İçeriğe atla

Çok uzun buyruk kelimesi

Çok uzun buyruk kelimesi, buyruk düzeyindeki paralelliğin avantajından yararlanmak için geliştirilmiş bir işlemci tasarımıdır. Her buyruğu arka arkaya çalıştıran işlemciler, işlemci kaynaklarını verimsiz bir şekilde kullanabilmekte ve bu durum da başarımın düşmesine neden olmaktadır. Başarım, sıralı çalışan buyrukların çalıştırılma basamaklarında farklı aşamalarda olmasıyla (Boru hattı yöntemi) veya aynı anda birden fazla buyruğun birbirinden bağımsız olarak çalıştırılmasıyla (Superscalar işlemciler) arttırılabilir. Bu yöntemlerin daha da iyileştirilmesi, buyrukların programdaki sırasından farklı bir sırada çalıştırılması ile sağlanabilir; bu yönteme de Sırasız yürütüm (ingilizcesi: out-of-order execution) denir.

Bu üç teknik gerçekleştirildiğinde hepsinin maliyeti aynıdır: donanım karmaşıklığı. İşlemci buyrukları paralel olarak çalıştırmadan önce, buyrukların birbirlerine bağımlılıkları olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Örneğin, ilk buyruğun sonucu ikinci buyrukta girdi olarak verilecekse bu iki buyruk paralel olarak çalıştırılamaz. Aynı zamanda ikinci buyruk birincisinden önce de çalıştırılamayacaktır. Modern Sırasız yürütüm yöntemi ile çalışan işlemciler, buyrukların zamanlamasını yapan ve buyruk bağımlılıklarını bulan donanım öğelerinin kaynak kullanımını artırmaktadır.

Çok uzun buyruk cümlesi yöntemi ise işlemleri derleme zamanında belirlenen, sabit bir sırada paralel olarak yürütür. Yürütme sırası derleyici tarafından belirlendiği için, işlemcinin yukarıdaki üç yöntemde kullanılan buyrukların zamanlamasını ayarlayan donanıma gerek kalmamaktadır. Sonuç olarak, çok uzun buyruk kelimesi kullanan işlemciler superscalar işlemcilere göre daha az donanım karmaşıklığı ile güçlü hesaplama yeteneği sunarken; derleyici yönünden daha karmaşık yapıdadır.

Yeni mimariler ortaya çıksa da, yenilikler ancak kod neslinin izin verdiği ölçüde yarar sağlar. Ayrıca özel amaçlı buyruklar her ne kadar karmaşık yapıdaki işlemleri çözme yeteneğine sahip olsalar da (örneğin Fourier dönüşümü veya tomografik hesaplamalar) derleyiciler işlemciye yeterli kaynak sağlayamadığı müddetçe kullanımları anlamsızdır.

Tasarım

Superscalar tasarımlarda, buyruk kümesi yürütme elemanlarının durumlarından haberdar değildir. Her buyruk yalnızca bir işleme karşılık gelir. Çoğu superscalar tasarımda, buyruk genişliği 32 bit veya daha azdır. Çok uzun buyruk kelimesi bir "Çoklu buyruk çoklu veri (ingilizcesi multiple instruction multiple data)" türüdür.

Öte yandan bir adet çok uzun buyruk kelimesi birden fazla işleme karşılık gelir. Bir buyruk her yürütme elemanına bir işlem göndermek üzere tasarlanmıştır. Örneğin, 5 yürütme elemanı olan birçok uzun buyruk kelimeli işlemcide, buyruk kelimesi her yürütme elemanının hangi işlemi yürüteceğini saklar ve her işlem ilgili yürütme elemanında yürütülür. Bu durumu düzenlemek için çok uzun buyruk kelimeleri genellikle en az 64 bitten oluşur ve bazı mimarilerde çok daha uzundur.

