Çocuk, bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan. Genellikle konuşma ve yürüme kabiliyetleri kazanıldıktan sonra çocukluğun başladığı; cinsel gelişimin başladığı ergenlik dönemi ile birlikte çocukluk döneminin bittiği kabul edilir. Ama bu tanımlamalar görecelidir ve kesin sınırları yoktur. Birleşmiş Milletlerin raporlarında 0-18 yaş arasındaki insanlar çocuk kabul edilirler. Bunun haricinde çocuk kelimesi sıklıkla evlat anlamında da kullanılır.
İşkence, ister fiziksel olsun ister ruhsal, bir göz korkutma, caydırma, intikam alma, cezalandırma veya bilgi toplama amacı olarak bilinçli şekilde insanlara ağır acı çektirmekte kullanılan her türden faaliyetlerdir.
Ensest, yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkidir. Çoğu kültürde ensest bir tabudur.
İstismar, Türkçeye Arapçadan geçen ve sözlük anlamı olarak iyi niyeti kötüye kullanma, sömürme anlamına gelen bir sözcüktür.
Çocuk istismarı bir çocuğa bir yetişkin tarafından fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır. Ayrıca çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmali ile çoğu zaman aynı anlama gelir. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."
Cinsel istismar, kişinin başkaları tarafından cinsel olarak kötüye kullanılması, suistimal edilmesi, istemediği halde başkalarının cinsel yönelimlerine hedef olması durumudur. Her cinsiyetten, her sosyal sınıftan ve meslek grubundan kişiler cinsel istismara uğrayabilmektedir ancak genel olarak kadınların ve çocukların cinsel istismara daha çok maruz kaldıkları söylenebilir.
Cinsel ilişki, cinsel birleşme, çiftleşme, vajinal seks veya sadece seks, bir erkeğin sertleşmiş penisinin, uyarılmış bir kadın vajinasının içine girmesini kapsayan, cinsel zevk ya da üreme amaçlı yapılan bedensel ilişkidir. Bunun yanı sıra, diğer penetrasyon tehlikesi içeren anal seks, oral seks, parmaklama, dildo kullanma gibi cinsel aktiviteler de eşcinsel veya heteroseksüel olmasına bakılmaksızın bir cinsel birleşme olarak kabul edilirler.
Pedofili ya da sübyancılık, belirli yaştaki bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık. Bu rahatsızlığa sahip kişilere pedofili ya da sübyancı denir. Bu terimi daha iyi tanımlayabilmemiz için ICD kodları ve DSM kodları mevcuttur. DSM-V verilerine göre pedofili, "Ergenlik öncesi çocuklara karşı 6 ay boyunca tekrar eden, şiddetli, önüne geçilemez cinsel dürtüler." olarak tanımlanır ve yine DSM-V verilerine göre bir kişiye pedofili tanısı koyulabilmesi için en az 16 yaşında ve ilgi duyduğu çocuklar 11 yaşından küçük olmalıdır. Ek olarak da geç adolesan dönemindeki birisiyle 12 ve 13 yaşındaki bir kişinin birlikteliği pedofili olarak tanımlanmamaktadır. Burada dikkat etmek gerekir ki, adolesan dönem insanlarda 25 yaşına kadar sürmektedir. Ortalama ergenliğe girme yaşı da kızlar için 9 - 11 yaş arası, erkekler için 11'dir. Kızlar da 14 yaşlarına girdiklerinde genellikle pubertal dönemden çıkmış olurlar. Bu konuda ICD kaynağı olarak en detaylı yazıda pedofili, özellikle veya çoğunlukla 11 yaş ve altına duyulan cinsel çekim olarak tanımlanır. Ancak tıbbi tanı olarak 13 yaş sınır olarak kullanıldığı, DSM verilerindeki gibi en az 16 yaşında olup, karşısındaki kişinin 11 yaş ve altında olması gerektiği de belirtilir. ICD bu konularda çok kısa ve yetersiz bilgi verdiği için kaynak olarak DSM verilerini kullanmak daha doğrudur.
Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır.
Çocuk pornografisi, genel anlamda 18 yaş altındaki kız ve erkek çocuklarının cinsel istismarını içeren filmler ve fotoğraflardan oluşan, uluslararası olarak da yasaklanmış olan pornografi türüdür. Bu tür filmlerin ve fotoğrafların çekilmesi, üretilmesi, indirilmesi, dağıtılması, paylaşılması cezası ağır olan bir suçtur. Çocuk pornosu ise çocukların pornografi aracı olarak kullanıldığı yayınlardır. Yayınlar birçok ülkede yasa dışı olmasının yanında sektör büyük bir hızla gelişmektedir. Yılda 2 milyon çocuğun seks kölesi yapıldığı ve pazarın 20 milyar dolara ulaştığı tahmin edilmektedir. Bu durumda sadece polisiye önlemler yetersizdir.
