İçeriğe atla

Ölü dil

Ölü dil, daha önce konuşulmuş olup artık konuşanı kalmayan dildir.[1] Sümerce, Hunca, Matorca, Elamca, Hatti, Hititçe, Trakça ve Ubıhça (yani Vıbıh, [Убых]) dili gibi.

Dilin ölmesi süreci

Bir dili, anadili olarak konuşan kitle ikinci bir dil öğrenir, ikinci dili anadilinden daha geçerli ya da önemli bir dil olarak görmeye başlarsa, zaman içinde birinci dil (anadili) gücünü ve işlevini yitirmeye ve konuşulmamaya başlanır, sonunda da konuşulmaz olur. Bu olgu bir süreç içinde dozu artarak gelişir ve toplumsal anlamda süreç hemen hemen aynı sıralarda, dilin artık konuşulur olmaktan çıkması biçiminde tamamlanır. Bazı bireysel direnmeler görülse bile, güçlü bir müdahale olmadığı sürece, bu tür bireysel çıkışlar süreci kesintiye uğratamaz. Anadilini konuşmayı bırakmış ve asimile olmaya başlamış olan ana kitlenin dışında ve ana kitleden ayrı yerlerde izole olmuş halde yaşayan, yani ana kitlenin terk ettiği dili, bu olgudan habersiz olarak izole yerlerde konuşmayı sürdüren gruplar varsa, bunlar ana kitle ile yakın ilişki içinde olmadıklarından anadilini konuşmayı bir süre daha sürdürebilirler. Bir dil toplum tarafından değil de, belli bir mevki tarafından baskı ile unutturulabilir. Örneğin Tofaca, Rusya tarafından Tuva'da yaşayan Türklere unutturulmuştur. Bugün bu dil ölmek üzeredir.[]

Dilin yaşaması ya da korunması sorunu

Anadilinin yaşaması, yani ölü dil haline gelmemesi için günümüz koşullarında bir devlet desteği bulunması ya da en azından anadiline yönelik ve devlet makamlarından gelme baskıların olmaması, özellikle anadilinin kamu yaşamına da taşınabilmesi gerekir. Örneğin İsrail'de sadece iki köyde konuşulan Adigece, bir okul eğitimi dili yapıldığı, Adigece devletçe koruma altına alındığı ve genel anlamda devletçe asimilasyon politikası da benimsenmediği için varlığını korumuştur. Asimilasyon (ölüm) süreci içine giren bir dil, önlem alınmadığı takdirde yok olur. Anadilini yitiren ana (büyük) kitle, kendinden ayrı ya da ana kitleden kopuk olarak başka yerlerde ve izole biçimde henüz anadilini konuşmakta olan küçük kalıntı grupları da temas kurması halinde olumsuz anlamda etkileyebilir. O küçük yerlerde de anadilin bırakılması sürecini hızlandırabilir.

Kaynakça

  1. ^ Anderson, Stephen R. (2012). Languages : a very short introduction (1. bas.). Oxford, B.K.: Oxford University Press. ISBN 978-0199590599. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dil</span> insanlar arasında iletişim kurmayı sağlayan doğal bir iletişim aracı

Dil, insanlar arasında anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kültür</span> toplumun antropoloji içindeki yaşam tarzı

Kültür veya ekin, toplumların kendilerine özgü olan ve gelecek nesillere aktardıkları maddi veya manevi her şey.

<span class="mw-page-title-main">Ferdinand de Saussure</span> İsviçreli dilbilimcisi

Ferdinand de Saussure, 20. yüzyılda dilbilimde kayda değer gelişiminin birçoğu için fikirleriyle temel hazırlamış, İsviçreli dilbilimci.

<span class="mw-page-title-main">Fransızca</span> Romen dili

Fransızca, Hint-Avrupa dil ailesinin bir Romen dilidir. Tüm Romen dillerinde olduğu gibi, Roma İmparatorluğu'nun Halk Latincesinden türemiştir. Fransızca, Gallo-Romen dillerinden, Galya'da konuşulan Latinceden ve özellikle Kuzey Galya'da gelişmiştir. En yakın akrabası Oïl dilleridir. Fransızca, Gallia Belgica gibi Kuzey Roma Galyası'nın yerli Kelt dillerinden ve Roma sonrası Frank işgalcilerin (Cermen) Frank dilinden de etkilenmiştir. Bugün, Fransız sömürge imparatorluğu sayesinde, en önemlisi Haiti Kreolü olmak üzere, Fransız kökenli çok sayıda kreol dili vardır. Fransızca konuşan bir kişi veya ulus, Frankofon olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Dilbilim</span> insan dilinin araştırılması

Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Milliyetçilik</span> siyasi akım

Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.

