İçeriğe atla

Çok yüksek frekans

Tanım

VHF'nin genel kullanımı 88–108 MHz frekansları arasında gerçekleştirilen FM radyo yayını ve UHF ile birlikte gerçekleştirilen televizyon yayınıdır. VHF, ayrıca deniz ve hava ulaşım araçlarında haberleşme amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ortak VHF FM radyo yayını, televizyon yayını, arazi mobil istasyonlar, aralık veri iletişimi, uzun radyo modemler, deniz haberleşme, hava trafik kontrol iletişimi, hava navigasyon sistemlerinde (DME, ILS, VOR) kullanılır.

Hava navigasyon sistemlerinde VHF haberleşme sistemi görüş hattı mesafesindeki iletişimi sağlar. Uçaklar arasındaki ya da yer istasyonlarıyla uçaklar arasındaki haberleşmeyi sağlar. Temel prensip, alıcı ve verici de antenin anteni görmesidir.

VHF, radyo kanalı ses ve veri iletişiminde alma ve gönderme için kullanılır.

VHF haberleşme sisteminde 118,0 MHz ile 136,975 MHz arasında işlem yapar. Bazı istasyonlar arasında 8,33 kHz’lik bir boşluk frekansı mevcuttur. Bu frekans aralıkları

  • 118.000 - 121.400 kHz
  • 121.600 - 123.050 kHz
  • 123.150 - 136.475 kHz‘tir.

Yayılması

RF dalgaları belli bir kesim frekansından sonra iyonosfer tabakasından yeryüzüne yansımak yerine bu tabakanın içinden geçmeye başlarlar. İşte bu kesim frekansı kısa dalganın yayıldığı yüksek frekans (YF) aralığının bitişini ve ÇYF aralığınınım başlangıcını belirler.

Kısa dalga bandında radyo dalgaları iyonosferden yansıyarak Dünya'nın çevresini bile dolaşabilirken ÇYF dalgaları bu tabakadan yansımadıkları için bu bantta asıl olarak mevcut olan karasal dalgalardır. Fakat ÇYF'nin önemli bir avantajı, çoğu kısa ve orta dalga bantlarında mevcut olan atmosferik gürültünün azlığıdır. Zaten genel olarak frekans bu bantların üzerine çıktıkça atmosferik gürültü azalır. Burada atmosferik gürültüye arabaların ateşleme sistemlerinin yarattığı gürültüler gibi nispeten düşük frekanslı gürültüleri de ekleyebiliriz. Kısa mesafeli haberleşmeler dışında bazı nadir oluşan durumlarda bu menzil artabilir. Bu da genelde iyonosferin kesim frekansını ÇYF frekanslarına taşıyacak kadar yoğunlaşması ya da troposferde oluşan sıcak-soğuk hava değişiklikleri neden olabilir. Ama bu durumlar çok nadir meydana gelir. Genel olarak ÇYF, kısa mesafeli haberleşmeler için uygundur ve en iyi performansını bir birini arada engel olmadan gören istasyonlar arasında yapılır.

ÇYF de iletim aralığını bulabilmek için Dünya üzerinde görüş ufuk mesafesi hesaplanır.

mesafe(mil) = (1,5×(Af))(1/2)
Af=antenin yüksekliği

mesafe= (12,746×(Am))(1/2)
Am= antenin metre olarak yüksekliği

ÇYF ile haberleşme

Kontrol paneli seçilen frekans sinyalini verici-alıcıya gönderir. Ses kontrol paneli REU’ya (Uzak Elektronik Ünite-Remote Electronic Unit) radyo kanalı seçim sinyallerini gönderir ve REU’dan ses kontrol sinyali alır. Gönderme işlemi sırasında mikrofon ses ve PTT (Push-to-Talk, bas konuş) sinyalleri REU üzerinden ÇYF verici-alıcıya gider. Verici-alıcı, mikrofondan gelen ses sinyalini verici alıcıda üretilen RF taşıyıcı modüle etmek için kullanır.

