İçeriğe atla

Ölüm ötesi deneyimi

Ölüm-ötesi deneyimi, (near-death experience) bedensel işlevleri bakımından tıbben ölü sayılmış, fakat bir süre sonra reanimasyon (yeniden canlandırma) yöntemleriyle veya kendiliğinden yeniden yaşama kavuşmuş kimselerin bu ölüm ve yeniden yaşama dönüş arasındaki sürede geçirdikleri deneyime verilen addır.

Bilimsel çevreler bu tip deneyimlerin bir çeşit halüsinasyon olduğunu belirtmekteyken,[1][2][3] paranormal uzmanları ve bazı ana-akım bilimadamları bu deneyimlerin ölümden sonra hayata kanıt olduklarını söylemektedirler.[4][5][6]

Terim ABD’den araştırmacı hekim Dr.Raymond Moody tarafından ortaya atılmıştır. Ölüm-ötesi deneyimi spiritüalistler ve bazı parapsikologlarca ölümden sonra yaşamın varlığına ilişkin kanıtlardan biri sayılmaktadır.

Moody ve Kubler-Ross'un vardığı sonuçlar

Dr. Raymond Moody ve Dr. Elisabeth Kubler-Ross bu deneyimi geçiren kimselerin anlattıklarının hastanelerde kaydedilen raporları üzerinde çalışmış ve binlerce vakanın titizlikle incelenmesinden sonra şu sonuçlara varmışlardır:

  • Reanimasyonla yaşama döndürülenlerin anlattıklarında büyük ölçüde ortak noktalar bulunmaktadır.
  • Öldü teşhisi konulan kimseler, bedenlerinin ölü sayıldıkları sürede, bilinçlerini yitirmemişler, gözleri kapalı oldukları ve yerlerinden kalkmadıkları halde, çevrede olup bitenleri görebilmişler, bilebilmişlerdirler. (Doktorun hemşireyle neler konuştuğu, hemşirenin neyi almak üzere, ne zaman, nereye gittiği vs. Burada, beş-duyunun dışındaki bir algılamanın söz konusu olduğu ileri sürülür.)
  • Ölü sayıldıkları sürede yalnızca ameliyat odasında olup bitenleri değil, oda dışındaki, oda duvarlarının ardında cereyan eden olayları bile görmüşler, yaşama döndüklerinde gördüklerini ayrıntılarıyla anlatmışlar, anlattıkları doktorları tarafından tümüyle doğrulanmıştır.

İzlenimlerdeki ortak noktalar

Moody, Kubler-Ross ve onlar kadar bu konu üzerinde çalışmış olan Dr. Karlis Osis’in ve bundan başka batı kökenli olmayan benzeri genel inceleme sonuçlarına göre yeniden yaşama dönenlerin anlattıklarında en çok ortak görünen hususlar şunlardır:

1. Bedenin terk edildiği birinci aşamada:

  • Huzur ve sükûnet duygusu hissetme.
  • Çekilme veya fırlama tarzında yükselme izlenimi.
  • Kendini hafif ve mutlu hissetme
  • Ölüm döşeği görüntüleri denen algılamalarda bulunma (eskiden kaybetmiş olduğu yakınlarına kavuşma, melodi,ışık, renkler, dinsel-mitolojik varlıklar algılama vs.)
  • Korku, soğuk ve bilinmeyen toprak altı korkusu hissetme.
  • Sevdiklerini görme, yaşamının bir film şeridi gibi gözünün önünden hızla geçmesi, yabancılaşma.
  • Affetme, affedilme isteği, şok.
  • Karanlık bir tünele doğru çekilme izlenimi.

