Çini
Çini, bir yüzü sırlı, su geçirmez bir tabaka veya cam ile seramiğin ateşle birbirine kaynaştırılması sonucu ortaya çıkan levhadır.
Tarihçe
Etimoloji
Kelimenin aslı Osmanlıca çînî (Çin’e ait, Çin işi) olup porselen sanatını dünyaya tanıtan Çinliler’e izafetle Çin isminden türetilmiştir.
Üretimi
Çini sanatı yapımında öncelikle kaolen, kum ve tebeşir gibi maddeler karıştırılır ve desenlerin işleneceği objeler oluşturulur. Bu maddelerden oluşan hamur şekillendirilerek kuruması için bir süre bekletilir. Arzu edilen sertliğe ulaşan hamura astarlama işlemi yapılır.
Tarihi gelişimi
Çeşitli devir ve bölgelere göre teknik değişiklikler göstererek zenginleşen çininin ilk örnekleri, tuğla üzerine renkli sırın kullanılması ile eski Mısır ve Mezopotamya’da oluşturulmuştur. Sırlı levhaların İslâmiyet’ten önce Uygurlar tarafından kullanılmış olması bu tekniğin Türk sanatındaki köklü geçmişini gösterir. Fakat çini büyük bir teknik çeşitlenme ile sürekli gelişmesini asıl İslâm sanatında ve daha çok da İslâmiyet’ten sonraki Türk sanatında ortaya koymuştur. Özellikle Sâmerrâ kazılarında bulunan Abbâsîler devrine ait yeşil ve sarı sırlı levhalar ile sır üstüne perdah (lüster) tekniğinde koyu kırmızı, kahverengi, sarı ve turuncu boyalarla madenî tozlar kullanılmıştır. Türk çini sanatının tarihi ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılara kadar dayanmaktadır. Bu da çini sanatının bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.[1]
Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları çiniyi mimari süslemelerde sıkça kullanmış, Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasından sonra, çini sanatında Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla yeni bir dönem başlamıştır.
Bursa'nın İznik ilçesinde başlamıştır. Orada yapımı azalınca Kütahya'da yapılmaya başlanmıştır.
İznik Çinisi
İlk Osmanlı dönemi İznik çinileri, Bursa Yeşil Camii ve türbesinde (1421), Bursa Muradiye Camii'nde (1426), Edirne Muradiye Camii (1433) ve Çinili Köşk’te (1472) görülebilmektedir. Bunlar genellikle mozaik veya sırlı boya teknikleri ile üretilmiş çinilerdir. Bu dönem çinilerinde lacivert, mavi, turkuaz, siyah renkleri ağırlıktadır ve daha çok geometrik desenler kullanılmıştır. Bu dönemde, mimaride kullanılan duvar çinilerine kâşi, süs ve mutfak eşyası çinilere ise evâni deniliyordu.
16. yüzyılda İznik'te üretilen çinilerde gerek kalite ve gerekse desen üretiminde büyük gelişmeler olmuş ve Türk çini sanatı en parlak dönemini yaşamıştır. Osmanlı, mozaik gibi teknikleri bırakmış sır altı boya ve sır tekniğini geliştirmiştir. Bunun yanı sıra saray nakkaşhanesinde yeni motifler geliştirilmeye ve üretilmeye başlanmıştır. Kırmızı, yeşil, mavi, lacivert, turkuaz ve kahverenginin kullanımıyla İznik çinilerinde yeni bir devir yaşanmaya başlanmıştır.
Kütahya Çinisi
Kütahya'da ilk çini örnekleri 14. yüzyılın sonlarında görülmeye başlanırken çinide asıl ilerleme İznik'in çini sanatının zirvesinde olduğu 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra başlar. Özellikle İstanbul'un çini ihtiyacını karşılamak için Kütahya'da çini atölyeleri kurulmuş, Osmanlı'nın gerileme dönemiyle beraber İznik'te çinicilik de aynı hızda gerilemeye başlamıştır. 18. yüzyılda çinicilik sanatının İznik'te tamamen kaybolmasıyla Kütahya bu alanda faaliyet gösteren tek yer olmuştur. Osmanlı'da çiniciliğin en güzel ve son örnekleri Hafız Mehmed Emin Efendi'nin elinden çıkmıştır.