Verici-alıcı modüleli RF sinyali diğer uçak ve yer istasyonlarına gönderilmesi için antene iletir. Gönderme sırasında FDAU (İng. flight data acquisiton unit, "uçuş veri edinme ünitesi") verici-alıcıdan bir PTT sinyali alır. FDAU, bu PTT sinyalini gönderme durumunu kaydetmek için anahtar işaret olarak kullanır.

Alma işlemi sırasında anten modülasyonlu RF sinyalini alır ve transceivera gönderir. Verici-alıcı RF taşıyıcıdan sesi demodüle eder. Alınan ses ÇYF verici-alıcıdan REU yoluyla uçuş dahili telefon hoparlörlerine ve kulaklıklara gider.

ÇYF anteni

ÇYF anteni ÇYF verici-alıcısından aldığı RF sinyali diğer uçak ve yer ÇYF iletişim sistemlerine gönderir. Anten, aynı zamanda gelen RF sinyallerini alır ve bunları ÇYF transceivera gönderir. Verici-alıcı, RF taşıyıcı sinyalden ses sinyalini ayırır ya da demodüle eder.

ÇYF antenler, her uçakta aynı sayıda olmamakla birlikte iki-üç adet olabilir. Uçakta bulunan ÇYF haberleşme sistemi sayısına göre ÇYF anten sayısı da değişiklik gösterir.

Avantaj ve dezavantajları

Avantajları

Tek frekans ağı (SFN) teknolojisi sayesinde aynı kanaldan yayın yapan farklı noktalardaki sayısal yayınlar birbirlerini bozmak yerine kuvvetlendirdiğinden bu sayede enterferans sorunu ortadan kalkar, frekansların etkin ve verimli kullanılması sağlanır, DVB-H yayınlarına uyumlu el cihazlarına ve cep telefonlarına yönelik televizyon yayınları iletilebilir. Karasal sayısal televizyon yayıncılığında kullanılan televizyon vericilerinin daha az güç harcayarak aynı alanı kapsaması sağlar. Böylece insan sağlığını tehdit eden elektromanyetik kirlilik azaltılmış olacak. ÇYF nin en önemli özelliği Analog yayınlarda, sıcak havalarda İyonosferin gösterdiği özellikten yararlanarak, Atmosferik yansıma sayesinde normal kapsama alanından daha uzaklara kadar yayılabilir. Bu duruma örnek olarak Ankara da yaşayan bazı kişilerin sıcak yaz aylarında ÇYF taraması yaptıklarında bazı Rus televizyon kanallarını tutturdukları bu duruma kanıt sayılabilir.

Dezavantajı

Uydu alıcıları Çanak antenle yönlendirdiğiniz farklı uydularda birçok ülkelerin yerel özel şifreli şifresiz tüm içeriklerini izlemeye olanak tanır. Karasal Yayın ise yalnızca bulunduğunuz bölgede local vericilerin bu sisteme dönüşmesi ile alabileceğiniz yayın dır. ÇYF 5 - 12 ve UHF 21 - 69 bantları tümü sayısal içeriye geçse bile yayın adeti 220'nin üzerinde olması mümkün değildir. Uydulardan alacağınız zengin içeriği hiçbir zaman ulaşamayacak ve rakip bir sistem olamayacaktır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Televizyon</span> bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayınlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme aygıtı

Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayımlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir. Aynı zamanda kitle iletişim aracı da olan televizyon, yayımlanan görüntü ve sesleri alıcıya ulaştıran elektronik cihazdır.