2. Bedenin terk edilmesinden sonraki aşamada:

  • Duvar gibi katı nesnelerin içinden geçebilme. (bazen, daha çok rüyalar safhasında.)
  • Karanlık tünelden geçtikten sonra her şeyin yeniden aydınlanması.
  • Fiziksel bedenini (ölüm durumundaki vücudunu) ve diğer insanları görme.
  • Fiziksel bedene geri dönmeyi istememe.
  • Kendini diğer insanlara duyuramama, yardımsızlık (sesini insanların işitmemesi ve kendisini onların görmemesi; bu duruma karabasan ve rüyalarda da rastlanır.)
  • Yetisizlik, yangı, yoğun basınç, nefessizlik.
  • Agresif, eleştirel, kafiyeli uğultular.
  • Fiziksel aleme ilişkin görüntülerin belli bir süre sonra silikleşip kaybolması.

3. Fiziksel bedene dönüldüğü aşamada:

  • Işık görünümünde algılanan bir varlığın tekrar dünyaya (fiziksel aleme) dönmesi konusunda kendisini ikna etmeye çalışması.
  • İradi (isteyerek) veya irade-dışı olarak fiziksel bedene dönme izlenimi.
  • Fiziksel bedene dönülürken soğukluk duygusu hissetme.
  • Psikolojik travma, temkinlilik, içe kapanma.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  • Life After Life: The Investigation of a Phenomenon—Survival of Bodily Death, Elisabeth Kubler-Ross ve Raymond A., Jr. Moody
  • At the Hour of Death, Karlis Osis, Erlendur Haraldsson
  1. ^ Buzzi, Giorgio. "Correspondence: Near-Death Experiences. 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi." Lancet. Vol. 359, Issue 9323 (June 15, 2002): 2116-2117.
  2. ^ Britton, Willoughby B. and Richard R. Bootzin. "Near-Death Experiences and the Temporal Lobe." Psychological Science. Vol. 15, No. 4 (April 2004): 254-258.
  3. ^ Blackmore, Susan:Dying to Live: Near-Death Experiences (1993). London, Grafton.
  4. ^ Grossman, Neil (Indiana University and University of Illinois), Who's Afraid of Life After Death? Why NDE Evidence is Ignored, Institute of Noetic Sciences (IONS), 2002
  5. ^ Fontana, David (Cardiff University and Liverpool John Moores University), Does Mind Survive Physical Death?, 2003
  6. ^ London Telegraph, 10/22/2000 article: Soul-searching doctors find life after death, about Drs. Peter Fenwick 26 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. and Sam Parnia 1 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. studies of heart attack survivors

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Reenkarnasyon</span> ölümden sonra ruhun yeniden bedenlendiği inancı

Reenkarnasyon veya ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. Günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı aşmaktadır. Ayrıca Dürzîlik ve Nusayrîlik gibi Orta Doğu'da yayılmış bazı dinlerde de bu inanış mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Ölüm</span> yaşamsal fonksiyonların kalıcı olarak durması

Ölüm, bir organizmayı ayakta tutan tüm biyolojik işlevlerin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesidir. Beyni olan organizmalar için ölüm, beyinsapı da dahil olmak üzere tüm beynin işlevinin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesi olarak da tanımlanabilir ve beyin ölümü bazen ölümün yasal tanımı olarak kullanılır. Eski bir organizmanın kalıntıları normalde ölümden kısa bir süre sonra çürümeye başlar. Ölüm, önünde sonunda tüm organizmalarda meydana gelen kaçınılmaz bir süreçtir. Turritopsis dohrnii gibi bazı organizmalar biyolojik olarak ölümsüzdür. Ancak yine de yaşlanma dışında başka nedenlerle de ölebilirler.

Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Sözcük olarak, Arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.

<span class="mw-page-title-main">Ölüme yakın deneyimler</span>

Ölüme yakın deneyimler tıbbi anlamda kalbi durup daha sonra tekrar hayata dönen insanların geçirdiği tecrübelere verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Ruh</span> yaşayan bir varlığın manevi özü

Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır. Teolojide ruh kişinin tanrısallığa ortak olan kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.

