İçeriğe atla

Çocuk hakları

Vietnam'da mülteci kampında bulunan bir çocuk (1980)
Hindistan'da dilenci çocuk
Üstünde İngilizce ve Yidiş dilinde "Çocuk Köleliğini Durdurun" sloganı yazılı olan bant taşıyan iki kız. Büyük olasılıkla 1 Mayıs 1909'daki New York işçi yürüyüşünde çekilmiş bir fotoğraftan.
10 yaşında bir çocuk işçi, New Jersey, 1910, fotoğraf Lewis Hine
Barış işaretini gösteren Iraklı çocuklar (2003)
10 yaşında bir Çinli çocuk asker (1944)

Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır.

Çocuk hakları, insan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir konudur. Bugün, dünyanın birçok yerinde var olan insan hakları ihlalleri, çocuk boyutunda daha geniş kapsamlı ve büyüyerek, müdahale edilmesi daha zor bir şekilde yer almaktadır. Uluslararası Af Örgütü'nün belirttiğine göre; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, emek sömürüsü, pornografi, şiddet, yasa dışılık gibi olumsuz etkenlerin dahilinde, çocuk hakları ihlalleri daha büyük boyutlarda olmaktadır.

Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi ile şekillenmiştir. Günümüzde çocuk hakları ile ilgili olan uluslararası belge 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanmış olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmedir.

Tarihçe

Yirminci yüzyılın başlarında çocukların erişkinlerden farklı haklara sahip olduğu, dolayısıyla da bu hakların ayrıca tanınması gerektiği konusunda, değişik ülkelerde farklı hareketler ortaya çıkmaya başlamıştır. Leh eğitimci Janusz Korczak'ın 1919 yılında yayınlanan How to Love a Child (Bir Çocuğu Nasıl Sevmeli) adlı kitabında çocuk haklarından söz etmiştir. 1917 yılında, Ekim Devriminin ardından Proletkult örgütünün Moskova şubesi bir Çocuk Hakları Bildirgesi üretti.[1] Ancak çocuk haklarını savunma konusunda ilk etkili girişim 1923 yılında Eglantyne Jebb tarafından taslağı hazırlanan ve 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen Cenevre Çocuk Hakları Bildirisidir. Bu bildirge Birleşmiş Milletler tarafından kuruluşunda kabul edilmiş, 20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi olarak güncellenmiş[2] ve 20 Kasım 1989 tarihinde daha geniş olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile değiştirilmiştir. Bu sözleşme, BM üyesi ülkelerin ikisi hariç tamamı yani 193 ülke tarafından kabul edilmiştir.[3][4]Amerika Birleşik Devletleri ve Somali hariç en fazla sayıda ülke tarafından onaylanan insan hakları belgesidir.[5] Birleşmiş Milletler'in 1940'larda kuruluşundan bu yana çocuk hakları hareketi dünya üzerinde her zaman ilgi görmüştür. 20 Kasım günü günümüzde Evrensel Çocuk Günü (Universal Children's Day) veya Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında çeşitli ülkelerde farklı günlerde çocuk günü kutlanmaktadır. Türkiye'de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ilk olarak Nisan 1929'da kutlanmaya başlandı ve bu tarihte örgütlenen 4 bin çocuk ilk kez TBMM'den haklarını talep etti.[6] İlk olarak 1924'te çocukların korunmasına yönelik çalışma yürürlüğe girmiştir.

