İçeriğe atla

Émile Zola

Émile Zola
DoğumÉmile Édouard Charles Antoine Zola
2 Nisan 1840(1840-04-02)
Paris, Fransa
Ölüm29 Eylül 1902 (62 yaşında)
Paris, Fransa
MeslekRomancı, oyun yazarı, gazeteci
MilliyetFransız
TürRoman, deneme
Edebî akımNatüralizm
Önemli eserGerminal, Meyhane, Rougonlar'ın Serveti
Etkiledikleri


İmza

Émile François Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), Fransız yazardır.

Değişik edebi türlerde eserler veren Emile Zola, dünya edebiyatının en ünlü yazarları arasında yer almaktadır.[1] Eserlerinde Fransız toplumunun sorunlarını ayrıntılı şekilde dile getirmiş ve 1880'de edebiyata yeni giren natüralizm akımına öncülük etmiştir. Özellikle romanları ile tanınır. En ünlü romanları, Nana, Germinal ve Meyhane adlı kitaplarıdır.

Yazar, Dreyfus Davası'nda aldığı tavırla 19. yüzyılın son ve yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki uluslararası edebiyat gündemine oturmuştur.[2] Fransız ordusunda haksız yere casuslukla suçlanıp askeri mahkemede yargılanan Yahudi asıllı yüzbaşı Dreyfus’u 1897'deki davada hükûmetin bütün baskılarına rağmen savunan Zola, Fransa devlet başkanına hitaben "İtham Ediyorum" makalesini yayınladıktan sonra baskılardan dolayı Fransa'yı terkedip bir süre Londra'da yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davası'nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Ulusal kahraman haline gelen[3] Émile Zola, 1902 sonbaharında, kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü.

Émile Zola 22 yaşında

Yaşamı

Gençliği

2 Nisan 1840 tarihinde Paris'te yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Venedik göçmeni mühendis François Zola, annesi Fransız Émilie Aubert idi. Babasının bir kanal ve baraj inşa ettiği Aix-en-Provence'ta büyüdü.[4] Babasını küçük yaşta kaybetti. Collège Bourbon adlı okulda yatılı olarak okudu.

Edebiyata olan ilgisi okul çağındayken drama, şiir ve tiyatroya olan ilgisi ile başladı. Dumas, Eugène Sue, Paul Feval gibi birçok popüler yazarın ulaşabildiği bütün kitaplarını okudu.[5] Okul yıllarında Paul Cezanne ve onun yakın arkadaşı Jean Baptistin Baille ile tanıştı. Bu üçlü Victor Hugo'nun eserlerini tanıdıktan sonra onun kişiliğinden çok etkilenerek bir yıl kadar onu kendilerine üstat edindi.[5] Musset'i tanımalarının ardından onu ağabeyleri olarak gördüler ve yeni üstatları Musset oldu. Zola bu yıllarda Cezanne ve Baille'ye atfederek birkaç şiir kaleme almış; Haçlılar hakkında bir roman yazmış, kız arkadaşını en yakın arkadaşının kollarında bulan bir genci anlatan Rodopho adlı şiiri yazmıştır.[5] Çiçek gibi açan iki sevgiliyi anlatan La Provence'yi 1859'da yayınladı; ardından işçi sınıfı kızlarını anlatan gerçekçi bir hikâye olan Les Grisettes de Provenceyi yazdı; 1860'ta Perrette'yi tamamladı.

Ailesinin tanıdıkları sayesinde öğrenimine Paris'teki Lycée Saint-Louis'de devam eden Zola, bu okulu bitirdi ancak bakaloryasını vermekte iki kere başarısız oldu. Bakolaryasını veremediği için öğrenimine devam edemedi ve iş aradı. İki yıl işsiz kalan Émile Zola, 1862’de yeni kurulan Hachette yayınevinde memur olarak çalışmaya başladı. Bir yandan da gazetelerde sanat ve edebiyat eleştirileri yayımlamaktaydı. Bu işyerinde yükselerek yayınevinin tanıtımlarından sorumlu kişi haline geldi; 1866 yılında sadece yazarlık yapmaya karar verip ayrılana kadar aynı yerde çalıştı.[4]