Örnek; aşağıda SHARC(Super Harvard Architecture Single-Chip Computer) adlı mimari için birçok uzun buyruk kelimesi verilmiştir. Bir çevrimde işlemci, kayan noktalı çarpma işlemi, kayan noktalı toplama işlemi ve iki adet arttırarak yükleme işlemi gerçekleştirmektedir. Bunların hepsi 48 bitlik bir buyruk kelimesine denk gelmektedir.

f12=f0*f4, f8=f8+f12, f0=dm(i0,m³), f4=pm(i8,m9);

Bilgisayar mimarisinin ilk günlerinden bu yana bazı işlemciler paralel işlem yapabilmek adına birkaç adet AMB(Aritmetik Mantık Birimi) barındırmaktadır. Superscalar işlemcilerde ise hangi işlemlerin paralel olarak çalışacağına donanım karar verir. Çok uzun buyruk kelimesi mimarisinde hangi işlemlerin paralel çalışacağına yazılım yani derleyici karar vermektedir. Buyrukların zamanlanması için gerekli olan karmaşıklık derleyiciye yüklendiği için bu mimaride donanım karmaşıklığı azalmaktadır.

Benzer bir sorun da paralelleştirilebilen bir buyruk bir dallanmanın girdisi olarak geldiği durumlarda meydana gelir. Modern işlemciler dallanmaların ne yöne gideceğini daha işlem sonuçları ortaya çıkmadan tahmin ederek belirlenen yöndeki buyrukları yürütmeye hazır konuma getirir, hatta bazı mimarilerde bu buyrukları yürütmeye başlar. İşlemci yanlış tahmin ettiyse tüm bu buyruklar ve içerikleri işlemciden dışarı atılır ve doğru buyruklar yüklenir ki bu da çok zaman kaybı anlamına gelir.

Buyrukların tahmin sırasında dispatch mantığında oluşan bu karmaşıklık, orijinal olarak çok basit bir yapıya sahip olan İndirgenmiş komut takımı bilgisayarı tasarımı sekteye uğramış olur. Çok uzun buyruk kelimesi kullanan bilgisayarlar bu mantıktan yoksundurlar, ancak bu mantığın sebep olduğu güç tüketimi ve olası tasarım sorunları ve başka olumsuz etkilerinden de korunmuş durumdadır.

Çok uzun buyruk kelimesi tasarımında, derleyici bulgusal(heuristics) bir yöntem veya geçmişe bakma yöntemini kullanarak dallanmaları tahmin etmeye çalışır. Bu sayede buyrukların sırasını dallanmadan önce belirler ve en olası yöne doğru tahminlerle ilerler. Dallanma beklenenin aksi yönde giderse, derleyici programın anlamsal bütünlüğünü koruyacak olan dengeleyici kodu üretmiş olacaktır.

Tarihçe

Çok uzun buyruk kelimesi deyimi ve mimarisi, 1980'lerin başında Yale Üniversitesi'nde Josh Fisher ve takımı tarafından geliştirilmiştir. Çok uzun buyruk kelimesi için kullanılan derleyiciler için izlemsel zamanlama (trace scheduling) kavramını New York Üniversitesi'nde yüksek lisans yaparken geliştirmiştir. Çok uzun buyruk kelimesi ile ilgili olarak, kaynakları önceden zamanlama ve buyruk düzeyi paralellik kavramları yatay ve çok uzun mikrokodlar için yazılım tabanlı olarak tasarlanmıştı. Fisher'ın getirdiği yenilik ise, normal bir programlama dili ile yazılmış olan kodları yatay ve uzun mikrokodlara çeviren bir derleyici geliştirmek olmuştur. Fisher, iyi bir başarım elde etmenin ve geniş işlem kapasitesine sahip bir makine elde etmenin, basit bloklardaki paralelliklerden daha iyisini elde etmekten geçtiğini fark etmişti. Bölgesel planlama için bir teknik geliştirerek basit bloklarda olandan daha ileri seviyede paralellik elde etti.

Fisher'ın diğer bir yeni fikri de işlemcinin derleyiciye uygun olarak tasarlanması yönündedir (hatta derleyici ile işlemci tasarımı beraber yapılmalı). Bu fikri Fisher, Yale Üniversitesi'nde gözlemlediği mimari düzeydeki FPS164 benzeri işlemcilerin derleyicilerinden kaynaklanan zorluklardan esinlenerek ortaya koymuştur.