Temel çocuk hakları

Sağlıklı yaşam hakkı

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin çok sayıda maddesi çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini desteklemektedir. Sözleşme'nin 6. maddesine göre her çocuk esas olarak yaşama hakkına sahiptir.[7] İlaveten, 24. madde gereğince her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir; gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmelidir.[8] İhmal edilen, terk edilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tâbi tutulan çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırmasından devletler sorumludur.[9]

Eğitim hakkı

Eğitim hakkı, çocukların en önemli haklarından biridir. UNICEF'in 1999 tarihli raporunda da belirttiği gibi okuma-yazma bilmeme çok ciddi sorunlara neden olmaktadır. Anne ve çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biri, annenin eğitim düzeyinin düşüklüğü veya okuma-yazma bilmemesidir. Kız çocuklarının okullaşma oranındaki 10 puanlık bir artış sonunda bebek ölüm hızı binde 4.1 azalmaktadır.[]Bu halde çocuğun en temel hakkı olan yaşama hakkı ile eğitim hakkı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. = Yaşama hakkının yanı sıra, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlak gelişimi için eğitime gereksinimi vardır. İnsanın doğuştan getirdiği yeteneklerini geliştiren en önemli araç eğitimdir. Eğitimsizlik sonucu ortaya çıkan sorunlar şunlardır:

  • İnsanlar üretken biçimde çalışamazlar.
  • Sağlıklarına özen gösteremezler.
  • Kendilerini ve ailelerini gereği gibi koruyamazlar.
  • Kültürel açıdan zengin bir yaşam sürdüremezler.

Kız çocukların da gereksinimlerini karşılayacak ve kendilerine yaşam becerisi kazandıracak nitelikli eğitim görmeye hakkı vardır. Oysa tüm Dünya'da okula gitmeyen 6-11 yaşlarındaki 130 milyon çocuğun 73 milyonunu kız çocukları oluşturmaktadır.[]Kız çocukların eğitiminin önemi 1990'lar boyunca her fırsatta vurgulanmıştır.

Diğer temel çocuk hakları

Sözleşmeye göre, her çocuğun, temel yaşam hakkının yanında, nüfus kütüğüne kaydolma, isim, vatandaşlık ve mümkün olduğu ölçüde anne-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkı vardır. Buna paralel olarak, taraf devletlerin, çocuğun kimliği, tabiiyeti, isim ve aile bağları dahil olmak üzere her türlü koruma hakkına saygı gösterme ve bu konularda yasa dışı müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü bulunur.

Şikayet hakkı

İsveç, Finlandiya ve Ukrayna başta olmak üzere pek çok ülke, çocuk haklarını korumaya yönelik şikayet merciileri oluşturmuştur. Çocuk hakları ihlallerinin değerlendirilmesine yönelik ilk şikayet mercii, 1981 yılında Barneombudet adı altında Norveç'te kuruldu.[10] Başlıca görevleri arasında tehlike altında olan çocukların güvenliğini sağlamak, çocukların toplum içinde söz sahibi olmalarını teşvik etmek ve eğitim, sağlık, kültür gibi konuları esas alarak çocukların içinde yetiştikleri koşulları denetlemek olan ombudsman,[11] yasalar çerçevesinde bağımsız ve tarafsız[10] olarak hareket etmektedir. Ukrayna, dünyada çocukları bu merciiye atayan ilk ülkedir. 2005 yılı sonlarında göreve başlayan Ivan Cherevko ve Julia Kruk, bu ülkede hizmet veren ilk çocuk hakları ombudsmanları olmuştur.

Çocuk hakları ihlalleri

Çocuk işçiliği

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi'nin 9. maddesi, çocukların her türlü istismar, ihmal ve sömürüye karşı korunmasını ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamasını beyan etmektedir. Ayrıca, çocukların uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmamasını; sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak; fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmamasını gerektirmektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre dünya genelinde 200 milyondan fazla çocuk işçi bulunuyor.[12] Bu ülkelerin başında Hindistan bulunuyor. Çocuk işçiler için en tehlikeli sektörler arasında tarım, inşaat ve madencilik yer alıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, yaşları 5 ila 14 olan 132 milyon çocuğun tarım sektöründe çalışmaya zorlandığına ve bu nedenle eğitim ve sağlık olanaklarından yoksun kaldığına dikkat çekiyor.[12] Ayrıca çocukların mafya ve çetelerin elinde; zorla gasp ve yankesicilik suçlarına yönlendirilmesi, duygusal istismarı göz önünde bulundurarak dilenciliğe teşvik ettirilmeleri verilecek örneklerden bazılarıdır.

