İçeriğe atla

Ön gezegen diski

Orion Bulutsusu içerisindeki bir ilgedisk
Boğa takımyıldızı içerisinde, yaklaşık olarak 450 ışık yılı uzaklıktaki HH-30 adlı ön gezegen diski. Disk, bu oluşumlar sırasında sıkça görülen kırmızımsı yıldız jetini yayar.
Bir sanatçının ön gezegen diski izlenimi
Yıldızların, yıldızsal yaşın (milyonlarca yıl içerisinde) bir fonksiyonu olarak bir ön gezegen diskine sahip olduğunu gösteren bazı kanıtlar. Örnekler yakın genç kümelerdir ve birleşimlerdir. Şekil, Mamajek'in (2009) ön gösteriminden alınmıştır.

Ön gezegen diski, yeni oluşmuş genç bir yıldızın (bir T Tauri yıldızı veya Herbig Ae/Be yıldızı) etrafını çevreleyen ve yoğun gaz ve tozun oluşturduğu dönen bir çöküntü çemberidir. Ön gezegen diski, yıldızın kendisi için bir toplanma diski olarak da düşünülebilir; çünkü gazlar veya diğer malzemeler diskin iç kenarından yıldızın yüzeyine düşüyor olabilir. Bu süreç gezegenlerin oluştuğu düşünülen birikme süreci ile karıştırılmamalıdır. Dış bir kaynak tarafından aydınlatılan foto-buharlaşan Ön gezegen disklerine ilgediskler denir.

Temmuz 2018'de, PDS 70b adlı yeni oluşmakta olan bir dış gezegen içeren böyle bir diskin doğrulanmış ilk görüntüsü sunuldu.[1][2][3]

Oluşumu

T Tauri yıldızları etrafındaki ön gezegen diskleri, boyutları ve sıcaklıkları bakımına yakın ikili sistemlerin temel bileşenleri etrafındaki disklerden farklıdırlar. Ön gezegen disklerinin 1000 AU boyutunda yarıçapları vardır ve ancak en iç kısımları 1000 K üzeri sıcaklıklara ulaşabilir. Genellikle jetler eşlik etmektedirler.

Önyıldız'lar tipik olarak moleküler hidrojen içeren moleküler bulutlardan oluşurlar. Bir parça moleküler asit kritik bir boyuta ulaştığı zaman, kütle veya yoğunluk, kendi çekimi altında çökmeye başlar. Güneş bulutsusu denilen çökme halindeki bu bulut daha da yoğunlaştıkça, ortalama bulut çıkışındaki rastgele gaz hareketleri orijinal olarak bulutsunun net açısal momentumu yönünde hareket etmek isterler. Açısal momentumun korunumu durumu bulutsuların çapı azaldıkça rotasyonun artmasına sebep olur. Bu rotasyon, bulutun dışarıya doğru açılmasına tıpkı bir pizza hamurunun açılması gibi ve disk şeklini almasına sebep olur. İlk çöküş yaklaşık olarak 100.000 yıl sürer.[4] Bu süreden sonra yıldız, aynı kütleli anakol yıldızına benzer bir yüzey sıcaklığına ulaşır ve görünür hale gelir. Artık bir T Tauri yıldızıdır. Yıldızın üzerine gaz birikmesi olayı disk kaybolmadan önce, belki genç yıldızın rüzgarı tarafından uçurulmadan veya belki de sadece birikim bittikten sonra radyasyon yaymayı bırakmadan önce, 10 milyon yıl daha devam eder. Şimdiye kadar keşfedilmiş en yaşlı ön gezegen diski 25 milyon yıl yaşındadır.[5][6]

Gezegen sistemi

Güneş Sistemi'nin bulutsu varsayımı, ön gezegen disklerinin nasıl bir şekilde gezegensel sistemlere dönüştüğü düşüncesini tarif eder. Elektrostatik ve çekimsel etkileşimler, disk içerisindeki toz ve buz tanelerinin bir gezegenin etrafında dönen küçük gezegenimsi yapılara dönüşmelerine sebep olur. Bu süreç, sistemden gazı dışarıya doğru sürükleyen yıldızsal rüzgara ve materyali T Tauri yıldızının merkezine doğru çeken yerçekimine (birikme) karşı gerçekleşir. Gezegenimsi yapılar, hem karasal hem de dev gezegenlerin yapı taşlarını oluşturur.[7][8]

