Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.
Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.
Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.
Trafik psikolojisi, Psikolojinin uygulamalı alt dallarındandır. Yaya ve sürücülerin trafikteki davranışlarının altında yatan psikolojik süreçleri inceler. Başlıca amacı trafik kazalarını ve bu kazaların sonucu olan ölümleri azaltabilmektir.
Adalet, en geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır. Sıklıkla adaletin genel tartışması felsefe, dinbilim ve dindeki genel durumu ve hukuk bilimi ve hukukun uygulanması gibi prosedürel adalette bulunan iki farklı alana yoğunlaşır.
Wilhelm Maximilian Wundt, Alman fizyolog, psikolog, filozof, profesör, tıp doktoru ve modern psikolojinin kurucularındandır. Almanya'nın Leipzig şehrinde 1879 yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını atmıştır. Zihnin yapısını incelemeye alan yapısalcılık ekolünün kurucusu sayılır. Almanya'da Leipzig Üniversitesi'nde kurulan bu laboratuvar sayesinde insan davranışlarının sebepleri bilimsel ortamda araştırmaya tabi tutulmuştur. Wundt özellikle "KBY" olarak bilinen "konfüzyonel beden algısı" isimli konuda yaptığı çalışmaları ile kendisinden söz ettirmiştir. Halen bu çalışmaların psikolojik alanda geçerliliği bulunmamaktadır.
Eğitim psikolojisi Eğitim süreci içinde insanların nasıl gelişimsel süreçler geçirdiğini ve nasıl öğrendiğini, eğitsel müdahalelerin etkinliğini, öğretimin psikolojisini ve sosyal psikolojiyi araştıran ve konu edinen psikoloji içindeki bir alandır. Eğitim psikolojisi, öğretim tasarımı, eğitim teknolojisi, müfredat geliştirme, organizasyonel öğrenme, özel eğitim, sınıf yönetimi ve öğrenci motivasyonu dahil olmak üzere eğitim çalışmaları içindeki çok çeşitli uzmanlıkları bilgilendirir. Eğitim psikolojisi, bilişsel bilimden ve öğrenme bilimlerinden hem yararlanır hem de onlara katkıda bulunur.
Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.
Pedagoji veya çocuk bilimi, çocuklarda davranış bozuklukları ve kökenini araştıran bilim dalıdır.
Albert Bandura, sosyal öğrenme kuramı ve öz yarar teorisi üzerindeki çalışmalarıyla tanınan Kanadalı ünlü psikolog.
Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.
Politik psikoloji kavramı günümüzde algıladığımız şekilde ilk olarak Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü veya diğer adıyla Frankfurt Okulu’nun çalışmaları ile ortaya çıkmıştır. Theodor W. Adorno, Max Horkheimer, Herbert Marcuse ve Erich Fromm'un Marksist Felsefe ve Klasik Psikanaliz'e dayalı felsefeleri sonucu gelişmiştir. Özellikle Wilhelm Reich, Sovyet toplumunda demokrasinin gelişimi ve kitle davranışları, toplumların yönetime verdiği tepkiler hakkında çalışmalar yürütmüştür. Frankfurt Okulu felsefecileri, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'da demokrasinin işleyememesi nedeniyle ekonomi ve iletişim ile psikoloji arasındaki sınırları genişleterek çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Daha sonra Jürgen Habermas'ın politik psikoloji alanında çalışmaları olmuştur.
Matematiksel psikoloji, psikoloji araştırmalarında algı, biliş ve motor süreçlerinin matematiksel modellemelerini ve ölçülebilir davranışların ölçülebilir uyarıcı karakteristikleriyle ilişkili olan kanun-benzeri kuralların kurulmasını temel alan bir yaklaşımdır. Pratikte "ölçülebilir davranış", "görev performansı" tarafından oluşturulmuştur.
Koçluk, koç olarak adlandırılan deneyimli bir kişinin yaptığı ücretli bir görüşme şeklidir. Ayrıca hangi lisans veya sertifika ile uzmanlaştıkları belli olmadığı için yetkinlik sınırları belirsizdir. Bazen koçluk, iki kişi arasında gayri resmi bir ilişki anlamına gelebilir. Biri diğerinden daha fazla deneyime ve uzmanlığa sahip olabilir, ikincisi öğrendikçe tavsiye ve rehberlik sunar. Fakat koçluk, daha genel hedeflerin veya genel gelişimin aksine, belirli görevlere veya hedeflere odaklanarak mentorlukdan farklıdır.