<span class="mw-page-title-main">Modülasyon</span>

Modülasyon ya da kipleme, bir taşıyıcı sinyal ile bilgi sinyalini birleştirmekten ibaret olan ve iletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir yöntemdir. Yöntem, başlarda anten yoluyla yapılan yayınlar için öngörülmüş ise de, günümüzde kablolu, kablosuz her tür iletişimde kullanılmaktadır. Çok alçak frekanslı sinyallerin çok uzak mesafelere gönderilmesi güçtür. Bu nedenle alçak frekanslı sinyalin, yüksek frekanslı taşıyıcı bir sinyal üzerine bindirilerek uzak mesafelere taşınması sağlanabilir. Bu noktada kiplemeye başvurulur.

<span class="mw-page-title-main">DME</span> Distance Measuring Equipment

DME, havacılıkta yaygın olarak kullanılan bir radyo seyrüsefer yardımcısı. Taşıtın yer istasyonundan olan uzaklığını -genellikle deniz mili (nm) cinsinden- ölçen aviyonik bir sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">VOR</span>

VOR ; alet uçuşunda yaygın olarak kullanılan bir radyo seyrüsefer yardımcısı. Bir yer istasyonu ile hava aracındaki alıcıdan oluşur. En basit tanımı ile, hava aracının yer istasyonuna göre hangi manyetik radyal üzerinde olduğunu gösterir. Tek başına VOR sistemi baş ve mesafe bilgisi vermez.

<span class="mw-page-title-main">TACAN</span>

TACAN (/ˈtækən/), askerî uçaklar tarafından kullanılan bir UHF seyrüsefer yardımcısı. Hava aracı ile yer istasyonu arasındaki diyagonal mesafe ile uçak ve yer istasyonlarının birbirlerine göre manyetik istikâmetlerini verir. TACAN kısaltması İngilizce tactical air navigation kavramının akronimidir.

<span class="mw-page-title-main">NDB ve ADF</span> Seyrüseferi Sistemi

NDB ve ADF, hava ve deniz seyrüseferinde yön bulma amacıyla kullanılan basit bir radyo seyrüseferi sistemi. NDB ve ADF sistemi yer bazlı bir seyrüsefer yardımcısıdır. Yeryüzündeki Non-directional beacon ve taşıttaki automatic direction finder olmak üzere iki eleman ile taşıt içindeki kumanda ve göstergelerden meydana gelir. NDB/ADF sistemi, manyetik pusulaya benzer çalışma prensibi nedeniyle radyo pusulası olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Analog televizyon vericisi</span>

Televizyon vericileri televizyon yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan en önemli teknik araçlardır. kablo ve uydu gibi alternatif yayın araçlarıyla karıştırmamak için TV vericileri bazen "yer vericileri" olarak da isimlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Frekans modülasyonu</span> frekans modülasyonu, İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türü

Frekans modülasyonu, İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. FM kısaltmasıyla gösterilir. Bu modülasyon türü 1933 yılında Amerikalı mühendis Edwin Howard Armstrong (1890-1954) tarafından geliştirilmiştir.

Radyo frekansı yayıncılıkta bir bilgi sinyali ile modüle edilmiş olan taşıyıcı sinyal anlamına gelir. Ancak, bu isim zamanla modüle edilsin, edilmesin, yüksek frekans anlamına da kullanılmaya başlanmıştır.

Aktarıcı, radyo ve televizyon yayıncılığında bir önceki istasyondan aldığı yayını değişik bir radyo frekansla yeniden yayınlayan yardımcı vericilere verilen addır. "Aktarıcı" terimi TRT kurumunda 1970'li yıllarda Fransızca transposer kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaya başlamıştır. Buna karşılık halk arasında kullanılan yansıtıcı terimi yayıncılıkta kullanılmaz.

<span class="mw-page-title-main">Radyolink</span>

Radyolink iki nokta arasında elektromanyetik dalgalarla iletişim için kurulan düzenektir. Bu düzenekle sadece iki nokta arasında iletişim sağlanır. Yani radyo ve televizyon vericilerinin aksine yapılan yayın dar bir koridor içinde yönlendirilmiş yayındır ve bu dar koridor dışında izlenemez. Düzenek genellikle telefon santralleri arasında veya radyo televizyon stüdyoları ile radyo televizyon vericileri arasında kurulur.