FPS164 gibi Karmaşık komut setli bilgisayarlar, buyruk tanımlamasını sonuçları kaydeden buyruklardan ayırırlar ve bunun için de çok karmaşık planlama algoritmaları kullanırlar. Fisher uygun Çok uzun buyruk kelimesi tasarımı elde etmek için bir dizi ilke belirlemiştir. Bunlar arasında kendiliğinden tüketimli boru hattı yöntemi, geniş çok portlu yazmaç öbeği ve bellek mimarileri vardır. Bu ilkeler derleyicileri daha hızlı kod üretmesine olanak sağlamıştır.

İlk Çok uzun buyruk kelimeli derleyici John Ellis tarafından Fisher denetiminde doktora tezinde tanımlanmıştır. John Ruttenberg da planlama evrelerinde kullanılmak üzere önemli algoritmalar geliştirmiştir.

Fisher 1984 yılında Yale'dan ayrılarak, John O'Donnell ve John Ruttenberg ile birlikte Multiflow adında bir şirket kurmuştur. Multiflow, TRACE serisi Çok uzun buyruk kelimeli bilgisayarların nakliyesine 1987 yılında başlamıştır. Multiflow'un çok uzun buyruk kelimeli bilgisayarı buyruk başına 28 tane operasyonu paralel olarak işleyebiliyordu. TRACE sistemi orta-geniş ve Çok geniş ölçekli tümleşik devrelerin karışımı şeklindedir. Ancak bellek harici parçaların birleştiriminin pahalılaşmasıyla birlikte bu sistem rafa kaldırılmıştır. Yonga mimarisinin çoklu yayımlı işlemcilere izin verdiği dönemi yakalayamamış ve bu dönemde önce Multiflow teknolojisi son bulmuştur. Büyük yarı-iletken şirketleri bu kapsamda Multiflow teknolojisinin değerini anlamıştır. Multiflow derleyicisi ve mimarisi daha sonradan bu şirketler üzerine lisanslanmıştır.

Gerçekleştirim

Cydrome firması 1980'lerin sonunda çok uzun buyruk kelimesi kullanan nümerik işlemci geliştirmiştir. Bu şirket, Multiflow şirketi gibi birkaç yıl sonra kapanmıştır. Multiflow teknolojisinin bir lisans sahibi de Hewlett-Packard firmasıdır ve Josh Fisher Multiflow şirketi battıktan sonra bu firmaya katılmıştır. Cydrome firmasının kurucusu olan Bob Rau da firmanın batmasından sonra HP'de çalışmaya başlamıştır. Bu iki kişi 90'lı yıllarda HP'nin bilgisayar mimarisi araştırmalarında liderlik etmişlerdir.

Yukarıdaki sistemlere ek olarak, onlarla aynı zamanlarda, Intel çok uzun buyruk kelimeli bir işlemci olan Intel i860'ı geliştirmiştir. Bu işlemci Intel'in ilk 64bit işlemcisidir. i860 aynı zamanda çok uzun buyruk kelimesini tek yongada kullanan ilk işlemcidir. Çok uzun buyruk kelimesi ve İndirgenmiş komut takımı bilgisayarı olmak üzere iki seçenekte de çalışabilmektedir.

90'ların başında Intel i860 ndirgenmiş komut takımı bilgisayarını tanıttı. Bu tek yonga işlemci iki modda çalışabiliyordu: skalar mod ve çok uzun buyruk kelimeli mod. Çok uzun buyruk kelimeli modda işlemci her zaman 2 buyruk getirerek birinin tam sayı işlemi diğerinin ondalık sayı işlemi olduğunu varsayıyordu.

i860'ın çok uzun buyruk kelimesi modu çoğunlukla gömülü dijital sinyal işleme uygulamalarında kullanılıyordu. Bunun sebebi sinyal işleme uygulamalarının verilerinin basit, sıralı ve tahmin edilebilir olması ve tasarımcıya paralel yürütmenin tüm artılarını sağlamasıdır. Çok uzun buyruk kelimeli modda i860 işlemcisi 20-40 arası çift duyarlılıkta MFLOPS(Mega derecesinde ondalık sayı işlemi) yapabiliyordu.