Jüpiter, Satürn ve Uranüs'ün uydularından bazılarının, ön gezegen disklerinin daha küçük benzerlerinden oluştuğuna inanılır.[9][10] Gezegenlerin ve uyduların geometrik olarak ince, gaz ve toz bakımından zengin disklerde oluşması, gezegenlerin tutulum düzleminde sıralanmasının sebebidir. Güneş Sistemi'nin oluşumundan on milyonlarca yıl sonra, Güneş Sistemi'nin birkaç AB içinde muhtemelen şu anda gördüğümüz karasal gezegenlerde toplanan ve birleşen düzinelerce Ay-Mars büyüklüğündeki cisimleri içeriyordu. Dünya'nın uydusu Ay, Güneş Sisteminin oluşumundan yaklaşık 30 milyon yıl sonra Mars büyüklüğündeki bir öngezegenin yanal bir şekilde ön-Dünya ile çarpışmasıyla oluştu.

Ön gezegen diskleri, Güneş Sistemi'mizdeki bazı genç yıldızların etrafında gözlemlenmiştir. Hubble Uzay Teleskobuyla yapılan yeni gözlemler de Orion bulutsusu etrafında oluşan ilgediskler ve gezegensel diskleri göstermiştir.

Genç yıldızlar HD 141943 ve HD 191089'un HUT tarafından elde edilen görüntülerinde tespit edilen enkaz diskleri - üstte görüntüler, altta geometri.

Enkaz diskleri

Yıldızsal çevre tozlarının gaz bakımından fakir diskleri, yakın birçok yıldızın etrafında bulunur birçoğunun yaşı ~10 milyon yıldan (örneğin Beta Pictoris, 51 Ophiuchi) milyarlarca kadar yıla kadar (örneğin Tau Ceti) dayanır. Bu sistemlere genelde "enkaz diski" denir. Yıldızların verilen daha fazla yaşam süreleri ve Poynting-Robertson sürüklemesi sebebiyle mikrometre-yıldızları toz birikintilerinin az yaşam sürelerinin, çarpışmalar ve radyasyon basıncı (tipik olarak yüzlerce yıldan binlerce yıla kadar), gezegenciklerin (örneğin asteroid ve kuyrukluyıldızlar) çarpışmalarından dolayı ortaya çıkan tozlardan dolayı kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu örneklerin (örneğin Vega, Alfa Coronae Borealis, Fomalhaut vs.) etrafındaki enkaz diskleri, bu sebepten dolayı muhtemelen gerçek bir ön gezegen diski değildir, fakat disk evriminin, daha sonraki bir aşamasını temsil eder (Asteroit kuşağı ve Kuiper kuşağının güneşdışı benzerleri, gezegenciklerin toz-üreten çarpışmalarına ev sahibidir).

Abiyogenez ile olan ilişkisi

Şu anki bilgisayar model çalışmalara dayanarak, hayat için gerekli olan kompleks organik bileşikler, Dünya oluşmadan önce Güneş'in etrafındaki gaz tanelerinden oluşan bir ön gezegen diski içerisinde oluşmuştur. Bilgisayar çalışmalarına göre, aynı süreç gezegen edinmiş başka yıldızların etrafında da olabilir.