Çocukların yaşama hakkının ihlali

2003’ten bu yana, çocukken işledikleri suçlar nedeniyle Çin, İran ve ABD’de altı kişi idam edildi. Pakistan, Filipinler ve Sudan’da da çocuk suçlular infazı bekliyor. İran'da hâlen çocuk idamları sürmektedir.[13] Uluslararası Af Örgütü yetkilileri, "Bir dizi insan hakları ihlalinden kurtulan kaçırılmış kadınlar ve kız çocuklar, kaçakçıların ellerinde ikinci bir dizi ihlale maruz kalmaktalar. Bundan da kurtulmayı başarsalar bile bu kez de, çoğu zaman üçüncü bir dizi ihlale maruz kalmaktalar. " açıklamasını yapmışlardır.

Savaş milyonlarca çocuk için gündelik hayatın bir parçasıdır. Bazıları başka bir yaşam tarzı tanımamış, bazılarının dünyası da savaşların ortaya çıkışıyla altüst olmuştur. Bu etkilerin sonucunda sayısız çocuk ölmüş, birçoğu da sakat veya öksüz kalmıştır. Birçokları aç kalmış veya açlıktan ölmüştür. Milyonlarcası sevdiklerinden ayrılarak mülteci ya da yerinden-yurdundan edilmiş olarak, yollara dökülmeye zorlanmıştır. Çoğu; şiddet, korku ve zorluk dolu ortamda travma içinde yaşamaktadır.

Binlerce çocuk cinayetlerde rol oynamaktadır. Eğitim hakkından yoksun kalan çocukların, topluma genel olumsuz etkisinin yanı sıra, suça eğilimli bireyler olma oranı yüksektir. Çoğu güvenlik güçleri ve silahlı muhalif güçler tarafından işe alınmış, diğerleri ise başka seçenekleri olmadığını düşündüklerinden gönüllü olmuşlardır. Deneyimsiz, korkusuz oluşları ve özellikle zor görevlerde kullanılmaları dolayısıyla çocuk askerler arasındaki ölü ve yaralı oranı çok yüksektir.

Kuzey Afrika ülkelerinde, açlık, salgın hastalıklar ve susuzluk nedeniyle ölenlerin başında çocuklar gelmektedir.

Yine UNICEF'in hazırladığı bir rapora göre çocuk ölümleri yapılan çalışmalar sonucunda giderek azalmaktadır. Buna göre dünyada 5 yaşından küçük ölen çocukların sayısı 2006’da, yılda 10 milyon barajının altına inerek 9,7 milyona düştü. Rapora göre Fas, Vietnam ve Dominik Cumhuriyeti’nde 5 yaşından küçük çocukların ölüm oranının üçte birin üzerinde, Madagaskar’da yüzde 41, Sao Tome ve Principe Demokratik Cumhuriyeti’ndeyse yüzde 48 azaldı. Bütün bu gelişmelere rağmen Orta ve Batı Afrika’nınsa çocuk ölümlerinin en fazla görüldüğü bölgeler olmaya devam etmektedir.[14] BM Nüfus Fonu'na göre Afrika kıtasında 5 yaşın altındaki her 1000 çocuktan 155’inin öldüğü belirtilirken bu çocukların büyük çoğunluğu kızamık, tetanos ve çocuk felci gibi, aşısı olan hastalıklar yüzünden ölüyor.[15]

Türkiye'de bazı kültürel anlayışların benimsediği töre kavramlarından ötürü, çocuklar töre kurbanı olmaktadır. Ayrıca ailelerin çocukları arasında kız-erkek ayrımı yapması, çocuk hakları ihlallerine verilebilecek örneklerden birisidir. Kız çocukların okutulmaması, onların başlık parası adı verilen ücret karşılığında evlendirilmesi, çocuk hakları ihlallerine çarpıcı bir örnektir.

