Çin, resmî adıyla Çin Halk Cumhuriyeti (Çince:
Çince, Çin anakarası ve çevresinde yaşayan bir milyardan fazla kişi tarafından konuşulan Eski Çinceden türemiş dillerin oluşturduğu diller grubudur. Dünyadaki her beş kişiden birinin anadili olarak konuştuğu Çince, lehçeleriyle birlikte dünyada en çok konuşulan dildir. Çince ve lehçeleri Büyük Çin olarak adlandırılan Çin anakarası, Hong Kong, Makao, Tayvan ve Malezya, Endonezya, Tayland, Singapur, Myanmar, Vietnam, Güney Kore gibi Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinde konuşulmaktadır. Çince, dünyanın en çok konuşulan dil olmasına bağlı olarak Birleşmiş Milletler'in altı resmî dilinden biridir. Aynı zamanda Çin, Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Makao'nun resmî dilidir.
Tang Hanedanı, Sui Hanedanı'nın ardından Çin'e hüküm sürmüş hanedandır. 618'de Li Shimin, Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurdu. Li Shimin daha çok Tang Hanedanı'nın kurucusu İmparator Taizong olarak bilinir. Çin imparatorlarının en ünlülerinden biridir. Tang Hanedanı döneminde Çin'in komşularının üzerinde çok büyük etkisi vardı ve birçok komşu krallıkları vergiye bağlamıştı. Bununla birlikte Göktürk Kağanlığı 659 yılında, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı ise 744 yılında Tang Hanedanı'nın egemenliği altına girmiştir. Yaklaşık 300 yıl yönetimde kalan Tang Hanedanı zamanında Han Hanedanı'ndan bile daha parlak bir dönem yaşandı. Bu dönemde imparatorluk toprakları genişletildi; değişik ırk, kültür ve dinlerden halklarla ilişkiler kuruldu ve sonradan Batılı toplumları şaşkınlığa uğratacak bir yönetim sistemi kuruldu. Bazı kaynaklarda Tang Hanedanı'nın Çinleşmiş Türk-Tabgaç kökenli olduğu geçmektedir.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Halk Kurtuluş Ordusu (PLA), Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) silahlı kanadı ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin başlıca askeri gücüdür. PLA beş hizmet kolundan oluşur: Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Roket Kuvvetleri ve Stratejik Destek Kuvvetleri. Merkezi Askeri Komisyon'un (CMC) liderliği altındadır ve başkanı başkomutan olarak görev yapmaktadır.
Doğu Türkistan veya Uyguristan, bağlam ve kullanıma bağlı olarak birden çok anlamı olan bir terimdir. Doğu Türkistan, Orta Asya'nın orta bölümünde yer alan Büyük Türkistan'ın doğu kesimidir. "Doğu Türkistan" kavramının coğrafî kapsamı, farklı zamanlarda ve farklı belgelerde hep farklılık göstermiştir; kimi kaynaklara göre Tarım Havzası bölgesini – yani günümüz Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin güney ve batı kesimlerini – kimi kaynaklara göre Xinjiang'ın tümünü kapsar.
Çin coğrafi keşifleri, Çin İmparatorluğu'nun MÖ 2. yüzyıl ile MS 15. yüzyıla kadar ülke dışında karadan veya deniz yoluyla keşfettiği yerleri kapsar.
Çin-Hindistan Savaşı diğer bilinen adıyla Çin-Hindistan Sınır Çatışması, 1962 yılında Çin ile Hindistan arasında yaşanan sınır savaşı.