Kaynakça

  1. ^ Staff (2 Temmuz 2018). "First confirmed image of newborn planet caught with ESO's VLT - Spectrum reveals cloudy atmosphere". EurekAlert!. 2 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2018. 
  2. ^ Müller, A. "Orbital and atmospheric characterization of the planet within the gap of the PDS 70 transition disk" (PDF). ESO. 2 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2018. 
  3. ^ Keppler, M. "Discovery of a planetary-mass companion within the gap of the transition disk around PDS 70" (PDF). ESO. 2 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2018. 
  4. ^ Mamajek, E.E.; Meyer, M.R.; Hinz, P.M.; Hoffmann, W.F.; Cohen, M.; Hora, J.L. (2004). "Constraining the Lifetime of Circumstellar Disks in the Terrestrial Planet Zone: A Mid-Infrared Survey of the 30 Myr old Tucana-Horologium Association". The Astrophysical Journal. 612 (1). ss. 496-510. arXiv:astro-ph/0405271 $2. Bibcode:2004ApJ...612..496M. doi:10.1086/422550. 
  5. ^ White, R.J.; Hillenbrand, L.A. (2005). "A Long-lived Accretion Disk around a Lithium-depleted Binary T Tauri Star". The Astrophysical Journal. 621 (1). ss. L65-L68. arXiv:astro-ph/0501307 $2. Bibcode:2005ApJ...621L..65W. doi:10.1086/428752. 
  6. ^ Cain, Fraser; Hartmann, Lee (3 Ağustos 2005). "Planetary Disk That Refuses to Grow Up (Interview with Lee Hartmann about the discovery)". Universe Today. 4 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2013. 
  7. ^ Lissauer, J. J.; Hubickyj, O.; D'Angelo, G.; Bodenheimer, P. (2009). "Models of Jupiter's growth incorporating thermal and hydrodynamic constraints". Icarus. 199 (2). ss. 338-350. arXiv:0810.5186 $2. Bibcode:2009Icar..199..338L. doi:10.1016/j.icarus.2008.10.004. 
  8. ^ D'Angelo, G.; Weidenschilling, S. J.; Lissauer, J. J.; Bodenheimer, P. (2014). "Growth of Jupiter: Enhancement of core accretion by a voluminous low-mass envelope". Icarus. Cilt 241. ss. 298-312. arXiv:1405.7305 $2. Bibcode:2014Icar..241..298D. doi:10.1016/j.icarus.2014.06.029. 
  9. ^ Canup, Robin M.; Ward, William R. (30 Aralık 2008). Origin of Europa and the Galilean Satellites. University of Arizona Press. s. 59. arXiv:0812.4995 $2. Bibcode:2009euro.book...59C. ISBN 978-0-8165-2844-8. 
  10. ^ D'Angelo, G.; Podolak, M. (2015). "Capture and Evolution of Planetesimals in Circumjovian Disks". The Astrophysical Journal. 806 (1). ss. 29pp. arXiv:1504.04364 $2. Bibcode:2015ApJ...806..203D. doi:10.1088/0004-637X/806/2/203. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Gezegen</span> bir yıldız veya yıldız kalıntısının yörüngesinde dolanan gök cismi

Gezegen; genellikle bir yıldız, yıldız kalıntısı ya da kahverengi cücenin yörüngesinde bulunan, yuvarlak hâle gelmiş bir astronomik cisimdir. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre Güneş Sistemi'nde sekiz gezegen bulunur. Bunlar, karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars; dev gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Gezegen oluşumu için bilimsel açıdan mevcut en iyi teori, bir bulutsunun kendi içine çökmesi sonucu bir yıldızlararası bulut meydana getirdiğini ve yıldızlararası bulutun da bir önyıldız ve bunun yörüngesinde dönen bir öngezegen diski oluşturduğunu öne süren bulutsu hipotezidir. Gezegenler bu disk içinde, kütleçekiminin etkisiyle maddelerin kademeli olarak birikmesi sonucu, yığılma (akresyon) olarak adlandırılan süreçte büyürler.

<span class="mw-page-title-main">Gezegenimsi bulutsu</span>

Gezegenimsi bulutsu veya gezegenimsi nebula, yaşamının son evresinde bulunan bir kırmızı devin yaydığı parlak bir iyonize gazdan oluşan salma bulutsusu türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Vega (yıldız)</span> Lir takımyıldızında yer alan en parlak yıldız

Vega, Çalgı takımyıldızındaki en parlak yıldızdır. Bayer belirtmesi α Lyrae olan Vega, Latin alfabesine göre Alpha Lyrae olarak yazılır ve Alpha Lyr veya α Lyr şeklinde kısaltılır. Güneş'ten sadece 25 ışık yılı uzaklıkta yer alır ve Güneş'in yakınındaki en parlak yıldızlardan biridir. Arcturus'tan sonra gece gökyüzündeki en parlak beşinci yıldız ve kuzey göksel yarım küredeki en parlak ikinci yıldızdır.

