İçeriğe atla

Çin'de insan hakları

Çin'de insan hakları, Çin hükûmeti, diğer ülkeler, uluslararası sivil toplum kuruluşları ve iç muhalifler arasındaki bir tartışma konusudur. ABD Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar Çin hükûmetini vatandaşlarının ifade, hareket ve din özgürlüklerini kısıtlamayla suçlamaktadır. Çin hükûmetiyse ülkenin "ulusal kültürü" ve gelişmişlik düzeyi bağlamında siyasi hakların yanı sıra ekonomik ve sosyal hakları da içeren "daha geniş" bir insan hakları tanımını savunmakta[1] ve buna dayanarak ülkede insan hakları alanında gelişme olduğunu iddia etmektedir.[2] Çin bunların yanı sıra anayasasında sadece vatandaşlık haklarını değil, "Dört Ana İlke"nin de yer aldığını; yasal açıdan Dört Ana İlke'nin vatandaşlık haklarından üstün olduğunu, bu nedenle de kendilerine göre bu ilkeler için tehdit oluşturan kişilerin tutuklanmasının yasal zemini olduğunu belirtmiştir. Çin hükûmetine göre bu ilkelere uyan herkes tüm Çin vatandaşlık haklarından yararlanabilir.

Buna karşın çok sayıda insan hakları kuruluşu Çin hükûmetinin insan hakları alanında sorunlar yaşadığını öne sürmüştür. Çin'deki tartışmalı insan hakları konuları arasında idam cezası, tek çocuk politikası ve basın ile din özgürlüklerinin korunmaması bulunmaktadır. Çin hukuk sistemi masumiyet karinesi ve susma hakkının olmaması gibi konulardan dolayı eleştirilmektedir.[3] Eleştirilen bir diğer alan hukou sistemiyle bağlantılı olarak işçi haklarının yokluğu ve kırsal bölgelerde çalışan işçilere karşı yapılan ayrımcılıktır.[4] Din özgürlüğünün yokluğu bağlamında Hristiyan,[5] Tibet Budisti veya Falun Gong inancına sahip vatandaşlara baskı uygulandığına ilişkin iddialar mevcuttur.

Sivil özgürlükler

İfade özgürlüğü

1982 anayasası ifade özgürlüğünü korusa[6] da Çin hükûmeti muhalifleri tutuklatmak için devlet gücünü devirmeye yönelik tahrik ve devlet sırrının korunması suçlamalarına başvurmaktadır.[7] Çin hükûmeti Pekin'deki 2008 Yaz Olimpiyatları sırasında "protesto parkları"nda gösteri yapmak isteyenlere izin vereceğini açıklamış olmasına[8] rağmen yapılan başvuruların çoğu geri çekildi, askıda bekletildi veya reddedildi.[9] Polis bazı başvuruda bulunanları gözaltına aldı.[10]

Basın özgürlüğü

ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House yıllık basın özgürlüğü raporunda Çin'i "özgür değil" biçiminde nitelemiştir.[11] Çinli gazeteci He Qinglian'a göre Çin Komünist Partisi'nin Propaganda Bölümü ülkedeki medya kuruluşlarını yakın takip altında tutmakta ve hükûmeti eleştirenleri cezalandırmakta, böylece medyayı kontrol altında tutmaktadır.[12]

Hareket özgürlüğü

1940'larda yönetimi ele geçiren Komünist Parti planlı bir ekonomiyi uygulamaya koydu. 1958 yılında Mao insanların nerede çalışabileceğini belirleyen bir ikamet izin sistemi getirdi ve vatandaşları "kırsal kesimde çalışan" ve "şehirde çalışan" işçiler olarak ayırdı.[13] Bu sistemin yürürlüğe konulmasının sebeplerinden biri büyük ölçekli şehirleşmenin yol açacağı öngörülen kaosu önlemekti.[14] Hükûmet tarafından belirlenen bölgenin dışında yaşayanlar tahıl dağıtımlarından, işveren tarafından sağlanan konut imkanından veya sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaktı.[15] Eğitim, istihdam ve evlilik gibi diğer konularda da sınırlamalar getirildi.[13] "Kırsal kesimde çalışan" işçiler kendi eyaletleri dışındaki eyaletlerde çalışabilmek için altı onay belgesine ihtiyaç duymaktadır.[16] Polis bu izinlere sahip olmayanlara karşı düzenli olarak baskınlar gerçekleştirmekte, bu kişileri bir müddet cezaevinde tuttuktan sonra kırsal bölgelere geri göndermektedir.[17]