Çin kültürü, modern dünyadaki en eski jeopolitik varlık olan Çin'in topraklarında yer alan, en zenginleri 10.000 yıl öncesine dayanan, çok çeşitli alanlardaki muazzam ve karmaşık başarıları kapsar. Nitekim günümüz Çin, hanedanların ve siyasi rejim değişiklikleriyle Çin Şi Huang'ın M.Ö. 221 yılında kurduğu Çin İmparatorluğu'nun doğrudan vârisi olarak görülebilir. Pratiklerin, nesnelerin ve kavramların etkili bir şekilde yayılmasına olanak sağlayan bu süreklilik, Çin kültürünün belli unsurlarına bölgesel ve tarihsel farklılıkların ötesine geçen genel bir görünüm kazandırmaktadır. Bu unsurlardan bazı örnekler, mandarin rejiminde ve toplumsal ve ailevi ilişkilerin kavranmasında görünebilen Konfüçyüsçü etkiler ya da Çin dünyası genelinde benimsenmiş felsefi veya metafizik kavramların ve dini pratiklerinin kökeninde bulunan Taoizm damgası. Çin İmparatorluğu'nun prestiji, bu ortak kültürünün Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya'ya yayılmasına katkıda bulunmasının yanı sıra Çin uygarlığını zenginleştirmiş birçok yabancıyı cezbetmiştir. Diğer kültürel başarılar ancak belli bir bölgeye ya da bir döneme özgüdür. Bu açıdan, Çin kültürünün çeşitli alanlarının 19. yüzyıldan beri Batılı nüfuza ve moderniteye yaklaşma biçimi ve küreselleşmeye karşı göstermeye devam ettiği tepki büyük bir ilgi meselesidir. Çin'in ekonomik gelişimi popüler geleneklere ve sanatlara meydan okumaktadır. Nakış veya tiyatro gibi birçok kültür biçimi kaybolma sürecindedir.
Çin, dünyanın en eski ve sürekli öğreti ve felsefi geleneklerinin beşiği olmuştur. Çin'de batıdaki anlamıyla bire bir örtüşen bir din anlayışı hiç olmamıştır. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan düşünce okulları kendi içinde özgün olarak sürekli gelişmiştir. Bu yüzden Çin'de inanç sistemleri olarak Çin kültürünü tarihi boyunca şekillendiren Konfüçyüsçülük, Taoizm ve çok sonradan gelen Budizm düşünce okulları sıralanır. Bu iç içe geçmiş düşünce okulları kendi aralarında kökten farklı bir evren anlayışı taşımazlar ancak klasik anlamıyla batıda ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinden kökten ayrıdırlar. Bu düşünce okulları öncesinde de Çin'in hem toplayıcı ve avcı şamanik toplumlarında hem de yerleşik tarım toplumları döneminde kainatın doğuşuyla ilgili anlatılan masal ve efsanelerde evrenin; klasik dinlerde olduğu gibi bir yaratıcı tarafından yaratılmasından çok her şeye hamile olan ve hiçbir şeyin henüz bir biçimi olmadığı karanlık bulamaç bir şeyden doğduğu inançları yer bulmaktadır. Bu bulamaç, karanlık hiçbir nesnenin henüz şekil almadığı ama her şeye hamile olunan bu hale masallarda Hundun, düşünce okullarında Dao denmektedir. Dao'dan Gök ve Yer yani somut ve soyut olan her şey doğar, yin ve yang değişim ilkeleriyle her şey biçim alır ve dönüşür. Günümüzde Kuantum Kuramı'nın kozmogoni görüşleri Çin'de ortaya çıkan bu evren anlayışına daha yakın durmaktadır. Gök uzayı, yer ise yıldızlar, gezegenler gibi yoğun her şeyi temsil etmektedir. Dao düşünce okulunda Gök ve Yerin ham doğası yani kendiliğindenlik hali olan Zìrán (自然)'a uyması çabasız çabayı uygulaması en uygun yönetim olarak anlatılırken, Konfüçyüsçü okullara göre ise Gök ve Yer ilişkisi hiyerarşik ele alınır, erdem ve görevlere önem verilir, dolayısıyla devletin yönetimi ve halk ile ilişkisi buna uymalıdır anlayışı hakim olmuştur. Çin imparatorları, özellikle Konfüçyüs okuluna göre Gök gibi olmalıydılar ve bu yüzden "Göğün Vekaleti"ni (Tianming) talep edip Çin efsanevi ve geleneksel pratiklerine katılırlardı. Yaygın inanç sistemi bu şekilde kendini gösterirken sonraki yüz yıllarda Batıda ortaya çıkan dinler Çin'de yayılmak istemiş olsa da halk arasında bu inanç sistemleri çok rağbet görmemiştir. Ancak günümüzde sayıları fazla olmasa da Çin'de Hristiyanlık ve müslümanlık da yaşamaktadır. 1949 Mao Zedong devriminden beri Çin, bir ateist ve Marksist kurum olan Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu dönemde bilimsel bir zemini olmayan hiçbir görüşe izin verilmedi. Dini hareketler ve kurumlar önce hükûmet kontrolü altına alındı, sonra Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında baskıya uğradı. Devrimin yumuşama döneminde geleneksel öğretiler ve sonradan gelen dini örgütlere haklar verilmeye başlanmıştır. Hükûmet henüz beş tane öğreti ve dini resmen tanımaktadır: Budizm, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik. 21. yüzyılın başında kurumsal idarelerde Konfüçyüsçülük ve Çin halk gelenekleri giderek daha fazla tanınma kazanmaktadır.