<span class="mw-page-title-main">Önyıldız</span>

Önyıldız ya da protostar, yıldızlar arası ortamda, dev bir moleküler bulutun gazlarının daralmasıyla meydana gelen büyük bir kütledir. Önyıldız, yıldız evrimi sürecindeki en erken evredir. Bu oluşum, Güneş kütleli yıldız için yaklaşık 10 milyon yıl sürer. Süreç, moleküler bir bulutun kendiliğinden kütleçekimi kuvveti altında çöktüğü zaman başlar. Artan yıldız kütlesinin radyasyon enerjisine dönüşümünü gösteren süpersonik güneş rüzgarı biçimi olan T Tauri rüzgarı, önyıldızın oluşacağını gösterir.

<span class="mw-page-title-main">T Tauri yıldızı</span> Genç değişken yıldızlar sınıfı

T Tauri yıldızları, on milyon yıldan genç olan bir değişken yıldızlar sınıfıdır. Genelde moleküler bulutların yakınlarında bulunup, değişken ışıksallıkları ve güçlü renkyuvarı çizgileri ile tanınırlar.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız oluşumu</span>

Yıldızlar, uzayda bulunan yüksek yoğunlukta geniş bölgelerden oluşan moleküler bulutların içinde oluşur. Bu bulutlar çoğunlukla hidrojenden ve % 23–28 helyum ile az miktarda daha ağır elementlerden ibarettir. İçinde yıldız oluşan bu tür bir bulutsuya örnek Orion bulutsusudur. Bu bulutlardan büyük yıldızlar oluştukça, içinde bulundukları bulutları güçlü bir şekilde ışıklandırıp iyonlaştırırlar ve bir H II bölgesi yaratırlar.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi</span>

Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce dev bir moleküler bulutun küçük bir parçasının yerçekimi etkisiyle çökmesiyle başladı. Çöken kütlenin çoğu, merkezde toplanarak Güneş'i oluştururken, geri kalanı düzleşerek gezegenlerin, uyduların, asteroitlerin ve diğer küçük gök cisimlerinin oluştuğu bir proto-gezegen diskine dönüştü.

<span class="mw-page-title-main">Çöküntü çemberi</span>

Çöküntü çemberi, bir yıldızın yaşam döngüsünün farklı evrelerinde, yörüngesi çevresinde; gaz, toz, gezegenimsiler, asteroitler veya çarpışan parçacıkların halka benzeri bir şekilde birikmesidir. Bu gibi çemberler kendini şu şekillerde gösterir:

<span class="mw-page-title-main">Ötegezegenler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu bir ötegezegenler listesidir. 20 Ağustos 2024 itibarıyla, 4.963 gezegen sisteminde varlığı doğrulanmış 7.255 ötegezegen bulunmaktadır ve bu gezegen sistemlerinden 1.015 kadarı birden fazla gezegene sahiptir. İlk kez 1984 yılında görece genç ve sıcak bir yıldız olan Vega çevresinde gözlenen Toz diski daha sonra yakınlardaki 100 kadar yıldızın çevresinde de gözlendi. Ancak gezegenlerin bu disk içinde oluşmak için fazlaca bir zamanları yoktur. Uluslararası bir gökbilim ekibince 84 yıldız üzerinde yapılan bir araştırma, 400 milyon yıldan daha genç yıldızların %60'ının toz diskine sahip olduğunu, yaşları 1 milyar yılı aşan yıldızlardaysa bu oranın %10'a düştüğünü ortaya koymuştur. Sonuç: Bir gaz ve toz diskinin ömrü, yalnızca 300 - 400 milyon yıl. Daha sonra toz diski çeşitli öğelerin etkileşimiyle dağılıyor. Disk içindeki toz zerrecikleri, başka zerreciklerle çarpışarak iyice ufalıyor. En küçükleri yıldızdan gelen ışınım basıncıyla uzaya atılıyor. Daha büyükleriyse yıldız ışığıyla etkileşim sonucu sarmal hareketlerle yavaş yavaş yıldızın içine düşüyorlar.