Kasım 2005'te Alberta Üniversitesi'nin Çin Enstitüsü'nden Jiang Wenran bu sistemin modern tarihte en sıkı şekilde uygulanan "apartheid" sistemlerinden biri olduğunu söylemiştir. Wenran'a göre "şehir sakinleri çeşitli sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda yararlanırken Çin nüfusunun çoğunluğunu oluşturan köylülere ikinci sınıf vatandaşlar gibi davranılıyor."[4]

Din özgürlüğü

Çin'de hükûmet dini grupları kontrol etmeye çalışmaktadır. Yasal iki Hristiyan grubun ikisi de Komünist Parti'nin kontrolü altındadır. Papa'ya sadık olan Katolik Kilisesi üyeleri dini faaliyetlerini yer altında sürdürmekte ve hükûmetin zulmüne maruz kalmaktadır.[18] Tibet Budizmi için hükûmet onayı olmadan yeni "yaşayan Buda"ların belirlenmesi yasaklanmıştır ve Dalay Lama'nın halk üzerindeki etkisinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır.[19] Çin hükûmetinin atadığı Pançen Lama, Dalay Lama'ya sadık olanlar tarafından yalancı olarak görülmektedir.[20] 1998 yılında Tibet Budizmi üzerine çeşitli kontrol politikaları yürürlüğe konmuştur. Bu bağlamda gerçekleştirilen uygulamalar arasında Dalay Lama'nın dini bir lider olduğu zorla inkâr ettirilmesi ve keşiş sayısına kota konulması bulunmaktadır.[21] 20 Temmuz 1999 tarihinde hükûmet Falun Gong'u ve tüm "aykırı dinler"i yasaklamış ve bu popüler yeni dini harekete karşı ülke çapında bir baskı kampanyası başlattı.[22] Gazeteci Ian Denis Johnson'a göre hükûmet medya, polis, ordu, eğitim, aile ve işyerleri de dahil olmak üzere toplumun her kesimini Falun Gong'a karşı kullanmaktadır.[23] Uluslararası Af Örgütü işkence, yasadışı tutuklama, zorla çalıştırma ve psikiyatrinin suistimaline yönelik haberlerden dolayı endişesini dile getirmiştir.[24]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Human rights can be manifested differently". China Daily. 12 Aralık 2005. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012. 
  2. ^ "Progress in China's Human Rights Cause in 1996". Mart 1997. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012. 
  3. ^ Belkin, Ira. China's Criminal Justice System: A Work in Progress 19 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Yale Üniversitesi.
  4. ^ a b Luard, Tim (10 Kasım 2005). "China rethinks peasant 'apartheid'". BBC News. 8 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012. 
  5. ^ "Christians and lions". The Economist. 31 Aralık 2011. 10 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ "Citizens of the People's Republic of China enjoy freedom of speech, of the press, of assembly, of association, of procession and of demonstration." [1] 3 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ "China jails rights activist outspoken on Tibet". Reuters. 3 Nisan 2008. 30 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012. 
  8. ^ "China 'to allow Olympic protests'". BBC News. 23 Haziran 2008. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2008. 
  9. ^ Bristow, Michael (18 Ağustos 2008). "China 'yet to approve protests'". BBC News. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2008. 
  10. ^ Andrew Jacobs (20 Ağustos 2008). "Too Old and Frail to Re-educate? Not in China". The New York Times. 22 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2009. 
  11. ^ "Freedom of the Press Report: China". Mayıs 2011. 7 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012. 
  12. ^ [2] 30 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "The Hijacked Potential of China's Internet", English translation of a chapter in the 2006 revised edition of Media Control in China published in Chinese by Liming Enterprises of Taiwan in 2006. Accessed 4 February 2007
  13. ^ a b Macleod, Calum. "China reviews 'apartheid' for 900 m peasants" 22 Eylül 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The Independent, 10 Haziran 2001.
  14. ^ Cheng, T.; Selden, M. (1994). "The Origins and Social Consequences of China's Hukou System". The China Quarterly (139): 644–668.
  15. ^ David Pines, Efraim Sadka, Itzhak Zilcha, Topics in Public Economics: Theoretical and Applied Analysis, Cambridge University Press, 1998, s. 334.
  16. ^ "Chinese apartheid: Migrant labourers, numbering in hundreds of millions, who have been ejected from state concerns and co-operatives since the 1980s as China instituted "socialist capitalism", have to have six passes before they are allowed to work in provinces other than their own. In many cities, private schools for migrant labourers are routinely closed down to discourage migration." "From politics to health policies: why they're in trouble", The Star, 6 February 2007.
  17. ^ "The application of these regulations is reminiscent of apartheid South Africa's hated pass laws. Police carry out raids periodically to round up those tho do not possess a temporary residence permit. Those without papers are placed in detention centres and then removed from cities." Waddington, Jeremy. Globalization and Patterns of Labour Resistance, Routledge, 1999, p. 82.
  18. ^ Hewitt, Duncan (2008-06-15). China: Getting Rich First: A Modern Social History (1. Baskı). Pegasus. ISBN 1-933648-47-3.
  19. ^ "China tells crazy living buddhas to obtain permission before they reincarnate". 26 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2012. 
  20. ^ "World's youngest political prisoner turns 17". The Washington Post. 23 Nisan 2006. 9 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2010. 
  21. ^ Faison, Seth (18 Kasım 1998). "Icy Wind From Beijing Chills the Monks of Tibet". The New York Times. 17 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2010. 
  22. ^ "Search, Human Rights Watch". China.hrw.org. 12 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2011. 
  23. ^ Johnson, Ian, Wild Grass: three portraits of change in modern china, Vintage 8 Mart 2005)
  24. ^ 23 Mart 2000, The crackdown on Falun Gong and other so-called heretical organizations 11 Temmuz 2003 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Uluslararası Af Örgütü

