İçeriğe atla

Çin-Türkiye ilişkileri

Çin-Türkiye ilişkileri
Haritada gösterilen yerlerde People's Republic of China ve Turkey

Çin

Türkiye
Diplomatik Misyon
Çin'in Ankara BüyükelçiliğiTürkiye'nin Pekin Büyükelçiliği
Temsilcilik
Büyükelçi Liu ShaobinBüyükelçi Abdulkadir Emin Önen

Çin-Türkiye ilişkileri,[a] Çin ile Türkiye arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri içerir. Çin Komünist Partisi'nin Çin İç Savaşı'nı kazanması ve Çin Halk Cumhuriyeti devletinin 1 Ekim 1949 tarihinde kurulmasından sonra bile Türkiye, İç Savaş'ı kaybetmenin sonucu olarak Tayvan adasına çekilmeye zorunda kalmış Çin Cumhuriyeti devletini "Çin" ülkesinin tek meşru temsilcisi olarak tanımaya devam etti, ancak 4 Ağustos 1971 tarihinde[1] Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti'yle diplomatik ilişkiler kurup "Tek Çin politikası"na uyarınca Çin Cumhuriyeti'yle olan resmî ilişkilerini askıya aldı ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tayvan dahil tüm Çin toprakları üzerindeki egemenliğini tanıdı. Buna rağmen, Türkiye, Çin Cumhuriyeti'yle (Tayvan) yine gayrıresmî, hükümet dışı seviyede ilişkiler sürdürmektedir.

Mevcut durumda Çin'in Ankara'da bir büyükelçiliği ve İstanbul'da bir başkonsolosluğu var; Türkiye'nin ise Pekin'de bir büyükelçiliği ve Guanco, Hong Kong ve Şangay şehirlerinde başkonsoloslukları var.

Tarihçe

Çongçing'deki tarihî Türkiye Elçiliği binası

Modern Çin'in kurucusu kabul edilen askerî ve siyasi lider Çan Kay Şek, Sun Yat-sen'in 1925 yılındaki ölümünden sonra Kuomintang'ın başına geçti.[2] Çan Kay Şek'in başında olduğu Kuomintang, Çin'deki iktidar ve iktidarı kontrol eden savaş beylerine karşı ihtilal başlattı.[3] Kuzey Seferi'nin komutanlığını yapan Çan Kay Şek, 1928'de başarıyla sonuçlanan seferin sonunda başkenti Nankin'e taşıyıp kendi başkanlığında bir milliyetçi hükûmet kurarak 1928-1948 arasında Çin Cumhuriyeti Milliyetçi Hükûmeti'nin önderi olmuştur.

Çan Kay Şek Kuzey Seferi sırasında iş birliği yaptığı Çin komünistlerinin, Mao Zedong yönetiminde başlattıkları Güz Hasadı İsyanı'nı kanlı biçimde bastırdı. Bu olaydan sonra Çin İç Savaşı Çan Kay Şek rejimiyle komünistler arasındaki bir savaşa dönüştü. II. Dünya Savaşı sırasında Japonya Çin'i ele geçirme girişimine başladığında bile komünistlerle milliyetçiler arasındaki mücadele devam etmekteydi. Çan Kay Şek'in savaş sırasında Mançuryalı bir savaş beyi tarafından Şian'a kaçırılıp komünistler aracılığıyla kurtarılmasından sonra Çin Komünist Partisi ile Kuomintang Japonya'ya karşı ittifak kurmuş ve Çan Kay Şek, birleşik cephe ordularının başkomutanı olmuştur. 1945'te Japonya'nın teslim olmasından sonra Çin'de yeniden iç savaş başladı.

1949 yılında, komünistlere karşı Çin'de kontrolü kaybeden milliyetçiler Çan Kay Şek liderliğinde Tayvan'a çekildiler ve Tayvan'da Çin Cumhuriyeti adı altında hakimiyetini sürdürdüler. Çan Kay Şek, hayatının sonuna kadar Çin'in meşru hükûmetinin kendi hükûmeti olduğunu savundu. 1949 yılında Yeni Çin’in (Çin Halk Cumhuriyeti) kuruluşunun başında Soğuk Savaş başladı, o zamanlar Türk hükûmeti siyasi, ekonomik, askerî ve diplomatik alanlarda Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa ile paralel bir Çin politikası uyguladı. Türkiye, Sovyet ve komünizm karşıtı politikanın bir türevi olarak, Çin Halk Cumhuriyeti'ni değil Çin Cumhuriyeti'ni tanımaya devam etti.

