İçeriğe atla

Östrojen

Östrojen
İlaç sınıfı
Sınıf tanımlayıcıları
AmaçMenapoz, Prostat kanseri, Meme kanseri
ATC koduG03C
Biyolojik hedefÖstrojen reseptörleri
MeSHD004967
Vikiveri öğesi

Östrojenler, kadınların adet döngüsünde ve diğer memeli hayvanların dişilerinde estrus döngüsünde önemli rol oynayan bir grup steroid hormondur. Hormon tüm omurgalılarda ve bazı böceklerde de bulunur.[1][2]

Östrojenler hem erkek hem kadınlarda bulunmakla beraber, üreme yaşında kadınlarda seviyeleri çok daha yüksektir. Bu hormonlar kadınlarda göğüs gibi ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimini sağlarlar ve adet döngüsüyle ilişkili olan endometrium kalınlaşması ve diğer süreçleri düzenlerler.[1] Folikül uyarıcı hormon (follicle stimulating hormone, FSH) ve lüteinleştirici hormon (LH), yumurtalayan kadınlarda östrojen üretimini düzenlerler. Kan dolaşımında bulunan östrojen, FSH ve LH'nin seviyelerinin azalmasına neden olduğu için bazı oral kontraseptiflerde östrojenler bulunur.

Kadınlarda bulunan üç ana östrojen, östradiol, östriol ve östron'dur. Menarş ile menopoz arasında başlıca östrojen östradioldür. Vücutta bunlar enzim reaksiyonları sonucu androjenlerden sentezlenir. Östradiol testosterondan, östron da androstenedion'dan sentezlenir. Östron östradioldan daha zayıf etkilidir ve menopoz sonrası kadınlarda östradioldan çok östron bulunur.

Östrojen hormonu kadınların yüksek acıya dayanmasını sağlar. Östrojen hormonu saldırganlaştırır, saçların çıkmasını sağlar.

Kaynakça

  1. ^ a b Ryan KJ (Ağustos 1982). "Biochemistry of aromatase: significance to female reproductive physiology". Cancer Research. 42 (8 Suppl). ss. 3342s-3344s. PMID 7083198. 
  2. ^ Mechoulam R, Brueggemeier RW, Denlinger DL (Eylül 2005). "Estrogens in insects" (PDF). Cellular and Molecular Life Sciences. 40 (9). ss. 942-944. doi:10.1007/BF01946450. 18 Mart 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2019. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Actaea racemosa</span>

Siyah yılankökü, Actaea racemosa olarak da bilinir, Ranunculaceae familyasından Kuzey Amerika ’nın bir yerli bitkisidir. Bu bitkinin kökleri ve kök gövdeleri, tıpta menopoz semptomlarının ve aybaşı düzensizliklerinin tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Tarihte Kızılderililer tarafından özellikle jinekolojik rahatsızlıklarla bağlantılı pek çok semptomun tedavisinde kullanılmış olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalar bu botanik ilacın damıtılmış terpen glikosid şeklinde uygun bir standardizasyonunun sağlandığı hallerde menopoz semptomlarını yatıştırmakta etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yan etkileri son derece nadirdir ve başka ilaçlarla bilinen ve kayda değer herhangi bir olumsuz etkileşimi bulunmamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Menopoz</span>

Menopoz, kadınlarda âdet kanamalarının (menstrüasyon) ve dolayısıyla üremenin sona ermesi. Menopoz zaman zaman "hayatın değişimi" olarak algılansa da bu tarif, negatif bir anlam taşır ve yerinde değildir. Zira menopoz esnasında fiziksel, zihinsel ve cinsel değişiklikler olduğu doğrudur ancak bunlar "kötüye gidiş" olarak nitelenemezler.

<span class="mw-page-title-main">Meme</span> Göğüs bölgesinde bulunan uzuv

Meme veya emcek, bir primatın gövdesinin üst ventral bölgesinde yer alan iki çıkıntıdan biridir. Her ne kadar erkekler de meme uçlarına sahip olsalar da, memeler kadınlarda daha belirgindir ve fonksiyonları daha fazladır. Yapısal olarak areola, areolar bezi, Cooper ligamentleri, Spence kuyruğu, meme bezi, süt kanalı, terminal uç tomurcuk, meme alveolleri, meme yarığı, meme başı, göğüs boşluğundan oluşur. Kadınlarda, memeler pektoralis majör kaslarının üzerinde bulunur ve genellikle ikinci kaburga seviyesinden insan göğüs kafesinin önündeki altıncı kaburga seviyesine kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Âdet (tıp)</span> rahim olayı

Âdet, hayız, menstrüasyon veya regl, kadınlarda ve bazı diğer yüksek dişi primatlarda, rahim iç yüzeyinde oluşan damar ve dokuların kan ile birlikte vücuttan atılması şeklindeki fizyolojik olay. Doğurgan kadınlarda üreme ve döllenme amacıyla meydana gelen değişiklikler için kullanılan bilimsel bir terimdir. Menstrüasyon halk arasında aybaşı olarak da bilinir. Fiil olarak genellikle âdet görmek ya da regl olmak şeklinde kullanılır.

