İçeriğe atla

Çor

Çor (Rusça: Чёрт, Ukraynaca: Чорт, Lehçe: Czart, Cekçe ve Slovakça: Čert, Belarusça: Чорт) - Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe Cin demektir. Çer, Çur, Şor, Şar, Çora, Çura şeklinde de ifade edilir. Moğolcada Çotgor, Çutgur, Çutkur, Çetger, Çetker, Çidkür, Südkür, Sötkör olarak söylenir. Gözle görülemeyen, ateşten yaratılmış varlık.

Kökeni

Anadolu’da cin çarpmış ve ruhsal hastalıklı anlamında Çorlu[1] tabiri kullanılır. İyicil veya kötücül olanları mevcuttur. Her yerde bulunabilirler fakat göze görünmezler. Koruyucu ruh değildirler. Başıboşturlar fakat bir yere bağlı olabilirler. Ağaç altı, karanlık kuytular, örenler, yıkık evler, su kıyıları, köprü altları gibi doğanın sınırı olan yerlerde yaşamaları onların tılsımlı ve karanlık güçlerle olan ilgisini daha ilk başta ortaya koyar. Demirden korkarlar. Besmele çekmek onları uzaklaştırır. (Besmele’den çekinmeleri İslam’ın etkisiyle gelmiş bir unsurdur.) Cinlerin başlarındaki kalpak veya papak ele geçirildiğinde o cin ölür.[2] Ölmeden önce de görünmezliğini yitirir. Çünkü görünmezliği sağlayan başındaki kalpaktır. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, masal ve destanlarda sihirli börkünü giyerek görünmez olan kahramanlar vardır. Bu başlıkların cinlerden ele geçirilmiş olması olasılığı yüksektir. Yılan ve kuş görünümünde olanları vardır. Kılıktan kılığa girebilirler. Çor vurması, çor çarpması, çor değmesi[3] gibi deyimler cinlere bağlı hastalıkları ifade eder. En çok da ağız eğilmesi, kısmi felç veya us kaybı bu olayla bağlantılandırılır. Çor bazen de ruhsal hastalık anlamına gelir. Bıçura denen bir türü evlerde ve bodrumlarda yaşar. Kadın kılığına girer. Kırmızı giysili olarak betimlenirler. Arçura adı verilen başka bir türü ise ormanlarda gezer. Çötrög Moğolca da şeytan demektir. Oyun oynamayı sever. Onun oyun isteğini kabul eden olursa öldürene kadar gıdıklar.

Yakut dilinde, kötü ruh anlamına gelen "Çuğort" sözcüğü bulunur. Araştırmalara göre, Türk dillerindeki "Çor" sözcüğü (ve onun başka bir söyleyiş biçimi olan "Çer"), Rus dilindeki "Çert" sözcüğüyle de kıyaslanmaktadır. Rusça "Çert", "cehennemde yaşayan, kötü güçleri temsil eden doğaüstü varlık, Şeytan ve İblis" anlamına gelir. Belarusçada kullanılan "Çort" kelimesi de yine aynı manayı içerir.[4]

  1. Akçora (Akçor): İyi ruh. İyicil cin.
  2. Karaçora (Karaçor): Kötü ruh. Kötücül cin.
a. Bıçura: Kiler Cini.
b. Arçura: Orman Cini.

Çorabaş

Çorabaş - Türk ve Altay halk inancında, doksan koyun derisinden kürkü ve seksen koyun derisinden börkü (başlığı) olduğuna inanılan cindir.

Çertegri

Çertegri - Türk ve Altay halk inancında yaklaşık olarak şeytan kavramını karşılar. Çorların en tehlikeli ve en kötüleridir. İnsanlara geri dönüşü olmayan zararlar verebilirler. Korkunç ve güçlü yetenekleri vardır.