Sonraki yılları

İlk romanı "La Confession de Claude" (Claude’un İtirafı) 1865'te basıldı. Bu roman, mezun olduktan sonra şair olmak hayaliyle Paris'e gelen, tavan arasında sefalet içinde yaşarken tanıştığı fahişeye âşık olan, aşkıyla kadını ‘kurtaracağını’ sanan ancak hayal kırıklığına uğrayan taşralı bir gencin arkadaşlarına yazdığı mektuplardan oluşmaktadır ve büyük ölçüde otobiyografiktir.[2] Zola, 1867'de yayımladığı Thérèse Raquin adlı romanla birlikte başarıyı yakaladı. Eserin 1868 tarihli ikinci baskısına yazdığı meşhur ön sözde "naturalist" sıfatını ilk kez kullandı.[2] Ardından yirmi ciltlik "‘Rougon-Macquart’lar: İkinci İmparatorluk Devrinde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Tarihi’" serisini yazmaya başladı. En tanınmış eserleri olan "Nana", "Germinal" ve "Meyhane"'yi de kapsayan bu seride yer alan romanlarında 1851 Devlet Darbesiyle başlayıp 1870'teki Sedan bozgununa kadar süren İkinci İmparatorluk Dönemi Fransız toplumunun bir tablosunu yansıtmaya çalıştı.

Jeanne Rozerot ve çocukları ile birlikte

Sevgilisi Gabrielle-Alexandrine Mele ile 1870 yılında evlendi. Çiftin çocuğu olmadı. 1888'de Jeanne Rozerot ile ilişki yaşamaya başlayan Zola'nın bu ilişkiden iki çocuğu dünyaya geldi.

1860'lar ve 1870'ler boyunca gazete ve dergilerindeki yazılarında Cézanne ve Manet ile Claude Monet, Edgar Degas, Pierre-Auguste Renoir gibi empresyonist ressamların sanatını savundu. Ressamların çeşitli stüdyo ve kafelerde sanat tartışmalarının yapıldığı düzenli toplantılarına katıldı. 1886 yılında yayımlanan Eser (L'Ouvre) isimli romanı başta çocukluk arkadaşı Cézanne olmak üzere ressam dostlarıyla arasının açılmasına neden oldu. Romanda, Paris Salonu'na üçbinden fazla eserin jüri tarafından kabul edilmeyişi üzerine 1863'te yaşanan skandalı, yaratıcı potansiyelini gerçekleştiremeyen ve bu nedenle de kendini asan bir ressamı konu almaktaydı.

Medan'daki evi

Edebiyata yeni giren bir akım olan natüralizm akımına mensup bir grup Fransa'da 1880'de Zola'nın öncülüğünde oluştu. Aynı edebiyat görüşüne ortak olan yazarlar Zola'nın evinde toplanarak 1870 yılındaki Fransa-Prusya Savaşı'nı konu alan öykülerden oluşan Medan Geceleri isimli bir derleme çıkardılar. Savaş karşıtı altı öykü içeren bu derleme, edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırdı.[6]

Émile Zola'nın Rougon Macquart serisinin beşinci romanı Toprak (La Terre) 1887'de yayımlandı. Fransa-Prusya Savaşı'ndan hemen sonra tarım işçisi bir ailenin dağılışını anlatan roman tartışmalara yol açtı. Zola'nın modern toplumun görünmeyen nahoş yüzünü ortaya koyma çabası bu romanda zirvesine ulaşmıştı. 1888'de yayımlanan İngilizce çevirisi, yayıncısının müstehcenlikten tutuklanmasına neden oldu.[7] Natüralist grubun bazı önemli üyeleri Zola'nın aşırı gittiğini düşünerek ondan ayrıldılar.[5]

Fransız hükûmeti ile ordusunun Fransız-Alman Savaşı sırasındaki politika ve eylemlerini eleştiren 1892 tarihli romanı Çöküş (La Debâcle) adlı romanı hem Fransızların hem de Almanların yoğun tepkileriyle karşılaştı. Savaştaki yenilgi ile küçük düşmüş olan Fransız ordusunun başlıca düşmanlarından biri Fransız yaşamındaki "Yahudi etkisi" idi. Ordudaki bu Yahudi-düşmanı anlayış, Avrupa tarihinde Dreyfus olayı olarak bilinen olayın yaşanmasına neden oldu. Fransa'yı ikiye bölen Dreyfus davası, Zola'nın Gerçek Yürüyor (La Verite en marche) adlı belgesel yapıtının temelini oluşturdu.