<span class="mw-page-title-main">Geri ve ileri yönlü hareket</span> Bir astronomik cismin yörünge veya kendi ekseni etrafında, ana cismine göre ters yönde dönüşü

Geri yönlü hareket, genel olarak, astronomik bir nesnenin kütle çekimi altında bulunduğu birincil cismin dönüş yönüne göre tam tersi yönündeki yörünge veya dönme hareketi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bir nesnenin dönme ekseninin salınımı veya üğrümü gibi diğer hareketleri de tanımlayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi hipotezleri tarihi</span>

Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi hakkındaki bilimsel düşüncenin tarihi Kopernik Devrimi ile başlamıştır. "Güneş Sistemi" teriminin kayıtlara geçen ilk kullanımı 1704 yılına dayanmaktadır. On yedinci yüzyıldan beri filozoflar ve bilim insanları Güneş Sistemi ve Ay'ın kökenine ilişkin hipotezler oluşturmakta ve Güneş Sistemi'nin gelecekte nasıl değişeceğini tahmin etmeye çalışmaktadır. René Descartes, Güneş Sistemi'nin başlangıcı üzerine ilk hipotezi ortaya atan kişidir ancak on sekizinci yüzyılda tartışmaya daha fazla bilim insanı katılmış ve konuyla ilgili daha sonraki hipotezlerin temelini oluşturmuştur. Daha sonra özellikle yirminci yüzyılda, günümüzde yaygın olarak kabul edilen bulutsu hipotezi de dahil olmak üzere çeşitli hipotezler oluşmaya başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Galaktik gelgit</span>

Samanyolu Galaksi'si gibi galaksilerin yerçekimsel alanına maruz kalan cisimlere etki eden gelgit dalgaları galaktik gelgit olarak bilinmektedir. Galaktik çarpışmalar, cüce galaksi ya da uydu galaksileri ve Samanyolu Galaksisi'nin Güneş Sistemimizde bulunan Oort bulutundaki gelgit etkisi yaratmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Öngezegen</span> Gezegen oluşumunun aşamalarından biri

Öngezegen veya protogezegen, bir ön gezegen diski içinde ortaya çıkan ve farklılaşmış bir iç bileşen üretmek için iç erime geçiren büyük bir gezegen embriyosudur. Öngezegenlerin, birbirlerinin yörüngelerini kütle çekimsel olarak bozan ve çarpışarak yavaş yavaş baskın gezegenlere dönüşen kilometrelerce büyüklükteki gezegenimsi parçalardan oluştuğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Beta Pictoris</span>

Beta Pictoris Ressam takımyıldızının en parlak ikinci yıldızıdır. Güneş Sistemi'nden 63,4 ışık yılı uzaklıkta yer alan Beta Pictoris, Güneş'ten 1,75 kat daha büyük ve 8,7 kat daha aydınlıktır. Beta Pictoris sistemi, evriminin anakol aşamasında olmasına rağmen sadece 20 ile 26 milyon yaş aralığında olduğu tahmin edilen çok genç bir sistemdir. Beta Pictoris, uzayda aynı hareketi paylaşan ve aynı yaşta olan genç yıldızların oluşturduğu yıldız birliği Beta Pictoris hareketli grubunun üyesidir.

<span class="mw-page-title-main">Enkaz diski</span>

Bir enkaz diski, bir yıldız etrafındaki yörüngede toz ve enkazın çevresel bir diskidir. Bazen bu diskler, sağdaki Fomalhaut'un görüntüsünde görüldüğü gibi belirgin halkalar içeriyor. Evrimleşmiş bir nötron yıldızı çevresinde yörüngede en az bir tane enkaz diski olduğu gibi hem olgun hem de genç yıldızların çevresinde çöküntü diskleri bulunmuştur. Daha genç olan enkaz diskleri, yeryüzü gezegenleri büyümeyi bitirebildiğinde, öngezegensel disk fazını takiben bir gezegen sistemi oluşumunda bir evre oluşturabilir. Ayrıca, gezegenler arasındaki çarpışmaların kalıntıları olarak, aksi halde asteroitler ve kuyrukkucuları olarak üretilip korunabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Orion Bulutsusu</span> Avcı takımyıldızı bölgesinde, Avcı Kuşağının güneyinde yer alan dağınık bir bulutsu