1950 yılında, Birleşmiş Milletlerin 83 sayılı Kararı, Çin ve Sovyetler Birliği'nin desteklediği Kuzey Kore kuvvetlerinin Güney Kore'yi işgal etmesinin ardından Güney Kore için askeri yardım talep etti. 5.000 kişilik Türk Tugayı, Birleşmiş Milletler Komutanlığı bünyesinde görev yapan ABD 25. Piyade Tümeni'ne bağlıydı. Türk Tugayı, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun 38. Grup Ordusu unsurlarına karşı Kunu-ri Muharebesi (27-29 Kasım 1950), Kumyangjang-ni Muharebesi (25-26 Ocak 1951) ve Üçüncü Vegas Çatışması (28-29 Mayıs 1953), Çin 50. Ordusunun unsurlarına karşı. Tugay, hem Güney Kore hem de ABD tarafından Birim Alıntıları ile ödüllendirildi.

Japonya, San Francisco Barış Antlaşması ile 1952 yılında Tayvan üzerindeki tüm bölgesel haklarından resmen feragat etti. Tek Çin politikası uyarınca 1971'de Birleşmiş Milletlerin Çin Halk Cumhuriyeti'nin kabulü ve çoğu devletin Tayvan'ı tanımaktan vazgeçmesi ile Çin Cumhuriyeti dış ilişkiler alanında zor durumda kaldı.

Çin-Türkiye diplomatik ilişkileri 1971 yılında ancak tesis edilmiş olsa da çok köklü bir tarihî arka plana sahiptir.[2] İkili ilişkiler tarih boyunca rekabetçi ve biri diğerinden daha üstün olma mücadelesinin hakim olduğu bir zeminde gelişmiştir. Uyumun ve işbirliğinin egemen olduğu dönemler nispeten az olmuştur. Çin'de 1976 yılında Mao'nun ölmesi ve 1979 yılında dışa açılma politikasını başlatmasının ardından Türkiye ile Çin arasında üst düzey ziyaretler de gerçekleşmeye başlamış ise de istikrarlı ikili ilişkiler kurulamamıştır. Çin Halk Cumhuriyeti, 2003 yılı ilk yarıyılı itibarıyla Japonya ve Güney Kore’yi geçerek Asya-Pasifik ülkeleri arasında Türkiye'nin en büyük ticari partneri haline gelmiştir. Ticaret hacminin artmasına paralel olarak, iki ülke arasındaki ilişkiler ivme kazanmıştır.

Çin-Türkiye ilişkileri, 2009’dan itibaren de her alanda optimum seviyeye ulaşırken, 2010 yılında stratejik işbirliği düzeyine yükseltilen iki ülke ilişkileri, karşılıklı üst düzey ziyaretlerin artması ile hareketlilik kazanmış ve ayrı bir boyuta yükselmiştir. Türkiye ve Çin’in son dönemde yakaladıkları büyüme hızları her iki ülkeyi ekonomik anlamda da birbirlerini daha fazla dikkate almaya zorlamaktadır. Çin için Türkiye Balkanlar ve Avrupa’ya bir çıkış kapısı, Orta Doğu ve Orta Asya’da iyi bir ekonomik ortaktır. Türkiye ise Çin’i siyasi, ekonomik ve güvenlik ile ilgili alanlarda karşılıklı ilişkilerin güçlendirilmesi gereken bir partner olarak görmektedir. Türkiye Asya ülkeleri ile ilişkilerini geliştirme konusunda da Çin’in işbirliğine özel bir önem atfetmektedir. Bu bağlamda Türkiye Şanghay İşbirliği Örgütüne büyük bir önem vermektedir. Nitekim Çin, Rusya ve diğer üye ülkelerin desteğiyle Türkiye 6-7 Haziran 2012 tarihlerinde Pekin’de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Zirvesi’nde oybirliğiyle diyalog ortaklığına kabul edilmiştir. 26 Nisan 2013 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'ne Şanghay İşbirliği Örgütünün Diyalog Ortağı Statüsü Tanınmasına İlişkin Muhtıra imzalanmıştır. Söz konusu belge, diyalog ortağı Türkiye ile Şanghay İşbirliği Örgütü arasında başta bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçların önlenmesi ile ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere çeşitli konularda işbirliğinin geliştirmesini öngörmektedir. Bu sayede Türkiye, uluslararası ticaretten güvenlik işbirliğine kadar pek çok alanda ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşıyabileceğini düşünmekte ve ASEAN gibi uluslararası örgütlerle ilişkilerini yoğunlaştırmayı amaçlamaktadır.