Milet işi
Kırmızı hamurdan yapılmış beyaz astarlı Osmanlı dönemi seramikleri milet işi adı altında bilinmektedirler. Ak çini olarak da adlandırılan bu eserlerin bezemeleri siyah, kobalt mavisi, patlıcan moru ve firuze gibi renklerde olabilmektedir.
Haliç işi
Ayrıca bakınız Haliç işi
15. yüzyıl sonuyla 16. yüzyıl başlarında daha çok vazo, kase, tabak, kandil gibi biçimlerde üretilmiş, mavi beyaz Osmanlı seramiği.
Çini yapımı işçiliği
Geleneksel seramik sanatlarından biri olan çini sanatının üretim sürecini ve tekniklerini kapsayan bir mesleki uğraştır. Bu işçilik, yüzyıllardır dünyanın çeşitli bölgelerinde yaygın olarak kullanılan ve zengin bir kültürel mirasa sahip olan bir sanat formudur. Coğrafya dersleri, çini yapımı işçiliğini inceleyerek öğrencilere bu sanatın tarihi, kültürel önemi ve coğrafi dağılımı hakkında kapsamlı bir perspektif sunmayı amaçlar.
Çini, genellikle beyaz, mavi, yeşil ve kırmızı renklerin hakim olduğu seramik bir malzemedir. Çini yapımı işçiliği, kökeni binlerce yıl öncesine dayanan bir sanat formudur. Bu sanatın ilk örneklerine M.Ö. 9. yüzyılda Mezopotamya ve Orta Doğu'da rastlanır. Daha sonra Persler, Araplar ve Moğollar gibi farklı medeniyetlerin etkisiyle çini yapımı işçiliği yaygınlaşmış ve gelişmiştir.
Çini yapımı işçiliği, özellikle Doğu Asya'da büyük bir öneme sahiptir. Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerde çini üretimi ve işçiliği, zengin bir kültürel mirasın parçası haline gelmiştir. Özellikle Ming ve Qing Hanedanlıkları döneminde Çin çini sanatı büyük bir gelişme göstermiş ve dünyanın dört bir yanına yayılmıştır.
Üretim Süreci ve Teknikleri
Çini yapımı işçiliği, karmaşık bir üretim süreci gerektirir ve ustaların dikkatli çalışmalarını gerektirir. Genellikle aşağıdaki adımları içeren bir süreç izlenir:
- Ham Madde Hazırlığı: İlk adım, çini yapımı için gerekli olan ham maddenin hazırlanmasıdır. Bu genellikle kilin özenle seçilmesi ve belirli oranlarda karıştırılmasıyla gerçekleştirilir.
- Şekillendirme: Ham maddenin şekillendirilmesi, çini yapımının temel adımlarından biridir. Bu adımda, çiniye istenilen şekli vermek için ham madde çeşitli tekniklerle şekillendirilir. Bunlar arasında elde şekillendirme, dökme yöntemi, presleme ve tornalama gibi teknikler bulunur. Elde şekillendirme, çini ustalarının elleriyle ham maddeyi yoğurarak istenilen formu vermesini sağlar. Dökme yöntemi, kalıpların kullanıldığı ve ham maddenin kalıplara dökülerek şekillendirildiği bir tekniktir. Presleme ise önceden hazırlanmış olan çini tozunun özel bir pres makinesi kullanılarak sıkıştırılması ve kalıplara yerleştirilmesidir. Tornalama ise çark üzerinde dönen ham maddenin şekillendirilmesini sağlar.