Çocuk askerler

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun belirlediği verilere göre, 2006 yılı içinde yaklaşık 250 bin çocuk silahlı çatışmalara sokuldu ya da bu amaçla silahlı gruplara dahil edildi.[16] Çocukların asker olarak savaş alanlarında kullanılması Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu olarak tanımlanıyor.[16] Buna rağmen Burma, Burundi, Fildişi Sahili, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Somali, Sudan, Çad, Filipinler, Kolombiya, Nepal, Sri Lanka, Uganda, Afganistan, Angola, Gine-Bissau, Liberya, Mozambik, Ruanda ve Sierra Leone gibi ülkelerde çocuklar asker olarak kullanılmaya devam ediyor.

Hamburg Üniversitesi'nin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre çocuklar dövülen, vurulan ve tecavüze uğrayan insanların şiddet sahnelerine tanık olup savaşmaya ve adam öldürmeye teşvik ediliyorlar. Bu araştırmada yer alan 169 çocuk ve gencin yaklaşık üçte birinin travma sonrasında gelen stres bozukluğu ile yaşadıkları tespit edildi.[17]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Mally, Lyn (21 Eylül 2007). "Proletarian Utopias: Science, Family and Daily Life". Culture of the Future: The Proletkult Movement in Revolutionary Russia. Eylül 1990 (İngilizce) (21 bas.). Berkeley: University of California Press. s. 180. The Moscow Proletkult even passed a "Declaration of Children's Rights," which guaranteed that children could pick their own form of education, their own religion, and could even leave their parents if they chose. 
  2. ^ "Universal Children's Day", Birleşmiş Milletler resmî web sitesi. 14 Eylül 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi URL erişim tarihi: 21 Eylül 2007
  3. ^ "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme: Özet" (HTML). UNICEF. 12 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2007. 
  4. ^ Office of the UN High Commissioner for Human Rights 26 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2007 (İngilizce)
  5. ^ (İngilizce) Child Rights Information Network 27 Ekim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 21 Eylül 2007
  6. ^ "78 yıl önce 4 bin çocuk Meclis'ten bir 'ricada' bulundu". Radikal-çevrimiçi. 14 Ocak 2007. 3 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ (İngilizce) Convention on the Rights of the Child 23 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 21 Eylül 2007
  8. ^ (İngilizce) Convention on the Rights of the Child 23 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 21 Eylül 2007
  9. ^ (İngilizce) Convention on the Rights of the Child 23 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 21 Eylül 2007
  10. ^ a b (İngilizce) About the Ombudsman for Children, Barneombudet 14 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 8 Ekim 2007
  11. ^ (İngilizce) Objectives, Barneombudet 14 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 8 Ekim 2007
  12. ^ a b "Çocuk işçiliğine karşı yeni strateji", BBC Turkish, 12 Haziran 2007 25 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 19 Eylül 2007
  13. ^ "Uluslararası Af Örgütü web sayfası". 2 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2007. 
  14. ^ "UNICEF: Çocuk ölümleri azalıyor". NTV.com. 21 Ağustos 2007. 15 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2007. 
  15. ^ "Afrika'da çocuklar aşısızlıktan ölüyor". NTV.com. 18 Eylül 2007. 14 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2007. 
  16. ^ a b "Çocuklar asker olmasın", BBC Turkish, 05 Şubat 2007 17 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 19 Eylül 2007
  17. ^ "Çocuk askerlere psikolojik yardım şart", BBC Turkish, 01 Ağustos 2007 23 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Son erişim tarihi: 19 Eylül 2007

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çocuk Hakları Sözleşmesi</span> Türkiye de dahil olmak üzere 196 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye de dahil olmak üzere 196 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Amerika Birleşik Devletleri hariç bütün Birleşmiş Milletler üyeleriyle Filistin, Vatikan, Nieu ve Cook Adaları sözleşmeye taraftır. Türkiye, sözleşmeyi 14 Ekim 1990'da imzaladı ve sözleşme 27 Ocak 1995'te Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