İlişkilerdeki en önemli sorun dış ticaretteki makasın Çin lehine gittikçe açılmasıdır. Bu durum ekonomik ve ticari ilişkilerin hükûmetler düzeyinde mercek altına alınması sonucunu doğurmuştur. Türk dış ticaretindeki makasın giderek Çin lehine açılması söz konusudur.

Türkiye, Kıbrıs başta olmak üzere diğer uluslararası sorunlarda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Çin’in desteğini almaya çalışmıştır. Geçmişe göre Çin, Kıbrıs da dahil Türkiye'nin hassasiyet duyduğu konularda daha duyarlı bir tavır almaya çalıştığı, izleyen dönemde Türkiye’nin uluslararası platformlarda artan etkisine paralel olarak Birleşmiş Milletler, G20, ASEAN ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi örgütler bünyesinde iki ülke arasında siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlikle ilgili alanlarda işbirliği imkânı zeminini daha da güçlendirilebileceği ileri sürülmektedir.

Her iki ülke kritik öneme sahip uzun vadeli çıkarların sürdürülebilirliği açısından etkili bir stratejik işbirliği geliştirmektedir. Çok boyutlu şekillenen dünya güç sistematiği içerisinde Çin-Türkiye ilişkilerinin ideal bir noktaya taşınabilmesi için askerî ve kültürel boyut ayrı bir öneme haizdir. Bu noktada, her yıl dönüşümlü düzenlenmesi planlanan Türkiye-Çin Forumu’nun amacı, sorun alanlarını ihmal etmeden yeni dönemde Çin ve Türkiye ikili ilişkilerindeki fırsatlar ve tamamlayıcılık ilişkisini stratejik bir bakış açısı ile Türk ve Çin kamuoyu nezdinde ortaya koymak ve kurumsal, entelektüel bir zemin inşa etmektir.

Temmuz 2009 Urumçi başkaldırıları

Temmuz 2009 Urumçi başkaldırıları, Çin'e bağlı, Doğu Türkistan adıyla da bilinen, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de 5 Temmuz 2009 günü başlayan olaylardır.[4]

Çin medyasına göre çıkan çatışmalarda 137'si Han, 46'sı Uygur, 1'i Hui olmak üzere 184 kişi hayatını kaybetmiş, yaralanmış, 2344 kişi tutuklanmıştır. Dünya Uygur Kongresi lideri Rabiye Kadir ise; Washington'da yaptığı açıklamada Edindiğimiz bilgilere göre ölü sayısı 800'ün üzerinde, kimileri de 4 bin rakamını telaffuz ediyor dedi.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Türkistan'daki olayların vahşet boyutuna vardığını ve olayların bir an evvel engellemesi ve sorumlularının adalet karşısında hesap vermesi gerektiğini kaydetti.[2] Türkiye Lideri Erdoğan ayrıca olayı Türkiye'nin geçici üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne taşıyacaklarını duyurdu. Olayların "iç meselesi" olduğunu savunan ve konseyde veto hakkı bulunan Çin, Türkiye'nin bu girişimine karşı çıktığını açıkladı. Erdoğan, birkaç gün sonra İtalya'da düzenledeği bir basın toplantısında Çin'deki ölümler hakkında "adeta bir soykırım yaşanıyor" ifadesini kullandı.[2] Aynı gün Dışişleri Bakanlığı tarafından Türkiye'nin Çin ile ilişkilerine çok önem verdiğini belirtilerek ve "Türkiye’nin Çin Halk Cumhuriyeti’nin iç işlerine karışmak gibi bir niyeti yoktur, olmamıştır" şeklinde açılama yapıldı.[2] Türkiye Devleti'nin, Çin'e baskı yapması sonucu Çin geri adım atmıştır. Türkiye bölgedeki sorunları yakın takipte izlemektedir.