Orion Bulutsusu, Samanyolu içerisinde Avcı takımyıldızı bölgesinde, Avcı Kuşağı'nın güneyinde yer alan dağınık bir bulutsudur. En parlak bulutsulardan olan Orion yaklaşık 24 ışık yılı çapındadır ve gece çıplak gözle görülebilir. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesidir ve yaklaşık olarak 1.270 ışık yılı uzaklıktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çakıl birikimi (astronomi)</span>

Çakıl birikimi, çapı santimetreden metreye kadar değişen parçacıkların, diskte bulunan gazdan kaynaklanan aerodinamik sürükleme ile güçlendirilen bir protogezegensel diskte gezegenimsiler halinde birikmesidir. Bu sürükleme, küçük cisimlerin bazılarının daha büyük cisimlerin yanından geçerken göreceli hızlarını azaltarak kütle çekiminden kaçmasını engeller. Bu taşlar daha sonra spiral çizerek ya da çeken cismin yüzeyine doğru yerleşerek birikir. Bu süreç, büyük cisimlerin malzeme biriktirebileceği alanı artırarak büyümeyi hızlandırır. Gezegenimsi cisimlerin bu yolla hızlı büyümesi, gaz diskinin dağılmasından önce dış Güneş Sistemi'nde dev gezegen çekirdeklerinin oluşmasını sağlar. Buz çizgisini geçtikten sonra su buzunu kaybeden çakıl taşlarının boyutlarındaki azalma ve Güneş'ten uzaklaştıkça azalan gaz yoğunluğu, iç Güneş Sistemi'ndeki çakıl taşı yığılma oranlarını yavaşlatarak daha küçük karasal gezegenlerin, küçük kütleli Mars cisimlerinin ve düşük kütleli asteroit kuşağının oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Gezegensel göç</span>

Gezegensel göç, bir yıldızın çevresindeki bir gezegen veya diğer bir nesnenin yakın bölgelerdeki gezegenimsiler veya gaz diski ile etkileşime girmesi sonucu özellikle yarı büyük eksenleri veya diğer yörünge parametlerinin bozuluma uğramasıyla meydana gelmektedir. Gezegensel göç, sıcak Jüpiterlerin en olası açıklamasıdır. Ön gezegen diskinden gezegen oluşumuna ilişkin genel kabul gören teori, bu tür dev gezegenlerin yıldızlarına bu kadar yakın oluşamayacağını, nitekim bu kadar küçük yarıçaplarda yeterli kütle bulunmadığını ve sıcaklığın kayalık veya buzlu gezegenimsilerin oluşumuna izin vermeyecek kadar yüksek olduğunu öngörmektedir.

Donma sınırı, kar çizgisi ya da buz çizgisi, astronomi veya gezegen biliminde, katı parçacık olarak yoğunlaşabilecek su, amonyak, metan, karbondioksit ve karbonmonoksit gibi uçucu bileşenler için sıcaklığın yeterince düşük olduğu, gezegenimsi bünyesine yığılma oluşturmasına imkan sağlayan güneş bulutsusunun merkezinde yer alan önyıldıza göre ölçülen minimum mesafedir. Bu sınırın ötesinde, tipik olarak yalnızca ağır bileşenler daha küçük boyutlu karasal gezegenlere doğru birikebilirken, bu bölgede bolca bulunan diğer gaz bileşenleri oldukça kolay şekilde gaz ve buz devlerinin oluşmasına imkan verecek ölçüde yoğunlaşabilir.

<span class="mw-page-title-main">OTS 44</span>

OTS 44, Bukalemun takımyıldızında IC 2631 yansı bulutsusunun yakınlarında, Dünya'dan yaklaşık olarak 550 ışık yılı (170 pc) uzaklıkta serbest dolaşan gezegen kütleli bir cisim veya kahverengi cücedir. Jüpiter'in kütlesinin yaklaşık 11,5 katı kütlesiyle en düşük kütleli serbest dolaşan yıldızaltı cisimlerden biridir. Yarıçapı tam olarak bilinmemekle birlikte Güneş'in yarıçapının %23-57'si arasında olduğu tahmin edilmektedir.