Dreyfus Olayı

İtham Ediyorum!

Yahudi asıllı bir Fransız subayı olan Yüzbaşı Dreyfus, el yazısı Alman elçiliğine gönderilen bir mektuptaki el yazısına benzediği için 1894 yılında Almanlar lehine casusluk yapmakla haksız yere suçlanmış ve kapalı oturumlarla sürdürülen hızlı bir yargılama sonunda ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Mektuptaki el yazısının Dreyfus'a değil, Easterhazy adında bir binbaşıya ait olduğu İstihbarat Müdürü Yarbay Picquart tarafından iki yıl sonra ortaya çıkarılınca Dreyfus'un davası 1896'a yeniden gündeme geldi. Genelkurmay, Easterhazy hakkında dava açmak zorunda kaldı. Açılan davada Easterhazy'nin iki günde beraat etti.

Olay gündeme geldiğinde İtalya'da olan Emile Zola, Paris'e geldiğinde bu olay üzerine etkin bir kampanya başlatmayı gerekli buldu. 25 Kasım 1897'de Le Figaro'da çıkan Gerçek Yürüyor, Onu Hiçbir Şey Durduramaz başlıklı yazısı yayımlandı. Ardından 1 Aralık 1897'de "Lonca"yı yayımlayarak Dreyfus'un suçlanma nedeninin eylemi değil, ırkı olduğunu açıkladı. Le Figora'daki son yazısı 5 Aralık'ta yayımlandı. Bu yazıda, "Dreyfus'u kurtarıp yerine Easterhazy'nin adını vermesi için Picquart'ın bir Yahudi örgütü tarafından tutulmuş bir kişi olduğu" iddiaları üzerine kaleme aldığı bu yazıda yalan ve iftirayı yayan şoven basını şiddetle kınadı.[3]

Zola, yazdıklarını yayımlayacak gazete bulamaz olunca savaşımını broşürlerle sürdürdü. Gençliğe Mektup, Fransa'ya Mektup başlıklı broşürleri yayımladı. Görülen davada casus Esterhazy'nin aklanması yetmezmiş gibi onun suç kanıtlarını bulan Picquart'ın cezalandırılması üzerine Zola, Dreyfus davası hakkındaki en ünlü makalesini yazdı: Cumhurbaşkanı Felix Faure'a Açık Mektup Mektup, L' Aurore gazetesinde Suçluyorum. (J'Accuse) başlığıyla yayımlandı. "Ordunun şerefi", "vatan sevgisi" gibi sürekli sömürülen kavramları ele alan, okuyanları şiirselliğiyle de etkileyen bu mektup Fransa'da bir aydın hareketi doğurdu.[3] İmza kampanyaları, aydın bildirileri peş peşe geldi.

Ancak Fransızların çoğu Zola'yla aynı fikirde değildi. Bakanlar Kurulu, Zola hakkında suç duyurusunda bulundu; Zola'nın 17 Şubat 1898'de başlayan yargılanma süreci boyunca "Kahrolsun Zola", "Yahudilere ölüm", "Hainlere ölüm" sloganlarıyla gösteriler düzenlendi. Şiddet önce taşraya, sonra da sömürgelere sıçradı; birçok kentte ırkçı gösteriler yapıldı; Dreyfusçu aydınlara ve Yahudilere saldırıldı.

Zola'nın cenaze töreninde Anatole France konuşma yapıyor

Zola'nın cezası kesinleşince, yazar dostlarının oldubittisiyle, hiç hazırlıksız İngiltere'ye kaçırıldı. Dilini hiç bilmediği İngiltere'de bir yıl geçirdi. Bu arada dava ile ilgili yeni gelişmeler oldu. Esterhazy, kendisiyle çete arasında mektuplar taşıyan kuzeni tarafından ihbar edilip tutuklandı. İtiraflar peş peşe geldi. Anatole France, Jean Jaures, R. W.Rousseau gibi saygın kişilerin sürdürdükleri kampanya sayesinde, Dreyfus'un yeniden yargılanmasına karar verildi. Zola, bu olumlu gelişmeler sonucu ülkesine döndü. 9 Eylül 1899'da yapılan duruşmada Dreyfus yeniden suçlu bulundu. Artan toplumsal huzursuzluk karşısında Cumhurbaşkanı Dreyfus'u affetti; bunu bir genel af izledi. Zola, bu affı masum bir insanın yeniden mahkûm edilmesi olarak gördü.