Kültür ve eğitim

Çin Pekin şehrinde Yunus Emre Enstitüsü'nün bir şubesi vardır.[5] Türkiye'de ise dört tane üniversitede Konfüçyüs Enstitüsü şubeleri bulunmaktadır. Bu enstitüler Çin'in farklı üniversiteleriyle işbirliği ortaklıkları olarak işletilmekte; enstitülerde Çince dersleri verilmekte, Çin kültürüyle ilgili etkinlikler düzenlenmekte ve öğrenci değişimi fırsatları sunulmaktadır. Türkiye'deki şubeler ve bu şubelerin ortakları şunlardır:

Konfüçyüs Enstitüsü'nün Türkiye'deki şubeleri
Türkiye ŞubeKuruluş tarihiÇin Çin'deki işbirliği ortağıKaynak
Boğaziçi Üniversitesi2009Şanghay Üniversitesi[6]
İstanbul Okan Üniversitesi14 Mayıs 2013Pekin Dil ve Kültür Üniversitesi [en][7]
Orta Doğu Teknik Üniversitesi28 Kasım 2008Xiamen Üniversitesi [en][8]
Yeditepe Üniversitesi27 Eylül 2017Nankai Üniversitesi[9]

Ayrıca bakınız

Wikimedia Commons'ta Relations of China and Turkey ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur

Dipnot

  1. ^ Çince (basitleştirilmiş): 中国-土耳其关系; Çince (geleneksel): 中國-土耳其關係; pinyin: Zhōngguó Tǔ'ěrqí guānxì; bu Çince kaynaklarda sık sık "中土关系 / 中土關係 Zhōng Tǔ guānxì" şeklinde kısaltılır.[1]

Kaynakça

  •  İşbu madde Nuraniye Hidayet Ekrem tarafından CC BY-SA 3.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.
  1. ^ a b "中土关系概况" [Çin-Türkiye ilişkilerine kısa giriş] (Çince). Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği. Nisan 2005. 14 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2021. 
  2. ^ a b c d e Sullivan, Lawrence R. (2018). Historical dictionary of Chinese foreign affairs. Lanham, Maryland: Rowman & Littlefield Publishers. ISBN 978-1538111611. 
  3. ^ Lew, Christopher R. (2013). Historical dictionary of the Chinese Civil War (2. bas.). Lanham, Maryland: Rowman & Littlefield Publishers. ISBN 978-0810878730. 
  4. ^ Pekkanen, Saadia M. (2014). Oxford handbook of the international relations of Asia. Oxford: Oxford University Press. ISBN 978-0199916245. 
  5. ^ Türkiye Cumhuriyeti Pekin Büyükelçiliği. "土耳其将在北京开设尤努斯·埃姆雷文化中心 / Yunus Emre Cultural Center in Beijing". 163.com (Çince). 3 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021. 
  6. ^ "Boğaziçi Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü. Hakkımızda". Boğaziçi Üniversitesi. 24 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021. 
  7. ^ "Konfüçyüs Enstitüsü". İstanbul Okan Üniversitesi. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021. 
  8. ^ "Konfüçyüs Merkezi". Orta Doğu Teknik Üniversitesi. 14 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021. 
  9. ^ "Confucius Institute. About Us" (İngilizce). Yeditepe Üniversitesi. 10 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Çin Komünist Devrimi, Çin'in kurulması yolunda, 1934'te imparatorluk içinde başlayan ve Çin-Japon Savaşı ve II. Dünya Savaşı'nı da içine alarak sonuca ulaşan Maocu bir halk devrimidir.

<span class="mw-page-title-main">Çan Kay Şek</span> Tayvanın ilk devlet başkanı

Çan Kay Şek, Çin doğumlu Tayvanlı asker ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Çin-Japon Savaşı</span> 1937 ile 1945 yılları içerisinde Çin ve Japonya arasında süren savaş

İkinci Çin-Japon Savaşı (1937–1945) veya Direniş Savaşı, öncelikle Çin Cumhuriyeti ve Japon İmparatorluğu arasındaki askeri çatışmaydı. Savaş, II. Dünya Savaşı'nın daha geniş Pasifik Cephesi olan Çin Cephesini oluşturuyordu. Savaşın başlangıcı geleneksel olarak 7 Temmuz 1937'de Pekin'de Japon ve Çin birlikleri arasındaki bir anlaşmazlığın tam ölçekli istilaya dönüştüğü Marco Polo Köprüsü Olayı'na tarihlenir. Bazı Çinli tarihçiler, 18 Eylül 1931'deki Japonya'nın Mançurya'yı istilasının savaşın başlangıcı olduğuna inanır. Çinliler ile Japonya İmparatorluğu arasındaki bu geniş çaplı savaş, genellikle Asya'da II. Dünya Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Tayvan'ın siyasi durumu</span>