Gan Nehri, Çin'in Jiangxi eyaletinin batısında bulunan bir nehirdir. Nehir Jiangxi'nin başlıca coğrafi omurgasıdır. Nehir, Yangtze'ye bağlanan Poyang Gölü'ne akmaktadır.
Jin, kuzey Çin'de aşağı yukarı 63 milyon insanın konuştuğu Çin dilidir. Dilin coğrafi dağılımı; aşağı Fen Nehri vadisi haricinde Şansi eyaletinin çoğunu, merkez İç Moğolistan'ın büyük bir alanı ve Hebei, Henan ile Şensi eyaletlerindeki bunlara bitişik alanları kapsar. Jin Çincesinin statüsü dilbilimcileri arasında tartışılmaktadır; bazıları Jin'i Mandarin'in bir dalı olarak, bazıları da bundan bağımsız bir Çince dalı olarak sınıflandırmayı tercih eder.
Denizaşırı Çinliler, Çin Halk Cumhuriyeti ya da Çin Cumhuriyeti (Tayvan)'nin dışında yaşayan Çin doğumlu ya da Çin kökenli insanlardır. Büyük Çin Bölgesi'nin dışında yaşayan kısmen Çin kökenli insanlar da kendilerini denizaşırı Çinli olarak sayabilir. Denizaşırı Çinliler, Çin'deki Han etnik çoğunluğundan ya da Çin'deki diğer etnik gruplardan olabilir. Kişi başına göre Singapur, Büyük Çin'in dışındaki en büyük denizaşırı Çinli nüfusuna sahip. Avustralya ise kişi başına Asya'nın dışındaki en büyük denizaşırı Çinli nüfusuna sahip.
Büyük Çin ya da Büyük Çin Bölgesi ; Çin anakarası, Hong Kong, Makao ve Tayvan'ı kolektif olarak kastetmek için kullanılan bir terimdir. Terim birçok çeşitli bağlamda kullanılmaktadır ve politik anlam taşıması gerekmeden sırf ticari ya da kültürel faaliyetlere atfetmek için de kullanılır. Bu coğrafi alanların paylaştığı bağlantılar, ör. Çince televizyon programları, filmler ve müzik, "Büyük Çin"in kültürel boyutuyla bağdaşlaştırılır. Terim ayrıca ticari/ekonomik kalkınmaya atıf olarak kullanılır, ör. "Büyük Çin Bölgesi'nde ekonomik entegrasyon." Terimin kullanımı ayrıca tam olarak kastettiği coğrafi bölgelere göre değişim gösterebilir. "Büyük Çin" terimi, egemenliği kastetmemektedir, ancak yine siyasi çağrışımları önlemek için bunun yerine "Çince konuşan dünya" terimi kullanılır.
Dört Kitap ve Beş Klasik, Çin'de Konfüçyüsçülük hakkında MÖ 300'den önce yazılmış yetkili kitaplardır.