Çoraman

Cinlerle uğraşan kişilere denir. Çoramun veya Şoramun olarak da ifade edilir. Cin çıkarıcı. Cinci hoca. Öte dünyaya ait varlıkların yarım, eksik, tek azalı olmaları nedeniyle onlarla uğraşan bu tür kişilerin de, zihnen ve/veya bedenen yarım oldukları veya ileride olabilecekleri inancı yaygındır. Bu anlayış çarpılmak, çarpık, çarpılmış gibi sözcüklerle ifade olunur. Bu varlıklarla uğraşmak tehlikelidir.

Etimoloji

(Çor/Şor) kökünden türemiştir. Hastalık ve gözle görülmeme anlamı taşır. Değişik lehçe ve şivelerde farklı okunuşları mevcuttur. Arapça Şer ile bir bağlantısı yoktur. Sadece bir benzerliktir. Moğolcada Çötrög, şeytan demektir. Yine Moğolca Şor sözcüğü şiş anlamına gelir[5] ve boynuzu çağrıştırır.

Dipnotlar

  1. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 143)
  2. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 139)
  4. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 143/144)
  5. ^ "Mongolian Dictionary, Andras Rajki ("shor") (İngilizce)". 16 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2012. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Cin, İbrahimi dinler de dahil olmak üzere modern veya antik birçok din ve inanışta bulunan bir tür ruhani mitolojik yaratıktır. Farklı inanışlarda farklı karakteristiklere ve özelliklere sahiptir.

Azıktı, Türk ve Altay halk inancında bir kayıp cini. "Azıtkı" olarak da söylenir. İsmi "azdıran" anlamına gelen Kırgızların ve Özbeklerin İslamiyet öncesi inançlarında yer alan şeytani bir varlıktır. Her türlü kılığa girebilir. İnsanlara kendilerine en yakın olan kişi şeklinde görülebilir. Bu şekilde kılığa giren Azıktı insanı azdırıp, uçuruma, dağa veya bir akarsuya götürerek öldürebilir.

<span class="mw-page-title-main">Arçura</span> Çuvaş ve Türk-Tatar mitolojisinde ormanlarda yaşayan kötücül bir varlık

Arçura - Türk ve Çuvaş mitolojisinde Orman İyesi. Arçuray olarak da söylenir.

<span class="mw-page-title-main">Bayanay</span> Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası

Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.

Aza - Türk, Altay, Yakut, Çuvaş ve Moğol mitolojisinde kötü ruh. Asa şeklinde de söylenir. Moğollar Ada derler. Azalar biçiminde çoğul olarak kullanılır.

Azna Han - Türk ve Altay mitolojisinde Fesat Tanrısı. Yaygın olarak Ayna Han adıyla da bilinir. Adna Han da denir. Yeryüzünde kargaşa çıkarır. Kötülüğe dair tüm nitelikleri bünyesinde barındırır. Fırsat bulduğunda İnsanlara ve yeryüzüne zarar verir. Yeraltında yaşar. Ayna Han'a bağlı kötü ruhlar vardır ve onlar da Aynalar (Aznalar) adıyla anılır. Yeryüzünde kötülük çıkarmak istediği zaman bu ruhları gönderir. Aynalar bu anlamda şeytan kavramı ile özdeşleşmişlerdir. İnsanların ruhlarını çalıp götürerek hastalık verirler. Bazen Ayna Han, çocukları çalar ve kaçırır. Bazı Türk boylarında Cuma veya Perşembe gününe Ayna Gün adı verilmiştir. Burada bu günlere yüklenen olumsuz bir anlamdan daha çok, yeraltındaki ruhların sadece o gün izin verilerek dünyadaki evlerini görmelerine izin verildiği için bu adı taşıdığı anlaşılmaktadır. Bazen destanlarda Ayına Hotun adlı dişi bir karaktere de rastlanır.

Bastı - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde kabus cini. Bastırık da denilir. İnsanların kâbus görmesi, halsizleşmesi, korkuyla uyanması, sonrasında nefesinin kesilmesi bu kötücül ruh ile bağlantılı görülür. Anadolu Türkçesinde "Bastırık" doğrudan doğruya kâbus demektir. Aynı zamanda hapishane veya hücre anlamlarına da gelir. Değişik şekillere girebilir. Kedi kılığına bürünmeyi çok sever. Kazakçada kâbus "Bastırılu" demektir. Bastıyla ilgili aşağıdaki varlık adları dikkate değerdir.