Montmarte Mezarlığı'ndaki mezarı

Dreyfus Davasından sonra

Suçlular da masumlar da serbest kaldıktan sonra Zola, kitaplarına döndü. Dreyfus davasından esinlenerek son romanını yazdı. 29 Eylül 1902'de, yatak odasındaki şömineden sızan dumandan zehirlenerek öldü. Resmi kayıtlara kaza olarak geçse de bu ölümün ardında gerici bir örgüt olduğundan kuşkulanılmıştır.[3]

Cenaze törenine 50.000 kişi katıldı. 1888'de aldığı Legion d'honneur Şövalyesi ünvanı, dava nedeniyle askıya alınmış olduğundan resmî cenaze töreni düzenlenmedi ancak ordu cenazesine bir bölük asker göndermiştir.[3] Monmarte Mezarlığı'na gömülen cenazesi, meclisin aldığı bir kararla 4 Haziran 1908'de Panthéon'a taşındı.

Pantheon'daki mezarı

Bazı eserleri

Zola romanlarının çoğunu 1869'den itibaren, Honoré de Balzac'ın izinden giderek, Les Rougon-Macquart. Histoire naturelle et sociale d’une famille sous le Second Empire (Rougon-Macquart'lar. İkinci İmparatorluk'ta Bir Ailenin Tabiat ve Toplum Tarihi) başlıklı bir dizi biçiminde düzenledi. Toplam yirmi roman pozitivist temelde yazılmış bir tür aile tarihi olacak, bu arada ailenin Rougon kolu burjuvaziyi, Macquart kolu da alt tabakaları temsil edecekti.

  • Nana
  • Meyhane
  • Bir Aşk Sayfası
  • Thérèse Raquin
  • Paris Yıldızı
  • Germinal
  • Gerçek
  • Emek (2 Cilt)
  • Toprak
  • Rahip Mouret'nin Günahı
  • Yaşama Sevinci
  • Hayvanlaşan İnsan
  • Paris'in Karnı
  • Oyun Bitti
  • Paris Yaşamı

Kaynakça

  1. ^ Günday, Rifad. "Zola'nın Gerçek Romanında Bağnazlığa Karşı Hoşgörü, Özgür Düşünce, Demokrasi ve Adalet Yanlısı Uygar Toplum Yaratma Çabası". dergipark.gov. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 2014, Sayı 17. 26 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 
  2. ^ a b c Cankara, Murat. "Bu Topraklarad Zola'yı Okumak". www.agos.com.tr. Agos gazetesi, 4 Ağustos 2015. 4 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 
  3. ^ a b c d e Baysan, Gül Tekay. "Dreyfus Davası: Gerçek ve Adalet Savaşçısı Zola". www.edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr/. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt 19, Sayı 1. 1 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 
  4. ^ a b "Emile Zola". www.iletisim.com.tr. Iletisim.com.tr sitesi. 4 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 
  5. ^ a b c d Koçak, Özgür. "Emile Zola'nın Therese Raquin ve Mehmet Rauf'un Eylül Romanlarındaki Evlilik, Aldatma ve Pişmanlık Konularının Analitik Olarak Karşılaştırılması". tez.yok.gov.tr/. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi, 2007. 4 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 
  6. ^ "Medan Geceleri". www.kitapyurdu.com/. Kitapyurdu.com siesi. 4 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 
  7. ^ "How Émile Zola made novels out of gutter voices and ultra-violence". www.telegraph.co.uk/. The Telegraph, 5 Aralık 2015. 11 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2017. 


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Victor Hugo</span> French romancı ve şair (1802–1885)

Victor Marie Hugo Romantizm akımına bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir. Hugo'nun Fransa'daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir. Pek çok şiirinin içinde özellikle Les Contemplations ve La Légende des siècles büyük saygı görür. Fransa dışında en çok Sefiller ve Notre Dame'ın Kamburu romanlarıyla tanınır.