<span class="mw-page-title-main">Birleşmiş Milletler</span> toplumsal, ekonomik ve kültürel bir iş birliği oluşturmak amacıyla kurulan bir örgüt

Birleşmiş Milletler (BM), 24 Ekim 1945'te kurulmuş; dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüttür. Birleşmiş Milletler kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş" olarak tanımlamaktadır. Uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanılmasını evrensel düzeyde yasaklayan ilk antlaşma 26 Haziran 1945'te 50 ülke tarafından imzalanan Birleşmiş Milletler Antlaşması'dır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan hakları</span> İnsanlığın evrensel değerleri

İnsan hakları, tüm insanların sadece insan olmakla sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir. İnsan hakları; ırk, ulus, etnik köken, dış görünüş, din, dil,ense ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.

UNICEF veya resmi adıyla Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, dünya genelinde çocuklara insani ve gelişimsel yardım sağlamaktan sorumlu bir Birleşmiş Milletler kuruluşudur. UNICEF'in faaliyetleri arasında aşılama ve hastalık önleme, HIV'li çocuklar ve anneler için tedavi yönetimi, çocukluk ve anne beslenmesini iyileştirme, sağlık koşullarını iyileştirme, eğitimi teşvik etme ve felaketlere müdahale için acil yardım sağlama yer alır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan Hakları Evrensel Bildirisi</span> BM İnsan Hakları Komisyonunca 1948de kabul edilen bildiri

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Haziran 1948'de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık 1948'de, BM Genel Kurulunun Paris'te yapılan 183. oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Af Örgütü</span> insan hakları üzerine çalışmalar yürüten bir sivil toplum örgütü

Uluslararası Af Örgütü, dünya çapında 10 milyondan fazla üyesi ve destekçisi olan insan hakları üzerine çalışmalar yürüten bir sivil toplum örgütüdür. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi ve diğer uluslararası standartlarca belirlenmiş her türlü insan haklarını savunma ve teşvik etmeyi amaç edinmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi</span> İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile kurulan, Avrupa Konseyine bağlı, Strazburgda bulunan uluslararası mahkeme

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) veya İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), uluslararası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, toplulukların, tüzel kişilerin ve diğer devletlerin, belirli usul ve kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı merciidir. 46 Avrupa Konseyi üyesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini tanımaktadır. Mahkeme, Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi</span> Uluslararası bir antlaşma

Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi ya da CEDAW, 1979'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve taraf devletlere kadınlara karşı ayrımcılığın tüm biçimlerini ortadan kaldırma yükümlülüğü getiren uluslararası bir sözleşmedir.

Medeni haklar, her ülkede yaşayan insanların yasalara dayanarak sahip olduğu haklar. Genellikle vatandaş olanlara tanınan siyasi haklardan daha kapsamlı olan medeni haklar, doğal hakların aksine hem felsefi, hem de yasal temellere dayanır.

Azınlık hakları terimi temelde iki ayrı kavramı belirtmektedir. Terim; ırksal, etnik, sınıfsal, dini, dilsel ve cinsel azınlıkların bireysel haklarını belirtmenin yanı sıra azınlık öbeklerine atfedilen grup haklarını da içermektedir. Kullanım alanı, hiçbir çoğunluk öbeğine ait olmayan kişilerin bireysel haklarını da kapsayacak biçimde genişlemiştir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan ticareti</span>

