İçeriğe atla

Çok fazlı uyku

Çok fazlı uyku, Da Vinci uykusu veya süper insan uykusu günlük uyku süresini 2-5 saate düşürmeyi amaçlayan bir uyku modeli. Uykunun gün içinde 20-25 dakikalık kısa parçalara bölünmesiyle gerçekleştirilmektedir.

ÇFU’ya uyum süreci fiziksel olarak çok zor olan 1-2 haftalık geçiş dönemi gerektirir. Birbirinden bağımsız kişilerin tecrübelerine göre biliş ya da uyanıklık seviyesinde herhangi bir düşüş olmadığı, aksine birkaç saatlik uykunun bir gün için yeterli olduğu iddia edilmektedir. Öte yandan ÇFU birçok insanın hoşuna gitmiyor gibi görünen aşırı bir program gerektirmektedir.

ÇFU üzerine az sayıda düzenli bilimsel araştırma yapılmaktadır. Birçoğu, bağımsız deneyimcilerin iddialarına dayanmaktadır.

Teori

Düzenli “tek fazlı” uyku birçok aşamadan oluşur. Bazıları doğal oluşumunda gerekli olmayan süreler içerir. ÇFU savunucuları, öncelikli uyum sürecinin kontrol altına alınmasıyla beyinin hayati uyku sürecine daha hızlı gireceğini iddia etmektedir. Bir kez nasıl uyum sağlanacağı öğrenildiği zaman, sadece kısa süreli uykularla rahat ve yeterli miktarda uyku alınabilecektir.

Denizde uzun süre geçirmek zorunda olan bot yarışçıları uyuma tehlikesinden kurtulmak için benzer bir teknik kullanırlar. Astronotlar da kriz dönemlerinde benzer stratejiler kullanırlar. NASA ve ABD ordusunda –özellikle Deniz Kuvvetlerinde- ÇFU’ya büyük önem verilmektedir.

Deney

Claudio Stampi’den alınan mevcut ÇFU kullanıcıları ve bilimsel kanıtların iddiasına göre yorgunluğun çoğu yaklaşık 10 günlük bir program ile atlatılabilecek ve 14 günlük bir programla tamamen ortadan kalkacaktır. Ancak testlere katılanlar sık sık uyuyakalmakta ve uyum süreci tamamen başarıya ulaşamamaktadır. 14. gün sonunda hala yorgun kalmakta ve bir çoğu deneyi bırakmaktadır. Deneyi bırakmayanlar ise 19. günün sonunda bu deneyin sonucunu almakta ve yaşam tarzı haline getirmektedir. Steve Pavlina da bu deneyi 14. günde bırakmak istemiştir.

Mekanizma

Claudio Stampi’nin kitabına (“Why We Nap: Evolution, Chronobiology and Functions of Polyphasic and Ultrashort Sleep”) göre, uykusuzluk durumunda, ÇFU ölçümleri tek fazlı uyku ile kıyaslandığında hafızayı ve analitik yetenekleri kullanmada artışa sebep olduğunu göstermektedir (ancak serbest uyku düzeninin sadece %12 kadarı karşılaştırabilmiştir). Stampi’ye göre, böyle bir uyum programına alışılmışın dışında bir evrimsel eğilim gelişimi getirir. Stampi ÇFU ile ilgili olarak, ÇFU’ya uyumdan binlerce yıl önceki atalarımızca tercih edilen uyku olduğu şeklinde bir hipotez üzerinde durmaktadır.

ÇFU uyumunun uyku kalıplarını nasıl etkilediği ile ilgili iki ekol vardır. Bir ekol REM uykusunun (rüyaları gördüğünüz ve hatırladığınız zamanki uyku) en önemli aşama olduğunu ve vücudun bir gün içinde birkaç kez bu aşamaya ihtiyaç duyduğunu böylece her bir kısa uyku sürecinde REM’in tamamının ÇFU kullanarak uyuyanlarca alındığını iddia etmektedir. Diğer ekol ise vücudun farklı uyku parçalarında farklı uyku seviyelerine girdiğini (bazen REM, bazen derin uyku) iddia eden bu programın kullanıcı üzerinde daha önemli olan aşamaların tespiti için araştırmalar yapmaktadır.