1990 yılında Hewlett-Packard firması geliştirdikleri PA-RISC işlemci ailesinin bir yan etkisi olarak bu problemi araştırmaya başladılar. Sonuç olarak da işlemcideki karmaşık olan dispatch mantığının kaldırılarak bu yükün derleyiciye aktarılması ile işlemciler büyük oranda basitleştirilmekteydi. Bugünün derleyicileri 1980'lerdeki derleyicilerden çok daha karmaşık olduğu için derleyiciye eklenen karmaşıklık bugün çok düşük bir maliyet sayılmaktadır.

Çok uzun buyruk kelimeli bilgisayarlar çoğunlukla çok sayıda birbirinden bağımsız RISC-benzeri fonksiyonel üniteden oluşur. Güncel versiyonlar dört ila sekiz arasında fonksiyonel üniteye sahiptirler. Derleyiciler buyruk sıralamasını normal işlemcilerinkine benzer bir yapıda oluştururlar. Derleyici aynı zamanda bu derlenen sıralı buyrukların birbirleri ile olan kaynak ve bağımlılık problemlerini de analiz eder. Bu kısıtlara göre buyrukların sırasını planlar. Bu işlem devam ederken bağımsız olan buyruklar paralel olarak planlanır. Çok uzun buyruk kelimeli işlemciler buyrukları paralel olarak planlarken bağımsız buyrukları birleştirerek daha uzun tek bir buyruk elde eder. Çok uzun kelimesi de birleştirilerek elde edilen buyruktan gelmektedir.

Çok uzun buyruk kelimesi özelliği daha sonradan çip üstü işlemci tasarımlarının ayarlanabilen işlemci çekirdeklerinde kullanılmıştır. Örneğin, Tensilica firması Xtensa LX2 işlemcisi FLIX(Flexible Length Instruction eXtensions) adında çok operasyonlu buyruklara izin veren teknolojiyi geliştirmiştir. Xtensa C/C++ derleyicisi 32 ya da 64 bitlik FLIX buyruklarını yine aynı işlemcinin 16 veya 24 bitlik RISC buyrukları ile birleştirebilme özelliğine sahipti. Birden fazla RISC buyruğunu paketleyerek 32-64 bitlik uzun buyruklar oluşturan FLIX teknolojisi çok uzun buyruk kelimesinin başarım avantajını kullanırken kodun şişmesini de engelliyordu.

Gömülü sistemler dışında çok uzun buyruk kelimeli işlemcilerin kullanımı olarak Intel'in Itanium işlemcisi örnek olarak verilebilir. Bunlar dışında ise en çok grafik işlemci piyasasında kullanılmaktadırlar. Özellikle ATI/AMD Radeon R600 ailesi grafik işlemcileri çok uzun buyruk kelimeli işlemcilerdir.

Geriye Uyumluluk

Silikon teknolojisi daha geniş gerçekleştirimlerin yapımına izin verdikçe önceki jenerasyonda derlenen programların buyrukları fonksiyonel ünitelerin sayısına bağımlı olduğundan yeni jenerasyonlarda çalışamaz hale gelmiştir.

Transmeta firması bu sorunu binary-binary bir derleyici katmanı kullanarak Crusoe gerçekleştirimlerinde ortadan kaldırmışlardır. Bu mekanizma tekrar-derleme, optimize ve çevirme işlemlerini x86 buyruklarından çalışma zamanı sırasında işlemci koduna gerçekleştiriyordu. Bu Transmeta çipi çok uzun buyruk kelimeli bir işlemci idi.

Intel'in Itanium mimarisi geriye uyumluluk problemini daha genel bir yaklaşım ile çözdü. Her çoklu-opcode buyruk içinde, bir bit bölgesinin yeri tayin edilerek daha önceki çok uzun buyruk kelimesindeki bağımlılıklar belirlenmektedir. Bu bitler derleme zamanında belirlenir ve donanım bu bağımlılık hesaplamalarından kurtarılır. Bu bağımlılık bilgisinin çözümlenmesi ile daha geniş gerçekleştirimler daha çok bağımsız ÇUBK buyruğu issue edebilir.