İnsan ticareti, en yaygın şekilde tacirler veya başkaları için cinsel kölelik, zorla çalıştırma ya da cinsel istismar için gerçekleştirilen ticarettir. Bu ticaret aynı zamanda zorla evlilik kapsamında kişilere eş sağlanması amacıyla, organların veya dokuların çıkarılması amacıyla, veya taşıyıcı annelik ya da yumurtaların çıkarılması da dahil olmak üzere bir ülkede/uluslararası alanda yapılabilir. İnsan ticareti baskı yoluyla mağdurun özgür olarak hareketini engellediğinden dolayı kişiye karşı işlenen bir suçtur ve kişilerin istismarı söz konusudur. İnsan ticareti suçunun gerçekleşmesi için mutlaka kişinin bir yerden, başka bir yere hareket ettirilmesine gerek yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Graça Machel</span>

Graça Machel, DBE Mozambikli politikacı ve insani yardım gönüllüsü. Güney Afrika Devlet Eski Başkanı Nelson Mandela'nın üçüncü eşi ve Mozambik Cumhurbaşkanı Samora Machel eski dul eşidir. Graça Machel, kadın ve çocuk hakları için uluslararası bir savunucusu olan ve 1997 yılında insani çalışmalarından dolayı bir İngiliz dame unvanına terfi ettirildi. Graça Machel iki farklı ülkenin tek first lady'si olarak dünyada bu konuda bir ilk olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme</span>

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, 16 Aralık 1966'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve 3 Ocak 1976 itibarıyla yürürlüğe giren çok taraflı bir antlaşmadır. Sözleşmeyle, taraf devletler bireylere işçi hakları, sağlık hakkı, eğitim hakkı ve yeterli bir yaşam standardı hakkı dahil olmak üzere çeşitli ekonomik, sosyal ve kültürel haklar verilmesine yönelik çalışmayı taahhüt etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi</span>

Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, 16 Aralık 1966'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve 23 Mart 1976 itibarıyla yürürlüğe giren çok taraflı bir antlaşmadır. Sözleşme, taraf devletlerin bireylerin yaşama hakkı, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplantı özgürlüğü, seçim hakları ve adil yargılanma hakları dahil, sivil ve siyasal haklarına saygı göstermelerini taahhüt eder. Sözleşmede 3 ek protokol vardır. Bu protokollerden 1. protokol olan seçmeli protokoldür ve bu protokolle bireysel başvuru usulüyle denetim getirilmiştir. 2012 itibarıyla 167 devlet Sözleşmeye taraf olmuştur.

Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar; eğitim hakkı, barınma hakkı, yeterli bir yaşam standardı hakkı, sağlık hakkı ve bilim ve kültür hakkı gibi sosyoekonomik insan haklarıdır. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, uluslararası ve bölgesel insan hakları güvenceleri ile tanınmış ve koruma altına alınmıştır. Üye ülkeler söz konusu haklara saygı göstermek, korumak, gerçekleştirmek ve gerçekleşmesini sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak konularında hukuken sorumludurlar.

Uluslararası Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü, BM'nin kadın sünnetini ortadan kaldırma çabalarının bir parçası olarak 6 Şubat'ta düzenlenen, Birleşmiş Milletler sponsorluğundaki yıllık farkındalık günüdür. İlk olarak 2003 yılında tanıtıldı.

<span class="mw-page-title-main">İsviçre'de insan hakları</span>

Avrupa'nın en eski demokrasilerinden biri olan İsviçre'de insan haklarına çok saygı duyulmaktadır. İsviçre, genelde sivil özgürlüklere ve siyasi haklara göre yapılan uluslararası sıralamalarda ilk sırada ya da en başlarda yer almaktadır. İsviçre, anayasasında insan haklarını ülkenin değer sisteminde en önemli pozisyona koymaktadır. 2016-2019 yılları için İsviçre Federal Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışı politika stratejisinde; barış, karşılıklı saygı, eşitlik ve ayrım gözetmeme İsviçre'nin uluslararası ilişkilerinde temelde yatmaktadır.

