İçeriğe atla

Öksüz ve yetim

Thomas Kennington'ın Öksüzler isimli eseri (1885)

Öksüz, annesi ölmüş,[1] yetim ise babası ölmüş çocuk.[2] Öksüz kelimesi, hem annesi hem babası ölmüş çocuk anlamında da kullanılır.[1] Bu sözcükler, ölmemiş olsalar bile anne ve babasından sürekli olarak koparılmış çocuklar ve hayvan yavruları için de kullanılır. Bu yazıda öksüz kelimesi hem annesini hem de babasını kaybetmiş çocuk anlamında kullanılmıştır.

Etimoloji

"Öksüz" sözcüğü, Türkçe "ök" kökünden türemiştir. Ök sözcüğü "bağ, ip, ana" anlamlarına gelir. Zamanla anlam genişlemesine uğrayarak önce göbek bağı sonra da anne ve baba (ebeveyn) anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Ök sözcüğü Türkçenin bazı ağızlarında öksüz ile eş anlamlı olarak kullanılır.[3] Yetim kelimesi ise Arapça yet'm (tek başına, eşsiz) sözcüğünden gelir.[2] Öksüz ve yetim kelimeleri hem sıfat hem de isim olarak kullanılabilirler.

Dünyada öksüzlük

Dünyada çocukların öksüz kalmalarının başlıca sebebi savaşlar ve salgın hastalıklardır. Gelişmiş ülkelerde öksüzlük, az gelişmiş ülkelere oranla oldukça düşük düzeydedir. Aşağıdaki tablo UNESCO'nun 2001 verilerine göre Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler'de öksüzlük durumunu göstermektedir:[4]

Kıta Öksüz
çocuk sayısı (milyon)
Toplam çocuk
sayısına oranı
Afrika 34,3 11,9%
Asya 65,5 6,5%
Latin Amerika & Karayipler 8,16 7,4%
Toplam 108 7,6%

AIDS

Dünya Sağlık Örgütünün 2010 yılı tahminlerine göre yaklaşık 25 milyon çocuk AIDS nedeniyle öksüz kalmıştır.[5]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b "öksüz". Güncel Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu. 3 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2024. 
  2. ^ a b "yetim". Güncel Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu. 4 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2024. 
  3. ^ ök. Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü - Ek-1. 12. Türk Dil Kurumu. 1982. ök = anasız çocuk, öksüz. (Ordu, Giresun, Trabzon) 
  4. ^ Children Brink.pdf (Temmuz 2002) 23 Aralık 2003 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Usaid.gov
  5. ^ AIDS: Some Questions and Answers 17 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dünya Sağlık Örgütü (İngilizce)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Aile</span> aralarında yakın akrabalık bağı bulunan kişiler grubu

Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.

Töre; bir toplumda yazılı olmayan, gelenekleşmiş kanun ve kurallar. Özellikle halk ağzında hukuk veya mahkeme anlamlarında da kullanılır.

İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

Arife ya da ön gün, herhangi bir dinî bayramdan önceki gün. Arife günü aslen hicrî kâmerî Zilhicce ayının 9. günüdür ve bu gün Kurban Bayramı'ndan önceki, terviye gününden sonraki gündür. Ancak zamanla Ramazan Bayramı için de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra herhangi bir şeyden önceki gün anlamında da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Mühimmat</span>

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

<span class="mw-page-title-main">Engellilik</span> bozukluklar, aktivite kısıtlamaları ve katılım kısıtlamaları

Engelli, yaralanma ya da fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri, duyuları veya işlevleri kısıtlanan kişidir. Engeller doğuştan gelebilir veya sonradan geçirilen hastalıklar sonucu ortaya çıkabilir. Dünya Sağlık Örgütü'nün İşlevsellik, Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması'na göre engelli olma hâli için yeti yitimi terimi kullanılır. Engelliler; vücudun duyusal, işlevsel, zihinsel ve ruhsal farklılıkları öne sürülerek; toplumsal veya yönetimsel tutum ve tercihler sonucu, yaşamın birçok alanında kısıtlama ve engellerle karşılaşabilirler. Birçok toplumlarda en yaygın ayrımcılık türlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Oğlan</span>

Oğlan ya da erkek çocuğu, küçük yaştaki erkek. Oğlan sözcüğü bazen genç yetişkin erkekler için de kullanılır.