İnsan ticareti, en yaygın şekilde tacirler veya başkaları için cinsel kölelik, zorla çalıştırma ya da cinsel istismar için gerçekleştirilen ticarettir. Bu ticaret aynı zamanda zorla evlilik kapsamında kişilere eş sağlanması amacıyla, organların veya dokuların çıkarılması amacıyla, veya taşıyıcı annelik ya da yumurtaların çıkarılması da dahil olmak üzere bir ülkede/uluslararası alanda yapılabilir. İnsan ticareti baskı yoluyla mağdurun özgür olarak hareketini engellediğinden dolayı kişiye karşı işlenen bir suçtur ve kişilerin istismarı söz konusudur. İnsan ticareti suçunun gerçekleşmesi için mutlaka kişinin bir yerden, başka bir yere hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Cinsel rüşt yaşı, bir kişinin yasal olarak cinsel eylemlerinin bilincinde sayıldığı ve bu eylemlere rıza gösterebildiğinin yasal olarak kabul edildiği en küçük yaştır. Rüşt yaşı, cezai ehliyet yaşı, evlenme yaşı ve seçme yaşı gibi diğer yaş sınırlarından farklı olabilir. Cinsel rüşt yaşı için ülkelere göre yasalar farklılık gösterir: genellikle 15 ile 18 arasında olacak şekilde belirlenmesine karşın, 13'e kadar düşebildiği ve 20'ye kadar çıkabildiği ülkeler bulunmaktadır.
Çocuk fuhşu, cinsel rüşt yaşı sınırının altında reşit olmayan bireyin mali kazanç karşılığında cinsel faaliyetlerde bulunması veya zorlanılmasıdır. Genellikle yaşı küçük olan bireyin yaşı büyük kişilerle yaşadığı yasal olmayan cinsel ilişkinin adlandırılışıdır. Bu durum yasalar çevresinde birçok ülkede çocuğun ceza ehliyeti göz önüne alınarak suç teşkil ettiğinden ağır ceza ve yaptırımlar uygulanmaktadır.
Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.
İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi, Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihini konu alır. Sovyetler Birliği'nde eşcinselliğin durumu üç ana dönemde incelenir. Ekim Devrimi sonrası dönemde 1917-1933 arasında homoseksüellik suç olmaktan çıkarılarak eşcinseller kanun önünde önceki ve sonraki döneme göre daha avantajlı bir konuma sahip olmuştur. Bu yılların akabinde Stalin döneminden itibaren kanunlarca "hastalık" olarak nitelendirilmiştir. 1934-1986 yılları arasında yeniden suç kapsamına alınarak kamuoyuna duyurulmaksızın kovuşturma ve hukuki süreçlere tabi tutulmuştur. 1987-1990 yılları arasında ise kamuya açık tartışmalara izin verilmiş; bilim, akademi ve edebiyatta çeşitli konularla ele alınmıştır.
Psikolojik şiddet, failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.
Kadın sığınmaevi, kadına yönelik şiddet olaylarına karşı kadınların varsa çocukları ile birlikte, şiddetten geçici olarak korunmasını sağlamak, bu dönemde şiddet mağdurlarının psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi için açılmış sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Türkiye'de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları'na bağlı toplam 143 kadın sığınmaevi bulunmaktadır.
Evlilik içi tecavüz, eşin rızası alınmadan yapılan cinsel ilişki eylemidir. Rızanın yokluğu tecavüzün oluşması için temel etmendir; fiziksel bir zorlama olmasına gerek yoktur. Evlilik içi tecavüz, bir tür aile içi şiddet ve cinsel istismardır. Tarihe bakınca, cinsel ilişki eşlerin hakkı olsa da bugün dünyanın birçok yerinde eşin rızası alınmadan yapılan seks tecavüz olarak tanımlanıyor.
Irak'ta lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler yoğun oranda ayrımcılığa uğramaktadır. Açık eşcinsel erkeklerin Irak Silahlı Kuvvetleri'nde askerlik hizmetinde bulunmalarına izin verilmemektedir ve hem hemcins evlilikleri hem de medenî birliktelikler kanunen yasaktır. Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde yapılan ayrımcılığı yasaklayan hiçbir yasa yoktur ve LGBT bireyleri sürekli olarak vigilantist şiddete veya namus cinayetlerine maruz kalmaktadır.