İlgili Araştırma Makaleleri

Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.

<span class="mw-page-title-main">Çin</span> Doğu Asyada bir ülke

Çin, resmî adıyla Çin Halk Cumhuriyeti (Çince:

<span class="mw-page-title-main">Tibet</span> Asyada bir yayla bölgesi

Tibet Orta Asya'da Tibet halkının anavatanı olan bölge. Ortalama 4.900 metrelik yükseltisiyle "Dünyanın Çatısı" diye tanınır. Kuzeyinde Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi ve Qinghai, doğusunda Sichuan, güneyinde Hindistan, Nepal ve Bhutan vardır. Başkenti Lhasa'dır.

<span class="mw-page-title-main">Tibet Özerk Bölgesi</span> Çinde özerk bir bölge

Tibet Özerk Bölgesi ya da Çince ismiyle Xizang Özerk Bölgesi, kısaca Tibet veya Xizang, Güneybatı Çin'de, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC)'ne bağlı eyalet düzeyinde bir özerk bölgedir. Toprakları, geleneksel Tibet bölgesine ait Ü-Tsang ile Kham bölgeleriyle örtüşür.

<span class="mw-page-title-main">Tenzin Gyatso</span>

Tenzin Gyatso, 1950'den beri görevde bulunan 14. Dalay Lama'dır.

<span class="mw-page-title-main">Basın özgürlüğü</span> Çeşitli medya aracılığıyla iletişim ve ifade özgürlüğü

Basın özgürlüğü, haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek özgürlüğüdür. Bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yaparak çoğaltabilmek ve bunları serbest olarak yayımlayıp dağıtabilmek haklarını içerir.