ÇFU savunucuları arasında popüler olan görüş REM uykusunun önemli olduğu görüşüdür. Belki de bunun sebebi bazı uyku teorilerinin REM’in genel olarak bilincin yenilenmesini etkileyen uyku olduğunu iddia ediyor olmasıdır. Yine de REM uykusunun rolü son yıllarda tartışılmaktadır. Kaynaklara göre REM uykusunun uyku sürecinin en önemli aşaması ya da sağlık için gerekli olduğu görüşü belirsiz olsa da REM’den mahrum bırakılmanın farelerin 3-8 hafta arasında ölümüne sebep olması, aşırı REM alan insanların baskı yaşadığı ve monoamine oxidase engelleyicilerinin REM uykusunda tamamen ortadan kalkması, hala MAOI alan hastaların herhangi kesin bir bilişsel zararı olduğunu göstermemektedir (Siegel 2001).

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Uyku</span> doğal dinlenme biçimi

Uyku, bilincin değiştiği ve duyusal etkinliğin belirli bir dereceye kadar azaldığı, bilinçli zihinsel etkinliğin durduğu bir haldir. Uykuda kas ve çevre ile etkileşim azalır. Uyku, uyaranlara tepki verme yeteneği açısından uyanıklıktan farklı olsa da aktif beyin kalıplarını içerir ve bu da onu koma veya bilinç bozukluklarından daha duyarlı yapar.

<span class="mw-page-title-main">Kitle imha silahı</span> Çok sayıda insan ölümüne ve büyük hasarlara neden olan silah türü

Kitle imha silahı ya da ABC silahı, insanlar başta olmak üzere canlılar üzerinde büyük miktarda yıkıma sebep olabilecek anti-personel silahlarının genel adıdır. Çoğunlukla kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer silahlar(KBRN silahları) bu adla anılırlar. Bu ibare ilk olarak 1937'de İspanya'nın Guernica kentinin Naziler tarafından uğratıldığı hava saldırısı için kullanılmış ve de 2003'te Amerika Birleşik Devletleri tarafından Irak'ın işgali için sebep olarak gösterilmiştir; fakat daha sonra bu iddianın Irak'ta hiçbir KİS bulunmamasıyla doğru olmadığı kanıtlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Uyku apnesi</span>

Uyku apnesi, apne olarak da bilinir. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalık. Uyku apnesi uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle normal değerinin % 20'sine ve daha altına düşmesi ile tanımlanabilir. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır ve karbondioksit miktarı artar.

<span class="mw-page-title-main">İslam felsefesi</span> İslam medeniyetindeki felsefe geleneği

İslam felsefesi, İslâm dinine mensup kişilerce gerçekleştirilen felsefe etkinliğidir. Müslüman felsefesi ve Arapça felsefe olarak da adlandırılır. İslam felsefesi adlandırması sadece İslam'a dair bir felsefe olarak anlaşıldığından tartışmaya açıktır. İslam dünyası felsefeyle 8. yüzyıldan itibaren sistematik hale gelen Bağdat merkezli tercüme hareketiyle tanışmıştır. 3. yüzyılda Plotinos'un öncülük ettiği, Yeni Platonculuk adlı felsefi akımın Eflâtun ve Aristoteles'i uzlaştırma çabaları İslam dünyasına aktarılan felsefenin temeli olmuştur. Müslüman filozoflar bu iki filozofun eserlerini şerh etme yoluna gitmişlerdir.

Sufi metafiziği başlıca vahdet (birlik) düşüncesi etrafında gelişmiştir. Öyle ki varlık bir "Mutlak Varlık" ve O'nun aynada yansımalarından oluşan görüntülerden ibarettir. Bu anlayışı açıklayan iki farklı ifade biçimi kullanılır; Vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhut. Bazı İslami reformcular bu iki deyim arasındaki farklılığın sadece semantik ve deyimle ilgili olduğunu, özünde bir farklılık içermediğini söylerler. Sufi metafiziğinde diğer dikkat çeken konular hulul, teşkik ve maksut birliği gibi konulardır. Allah ile evren arasındaki ilişkinin tarzı sufiler arasında olduğu gibi, sufi olmayan müslümanlar arasında da tartışılagelmekte olan bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">Rüya</span> diğer adıyla düş, uykunun genel bir özelliği olup, uykunun REM evresi ile yakından ilgili, görsel ve işitsel algı ve duyulardır