Realizm ya da gerçekçilik, bir estetik ve edebi kavram olarak 19. yüzyıl ortalarında Fransa'da ortaya çıkmıştır. Nasıl ki romantizm klasisizme bir başkaldırı niteliğinde ise gerçekçilik yani realizm, hem klasisizme hem de romantizme bir başkaldırıdır. Amaç, sanatı klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak, yenilikçi eserler üretmek ve konularını öncelikle yüksek sınıflar ve temalarla ilgili değil, toplumsal sınıflar ve temalar arasından seçmekti. Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve edebi eserlerin bir bilim insanının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış açısıyla ortaya konmasıdır. Örneğin, realizmin iki güçlü temsilcisi Gustave Flaubert'in Madame Bovary adlı romanı ile Emile Zola'nın Nana adlı romanında cinsellik ve şiddet edebi bir mikroskop altında incelenecek olursa çıplaklığıyla ortaya konulmuştur. Realizm felsefesinin altında güçlü bir felsefi belirlenimcilik yatar. Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola'nın yanı sıra Honore de Balzac, Stendhal, Rusya'da Lev Tolstoy, İvan Sergeyeviç Turgenyev, Dostoyevski, İngiltere'de Charles Dickens ve Anthony Trollope, Amerika'da Theodore Dreiser, Ernest Hemingway, John Steinbeck İrlanda'da James Joyce realizmin önemli temsilcileridir. Realizm, 20. yüzyıl romanının gelişimini de önemli ölçüde etkilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Paul Cézanne</span> Fransız ressam (1839 – 1906)

Paul Cézanne, Fransız post-empresyonist ressam ve gezgin. Modern sanatın gelişmesine yaptığı katkılar ve etkisi nedeniyle çoğu zaman modern sanatın babası olarak anılmıştır. Empresyonizm ile kübizm arasında bir köprü oluşturmuştur.

Türk edebiyatında roman, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür. Roman, Tanzimat'la başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak Türk edebiyatına girmiş olup, Fransız edebiyatından eserler başta olmak üzere ilk Türkçe örnekleri çeviri eserlerde gözlemlenmiştir. Şemseddin Sâmi’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseri sıklıkla "ilk Türkçe roman" olarak adlandırılsa da daha önce yazılmış başka romanlar da mevcuttur. Fransız romantizm akımından etkilenmiş ve ağırlıklı olarak aşk ve "yanlış batılılaşma" konularını ele almış ilk Osmanlı romanları genellikle oldukça zayıf olup, karakterler yüzeysel işlenmiş ve karikatüre benzeyen tipler ortaya çıkarmıştır. Servet-i Fünûn edebiyatı döneminde romanlar gelişmeye başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Romain Gary</span> Fransız diplomat ve yazar (1914 – 1980)

Romain Gary, Fransız yazar, yönetmen, senarist, II. Dünya Savaşı pilotu ve diplomat.

<i>Germinal</i> (roman) Émile Zolanın bir romanı

Germinal, genellikle Émile Zola'nın en iyi eseri ve Fransız edebiyatının en iyi romanlarından biri olarak gösterilir. Roman, 1860'larda kuzey Fransa'da, uzlaşmaya yanaşmayan maden işçilerinin şiddetli ve gerçek grev öyküsünü konu alır. Germinal'in, yüzün üzerinde ülkede orijinali ve çevirileri yayınlanmıştır. Ayrıca eser beş sinema uyarlaması ve iki televizyon yapımına ilham kaynağı olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Dreyfus Olayı</span>

Dreyfus Olayı; 1894 yılında Yüzbaşı Alfred Dreyfus'ün casuslukla itham edilerek Fransa'da yargılandığı dava ve ardından gelişen olaylardır.

<span class="mw-page-title-main">Fernand-Gustave-Gaston Labori</span> Fransız avukat ve siyasetçi (1860 – 1917)

Fernand-Gustave-Gaston Labori, yüzbaşı Alfred Dreyfus'un savunmasını üstlenen Fransız avukat.