  1. Albastı: "Aleybanı, Alyabani." Uzun boylu, beyaz tenli ve çıplak olarak tasvir edilen şeytani dişi varlık. Albıs ile özdeştir.
  2. Kulbastı: "Kuleybanı, Gulyabani." Gündüzleri mezarda uyuyup geceleri kalktığına inanılır. Tüylü, çok büyük ve pis kokulu olarak betimlenir.
  3. Karabastı: Kâbus, kötü rüya. Kâbus cini olarak da bilinir. Geceleri insanların göğüslerine çökerek soluklarını keser.
  4. Sarıbastı: Sara hastalığı. Sarı giysili bir kadın şeklindedir.

Bodun Han - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Ülke Tanrısı. Budun Han da denilir. Vatanı koruyan bir ruh olarak görülür. Eski Türklerde bu adın verildiği bir dağ vardır ve onun da vatanın koruyucusu olduğu düşünülür.

Çak - Türk ve altay mitolojilerinde kötü ruh. Şeytan. Çek, Şek veya Çekir olarak da bilinir.

Bayçura, Türk ve Tatar mitolojisinde kiler cini, Biçura olarak da bilinir. Evlerde ve bodrumlarda yaşar. Kadın kılığına girer. Kırmızı giysili olarak betimlenirler. Genelde evde, ocağın arkasında veya kilerde veya çatı altında yaşar. Hiç çekinmeden gürültü patırtı yapar. "Küves" denen içkiyi çok sever. Tatar Türklerinde, “Ocak başında Bıçura belini boğmuş oturur.” şeklindeki bilmecenin yanıtı Küves Fıçısı'dır. Yemeğe çok düşkündür. İnsanların yiyip bitiremediği bütün yemeği o yer. Kızdığı zaman tabakları kırar ve yemeği de döküp evi uzun süre için terk eder. Biçura, çok pis bir yaratık olarak da bilinir, temiz yerlerden nefret eder. Bu yüzden ondan kurtulmak için ilk şart evi temiz tutmaktır. Aniden bağırır, güler, oynar, şaka yapar, uyuyan insanı yatağından alıp başka yere taşır. Çoğu zaman evdeki eşyaların yerini de değiştirir veya gizler. En sevdiği eşyalar, anahtar, iğne, bıçak, makastır. Geceleyin kilitlenen kapıları açar veya tersine açık kapıyı kilitler. Bazen yangın çıkarır. Uzun süre ocak yapılmayan evleri severmiş. Bu yüzden Tatar Türkleri, yeni ev yapar yapmaz her şeyden önce ocağını yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Azmıç</span>

Azmıç - Türk ve Balkar mitolojisinde Kayıp Ruhu veya Yol İyesi. Aznıç veya Azıtkı (Azıktı) olarak da bilinir. Karaçay - Balkarların inançlarına göre Şeytani bir ruh. Belli bir görüntüsü yoktur. İnsanlara düşmandır, kurbanları tek başına yola çıkan insanlardır. Azmıç bu insanları onu tanıyan birisinin sesiyle çağırır. İnsan dönüp cevap verirse Azmıç'ın buyruğu altına girer. Azmıç da bu insanı kayalıklardan aşağı atar.Tek başına yola çıkan insanları kandırıp götüren ve kaybeden kötü ruhtur. Tanıdığı birisinin sesiyle bu insana seslenir. Eğer bu sesi duyan kişi geriye dönüp bakarsa onu alır götürür ve kaybeder. Kılıktan kılığa girer. Bir insana en sevdiği kişi gibi gözükebilir. Böylece insanları peşine takıp azıtarak, dağa, uçuruma, ırmağa götürüp buralara düşürerek ölmesine neden olur. Congolos'a benzer.