<span class="mw-page-title-main">Falun Gong</span>

Falun Dafa, evrenin karakteristiği olan doğruluk, merhamet ve hoşgörü ilkelerinin rehberliğinde zihinsel ve bedensel gelişimi sağladığını iddia eden bir inanç uygulamasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'nde insan hakları</span> İnsan hakları

ABD'de insan hakları, ABD Anayasası ve anayasada yapılan değişikliklerle korunur.

Suudi Arabistan'da insan hakları, Suudi kraliyet ailesinin egemenliği altında İslam dini hukukuna dayalı olması amaçlanan haklardır. Suudi Arabistan hükûmeti ve Suudi hukuk sistemi, dini ve siyasi azınlıklara, eşcinsellere, mürtedlere ve kadınlara yönelik muamelelerinden ötürü eleştirilmektedir. Suudi Arabistan Krallığı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne göre Ekim 1997'de Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesini onayladı. Suudi Arabistan'da insan hakları Suudi Arabistan Temel Kanununun 26. maddesinde belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Hindistan Savaşı</span>

Çin-Hindistan Savaşı diğer bilinen adıyla Çin-Hindistan Sınır Çatışması, 1962 yılında Çin ile Hindistan arasında yaşanan sınır savaşı.

<span class="mw-page-title-main">Çin'de medya</span>

Çin'de medya, başlıca olarak televizyon, gazeteler, radyo ve dergilerden oluşur. 2000'den beri İnternet de önemli bir medya iletişim aracı olarak gelişmiş ve Çin hükûmetinin gözetiminde tutuluyor.

Çin'de intiharın kültürel uygulama olarak uzun geçmişi vardır. Qu Yuan'ın intiharı vatansever bir eylem olarak kabul edilir ve bunun anılması, yaygın olarak Ejderha Teknesi Festivali'nin temeli olarak düşünülür. Günümüz Çin'de intihar üzerinde çalışmalar, resmi istatistiklerin bazen büyük oranda bağımsız araştırmaların sonuçlarına göre farklılık göstermesine sebep olan siyasi kaygılar nedeniyle oldukça karmaşık bir sorundur. Genel olarak Çin'in komşu ülkeleri Güney Kore ile Japonya'dan daha düşük intihar oranı var. Çin'de bu uygulama ayrıca daha çok kadınların arasında ve en çok Yangtze Havzası'nda yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Sincan yeniden eğitim kampları</span>

Sincan yeniden eğitim kampları ya da Çin Hükûmeti'nin resmi / örtmeceli tanımıyla "Mesleki Beceri Eğitim Merkezleri", Çin Hükûmeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 2014 yılından bu yana işlettiği ve başta Uygur Türkleri olmak üzere çoğunluğu Müslümanlardan oluşan çeşitli etnik gruplara ait insanları tuttuğu kamplardır. Çeşitli devletler ve sivil toplum kuruluşları tarafından "toplama kampları", "enterne kampları" ve "endoktrinasyon kampları" olarak tanımlanan bu kamplar ilk kez Genel Sekreter Şi Cinping'in yönetimi altında 2014 yılında kuruldu. Sert tutumuyla bilinen parti sekreteri Chen Quanguo'nun Ağustos 2016'da özerk bölgenin başkanlığına getirmesinden beri kampların sayısı ve kapsamı görülmemiş bir şekilde yoğunlaştı. Bu kampların gizlice ve yasal sistemin dışında işletildiği, birçok tutuklunun herhangi bir yargılama veya suçlama yapılmadan kamplara alındığı bildirilmiştir. Raporlara göre yerel makamlar bu kamplarda yüzbinlerce Uygur ve diğer etnik azınlıklara ait Müslümanları tutmuştur; bu tutuklamaların amacının aşırılık ve terörizmle mücadele etmenin yanı sıra Çinlileştirme (中国化) olduğu belirtilmektir.

