol etme çabası olarak tanımlanır. İzlenim yönetimi bazı kaynaklarda öz sunum ile aynı anlamda kullanılmasına rağmen tanım olarak öz sunumu içinde barındıran, daha kapsayıcı bir kavramdır. Kısaca, izlenim yönetimi bireyin bir eşya, grup, olay veya kendisi hakkında başkalarının izlenimini şekillendirme çabası olarak tanımlanmaktadır.

Ayna benlik, bireylerin benlik görüşlerinin başkalarının kendilerini nasıl gördüğü algısı yoluyla etkilendiği süreçlerdir. Ayna benlik hem "kişinin kendi hakkındaki görüşlerini" hem de "başkalarının kendisi ile ilgili görüşlerine yönelik algısını" kapsamaktadır. Yansıtılmış değerlendirme, yansıyan benlik gibi kavramlarla da eş anlamlıdır.

Kendini tanıma psikolojide kullanılan bir terimdir ve bireyin “Ben neye benziyorum?” sorusuna cevap verirken kullandığı bilgiyi tanımlar. Bu sorunun cevabına yönelik kendini tanıma süreci, öz farkındalık ve öz bilinç gerektirir.
Kendini tanıma benliğin, daha doğrusu benlik kavramının, bir bileşenidir. Kişinin kendisinin veya özelliklerinin bir bilgisidir ve benlik kavramının gelişimine rehberlik eden bilgiyi aramak için bir arzudur. Kendini tanıma, benzersiz şekilde bizi kendimizle eşleştiren nitelikleri ve bu niteliklerin dinamik olup olmadığı üzerine teorileri içeren şekilde, zihinsel temsillerimiz hakkında bizi bilgilendirir.
Benlik kavramının üç ana yönü olduğu düşünülmektedir:

Sistemi meşrulaştırma kuramı, mevcut politik, sosyal ve ekonomik sistemlerin meşrulaştırılmasının ardında yatan psikolojik süreçleri açıklamaya çalışan bir sosyal psikoloji kuramıdır.

Sosyal karşılaştırma teorisi, 1954 yılında sosyal psikolog Leon Festinger tarafından geliştirilmiş bir sosyal psikoloji kuramı.

Proteus etkisi, çevrimiçi sanal oyun içindeki bireyin davranışlarının, kendi avatarının görsel özellikleri ile ilişkili olarak değişmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu değişim, o sanal ortama dahil diğer kullanıcıların bu karakterlerle tipik bir biçimde eşleştirdiği davranışlar hakkındaki bilgiden kaynaklanmaktadır. Değişken (protean) sıfatına benzer olarak, kavramın ismi Yunan tanrısı Proteus'un şekil değiştirme yeteneğine yapılan bir imadır. Proteus etkisi ilk kez 2007 Haziranında Stanford Üniversitesi'nde Nick Yee ve Jeremy Bailenson tarafından kullanılmıştır.

Sosyal kimlik kuramı, grup olgusunun analizinde iç grup dinamikleri, gruplar arası ilişkiler ve kolektif benliğe yönelik açıklamalar getiren bir sosyal psikoloji kuramıdır. Sosyal psikologlar Henri Tajfel ve John Turner tarafından geliştirilmiştir. Kişisel bilişsel süreçleri, kişiler arası etkileşimleri ve sosyolojik süreçleri bir arada ele alarak sosyal kimlik kavramının farklı analiz düzeylerinden incelenmesini mümkün kılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Clark L. Hull</span> Amerikalı psikolog (1884 – 1952)

Clark Leonard Hull öğrenme ve motivasyon kavramlarını davranışın bilimsel yasalarıyla açıklayan Amerikalı psikolog. En çok bilinen teorilerinden birisi dürtü teorisi'dir.

<span class="mw-page-title-main">Prososyal davranış</span>

Prososyal davranışlar, olumlu sosyal davranışlar ya da başkalarına yarar sağlama niyeti; yardım etmek, paylaşmak, bağış yapmak, işbirliği yapmak ve gönüllülük gibi, diğer insanlara ya da bir bütün olarak topluma fayda sağlayan sosyal davranışlar bütünüdür. Bunlara ek olarak kurallara uymak ya da sosyal olarak kabul edilen davranışlarla uyum içinde olmak da prososyal davranışlar arasında sayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sıkıntı</span>

Yaygın kullanımda sıkıntı, bir bireyin özellikle hiçbir şey yapmadan durduğu, çevresiyle ilgilenmediği veya bir gün veya dönemin donuk veya sıkıcı olduğunu hissettiği, duygusal ve bazen de psikolojik bir durumdur.

Öz-şefkat, Budist psikolojisinden hareketle psikolog Kristin Neff tarafından kişinin kendisiyle olan pozitif ilişkisi ve kendisine karşı sağlıklı tutumu olarak tanımlanmış bir kavramdır.

Organizasyon(Örgüt) Sosyolojisi veya Örgütsel davranış (ÖD) : "örgütsel ortamlarda insan davranışının incelenmesi, insan davranışı ile organizasyon arasındaki arayüz ve organizasyonun kendisi"dir. ÖD araştırması en az üç şekilde kategorize edilebilir:

Aşağıda, sosyal psikoloji alanına çığır açıcı katkılarıyla geniş çapta tanınan, geçmişteki ve günümüzdeki akademisyenlerin bir listesi yer almaktadır. Liste soy isimlerine göre sıralanmıştır.