Tayvan'ın siyasal durumu, Çin İç Savaşı’nın sonucu olarak Çin Halk Cumhuriyeti ile Çin Cumhuriyeti arasında ortaya çıkan çatışma ile ilgilidir. Bu çatışma Tayvan adası, Tayvan’a ait olan adalar ve tarihi olarak Fujian, Guangdong ve Hainan eyaletlerine ait olan adaların statüsü hakkındadır.

<span class="mw-page-title-main">Çin anakarası</span>

Çin anakarası ya da Kıta Çini, Çin Halk Cumhuriyeti'nin doğrudan kontrolü altındaki toprakları ifade etmek için kullanılan jeopolitik bir terimdir. Bu tanım 1949 yılında Çin İç Savaşı'nın sonunda Çan Kay-şek önderliğindeki Kuomintang güçlerini Tayvan'a çekilmesi ve Çin Komünist Partisi'nin tüm anakarayı ele geçirmesinin ardından ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Yunanistan ilişkileri</span>

Çin-Yunanistan ilişkileri, Çin ile Yunanistan topraklarındaki hem tarihî hem de çağdaş devletler arasındaki ilişkileri içerir. Çin-Yunanistan ilişkilerinin en erken kaydı, Yunan tarihçi Ktesias'ın MÖ 5. yüzyılda Serika ülkesi hakkındaki yazılarda yer alır. Çağdaş dönemde Çin Cumhuriyeti, 1947 yılında Yunanistan başkenti Atina'da bir büyükelçilik işletmeye başladı; bunun ardından Çin Halk Cumhuriyeti devleti, 5 Haziran 1972 tarihinde Yunanistan ile ilişkiler kurdu. 2006 yılında iki ülke arasındaki ilişki "Stratejik Ortaklık" seviyesine yükseltildi.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Ermenistan ilişkileri</span>

Çin-Ermenistan ilişkileri, Çin ile Ermenistan arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri kapsar. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Çin Halk Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti devletleri oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Gürcistan ilişkileri</span>

Çin-Gürcistan ilişkileri, Çin ile Gürcistan arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri kapsar. Çin Halk Cumhuriyeti ile Gürcistan devletleri 9 Haziran 1992 tarihinde diplomatik ilişkiler kurdular. Bu zamandan beri iki ülke arasındaki ilişkiler giderek ilerlemiş ve ağırlıklı olarak ekonomik işbirliğine odaklanmıştır. Tiflis'te Çin'in bir büyükelçiliği ve Pekin'de Gürcistan'ın bir büyükelçiliği vardır. 2017 yılında Çin, Gürcistan'ın en büyük dördüncü ticaret ortağı ve Gürcü şarabının en büyük ikinci pazarı konumundaydı. Gürcistan "Tek Çin politikası" konusunda taahhüt göstermiştir ve Çin Cumhuriyeti'ni (Tayvan) tanımamaya ek olarak Çin Cumhuriyeti pasaportunu geçerli bir giriş belgesi olarak da tanımamaktadır. Çin ise Abhazya ile Güney Osetya devletlerini tanımayı reddederek Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne destek göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Belarus-Çin ilişkileri</span>

Belarus-Çin ilişkileri, Belarus ile Çin arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri kapsar. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Belarus Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) devletleri oluşturmaktadır. Belarus'un Pekin'de bir büyükelçiliği ve Şanghay, Guangzhou ve Çongçing şehirlerinde başkonsoloslukları vardır. ÇHC'nin Minsk'te işlettiği bir büyükelçiliği vardır.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Ukrayna ilişkileri</span>

Çin-Ukrayna ilişkileri, Çin ile Ukrayna arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri kapsar. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ve SSCB sonrası kurulmuş Ukrayna devleti oluşturmaktadır. ÇHC ile Ukrayna, 4 Ocak 1992 tarihinde diplomatik ilişkilerin kurulduğunu duyurdu. Çin'in Kiev'de bir büyükelçiliği ve Odessa'da bir başkonsolosluğu var; Ukrayna'nın da Pekin'de bir büyükelçiliği ve Şanghay'da bir başkonsolosluğu vardır.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Moldova ilişkileri</span>