Felsefede, hazcılık veya hedonizm, hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüş. Hedonizm terimi felsefe, sanat ve psikolojide hem duyusal hazzı hem de daha entelektüel veya kişisel arayışları kapsayan bir dizi teori veya uygulamayı kapsayabilmektedir. Aynı zamanda bu terim günlük dilde başkalarının zararı pahasına kısa vadeli haz peşinde koşan egoist kişiler için de bir aşağılama ifadesi olarak kullanılabilmektedir. Felsefede hedonizmin temsilcisi olarak gözüken Kirene Okulu, Sokrates'in öğrencisi Aristippos tarafından kurulmuş, daha sonra Epikür tarafından devam ettirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam</span> biyolojik süreçler gösteren canlıların bir özelliği

Yaşam veya hayat sinyalizasyon ve kendi kendini idame ettirme süreçleri gibi biyolojik süreçlere sahip olan maddeyi, bu özelliklere sahip olmayan maddeden ayıran bir niteliktir ve büyüme, uyaranlara tepki verme, metabolizma, enerji dönüşümü ve üreme kapasitesi ile tanımlanır. Bitkiler, hayvanlar, mantarlar, protistler, arkealar ve bakteriler gibi çeşitli yaşam biçimleri mevcuttur. Biyoloji, yaşamı inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Parapsikoloji</span> Paranormal ve psişik olayların incelenmesi

Parapsikoloji; duyular-dışı algılama, psikokinezi, ölümden sonra yaşam gibi konulara ilişkin paranormal olayların; deneysel yöntem yoluyla, çok disiplinli etüdü. Parapsikologlar tarafından, telepati, durugörü gibi paranormal yetenekleri, psikokinezi fenomenini ve diğer çeşitli psişik fenomenleri konu alan bir araştırma alanı olarak görülür. Ortodoks psikoloji bilimi tarafından, kapsam dışı ya da açıklanamaz kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Tupac Shakur</span> Amerikalı rapçi (1971–1996)

Tupac Amaru Shakur, Amerikalı rapçi, şair, senarist, oyuncu ve yapımcıydı. 2Pac, Pac ve Makaveli adlarıyla da bilinirdi.

<span class="mw-page-title-main">Rüya</span> diğer adıyla düş, uykunun genel bir özelliği olup, uykunun REM evresi ile yakından ilgili, görsel ve işitsel algı ve duyulardır

Rüya ya da düş, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup, uykunun hızlı göz hareketi (REM) adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan, görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildir. Rüyalara “duyusuz algı”nın bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir. Çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden olan rüyalar, her zaman için ilginç ve yoruma açık bir konu oluşturmuşlardır. Farklı psikoloji ekollerinin, parapsikologların ve deneysel spiritüalistlerin rüyaları farklı biçimlerde açıklama çabaları olmuştur. Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidememiş olup, rüyalar hâlen esrarını korumakta olan bir inceleme alanını oluşturmaktadır. Rüyaların bilimsel incelenmesi oneiroloji adını alır.

İnsan deneyleri, insanlar üzerinde uygulanan tıbbî deneyleri içerir. Tıbbî araştırmalar'ın önemli bir parçasıdır ve birçok insan tıbbi tedavi için muayenehane denemeleri'ne gönüllü olmaktadır. Bazı insanlar ayrıca basit medikal bilim ve biyoloji için de gönüllü olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kirlian fotoğrafçılığı</span>

Kirlian fotoğrafçılığı, yüksek voltajlı, yüksek frekanslı, düşük amperli elektrik alanına dayalı aygıtlarla nesnelerden yayılan birtakım ışınımları fotoğrafik olarak saptamayı amaçlayan elektrografik fotoğrafçılık tekniğine verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Ölüm döşeği görüntüleri</span>

Ölüm döşeği görüntüleri (vizyonları) insanın ölüm sırasındaki paranormal algılamalarını belirtmek üzere Parapsikologlarca ortaya atılmış bir terimdir. Ölüm döşeği görüntüleri hakkındaki veriler, ölüm-ötesi deneyimi’ni geçirip, kendiliğinden ya da reanimasyon yöntemiyle tekrar yaşama döndüğünü iddia eden kişilerin anlattıklarına dayanır.