Evrimsel etik, evrim teorisinin etik veya ahlak anlayışımıza nasıl dayanabileceğini araştıran bir araştırma alanıdır. Evrim etiği ile araştırılan konular oldukça çeşitlidir. Evrim etiğinin destekçileri, tanımlayıcı etik, normatif etik ve metaetik alanlarına önemli etkileri olduğunu iddia etmişlerdir.
Sosyal öğrenme, akranlar arasındaki sosyal etkileşim yoluyla toplumsal bir ölçeğe kadar bireysel veya grupla öğrenmeden daha geniş ölçekte gerçekleşen öğrenmedir. Tutum ve davranışlarda bir değişikliğe yol açabilir veya açmayabilir.
Sosyal coğrafya, sınıf, etnik köken ve din olmak üzere toplum içindeki bölünmelere odaklanır; bununla birlikte yakın zamanda cinsiyet ve yaş gibi başkaları eklenmiştir. Sosyal coğrafyanın kökenleri 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da ortaya çıkmıştır. Sosyal coğrafya kavramı ilk olarak Le Play okulunun bir üyesi tarafından kullanılmıştır.[kim?] Sosyal coğrafya sanayi devrimiyle büyük ölçüde etkilendi. Toplumsal coğrafya eylem-teorik yaklaşımlar ile genişletilmiştir. 1960'ların radikalizminin ürünü olan sosyal coğrafya, 1970'lerde insan coğrafyasının tüm alanıyla neredeyse eş anlamlı olana dek önemli ölçüde genişledi. Sosyal coğrafyanın entelektüel kökleri çok daha derine uzanır ve daha karmaşıktır. Genellikle bir Anglo-Amerikan geleneği olarak kabul edilir. Günümüzde sosyal coğrafya, çeşitli teorik bakış açılarıyla bilgilendirilmiş çok çeşitli ampirik çalışmaları kapsamaktadır. Sosyal coğrafyacılar, sosyal yaşamın yerinin önemini anlamayla daha fazla ilgilenmişlerdir.
Sapma veya sapma sosyolojisi, resmi kuralları ihlal eden davranışları, eylemleri araştırmaktadır. Örnek olarak sapma sosyolojisi, toplum kuralların ihlalini, suç vb. durumları ele almaktadır.[3]Sapma teriminin olumsuz bir anlamı olsa da, sosyal kuralların çiğnenmesi her zaman olumsuz bir eylem oluşturmamaktadır. Bazı durumlarda kuralların ihlal edilmesine rağmen, davranış olumlu veya toplum tarafından kabul edilebilir olarak adlandırılabilir.
Özel eğitim, öğrencilerin bireysel farklılıklarına; akademik, sosyal, günlük yaşam ve benzeri yetersizliklerine hitap eden geliştirilmiş ve bireyselleştirilmiş eğitim anlayışıdır. Özel eğitim, öğrenme güçlüğü, gelişimsel yetersizlikler, iletişim bozuklukları, duygusal ve davranışsal bozukluklar, fiziksel engelli ve diğer yetersizlik sınıfında olan veya yetersizliği olmayıp özel yeteneği yani yüksek yeterliliği olan öğrencilere uygun eğitim sağlamayı amaçlar. Yetersiz veya yüksek yeterliliğe sahip öğrencilerin farklı öğretim yaklaşımları, teknoloji kullanımı, özel olarak uyarlanmış bir öğretim sınıfı, ek ders, BİLSEM, destek eğitim odası veya ayrı bir özel eğitim okulu vb gibi eğitim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanır.
Sosyal hareket teorisi, sosyal bilimler içinde, genellikle sosyal mobilizasyonun neden meydana geldiğini, ortaya çıkardığı biçimleri açıklamaya çalışan disiplinler arası bir düşünceler bütünüdür. Sosyal hareketlerin oluşumu ve işleyişinin potansiyel sosyal, kültürel ve politik sonuçları üzerine incelemeler içerir.