Enterferans ya da girişim, istatistikten genetiğe kadar çeşitli alanlarda kullanılan bir terimdir. Terimin en yaygın kullanılışı ise iletişim teknolojisindedir. İletişimde enterferans iletilmek istenen bilginin yanı sıra farklı bilgilerin de alıcıya ulaşması halidir.

HF, 2 MHz - 29.99 MHz frekans aralığında, uzun mesafe ses haberleşmelerini sağlayan haberleşme sistemidir

<span class="mw-page-title-main">Uzun Dalga Bandı</span>

Uzun Dalga Bandı veya kısaca LW, telekomünikasyonda kullanılan bir yayın bandıdır. Her ülkeye bir istasyon koyarak kıtaya yayın yapabilir. Çok uzun mesafeye yayınlar için kullanılır. Genellikle TRT Radyo gibi ulusal kanallar ve uçak ve helikopterlerde kuleye iniş ve kalkış izni alınırken, durum sinyali olarak adlandırılan ve hava üssüne hava aracının durumunu gönderirken LW bandı kullanılır. Sinyalin menzili 600-800 kilometreye kadar çıkabilir. Genellikle zayıf sinyal verir. Bunun nedeni yayının çok yüksekten verilmesidir.

Uluslararası havacılık terimi olarak, SELCAL veya SelCal bir hava taşıtı ile temas kurmak isteyen bir yer istasyonunun söz konusu hava taşıtındaki uçuş ekibini uyararak iletişim kurmasını sağlayan bir radyo sistemidir. Kısaltma İngilizce, "selective-calling" den türetilmiştir. SELCAL'in çalışma prensibinde yer tabanlı bir kodlayıcı ve verici ile ses yayını ve uçakta bulunan dekoder ve radyo alıcısı bulunur. SELCAL kullanımı ile uçuş ekibinin uçaktaki radyo komünikasyon sisteminin sesinin kısık olduğu veya dinlenmediği halde dahi gelen iletişim çağrısıdan bilgisi olması sağlanır.

<span class="mw-page-title-main">Geçirim bandı</span>

Geçirim bandı elektronikte bir cihazın frekans spektrumunda kullandığı frekans bölgesidir. Bu bölge genellikle elektronik filtrelerle belirlenir. Geçirim bandını birimleri hertz (Hz) ya da üst katlarıdır. Geçirim bandı kavramı optikte de kullanılır. Ancak optikte geleneksel olarak dalga boyu birimleri kullanıldığı için optik geçirim bandı birimleri de saniyenin askatları veya ångström birimidir.

Orta Dalga, telekomünikasyonda kullanılan bir frekans bandının adıdır. Bu bant radyo yayıncılığına tahsis edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Radyo vericisi</span>

Radyo vericileri radyo yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan teknik araçlardır. Programlar kent merkezlerindeki stüdyolarda hazırlanır. Stüdyolarda sesler ses sinyaline (AF) çevrilir. Ses sinyali kablo, radyolink veya uydu yardımıyla verici istasyonlara gelir. Yayın verici istasyondan yapılır.

İstenmeyen yayın telekomünikasyonda yayıncının yaptığı bant dışı yayındır. Bu yayın iki sebepten ortaya çıkar:

1. Taşıyıcı harmonikleri
2. Bant içinde birden fazla taşıyıcısı olan yayınlarda taşıyıcılar arası çapraz modülasyon

Ortak kanal girişimi veya CCI aynı kanalı kullanan iki farklı radyo vericisinden gelen çapraz karışmadır. Ortak kanal girişimi, hava koşullarından idari ve tasarım sorunlarına kadar birçok faktörden kaynaklanabilir. Ortak kanal girişimi, çeşitli radyo kaynağı yönetimi şemaları ile kontrol edilebilir.