Şulbus, Türk ve Altay mitolojisinde adı geçen bir yaratık, cadı. Şulbıs, Çulmus, Çulbus, Çulbıs ve Moğolcada Şulmus, Şulmas, Solmos, Sılmus, Sulmı, Şulma, Şulmo, olarak da söylenir. Ne yaşlanan, ne çoğalan, ne ölen yaşlı bir kadındır. Tüm gücü kızıl saçlarındadır. Adları bazen Mangus ile birlikte anılır. Bazen de Mangus’un annesi olarak gösterilir. Derin mağaralarda yaşarlar. Kılıktan kılığa bürünürler. Erkek olanlarına da rastlanabilir. Erkek ve kadın şulbuslar birbirlerini öldürürler.

Ulu Ata - Türk ve Altay mitolojisinde Yaratıcı Tanrı. Uluğ Ede olarak da bilinir. Ulu Toyun veya Ulu Tüyer olarak da anılır.

Yel Ana - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde Rüzgâr Tanrıça. Cel Ana da denir. Macarlar Szélanya adı da verirler.

Yel Ata - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde rüzgâr tanrısı. Cel (Çel, Şil, Cil) Ata da denir. Macarlar Szel Atya (Yel Ata) veya Szel Kraly (Yel Kralı) adı da verirler.

Arank - Türk ve Tatar mitolojisinde Su Cini. Arang (Arañ) veya Anank olarak da söylenir. “Aranklar” şeklinde çoğul olarak anılırlar. Sayıları çok fazladır. Suyun içinde olduğu kadar su dışında da yaşarlar ve her taraf onlarla doludur. Suların akışına hükmederler; sular onların müdahalesiyle hızlı veya yavaş akar. İyicil varlıklardır, nadiren kötü davranırlar. İnsanları korurlar. Bazı kutlu kişiler onları egemenlikleri altına alabilirler. Çölde susuz kalıp ölme noktasına gelen kişilere yardım ederler. “Eren” sözcüğü ile bağlantılı görünmektedir. Türk halk kültüründe çölde susuz yolculuk yapan veya suya ihtiyaç duymadan çölde yaşayan evliya kıssaları anlatılır. Suların akışına hükmederler. Yaran adı verilen bir türlerinin bulunduğu da söylenir veya bu kelime bazen eşanlamlı olarak da kullanılır.

Yelbis – Türk ve Altay mitolojisinde Dağ Kızları. Yelbiz de denir.

Urgun – Türk, Anadolu ve Altay halk kültüründe Cin. Orgun veya Vurgun da denir. Ateşten yaratılmıştır. Tek ağaçların altında, su kıyılarında yaşar. Hem iyisi hem kötüsü vardır. Müslüman olanı, vurduğunu çabuk affeder. Kafirin affetmesi ise zor olur. Bütün kötü ruhlar gibi karanlık çöktükten sonra harekete geçer. İnsanı karanlık yerde veya sudan geçerken vurur. Vurgun yeme denilen bu cin çarpmasına yakalan kişi bir süre ölü gibi yatar. Veya uzunca bir zaman sağır ve dilsiz dolaşır. Vurgun vurma olarak da adlandırılan bu rahatsızlık çok tehlikelidir. Bir Vurgun Ocağına götürülür. Vücudu kararmış veya bir tokat izi kadar bir yer kapkara olmuştur. Bazen büyüyerek bir kadın kılığına bürünürler. Kısa boyludur. Tersine ayaklıdır. Dalgıçların su altındaki basınç farkını doğru ayarlayamayıp hızlı çıktıklarında vücutlarında meydana gelen hasara da Vurgun denir ki, aslında sualtı ruhlarının verdiği zarar olarak düşünüldüğü için böyle denmiştir.

İrşi – Türk ve Altay halk inancında ve halk kültüründe peri (perikızı). Cisimsiz dişil varlık.

Kovuç – Türk, Yakut, Kırgız ve Altay şamanizminde Şeytan çıkarma, Cin kovma, Şeytan kovalama (egzorsizm) anlamlarına gelen bir sözcüktür.