<i>Fallen</i>

Fallen, Amerikalı hard rock grubu Evanescence'in ilk albümüdür. Albüm ABD'de 7.5 milyonun üzerinde, dünya çapında ise toplam 20 milyondan fazla satmıştır. Aynı zamanda Türkiye'de de 500.000'in üzerinde satarak Evanescence'ın bir fenomen haline gelmesini sağlamıştır. Fallen şu an itibarıyla grubun en başarılı albümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Jane Seymour (oyuncu)</span>

Jane Seymour (doğum adı, Joyce Penelope Wilhelmina Frankenberg;, İngiliz oyuncu.

Ölümden sonraki yaşam; din, felsefe ve mitolojide insanın dünyadaki fiziksel yaşamını tamamladıktan sonra ruh veya bilinç hâlinde sürdürdüğüne inanılan hayat. Öteki dünya ve İslam kökenli bir terim olan ahiret kavramları Türkçede, ölümden sonraki yaşamın sürdürüldüğüne inanılan mekanı tanımlamakta kullanılır.

Orta yaş krizi veya erişkin sendromu; kadınlarda menopoz, erkeklerde ise andropoz süreci öncesi değişen hormonal faaliyetlere bağlı olarak kişilerin cinselliğe karşı aşırı istek artışının oluşmasına verilen genel addır. Genelde bilinç daha doğru bir ifade ile altbilincin vücut bütünlüğü olarak artık üreme faaliyetlerinin risk altında olduğunu algılayarak canlılığın (neslin) devamı dürtüsüyle oluşan bir psikolojik savunma dürtüsü mekanizmasıdır. Ayrıca sosyal hayatı olan canlılarında bilimsel olarak incelenmesinde hayvanlarda da orta yaş krizi bulguları görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Ebedî hayat (Hristiyanlık)</span>

Ebedî hayat, Hristiyanlıkta, geleneksel inanca göre, ölümden sonra gerçekleşen devamlı hayattır. Havarilerin Amentüsü'nde şöyle geçmektedir: "...Bedenin dirilişine ve ebedî hayata... iman ediyorum." Geleneksel inanışa göre, ebedî hayat, İsa'nın ikinci gelişinden ve ölülerin dirilişinden sonra başlayacaktır. Bununla birlikte, Yeni Ahit'teki Yuhanna kitaplarında, bu dünyevi hayatın içindeyken de imanlı kişinin kendisi için önceden belirlenmiş bir ebedi hayata kavuşabileceği ima edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">V. İvan</span> Rus hükümdar (1666-1696; çar 1682-1696)

V. İvan Alekseyeviç Romanov ; 6 Eylül 1666 Moskova – 8 Şubat 1696 Moskova), 7 Mayıs 1682 ve 8 Şubat 1696 tarihleri arasında hüküm sürmüş, Romanov hanedanına mensup Rus çarıdır. Önemli fiziksel ve zihinsel sorunları vardı.

Ego ölümü, "öznel öz kimliğin tamamen kaybıdır". Terim, birbiriyle ilişkili anlamlarla birlikte çeşitli iç içe bağlamlarda kullanılır. Analitik psikolojide, psişenin temel bir dönüşümünü ifade eden psişik ölüm ile eşanlamlı terim olarak kullanılır. Ölüm ve yeniden doğuş mitolojisinde, ego ölümü, Joseph Campbell tarafından Monomit mitolojisi üzerine yaptığı araştırmada tanımlandığı gibi, kendine teslim olma ve geçiş aşamasıdır. Bu dünya mitolojisinde tekrarlanan bir temadır ve aynı zamanda çağdaş batı düşüncesinin bazı kollarında bir metafor olarak kullanılır.