Çin-Moldova ilişkileri, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ile Moldova Cumhuriyeti devletleri arasındaki ikili ilişkileri kapsar. Çin'in Kişinev'de, Moldova'nın da Pekin'de büyükelçiliği var.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Polonya ilişkileri</span>

Çin-Polonya ilişkileri, Çin ile Polonya arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri kapsar. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ve Polonya Cumhuriyeti devletleri oluşturmaktadır. ÇHC'nin Varşova'da bir büyükelçiliği ve Gdańsk'ta bir başkonsolosluğu, Polonya'nın ise Pekin'de bir büyükelçiliği ve Şanghay, Çengdu, Guangzhou ve Hong Kong şehirlerinde başkonsoloslukları var.

<span class="mw-page-title-main">Avusturya-Çin ilişkileri</span>

Avusturya-Çin ilişkileri, Avusturya ile Çin arasında hem tarihî olarak sürdürülmüş hem de günümüzde sürdürülmeye devam eden ikili ilişkileri içerir. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Avusturya Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) devletleri oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk-Çin ilişkileri</span> Arnavutluk ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ikili ilişkiler

Arnavutluk-Çin ilişkileri, tarihî olarak Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasındaki ikili ilişkileri içerirdi; günümüzde ise bu ilişkilerin taraflarını Arnavutluk Cumhuriyeti ile ÇHC devletleri oluşturmaktadır. Pekin'de Arnavutluk, Tiran'da ÇHC büyükelçilikleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bulgaristan-Çin ilişkileri</span>

Bulgaristan-Çin ilişkileri, Bulgaristan ile Çin arasında hem tarihî olarak sürdürülmüş hem de günümüzde sürdürülmeye devam eden ikili ilişkileri içerir. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 4 Ekim 1949 tarihinde kuruldu. Bulgaristan'ın Pekin'de bir büyükelçiliği ve Şanghay'da bir başkonsolosluğu, Çin'in ise Sofya'da bir büyükelçiliği var.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Hırvatistan ilişkileri</span>

Çin-Hırvatistan ilişkileri, Çin ile Hırvatistan arasında farklı alanlarda sürdürülen ikili ilişkileri içerir. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 13 Mayıs 1992 tarihinde kuruldu. Çin'in Zagreb'de bir büyükelçiliği, Hırvatistan'ın ise Pekin'de bir büyükelçiliği ve Hong Kong'da bir başkonsolosluğu var.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Slovenya ilişkileri</span>

Çin-Slovenya ilişkileri, Çin ile Slovenya arasında farklı alanlarda sürdürülen ikili ilişkileri içerir. Çin'in Ljubljana'da bir büyükelçiliği, Slovenya'nın ise Pekin'de bir büyükelçiliği ve Şanghay'da bir konsolosluğu var.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Macaristan ilişkileri</span>

Çin-Macaristan ilişkileri, Çin ile Macaristan arasında farklı alanlarda sürdürülen ikili ilişkileri içerir. Çin'in Budapeşte'de bir büyükelçiliği, Macaristan'ın ise Pekin'de bir büyükelçiliği ve Çongçing, Hong Kong ve Şanghay şehirlerinde başkonsoloslukları var.

<span class="mw-page-title-main">Çekya-Çin ilişkileri</span>

Çek Cumhuriyeti-Çin ilişkileri, Çekya ile Çin arasında farklı alanlarda sürdürülen ikili ilişkileri içerir. Çek Cumhuriyeti'nin Pekin'de büyükelçiliği ve Çengdu, Hong Kong ve Şanghay şehirlerinde başkonsoloslukları var; Çin'inse Prag'da bir büyükelçiliği var.

Hong Kong-Türkiye ilişkileri, Hong Kong ile Türkiye arasındaki dış ilişkilerdir. Türkiye'nin Hong Kong'da bir başkonsolosluğu vardır. Başkonsolosluk 1974 yılında Londra Büyükelçiliğine bağlı olarak açılmış, 1979'da ekonomik sebeplerden ötürü kapanmış, 1991 yılında tekrar faaliyete geçmiştir. Hong Kong'un 1 Temmuz 1997 tarihinde, İngiltere'den Çin Halk Cumhuriyeti'ne devrinden bu yana Başkonsolosluk Pekin Büyükelçiliğine bağlıdır.