Başka bir dezavantaj da kod şişmesi olarak geçmektedir ki bazı fonksiyonel ünitelerin boş kalması durumunda ortaya çıkmaktadır. Kod içerisinde bağımlılıkların olması durumunda ve boru hattında sonraki buyrukların ilerleyememesi durumunda gerçekleşir.

Çiplerdeki transistor sayısının artması ile gözlemlenen dezavantajlar önemini kaybetmekte ve giderek yok olmaktadır. ÇUBK mimarisi gün geçtikçe, özellikle gömülü sistem piyasasında, popülerliğini artırmaktadır.

İlgili Araştırma Makaleleri

Komut kümesi mimarisi, CPU'nun yazılım tarafından nasıl kontrol edileceğini tanımlayan bilgisayar soyut modelinin bir parçasıdır. ISA, işlemcinin ne yapabileceğini ve bunu nasıl yapacağını belirterek donanım ve yazılım arasında bir arayüz gibi davranır.

MIPS, Microprocessor without Interlocked Pipeline Stages, MIPS teknolojileri adlı firma tarafından 1985 yılında geliştirilmiş indirgenmiş komut kümesi türü bir mikroişlemci mimarisidir.

<span class="mw-page-title-main">Merkezî işlem birimi</span> bir bilgisayar programının talimatlarını, talimatlar tarafından belirtilen temel aritmetik, mantıksal, kontrol ve giriş/çıkış (G/Ç) işlemlerini gerçekleştirerek yürüten ve diğer bileşenleri koordine eden bir bilgisayar içindeki elektro

Merkezî işlem birimi, dijital bilgisayarların veri işleyen ve yazılım komutlarını gerçekleştiren bölümüdür. Çalıştırılmakta olan yazılımın içinde bulunan komutları işler. Mikroişlemciler ise tek bir yonga içine yerleştirilmiş bir merkezî işlem birimidir. 1970'lerin ortasından itibaren gelişen mikroişlemciler ve bunların kullanımı, günümüzde MİB teriminin genel olarak mikroişlemciler yerine de kullanılması sonucunu doğurmuştur.

Bellek bilgisayarı oluşturan 3 ana bileşenden biridir.. İşlemcinin çalıştırdığı programı, lar ve programa ait bilgiler bellek üzerinde saklanır. Bellek geçici bir depolama alanıdır. Bellek üzerindeki bilgiler güç kesildiği anda kaybolurlar. Bu nedenle bilgisayarlarda programları daha uzun süreli ve kalıcı olarak saklamak için farklı birimler mevcuttur.

Karmaşık komut setli bilgisayar, bilgisayarın işlemcisinin komutlarının tipini ifade eder. Komutları karmaşık olan bir işlemci de her komutun işlemci tarafından decode edilmesi uzun sürer ve devrenin bu biçimi silikon üzerinde de fazladan yer kaplar. RISC işlemciler komut sayısını azaltarak, performans kazanmayı hedeflemişlerdir.

İndirgenmiş Buyruk Küme Bilgisayar, işlemci tasarım alanında 1980'li yıllarda önerilen ve giderek CISC'in yerini alan bir buyruk kümesi mimarisidir.

<span class="mw-page-title-main">PowerPC</span>

PowerPC, AIM olarak bilinen Apple-IBM-Motorola ittifakının 1991'de geliştirdiği bir RISC mikroişlemcisidir. Genel olarak kişisel bilgisayarlar içindir. PowerPC merkezi işlem birimleri (CPU) gömülü (embedded) ve yüksek performans işlemcileri olduğu için popüler olmuştur. PowerPC 1990'da AIM' in ve PReP'in temel taşı oldu, fakat mimari Apple'ın Macintosh'unun 1994–2006 modellerinde daha başarılı bulundu.