Polikistik over sendromu (PCO), yumurtalıklarda birçok küçük iyi huylu kist oluşmasıyla beliren bir hastalıktır. Yumurtalıkta oluşan ve kist olarak adlandırılan bu organizmalar yumurtalıkların çevresine yerleşmiş çok sayıda yumurta hücresidir. Bu hücreler ultrasonda özel bir görüntü oluşturmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Folikül-uyarıcı hormon</span>

FSH, Folikül Uyarıcı Hormon ya da Follicle-Stimulating Hormone), Hipotalamusdan salınan GnRH ile hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur. Bu hormonun erkekte ve dişide moleküler yapısı benzerdir. Lütein yapıcı hormonla beraber yumurtalığın ve testislerin işlevlerine katkıda bulunur. Dişilerde yumurtalık foliküllerinin olgunlaşmasını, erkeklerde spermatozoonların üretimine ve olgunlaşmasına yarar.

Hormonlar; metabolizmanın, su ve elektrolit alış verişinin, büyümenin, seksüel gelişimin ve seksüel fonksiyonların regülatörleri olarak hayati öneme sahiptirler. Hormonların yokluk, azlık ve fazlalıkları çeşitli hastalık belirtilerine yol açar; bazılarının yokluğu ölüme neden olur. Bu nedenle hekimlikte bir endokrin organın hipofonksiyonunu veya bir hormonun eksikliğini zamanında saptayarak eksik hormonu yerine koymak önemlidir. Bu tedavi yöntemine replasman tedavisi denir.

<span class="mw-page-title-main">Dehidroepiandrosteron</span>

Dehidroepiandrosteron veya Dhea, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir hormondur ve hipofiz bezinde salgılanan ACTH'un kontrolündedir. Zayıf bir erkeklik hormonudur fakat erkeklerde salgılandığı zaman erkeklik hormonlarına dönüşmektedir. Kadınlarda da aynı durum söz konusu olup salgılandığı vakit kadınlık hormonuna dönüşmektedir. Dhea hormonu sayesinde erkeklerdeki kıllanma meydana gelir. Kadınlarda eğer aşırı kıllanma, kellik, adetten kesilme, kısırlık ve akne gibi şikayetlerin olması halinde Dhea hormonuna bakılır. Erkeklerde ise erken ergenlik olduğu zaman, ses kalınlığında, pubik kıllanmada ve erken büyüyen penis gibi durumlarında da Dhea hormonu araştırılır. Dhea hormonu doğum anından itibaren olmak üzere aniden düşer ve ergenlik döneminde de yeniden yükselişe geçer. İlerleyen yaşla beraber düşme eğilimine girer.

<span class="mw-page-title-main">Âdet döngüsü</span> kadın üreme sisteminde (özellikle rahim ve yumurtalıklar) oluşan, hamileliği mümkün kılan düzenli doğal değişim

Âdet döngüsü, kadın üreme sisteminde oluşan, hamileliği mümkün kılan düzenli doğal değişimdir. Döngü oosit üretiminde ve rahmin hamilelik için hazırlanmasında gereklidir. Kadınların %80 kadarı âdetten 1-2 hafta önce bazı semptomlar yaşadığını bildirmiştir. Bu yaygın semptomlar arasında akne, memelerde hassasiyet, şişkinlik, yorgunluk hissi, sinirlilik ve ruh hâli değişiklikleri yer almaktadır. Bu semptomlar, gündelik hayatı etkiler ve bu nedenden ötürü bu durum, kadınların %20 ila 30'unda premenstrüel sendrom olarak nitelendirilir. %3 ila 8 oranında şiddetli geçer.

<span class="mw-page-title-main">Östradiol</span> Yumurtalıkları, rahmi ve meme dokusunu kontrol eden östrojen hormonunun bir formudur

Östradiol (E2) veya estradiol, östrojenik bir steroid hormonu. İnsan ve memeliler dışında, çoğu omurgalı hayvanda ve eklembacaklılarda da bulunana hormon, dişilerin ikincil cinsiyet özellikleri geliştirmesinde rol oynar. İnsanlarda memelerin büyümesi, kalçanın genişlemesi ve kadınsal yağ dağılımı gibi olaylara neden olmasıyla beraber, meme bezi, rahim ve vajina gibi üreme organlarınıda regüle eder.