Aynanın İçindekiler Attilâ İlhan'ın Türkiye tarihinin 1909-1960 arası dönemini anlattığı roman serisidir. Yazar, yedi romandan oluşan bu seride Türkiye'nin Osmanlı'dan Cumhuriyet sonrasına uzanan toplumsal meselelerine ayna tutmuş, "ulusal bileşim" olarak adlandırdığı ulusalcı düşüncelerini siyasi, ekonomik, kültürel temsillerle kurguya taşımıştır. Romanlarda diyalektik bir yaklaşım sergileyen yazar, keskin bir toplumcu gerçekçi çizgi izlemiştir. Romanlar 1973-2006 arası yayınlanmış olsa da, yazar kendisi serinin belirli bir kronolojik zorunluluğu olmadığını belirtmiştir. Nitekim hem romanlar arasındaki hem de romanların kendi içlerindeki tarihsel geçişler ve karakterler dolayısıyla kurulan bağlar, hangi kitaptan başlanırsa başlansın seriyi anlamlı kılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Adnan Cemgil</span>

Adnan Cemgil,, öğretmen, yazar, çevirmen. Sinan Cemgil'in babası, Ali Kemal'in babası Hacı Ahmet Efendi'nin ilk eşinden torunudur.

<span class="mw-page-title-main">Mektup roman</span> bir dizi belge olarak yazılan roman

Mektup roman, bir dizi mektuptan oluşan bir roman tarzıdır.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Dreyfus'un tutuklanması</span>

Alfred Dreyfus'un tutuklanması Dreyfus Olayı'nın başlamasını ifade eder. Olay, Fransız askeri sırlarının satın alınmasına ilişkin bir bilgi notunun Fransız ajanları tarafından Paris'teki Alman Büyükelçliği Askerî Ataşesi Maximilian Von Schwartzkoppen'in çöp kutusundan çıkmasıyla başlar. Casusluk suçlaması sonradan suçsuz olduğu ortaya konan Fransız Ordusu Kurmay Heyetindeki genç topçu subayı Alfred Dreyfus'a yöneltilir. Dreyfus'un Yahudi olması ayrımcılığa maruz kalmasına yol açmış ve Fransız toplumunun içindeki Yahudi karşıtlığını da ortaya çıkartmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ferdinand Walsin Esterhazy</span> Fransız asker (1847-1923)

Marie Charles Ferdinand Walsin Esterhazy Fransız subaydır. Dreyfus Olayı olarak bilinen davadaki asıl hainin kendisi olduğu ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Georges Picquart</span> Fransız general (1854 – 1914)

Marie-Georges Picquart Fransız subay ve sonraki dönemde Fransa Savaş Bakanı. Dreyfus Olayı'ndaki kilit isimlerdendir.

<i>JAccuse...!</i>

J'Accuse...! Dreyfus Olayı'yla ilgili olarak 13 Ocak 1898 tarihli L'Aurore (Şafak) gazetesinde yayınlanan, yazar Emile Zola tarafından Üçüncü Fransız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Félix Faure'a ithafen kaleme alınan açık mektuptur.

<span class="mw-page-title-main">Hubert-Joseph Henry</span> Fransız devlet adamı (1846-1898)

Hubert-Joseph Henry Fransız subay, Dreyfus Olayı'nın kilit isimlerindendir. Alfred Dreyfus aleyhine olacak şekilde kanıtları tahrif ettiği ortaya çıkmış, tutuklanmasının ardından hücresinde intihar etmiştir. Dreyfus karşıtlarınca kahraman olarak görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Dreyfus Olayı karar ve sonuçları</span>

Dreyfus Olayı karar ve sonuçları Dreyfus Olayı'nın mahkeme sürecinde alınan kararları ve siyasal etkilerini anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Dreyfus Olayı'na dair Picquart tarafından yapılan soruşturma</span>

Dreyfus Olayı'na dair Picquart tarafından yapılan soruşturma Dreyfus Olayı hakkında Fransız karşı-istihbarat dairesi başkanı Yarbay Georges Picquart tarafından davanın ardından yürütülen soruşturmadır. Soruşturma sonucunda Alfred Dreyfus'un suçlu bulunduğu mahkeme süreci sorgulanmaya başlanmış ve sonuçta aklanmasının önü açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dreyfus Olayı kronolojisi</span>

Dreyfus Olayı kronolojisi Dreyfus Olayı kapsamındaki gelişmeleri sıralar.

<i>Nana</i> (roman)

Nana, Fransız natüralist yazar Émile Zola'nın tanınmış bir romanıdır. 1880 yılında tamamlanan Nana, 20 romandan oluşan Les Rougon-Macquart serisinin dokuzuncu kitabıdır.