Uluslararası insan hakları hukuku, insan haklarını sosyal, bölgesel ve yerel düzeylerde geliştirmek için tasarlanmış uluslararası hukuk bütünüdür. Bir uluslararası hukuk biçimi olarak, uluslararası insan hakları hukuku, öncelikle egemen devletler arasında, üzerinde anlaşmaya varan taraflar arasında bağlayıcı yasal etkiye sahip olmayı amaçlayan antlaşmalardan oluşur; ve geleneksel uluslararası hukuk kapsamındadır. Diğer uluslararası insan hakları belgeleri, yasal olarak bağlayıcı olmamakla birlikte, uluslararası insan hakları hukukunun uygulanmasına, anlaşılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunur ve bir siyasi yükümlülük kaynağı olarak kabul edilir.

Mülteci hukuku, devletlerin mültecilere karşı sahip olduğu hak ve görevlerle ilgilenen uluslararası hukukun dalıdır. Mülteci hukuku ile uluslararası insan hakları hukuku veya insancıl hukuk arasındaki ilişki konusunda uluslararası hukuk uzmanları arasında görüş ayrılıkları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Gıda hakkı</span>

Gıda hakkı ve varyasyonları, insanların kendilerini onurlu bir şekilde besleme hakkını koruyan bir insan hakkı olup, yeterli gıdanın mevcut olmasını, insanların buna erişme imkanına sahip olmasını ve bireyin beslenme ihtiyaçlarını yeterince karşılamasını ifade eder. Gıda hakkı, tüm insanların açlık, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme'den uzak olma hakkını korur. Gıda hakkı, hükûmetlerin isteyen herkese ücretsiz gıda dağıtma yükümlülüğü ya da beslenmeye hakkı olduğu anlamına gelmez. Ancak, insanlar kendi kontrolleri dışındaki nedenlerle, örneğin gözaltında tutuldukları için, savaş zamanlarında veya doğal afetlerden sonra gıdaya erişimden mahrum kalırlarsa, bu hak hükûmetin doğrudan gıda sağlamasını gerektirir. Bu hak, Nisan 2020 itibarıyla 170 devletin taraf olduğu Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'den türetilmiştir. Sözleşmeyi imzalayan devletler, yeterli gıda hakkının hem ulusal hem de uluslararası düzeyde aşamalı olarak tam olarak hayata geçirilmesi için mevcut kaynaklarının azamisini kullanarak adım atmayı kabul etmektedir. Toplam 106 ülkede gıda hakkı ya çeşitli biçimlerde anayasal düzenlemeler yoluyla ya da gıda hakkının korunduğu çeşitli uluslararası anlaşmaların yasalarda doğrudan uygulanabilirliği yoluyla uygulanmaktadır. 1996 Dünya Gıda Zirvesi'nde hükûmetler gıda hakkını yeniden teyit etmiş ve 2015 yılına kadar 840 milyon olan aç ve yetersiz beslenen insan sayısını yarı yarıya azaltarak 420 milyona indirmeyi taahhüt etmişlerdir. Ancak bu sayı geçtiğimiz yıllarda artmış ve 2009 yılında dünya çapında 1 milyardan fazla yetersiz beslenen insanla kötü bir rekora ulaşmıştır. Ayrıca, gizli açlık - çocuklarda bodur bedensel ve zihinsel büyümeye neden olabilen mikro besin eksiklikleri - çekenlerin sayısı dünya çapında 2 milyardan fazladır. Uluslararası hukuka göre devletler gıda hakkına saygı göstermek, bu hakkı korumak ve yerine getirmekle yükümlü olsalar da, bu insan hakkına ulaşmadaki pratik zorluklar, dünya genelinde yaygın gıda güvensizliği ve Hindistan gibi ülkelerde devam eden davalar ile ortaya konmaktadır. Gıda ile ilgili en büyük sorunların yaşandığı kıtalarda - Afrika, Asya ve Güney Amerika'da sadece gıda kıtlığı ve altyapı eksikliği değil, aynı zamanda yanlış dağıtım ve gıdaya yetersiz erişim de söz konusudur. İnsan Hakları Ölçüm Girişimi dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin gıda hakkını gelir düzeylerine göre ölçmektedir.