Veri yolu, bilgisayar yapısında, bilgisayarın içindeki parçalar arasında ya da bilgisayarlar arasında verileri ya da gücü transfer eden bir alt sistemdir ve genellikle aygıt yürütme yazılımı tarafından kontrol edilir. Nokta- nokta bağlantısının tersine, veri yolu, birçok çevresel aygıtı aynı takım kablo ile mantıksal olarak bağlayabilir. Her bir veri yolu kendi bağlayıcılarını fiziksel fiş aygıtlarına, kartlara veya kabloların tümüne karşı tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Mikroişlemci</span> ana işlem biriminin fonksiyonlarını tek bir yarı iletken tümdevrede birleştiren programlanabilir sayısal elektronik bileşen

Mikroişlemci, işlemci olarak da bilinen, merkezî işlem biriminin (CPU) fonksiyonlarını tek bir yarı iletken tüm devrede (IC) birleştiren programlanabilir bir sayısal elektronik bileşendir.

Boru hattı yöntemi bilgisayar mimarisi ve diğer sayısal ürünlerin tasarımında başarımı artırmak için uygulanan bir yöntemdir. Komutları, boru hattı yöntemi ile işleyip daha kısa süre içinde bitmesini sağlar. Asıl amacı saat sıklığını artırarak başarımı artırmaktır. Farklı kaynakları aynı anda, farklı işler tarafından kullanarak çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Bilgisayar mimarisi</span>

Bilgisayar mimarisi, en küçüğe ve en başarılıya ulaşmayı hedeflerken aynı zamanda maliyeti de göz önünde bulundurduğu için sanat ve bilimin ortak buluştuğu nokta olarak da tanımlanır. Bilgisayar Mimarisi, bilgisayar parçalarının iç yapıları ve aralarındaki haberleşme bağlantıları ile ilgilidir.

<span class="mw-page-title-main">Alfa işlemcisi</span>

Alfa işlemcisi, 64 bitlik RISC tasarım mimarisi kullanan mikroişlemciler grubundandır. DEC Alfa veya Alfa AXP olarak da bilinir. Digital Equipment Corporation tarafından üretilmiştir. İşlemcilerindeki "DEC" kısaltması da şirketin baş harflerinden gelmektedir."AXP"nin ise nereden geldiği bilinmemekle beraber, sadece şirket yöneticileri tarafından bulunduğu düşünülmektedir. Bilgisayar sektöründe ise bu kısaltma şakayla karışık "Almost Exactly PRISM" olarak yer almaktadır.
DEC firmasının diğer bir işlemcisi olan 32 bitlik VAX işlemcilerinin yerine tasarlanmıştır. İlk olarak DEC iş istasyonlarında ve sunucularda kullanılmıştır. Daha sonra anakartlara ve masaüstü bilgisayarlara uyarlı hale getirilmiştir. Alfa işlemcileri UNIX ve Linux işletim sistemlerini desteklemekle birlikte Microsoft'un Windows NT ve Windows NT 4.0 da Alfa işlemcileri ile kullanılabilmektedir. Windows'un daha sonra çıkan işletim sistemleri Alfa tarafından desteklenmemektedir.
Alfa işlemcileri 1998 yılında Compaq'a satılmıştır. Daha sonra da Compaq'ın Intel tarafından satın alınması ile Alfa işlemcileri geri plana atılarak yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Intel firması Alfa işlemcilerini satın almasıyla Alfa işlemcilerinde bulunan iyi özellikleri o tarihlerde üretmiş olduğu IA-64 Itanium mimarisine katmıştır. Aynı dönemde Hewlett-Packard'ın Compaq'ı satın alarak, Alfa'nın var olan ürünlerini 2004 yılına kadar geliştirmiştir. Hewlett-Packard Ekim 2006 ya kadar Alfa tabanlı sistemleri satmaya devam etmek için bir anlaşma imzalamıştır. Kasım 2006 da ise bu anlaşmayı uzatarak 27 Nisan 2007 ye kadar ürünleri satacağını duyurmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Merkezî işlem birimi tasarımı</span>

Merkezî işlem birimi tasarımı bilgisayarın temel bileşenlerinden birisi olan Merkezî işlem birimini (MİB) etkin kullanmayı yönelik bir tasarımdır. MİB bilgisayar donanımının temel bileşenlerinden birisidir. İşlemcisi olmayan bir bilgisayar düşünülemez. Bu yüzden işlemcinin tasarımı ne kadar iyi olursa sistem de o derece hızlı olacaktır. İşlemciyi hızlandırmanın değişik yolları vardır. Bunlardan bazıları:

  1. Buyrukların paralel çalışmasını sağlamak
  2. Çok vuruşluk işlemciler kullanmak
  3. Boru hattı kullanmak
  4. Çoklu işleme kullanmak
<span class="mw-page-title-main">Itanium işlemcisi</span>

Itanium işlemcisi, Intel firmasının 64-bit işlemci ailesinden olup IA-64 mimarisi kullanan işlemcilerinin devamı olarak bilinir. Itanium ve Itanium2 olarak sunulan bu işlemci ilk olarak Ekim 2001'de piyasaya sürülmüştür. Itanium işlemcilerin asıl hedefi yüksek performansa sahip bilgisayarlardı. Bu işlemcinin mimarisinin gelişimi ilk olarak Hewlett-Packard tarafından yapılmıştır ve devamında ise Intel ve Hewlett-Packard ortak olarak birlikte gerçek Itanium mimarisini geliştirmişlerdir.

Sırasız yürütüm ya da Düzensiz yürütme, bilgisayar mühendisliğinde, günümüz yüksek performanslı işlemcilerinde kullanılan, yüksek gecikmeler sebebiyle harcanan işlemci döngülerini kullanıma sunan bir talimat yürütme yaklaşımıdır.

Çok çekirdekli işlemci, ikiden fazla işlemciden (çekirdek) oluşan bir hesaplama birimi. Bilgisayarlarda temel komut kümesi işlemlerini gerçekleştirir.

<span class="mw-page-title-main">Çoklu kullanım</span>

Çoklu kullanım özelliğine sahip bilgisayarlar birden fazla iş parçacığını donanım desteği sayesinde çalıştırabilir. Çoklu işlem yapabilen sistemlerden gelişen bu yöntem tek bir çekirdeğin kaynaklarını paylaşmak zorundadır. Bu kaynaklar: aritmetik mantık birimi, yazmaçlar (registers), işlemci ön belleği ve adres dönüştürme ön belleğidir. Çoklu işlem yapabilen sistemlerde, işlem birimlerinin tamamı ayrı çekirdeklerde olmasına rağmen, çoklu kullanım tek bir çekirdeğin kullanılabilirliğini iş-parçacığı seviyesinde ve buyruk düzeyinde daha verimli hale getirir. Bu iki teknik birbirini tamamlayan tekniklerdir.

Bilgisayar mimarisinde, buyruk ön yüklemesi bekleme durumlarını azaltarak bir programın mikroişlemcide ki yürütmesinin hızlanmasını sağlayan bir tekniktir.

NetBurst, İntel'in 2000 yılında piyasaya sürdüğü Pentium 4 işlemci markasının mikromimarisine verilen isimdir. 2006 Temmuz'unda Core mikromimarisinin çıkışına kadar İntel işlemcilerin mikromimarisi olmuştur. Selefi P6 mikromimarisine göre en önemli özelliği derin boru hattı yapılanmasıyla avantaj sağladığı yüksek saat sıklığıdır. Temel olarak dört ana parçadan oluşmaktadır: Sıralı(ing. In-order) Ön-Uç(ing. Front-end), Sırasız(ing. out-of-order) yürütme birimi, Tam sayı ve kayan nokta yürütme birimleri ve bellek altdizgesi.

Bilgisayar mimarisinde 32-bit bilgi işlem, 32-bit birimlerde veriyi işleyen işlemci, bellek ve diğer önemli sistem bileşenlerini içeren bilgisayar sistemlerine verilen addır. Daha küçük bit boyutlarıyla karşılaştırıldıklarında, 32-bit bilgisayarlar daha büyük hesaplamaları daha verimli yapabilir ve bir işlemci saat döngüsünde daha fazla veriyi işleyebilir. Tipik 32-bit kişisel bilgisayarlar ayrıca 32-bit adres veriyoluna sahiptir ve önceki nesil sistem mimarilerinin izin verdiği miktardan çok daha fazla olan 4 GB'a kadar RAM'e erişime izin verir.