Rüya ya da düş, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup, uykunun hızlı göz hareketi (REM) adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan, görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildir. Rüyalara “duyusuz algı”nın bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir. Çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden olan rüyalar, her zaman için ilginç ve yoruma açık bir konu oluşturmuşlardır. Farklı psikoloji ekollerinin, parapsikologların ve deneysel spiritüalistlerin rüyaları farklı biçimlerde açıklama çabaları olmuştur. Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidememiş olup, rüyalar hâlen esrarını korumakta olan bir inceleme alanını oluşturmaktadır. Rüyaların bilimsel incelenmesi oneiroloji adını alır.

Hiç veya Yok, kelime anlamıyla hiçbir varlığın olmadığını ifade eden bir işaret zamirdir. Yani olmayanı ama mutlak anlamda olmayanı işaret eder. Hiçlik veya Yokluk ise Hiç zamirinin hakim olduğu durumu ifade eder. Felsefi ve teknik olmayan günlük kullanım anlamında, Hiç veya Yok kelimesi varlıktaki bir eksiği ifade eder. Örneğin bardağımda hiç su yok gibi bir ifadede bardaktaki bir eksiklik anlatılmaktadır. Bu mutlak anlamdaki hiçlik / yokluk kavramından farklıdır. Mutlak anlamda yokluk ve hiçlik, suyun aslında hiç olmadığı, su diye bir varlığın yok olduğunu ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uyku felci</span> Uyku felci ölümle sonuçlanmaz (verilen bilgilere göre)

Uyku felci, uyandıktan hemen sonra veya seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce, bedenin geçici olarak hareket edememesi ile karakterize edilen bir durumdur.

Uyku-uyanıklık arası, tam uyanmadan önceki (hipnopompik) ve aynı zamanda, uykuya dalmadan önceki (hipnogojik) yarı uyku hali olup, ayırt edici özellikleri, beyindeki neo-korteks tabakalarının etkin olmaması, yani duyu organlarından bilgi gelmemesi ve beynin alfa dalgaları yayınlamasıdır. Halk arasında tavşan uykusu olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

Narkolepsi, gündüz aşırı uyku eğilimi - Excessive Daytime Sleepiness (EDS) - ile karakterize edilen nöropsikiyatrik bir durumdur. Uyku felci, katapleksi ve hipnogojik halüsinasyonlar ise bu hastalığın uzantısında ortaya çıkan diğer bozukluklardır.

<span class="mw-page-title-main">Don (iç çamaşırı)</span>

Don erkek ya da kadın iç giyiminde, cinsel organın olduğu bölgeyi örtme ve koruma amaçlı olarak kullanılan iç çamaşırlarının tümünün ortak ismi.

<span class="mw-page-title-main">Atkins diyeti</span>

Atkins diyeti bir düşük karbonhidrat diyetidir. Amerikalı kardiyolog ve Dr. Robert Atkins tarafından yaratılmıştır. 1972'de yayınlandığından beri dünya çapında popüler olan diyetlerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (biyoloji)</span> Biyokimyasal bir süreç

Ayrışma veya çürüme, organik maddelerin, maddenin daha basit formlarına ayrıldığı süreçtir. Bu süreç biyomda yer kaplayan sonlu maddelerin geri dönüşümü için gereklidir. Canlı organizmaların organları ölümünden kısa bir süre sonra ayrıştırmaya başlar. Bütün organizmalar aynı yolla ayrışmamalarına rağmen, ölümden sonra aynı aşamalardan geçerler. Ayrışmayı inceleyen bilim olan taponomi, Yunanca’da (τάφος, taphos) (mezar) kelimesinden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Çiğneme</span>

Çiğneme ya da mastikasyon, besinlerin dişler tarafından ezilip öğütülmesi sürecidir. Sindirimin ilk aşamasıdır ve enzimler tarafından daha etkili bir şekilde parçalanması için besinlerin yüzey alanını arttırır. Çiğneme süreci sırasında, besin öğütülmek üzere yanak ve dil ile dişler arasında konumlandırılır. Çiğneme kasları çeneleri açıp kapayarak, aralıklarla dişleri birbirlerine temas ettirir. Çiğneme devam ettikçe, besin daha yumuşak ve daha sıcak olur ve tükürükteki enzimler besindeki karbonhidratları yıkmaya başlar. Çiğneme sonrası, besin - artık bolus yani lokma haline gelmiştir - yutulur. Özefagustan girer ve peristaltik hareketlerle sindirimin sonraki aşamasının meydana geldiği mideye iner.