<span class="mw-page-title-main">Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tibet'i ilhakı</span>

Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tibet'i ilhakı, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) devletinin Tibet bölgesi üzerindeki kontrolü kazandığı süreçtir. Bu süreç, Çin Hükûmeti tarafından "Tibet'in barışçıl kurtuluşu", Sürgündeki Tibet Hükümeti tarafından ise "Tibet'in Çin tarafından istilası" olarak anılır. Tibet Hükûmeti'nin uluslararası tanınma kazanma girişimleri, kendi ordusunu modernleştirme çabaları, ÇHC Hükûmeti ile müzakerelerde bulunması ve Ekim 1950'de Batı Kham'a bağlı Qamdo bölgesinde bir askeri çatışmaya katılmasından sonra Tibet Hükûmeti, Ekim 1951'de Çin baskısı altında On Yedi Noktalı Anlaşma'yı en sonunda kabul etti. Tibet'in Çin'e dahil edilme süreci, bazı Batılı gözlemciler tarafından bir ilhak olarak görülür. Çin otoritesine yeni girmiş Tibet'te Tibet Hükûmeti ve Tibet'in toplumsal yapıları başlangıçta muhafaza edildi, ancak 1959 Tibet isyanının sonucu olarak 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso sürgüne kaçtı ve Tibet'in hükûmeti ve toplumsal yapıları çözüldü.

<span class="mw-page-title-main">Ayrımcılık karşıtı yasa</span> Kanun

Ayrımcılık karşıtı yasa veya ayrımcılıkla mücadele yasası çeşitli iş grupları, cinsiyet, cinsel kimlik, ırk, engellilik, inanç veya bireysel siyasi görüşlere dayalı gruplar için korumaları içeren yasalardır. Ayrımcılıkla mücadele yasaları, ayrımcılık türlerine ve bu yasalarla korunan gruplara göre çeşitlilik gösterebilmektedirler. Ayrımcılıkla mücadele yasaları, özellikle belirtilen özelliklerinden dolayı bireylere farklı muamele edilmemesi gerektiği konusunda eşitlik ilkelerine dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti</span>

Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti, Doğu Türkistan'lı Uygur, Kazak ve diğer Türk halklar tarafından sürgünde kurulan bir hükûmet düzenidir ve Doğu Türkistan'ı Çin yönetiminden kurtarılana kadar Doğu Türkistan'ı ve halkını temsil etmeye yetkili tek organ olduğunu iddia eder. Doğu Türkistan Sürgün Hükûmeti, Eylül 2004'te kuruluşundan bu yana ona karşı çıkan Çin tarafından tanınmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çin-Estonya ilişkileri</span>

Çin-Estonya ilişkileri, Çin ile Estonya arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri kapsar. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ve Estonya Cumhuriyeti devletleri oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Avusturya-Çin ilişkileri</span>

Avusturya-Çin ilişkileri, Avusturya ile Çin arasında hem tarihî olarak sürdürülmüş hem de günümüzde sürdürülmeye devam eden ikili ilişkileri içerir. Günümüzde bu ilişkilerin taraflarını Avusturya Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) devletleri oluşturmaktadır.

Uluslararası insan hakları hukuku, insan haklarını sosyal, bölgesel ve yerel düzeylerde geliştirmek için tasarlanmış uluslararası hukuk bütünüdür. Bir uluslararası hukuk biçimi olarak, uluslararası insan hakları hukuku, öncelikle egemen devletler arasında, üzerinde anlaşmaya varan taraflar arasında bağlayıcı yasal etkiye sahip olmayı amaçlayan antlaşmalardan oluşur; ve geleneksel uluslararası hukuk kapsamındadır. Diğer uluslararası insan hakları belgeleri, yasal olarak bağlayıcı olmamakla birlikte, uluslararası insan hakları hukukunun uygulanmasına, anlaşılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunur ve bir siyasi yükümlülük kaynağı olarak kabul edilir.

Li Hongzhi Çinli bir dini liderdir. Amerika Birleşik Devletleri merkezli yeni bir dini hareket olan Falun Gong'un kurucusu ve lideridir. Li, halka açık Falun Gong öğretimine 13 Mayıs 1992'de Changchun'da başladı. Ardından Çin'de dersler verdi ve Falun Gong egzersizleri öğretti.