- Kurutma: Şekillendirme işlemi tamamlandıktan sonra, çini parçaları kurumaya bırakılır. Bu süreçte suyun yavaşça buharlaşmasıyla çini parçaları sertleşir ve dayanıklı hale gelir.
- Dekorasyon: Çini yapımının en önemli aşamalarından biri dekorasyon sürecidir. Çini parçaları, farklı renklerde sırlarla veya boya teknikleriyle süslenir. Geleneksel olarak mavi ve beyaz renkler, çini işçiliğinde sıklıkla kullanılır. Bu süreçte çini ustaları, el becerileri ve estetik anlayışlarıyla eşsiz desenler ve motifler oluştururlar. Coğrafi faktörler, çini işçiliği desenlerinde ve motiflerinde kullanılan renklerin ve sembollerin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Örneğin, doğal çevre, yerel kültür ve dini inançlar, çini desenlerinde yansıtılabilir.
- Fırınlama: Dekorasyon tamamlandıktan sonra, çini parçaları fırına yerleştirilir ve yüksek sıcaklıkta pişirilir. Bu işlem, çini parçalarının dayanıklılığını artırır ve sırların parlaklık kazanmasını sağlar.
- Finisaj: Fırından çıkan çini parçaları, soğuduktan sonra son finisaj işlemlerine tabi tutulur. Bu aşamada parçaların kenarları düzeltilir, gerekiyorsa cilalanır veya verniklenir.
Kullanılan Motifler
Çini sanatında kullanılan motifler, genellikle doğadan ve İslami sanatın soyut desenlerinden ilham alır:
- Bitkisel Motifler: Lale, karanfil, sümbül ve gül gibi çiçek motifleri sıkça kullanılır.
- Geometrik Desenler: İslami sanatın önemli bir parçası olan geometrik desenler, çini süslemelerinde de sıkça yer alır. Bu desenler, tekrarlayan ve simetrik şekiller oluşturur.
- Doğa ve Hayvan Motifleri: Kuşlar, ağaçlar ve deniz dalgaları gibi motifler de çini desenlerinde yaygındır. Özellikle İznik çinilerinde bu tür figürler çokça görülür.
Coğrafi Dağılımı
Çini yapımı işçiliği, dünyanın farklı bölgelerinde farklı coğrafi etkiler altında gelişmiştir. İşte çini yapımı işçiliğinin coğrafi dağılımının bazı önemli örnekleri:
- Doğu Asya: Çin, Japonya ve Kore gibi Doğu Asya ülkeleri, çini yapımı işçiliği konusunda büyük bir öneme sahiptir. Özellikle Çin'de Ming ve Qing Hanedanlıkları döneminde çini sanatı büyük bir gelişme göstermiştir. Bu ülkelerde çini, mimari süslemelerde, seramik eşyaların üretiminde ve geleneksel sanat eserlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
- Orta Doğu: Çini yapımı işçiliği, Orta Doğu'da da köklü bir geçmişe sahiptir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İznik çinileri büyük ün kazanmıştır. Aynı zamanda İran'da da çini yapımı işçiliği gelişmiş ve İran çinileri, zengin desenleri ve renkleriyle tanınmıştır.
- Akdeniz Bölgesi: Akdeniz'in çeşitli bölgelerinde de çini yapımı işçiliği yaygın olarak görülmektedir. Özellikle İspanya'nın Endülüs bölgesi, İtalya'nın Sicilya adası ve Portekiz, Akdeniz tarzı çinilerle ünlüdür. Bu bölgelerdeki çiniler genellikle Arap ve İspanyol etkilerini yansıtmaktadır.
- Avrupa: Avrupa'da çini yapımı işçiliği özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda popülerlik kazanmıştır. İngiltere, Fransa, Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde çini üretimi ve işçiliği önemli bir sanayi haline gelmiştir. Delft çinileri, Wedgwood çinileri ve Meissen çinileri gibi ünlü Avrupa çini stilleri bulunmaktadır.