Çevirmen bir metni veya sözlü iletişimi bir dilden başka bir dile çevirmeyi meslek edinen kişiye denir. Yazılı çeviri yapan kişiye mütercim, sözlü çeviri yapan kişiye de tercüman adı verilir. Çevirmenler kitap, film, video oyunu, makale, tez, ticarî yazışma ve sözleşmeler, hukukî dokümanlar, vize evrakı gibi belgeleri tercüme eden veya toplantılarda, seminerlerde, konferanslarda ardıl veya eş zamanlı çeviri yapan kişilerdir.

Kafkas dilleri, Kafkasya'da yaşayan halklarının konuştuğu dillere verilen genel addır. Kafkasya'nın yerli dilleri, birbirlerinden köken açısından bağımsız kabul edilen Kuzeydoğu, Kuzeybatı ve Güney Kafkas dil aileleridir. Buna ek olarak Hint-Avrupa, Türk, Moğol ve Sami dilleri de Kafkasya'da konuşulan diğer dil aileleridir.

Latin veya Romen dilleri, kökeni Roma İmparatorluğu'nda konuşulmuş Latince lehçelerine dayanan, Hint-Avrupa dil ailesinin İtalik koluna mensup bir dil grubudur. Dünya çapında Latin dillerini anadil olarak konuşan 600 milyondan fazladır. Dil grubunun modern dağılımı Amerika, Avrupa ve Afrika kıtalarında yoğunlaşmakla birlikte, genel olarak dünyada geniş bir yayılıma sahiptir.

Basın-yayın, günlük dilde radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarını anlatmak için kullanılan bir terimdir.

Adigece, Adığece veya Batı Çerkesçesi, Kuzeybatı Kafkas dilleri ailesinin Çerkes dilleri kolunda yer alan bir dildir. Aynı koldaki Kabardeyce ile karşılıklı anlaşılabilirliğe sahiptir. Kuzey Kafkasya’da yer alan eski Batı Çerkesya topraklarını kapsayan Adige Cumhuriyeti ile Krasnodar Krayı bölgelerinde ve Çerkes Sürgün ve Soykırımı ile Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğu topraklarına zorla sürülen ve bugün Türkiye ve Ürdün gibi ülkelerde yaşayan Çerkesler tarafından konuşulur. Kiril alfabesiyle yazılan dil, geçmişte Arap ve Latin alfabeleriyle de yazılmıştır.

Etnik grup veya etnisite, kendilerini diğer gruplardan ayıran ortak nitelikler temelinde birbirleriyle özdeşleşen bir grup insandır. Bu nitelikler, ikamet ettikleri alanda ortak gelenekler, soy, dil, tarih, toplum, kültür, ulus, din, fiziksel farklılıklar veya sosyal özellikleri içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Leo Weisgerber</span>

Leo Weisgerber (Johannes), Kelt dilleri uzmanı Alman dilbilimci.

Argo, bir dilin parçası olmakla birlikte, toplumun belli bir çevresi tarafından kullanılan, kendine özgü sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan özel bir dildir. Argo küfür değildir fakat küfürlü argo terimler de vardır.

İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

Türleşme yeni biyolojik türlerin oluştuğu evrimsel süreçtir. Doğal türleşmenin dört tipi vardır, türleşen toplulukların coğrafi olarak birbirlerinden coğrafi olarak ne kadar izole olduklarına bağlı olarak: allopatrik, peripatrik, parapatrik ve simpatrik. Türleşme, hayvan ıslahı veya laboratuvar yöntemleri yoluyla yapay olarak da sağlanabilir. Türleşme mekanizmalarına örnekler aşağıda verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yahudi Aramicesi</span>

Yahudi Aramicesi üzerinde İbranice etkisi bulunan Aramice dillerinin genel adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Aynuca</span>

Aynuca, Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaidō adasında ve geçmişte Kuril Adaları ile Sahalin Adası'nda konuşulmuş izole bir dildir. Aynuca, Japonya'daki Aynu halkının ana dili olup, günümüzde tehlike altındaki diller arasında yer almaktadır. Bu dilin kökeni diğer dillerle net bir şekilde ilişkilendirilememiştir ve izole bir dil olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kitle</span>

Türk Dil Kurumu sözlüğünde kitle, bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle olarak tanımlanıyor. İkinci bir anlamı ise, belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı.

Dil edinimi, insanın dili algılama ve kavrama, diğer bir deyişle dil olgusunun farkına varma ve onu anlama süreci. Bu süreç içerisinde ve sonucunda insan; sözcük üretme ve kullanmaya, iletişim kurma amacıyla bilinçli biçimde cümleler kurmaya başlar.