Jean-Baptiste Bourguignon d'Anville, harita yapım standartlarını büyük ölçüde geliştiren Fransız coğrafyacı ve haritacı. Fransa'nın en büyük kartografik koleksiyonunu üreten D'Anville'nin tüm eserleri Fransa kralı tarafından satın alınmıştır. Yaşamı boyunca, büyük ölçüde orijinal araştırmalara dayanan 211 harita ve 78 inceleme yazısı/tez yayımlamış, kıtaların bilinmeyen alanlarını haritalarda boş bırakmış ve seleflerinin yaptığı haritaların aksine, şüpheli bilgileri kaydetmiştir. Haritaları 19. yüzyıl boyunca haritacılıkta referans noktası olarak kaldı ve çok sayıda kâşif ve gezgin tarafından kullanıldı.
Beiyang hükûmeti veya resmî adıyla Çin Cumhuriyeti, 1912-1928 yılları arasında başkenti Pekin'de bulunan Çin Cumhuriyeti hükûmetini ifade eder. Uluslararası alanda meşru Çin hükûmeti olarak tanındı.
Anxi'nin Dört Garnizonu, Tang Hanedanı tarafından 648 ile 658 yılları arasında kurulan Çin askeri garnizonlarıydı. Hint-Avrupa şehir-devletleri Qiuci (Kuçar), Yutian (Hotan), Shule (Kaşgar) ve Yanqi'de (Karaşehir) konuşluydu. Batıyı Pasifize Etme Genel Himayesi'nin merkezi Qiuci'deydi.
Nathu La, Hindistan'ın Sikkim bölgesi ile Çin'in Tibet Özerk Bölgesi arasında bulunan bir dağ geçididir. Geçit, Himalaya Dağları'nda 4.310 metre yükseklikte yer almakta olup antik Çay Atı Yolu'nun bir parçasıdır.
Tibet ile Çin'in Ming hanedanı (1368-1644) arasındaki ilişkilerin kesin doğası belirsizdir. İlişkinin analizi, modern siyasi çatışmalar ve Westphalia egemenliğinin kavramın var olmadığı bir zamanda uygulanmasıyla daha da karmaşıklaşıyor. Çin Halk Cumhuriyeti tarafından yayınlanan bir kitap olan “Çin'in Tibet'inin Tarihsel Durumu” Ming sarayının Tibet liderlerine çeşitli unvanlar vermesine ki bu unvanların haleflerine Ming başkentine seyahat etme olanağı sağlıyordu, Tibetlilerin unvanları tam olarak kabul etmesine ve Ming hanedanının Tibet üzerinde tartışmasız bir egemenliğe sahip olduğunu iddia ediyor. Çin'deki bilim adamları da Tibet'in 13.yy'dan beri Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu ve dolayısıyla Ming İmparatorluğu'nun bir parçası olduğunu savunuyorlar. Bununla birlikte, Turrell V. Wylie, Melvin C. Goldstein ve Helmut Hoffman gibi Çin dışındaki çoğu bilgin, ilişkinin bir hükümdarlık olduğunu, Ming unvanlarının yalnızca nominal olduğunu ifade etti. Tibet'in Ming kontrolü dışında bağımsız bir bölge olarak kaldığını ve basitçe Tibet ile ilişkileri kesen İmparator Jiajing’e(1521-1566) kadar haraç ödediğini söylerler.
Prenses Wencheng 641'de Tibet İmparatorluğu'nun Kralı Songtsen Gampo ile evlenen Tang Hanedanlığı'nın kraliyet klanının küçük bir kolunun üyesiydi. Ayrıca Tibet'te Gyasa veya "Çinli eş" adıyla da bilinir. Bazı Tibet tarihçileri hem Prenses Wencheng'i hem de Songtsen Gampo'nun diğer karısı Bhrikuti'yi bodhisattva Tara'nın fiziksel tezahürleri olarak görüyorlar.