Uyku hijyeni, kişinin uyku kalitesini artırmak amacıyla önerilen davranışlar ve çevresel etmenlerin tümüdür. Hafif ve orta düzey insomnia bozukluğu yaşayan insanlara yardım etmek için 1970'li yılların sonunda ortaya çıkmış bir yöntemdir ancak 2014'ten beri araştırmalar, verilen önerilerin etkili olup olmadığı konusunda yeterli kanıt olmadığı ve daha çok çalışma yapılmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Klinisyenler insomnia ve depresyon gibi uyku problemi belirtisi gösteren bozukluklarda kişinin uyku hijyenini değerlendirir ve bu değerlendirmeye göre kişiye uyku kalitesini artırmak için öneriler vermektedir. Uyku hijyeninin arttırılmasına yönelik uygulamalar şunları içerir: Düzenli bir uyku vakti belirleme, gündüz uykularının vakti ve süresi konusunda dikkatli olma, uyku saatine yakın fiziksel ve zihinsel yorucu faaliyetlerden kaçınma, kaygıyı azaltma, uykudan önceki saatlerde ışığa daha az maruz kalma, uyuyamadığında yataktan kalkma, yatakta yalnızca uyku ve seks için bulunma, yatma vaktine yakın bir zamanda alkol, nikotin, kafein ve diğer uyarıcıları tüketmeme ve uyku için güvenli, rahat ve karanlık bir çevre oluşturmaktır.

Hafıza güçlendirme ilk ediniminden sonra bazı bilgilerin hafızaya yerleşmesi için sürdürülen sürecin bütünüdür. Hafıza izi, bir şeyin ezberlenmesi sonucu sinir sisteminde meydana gelen değişikliktir. Hafızanın sağlamlaşması iki özel sürece ayrılır. Geç faz uzun vadeli güçlenmeye karşılık geldiği düşünülen ilk sinaptik güçlendirme, öğrenmeden sonraki ilk birkaç saatte sinaptik bağlantılarda ve sinir devrelerinde küçük ölçekte olur.

Fizyolojik psikoloji, kontrollü deneylerde insan dışı hayvan deneklerin beyinlerinin doğrudan manipülasyonu yoluyla sinirsel algı ve davranış mekanizmalarını inceleyen davranışsal sinirbilimin bir alt bölümüdür. Bu psikoloji alanı beyin ve insan davranışlarını incelerken ampirik ve pratik bir yaklaşım gerektirir. Bu alandaki çoğu bilim insanı, zihnin sinir sisteminden kaynaklanan bir fenomen olduğuna inanmaktadır. Fizyolojik psikologlar sinir sisteminin mekanizmaları hakkında çalışarak ve bilgi edinerek insan davranışı hakkında birçok gerçeği ortaya çıkarabilirler. Biyolojik psikolojideki diğer alt bölümlerin aksine, psikolojik araştırmanın ana odağı beyin-davranış ilişkilerini tanımlayan teorilerin geliştirilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Siesta</span> genellikle öğle yemeğinden sonraki kısa süreli uyku, öğle uykusu

Siesta, öğle arasında dik güneş ışınlarının sıcaklığınından veya öğle yemeği sonrası metabolizma faaliyetlerinin hızlanması sebebiyle vücudun anlık mayışma durumunun, kısa süreli uyku ile hissedilen dinlenme ihtiyacına siesta denir.

Pek çok hipotez, insanlarda uyku ve öğrenme arasındaki olası ilişkileri açıklar. Araştırmalar, uykunun beynin dinlenmesine imkan tanımaktan daha fazlasını yaptığını belirtiyor. Uyku, aynı zamanda uzun süreli belleğin pekiştirilmesine de yardımcı olabilir.