- Amerika: Amerika kıtasında da çini yapımı işçiliği gelişmiştir. Özellikle Meksika ve Kolombiya gibi Latin Amerika ülkelerinde çini sanatı, yerel kültür ve el işçiliğiyle harmanlanarak benzersiz eserler ortaya çıkmaktadır.
Çini yapımı işçiliğinin coğrafi dağılımı, her bölgenin kendine özgü tarzlarının ve tekniklerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Böylece çini, farklı kültürlerin ve coğrafyaların zenginliğini yansıtan bir sanat formu haline gelmiştir.
Çini Sanatının Türk Kültüründeki Önemi
Çini sanatı, Türk kültüründe büyük bir öneme sahiptir. Türk çini sanatı, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ve Türk İslam sanatının önemli bir parçası olan bir sanat formudur. İşte çini sanatının Türk kültüründeki önemini vurgulayan bazı noktalar:
- Mimari Süslemeler: Türk çini sanatı, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde mimari süslemelerde büyük bir rol oynamıştır. Camiler, saraylar, türbeler ve diğer önemli yapılar, çini desenleriyle süslenmiştir. İznik çinileri, Osmanlı mimarisinde sıkça kullanılan ve ünlü olan bir örnektir.
- El Sanatları ve Dekoratif Eşyalar: Türk çini sanatı, el sanatları ve dekoratif eşyaların üretiminde yaygın olarak kullanılmıştır. Çini, tabaklar, vazolar, kâseler, çay takımları ve diğer çeşitli eşyaların üretiminde kullanılan bir malzeme olmuştur. Bu eserler, Türk evlerinde ve müzelerde hala önemli bir yer tutmaktadır.
- Kültürel Mirasın Korunması: Türk çini sanatı, Türk kültürel mirasının önemli bir parçasıdır ve korunması gereken bir değer olarak görülmektedir. Çini ustaları, geleneksel teknikleri ve desenleri kuşaktan kuşağa aktarmışlardır. Türkiye'de çeşitli eğitim ve atölye programları, bu sanatın gelecek nesillere aktarılmasını ve geliştirilmesini desteklemektedir.
- Estetik Değer: Türk çini sanatı, kendine özgü desenleri, canlı renkleri ve zarif hat işçiliğiyle dikkat çeker. İnce işçilik ve estetik değerleriyle Türk çinileri, dünya çapında tanınır hale gelmiştir. Bu sanat, Türk estetiğinin önemli bir temsilcisidir ve Türk kültürünün güzellik anlayışına katkıda bulunur.
- Kültürel Kimlik ve Tanıtım: Türk çini sanatı, Türk kültürünün önemli bir parçası olarak Türkiye'nin tanıtımında etkili olmuştur. Türk çinileri, ülkenin turizm sektöründe popüler bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Yabancı ziyaretçiler, Türk çinilerini ve çini atölyelerini ziyaret ederek Türk kültürünü yakından deneyimleme fırsatı bulmaktadır.[2][3][4][5]
Resim galerisi
Kaynakça
- ^ "Çini Türk-İslâm sanatında zirveye ulaşan en renkli iç ve dış mimari süsleme unsuru.". 14 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2022.
- ^ "GELENEKSEL ÇİNİ USTALIĞI". Kültür Portalı. 27 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ "Çini Sanatı – TKHV". Çini Sanatı – TKHV. 14 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ Avşar, Mezahir; Avşar, Lale (1 Nisan 2014). "ÇİNİ SANATI VE TERMİNOLOJİSİ ÜZERİNE". Kalemişi Geleneksel Türk Sanatları Dergisi. 2 (4): 1-13. doi:10.7816/kalemisi-02-04-01. ISSN 2148-046X. 11 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.
- ^ "TÜRK KÜLTÜRÜNDE İZNİK ÇİNİLERİNİN ÖNEMİ VE GÜNCEL DEĞERLENDİRİLMESİ" (PDF). 11 Mayıs 2023. 7 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 11 Mayıs 2023.