Nakit, elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para. Nakit kavramı ile daha çok kâğıt ve metal paralar kastedilir. Bir mal veya hizmet teslim alınmadan önce veya teslim alınırken yapılan ödemeye, peşin ödeme denir.

<span class="mw-page-title-main">Ceset</span> Ölü bir insanın bedeni

Ceset veya naaş, ölü bir insanın bedeni. Aynı anlama gelen kadavra sözcüğü genelde tıbbî anlamda kullanılır. Cenaze töreni için hazırlanmış cesede cenaze denir.

<span class="mw-page-title-main">Karı</span>

Karı, bir erkeğin evlenmiş olduğu kadının o erkeğe (kocaya) göre alan akrabalık durumu. Türkçede hanım sözcüğü, nadiren de Arapça kökenli zevce sözcüğü aynı anlamda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Nazar</span>

Nazar ya da kem göz, canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış. Nazardan özellikle çocukların, hamilelerin ya da hayvanların etkilendiğine inanılır.

<span class="mw-page-title-main">Büyükanne</span> torunu olan kadın

Büyükanne, nine veya nene, bir kimsenin annesinin veya babasının annesi. Babanın annesine babaanne, annenin annesine anneanne de denir. Aynı anlamdaki haminne sözcüğü ise çağdaş Türkçede kaybolmaya yüz tutmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Piyes</span> sahnede ya da mikrofonda oynanmak üzere yazılmış yapıt

Piyes, temsil ya da oyun; okunmaktan ziyade genellikle sahnelenmek üzere yazılmış, karakterler arasındaki diyaloglardan ve tasvirlerden oluşan tiyatro eseri. Bu eserin sahnelenmiş hâline de aynı adlar verilir. Bernard Shaw gibi bazı drama yazarları eserlerini yazarken, okunması veya sahnelenmesi arasında pek fazla tercih yapmamışlardır; yani okuyucunun da izleyici kadar zevk alabileceği eserler yazmaya gayret etmişlerdir.

Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:

Mahrem, İslâm'da evlenilmesi haram olan kişi. Mahrem sözcüğü Arapça haram (yasaklanmış) kökünden gelir. Mahrem olmayan kimselere nâmahrem denir. Nâmahrem sözcüğü Türkçede yabancı, el anlamında da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Antrenman</span> daha çok fiziki yönden gelişmek için yapılan öğretim sonucunda bilgi, beceri ve yetkinlik kazanımı

Antrenman, idman veya egzersiz; herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırma. Antrenman ve idman sözcükleri Türkçede genellikle "herhangi bir spor müsabakasına hazırlık yapma" anlamında kullanılır. Egzersiz sözcüğü ise bunun yanı sıra sağlık gibi gerekçelerle yapılan kısa süreli fiziksel alıştırmaları da kapsar. Türkçede akademik konulardaki hazırlık çalışmaları için daha çok alıştırma sözcüğü tercih edilir.

Yalancı eşdeğerler, farklı dillerde yazım veya söyleniş bakımından aynı olan ya da birbirine çok benzeyen; ancak anlamları tamamen veya kısmen farklı olan sözcüklerdir. Örneğin magazin sözcüğü Türkçede başlıca "sosyete haberleri" anlamında kullanılırken İngilizce magazine sözcüğü şarjör ve dergi anlamlarında kullanılır. Benzer şekilde İngilizce asparagus sözcüğü "kuşkonmaz" anlamına gelirken Türkçe asparagas sözcüğü "yalan, uydurma" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Evlat</span> herhangi bir kimsenin dünyaya getirdiği veya bakımını üstlenerek ebeveynlik yaptığı kimse.

Evlat, herhangi bir kimsenin dünyaya getirdiği veya bakımını üstlenerek ebeveynlik yaptığı kimse. Türkçeye Arapçadan geçen sözcük Arapçada çoğul anlamda olmakla birlikte Türkçede tekil olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Çete</span> bir bölge üzerinde kontrol iddiasında bulunan şiddetli bireyler grubu

Çete, yasa dışı işler yapmak veya şiddet içeren davranışlarda bulunmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk, arkadaş grubu ya da aile. Bu tür çeteler, gangster veya katil üyelerden oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kabul</span>

Kabul, insan psikolojisinde, bir durumun gerçekliğine onay verme, bir süreci veya koşulu değiştirmeye veya itiraz etmeye çalışmadan tanıma anlamına gelir. Kabul kelimesi, "alma, alış" anlamındaki sözcüğünden türemiştir.