Menarş, dişi insanlarda görülen ilk âdet döngüsünü tanımlar. Terim sosyal ve bilimsel açıdan, kadınlarda doğurganlığın başladığını göstermesinden ötürü, ergenlik döneminin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Progestojen</span>

Progestojenler veya gestojenler, progestojen reseptörlerine bağlanarak reseptörleri aktive edebilen bir steroid hormonu sınıfı. Progesteron vücuttaki en önemli ve en sık bulunan progestojen türüdür. Progestojen kelimesi, hamilelikte rol olan önemli bir hormon olmasından dolayı progestational kelimesinden türetilmiştir. Bu ismine rağmen bu hormon sınıfı hamileliğin dışında âdet döngüsü ve östrus döngüsünde de rol oynar.

Hipogonadizm (hypogonadism), cinsiyet hormonlarının yetersizliğidir. Gonadotropik hormonlar (GnRH) hipotalamusta üretilir ve özel bir kan dolaşım sistemiyle hipofize yönlendirilir. Gonadotropik hormonlar (GnRH), gonadotropin salgılatıcı hormonlardır; hipofizi uyarır ve hipofiz gonadotropinleri üreterek kan dolaşımına boşaltır. Hipofiz ön lobuna ulaşan GnRH, follitropin (FSH) ve lutropin (LH) adı verilen iki gonadotropin hormonun aralıklı olarak kana verilmesini (sekresyonunu) tetikler. Pulsatil sekresyon olarak bilinen bu mekanizmada; her 60-90 dakikada bir, 1 dakika süreyle hipofize gelen GnRH uyarısıyla gonadotropin hormonlar kan dolaşımına verilir. Hipofizden kan dolaşımına dökülen gonadotropin hormonlar, kadınlarda ovaryumlara (yumurtalık), erkeklerde testislere ulaşarak cinsiyet hormonlarının üretimini tetikler; GnRH, kadınlarda yumurtlamayı ve östrojen hormon üretimini düzenleyen folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) sentezini tetikler. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler ve sperm üretimini uyarır. FSH ve LH sekresyonu, yine hipofiz ön lobunda üretilen ve prolactin adı verilen hormon tarafından frenlenir. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı</span> Üreme, ergenlik, cinsel dimorfizm ve davranışla ilişkili hormonal yolak

Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı hipotalamus, hipofiz bezi ve gonadal bezlerin arasındaki etkileşimi ifade eder. Bu bezler genellikle birlikte işlev gösterdiğinden, fizyologlar ve endokrinologlar bunlardan tek bir sistem olarak bahsetmeyi uygun ve açıklayıcı buluyorlar.

<span class="mw-page-title-main">Östron</span>

Östron, diğer adıyla estron (E1), zayıf bir östrojen ve küçük bir kadın cinsiyet hormonudur. Diğerleri östradiol ve östriol olmak üzere üç ana östrojenden biridir. Östronun yanı sıra diğer östrojenler de kolesterolden sentezlenir ve esas olarak gonadlardan salgılanır, ancak adipoz dokudaki adrenal androjenlerden de oluşturulabilirler. Östron, östradiol için bir öncü görevi gördüğü gibi östraidolun metabolize edilmesi sonucunda da ortaya çıkar.

Hipoöstrojenizm veya östrojen eksikliği, östrojenin normal seviyesinden daha düşük bir seviyede bulunmasıdır. Bir neden belirtmeksizin durumu ortaya koyar. Östrojen eksikliği ayrıca artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkilidir ve idrar yolu enfeksiyonları ve osteoporoz gibi hastalıklarla bağlantılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kadın yumurtalık rezervi</span>

Yumurtalık rezervi, yumurtalığın sağlıklı ve başarılı bir hamilelikle sonuçlanan döllenme yeteneğine sahip yumurta hücrelerini sağlama kapasitesini belirlemek için kullanılan bir terimdir. İlerlemiş anne yaşıyla birlikte, olası bir hamilelik için başarılı bir şekilde alınabilen yumurta hücresi sayısı azalır ve bu, yaş ile kadın doğurganlığı arasındaki ters korelasyonda önemli bir faktör oluşturur.

kötü yumurtalık rezervi, düşük doğurganlık durumudur:

  1. Yumurtalıklarda az sayıda kalan oosit veya
  2. Muhtemelen bozulmuş preantral oosit gelişimi veya alımı.. Son araştırmalar, erken yumurtalık yaşlanması ve erken yumurtalık yetmezliğinin erken yumurtalık yaşlanmasının bir sürekliliğini temsil edebileceğini düşündürmektedir. Genellikle yüksek FSH seviyeleri eşlik eder.