İçeriğe atla

Çevresel vejetaryenlik

Norte Chico, Şili'de bir ağıldaki keçiler

Çevresel vejetaryenlik, et üretiminin çevreye olan olumsuz etkilerini geride bırakıp sürdürülebilir bir diyet yaratma arzusuyla hareket eden bir vejetaryenlik türüdür. Örneğin, hayvancılığın bütün sera gazı üretiminin %18'inden sorumlu olduğu tahmin edilmektedir.[1] Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin 2019 özel raporunda da et tüketiminin azaltılması savunulmuştur.[2]

Küresel ısınmanın yanı sıra, çevre kirliliği, ormansızlaşma, sürdürülebilirlikten yoksunluk ile su ve toprak kullanımı da hayvancılık konusunda başat sorunlar olarak karşımıza çıkabilecektir.[3][4][5]

Kaynakça

  1. ^ "Key facts and findings" (İngilizce). Food and Agriculture Organization. 29 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2019. 
  2. ^ Schiermeier, Quirin (8 Ağustos 2019). "Eat less meat: UN climate change report calls for change to human diet". Nature. 23 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2019. 
  3. ^ Nemecek, T.; Poore, J. (2018). "Reducing food's environmental impacts through producers and consumers". Science (İngilizce). 360 (6392): 987-992. Bibcode:2018Sci...360..987P. doi:10.1126/science.aaq0216Özgürce erişilebilir. ISSN 0036-8075. PMID 29853680. 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2021. 
  4. ^ Bittman, Mark (27 Ocak 2008). "Rethinking the Meat-Guzzler". The New York Times. 29 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2017 – www.nytimes.com vasıtasıyla. 
  5. ^ Carrington, Damian (10 Ekim 2018). "Huge reduction in meat-eating 'essential' to avoid climate breakdown". The Guardian. 21 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tarım</span> bitki ve hayvan evcilleştirme bilimi.

Tarım veya ziraat, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasını ele alan bilim dalıdır. Diğer bir ifade ile insan besini olabilecek ve ekonomik değeri olan her türlü bitkisel-Hayvansal ürünün bakım, besleme, yetiştirme, koruma ve mekanizasyon faaliyetlerinin tamamı ile durgun sularda veya özel alanlarda yapılan balıkçılık faaliyetlerinin tümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Permiyen</span> Paleozoyik Zamannın altıncı ve son dönemi

Permiyen, jeolojik zaman cetvelinde, yaklaşık 298,9 milyon yıl öncesinden 251,9 milyon yıl öncesine kadar süren ve kayda değer çevresel değişikliklere sahne olan bir jeolojik dönemdir. Bu dönemde kara yaşamında bir dönüşüm görülmesine ek olarak hayvanlar ve bitkilerin evrimsel tarihinde dikkate değer olaylara sahne oldu. Permiyen Dönemi'nin adı, Rusya'da Ural Dağları çevresindeki çalışmalar sırasında, İngiliz jeolog Roderick Impey Murchison tarafından 1841 yılında tarihe kazandırıldı. Permiyen Dönemi, Karbonifer Dönemi ile Triyas Dönemi arasında yer alır ve bu dönemde gerçekleşen çeşitli birçok olaydan dolayı karada yaşayan canlı türlerinin evriminde ve çeşitliliğinde bir dönüm noktası olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">Vejetaryenlik</span> Et içeren gıdaları kullanmayı reddeden yaşam tarzı

Vejetaryenlik ya da etyemezlik, çeşitli nedenlerle et, balık, deniz ürünleri, kümes hayvanları, çift toynaklılar tüketmemeye denir. Ayrıca, hayvan kesiminin tüm yan ürünlerini yemekten kaçınmayı da içerebilir. Et tüketmemenin yanında ayrıca hayvanların ürettiği yumurta, süt, bal vb. ürünleri de yemeyenlere ise veganlar denir. Vejetaryenlik ve veganlığın farkı; vejetaryenlikte bal ve kimine göre süt ile yumurta tüketilirken; veganlar, hiçbir hayvansal ürünü kullanmamaktadırlar. Bunlara istisnâ olarak süt ve süt ürünlerini kullanan lakto-ovo vejetaryenler, ilâveten yumurta yiyip süt ürünlerini tüketmeyen ovo vejetaryenler, diyet süt ürünlerini tüketen, ancak yumurtaları tüketmeyen lakto vejetaryenler vardır.

<span class="mw-page-title-main">İklim değişikliği</span> Dünyanın ortalama sıcaklığındaki mevcut artış ve buna bağlı olarak hava modellerindeki büyük ölçekli değişimler

İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Sera gazları</span> Atmosferde bulunan ve termal kızılötesi aralıktaki radyasyonu emen ve yayan gaz

Sera gazları, Dünya'nın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan kızılötesi radyasyon spektrumu dahilinde belirli dalga boylarındaki radyasyonu emen ve yayan, atmosferin hem doğal hem de antropojenik gaz hâlindeki bileşenleridir. Bu özellikleri nedeniyle, sera etkisine neden olurlar. Su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), nitröz oksit (N2O), metan (CH4) ve ozon (O3) başlıca sera gazlarıdır. Sera gazları olmadan, Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı mevcut ortalama olan 15 °C yerine yaklaşık -18 °C olurdu.

<span class="mw-page-title-main">Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli</span> Bilimsel devletlerarası topluluk

Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli, Birleşmiş Milletlerin iki örgütü Dünya Meteoroloji Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından 1988 yılında insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de iklim değişikliği</span>

Türkiye'de iklim değişikliği, Türkiye iklimindeki değişiklikleri, bu değişikliklerin etkilerini ve ülkenin bu değişikliklere nasıl uyum sağladığını kapsamaktadır. Türkiye'nin yıllık sıcaklıklarının yanı sıra en yüksek sıcaklıkları da yükselmektedir. 2020 yılı, Türkiye'de kayda geçmiş en sıcak üçüncü yıldı. Türkiye, iklim değişikliğinden büyük ölçüde etkilenecek olmakla beraber, şimdiden sert hava koşullarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durumun başlıca tehlikeleri kuraklık ve sıcak hava dalgalarıdır. Türkiye'nin mevcut sera gazı emisyonları, küresel toplamının yaklaşık %1'ine karşılık gelmektedir ve kömüre yoğun bir şekilde devlet desteği yapılması, Türkiye'nin enerji politikası kapsamındadır. Türkiye, Paris Anlaşması'nı Aralık 2015 yılında imzalamıştır. 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren anlaşma, Türkiye tarafından ancak 6 Ekim 2021 tarihinde onaylandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum sağlamasını koordine etmektedir. Nehir havzasındaki su kaynakları ve tarım için iklim değişikliğine uyumu, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından planlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Susan Solomon</span> Amerikalı kimyager

Susan Solomon atmosfer kimyası alanında uzmanlaşmış ve kariyerinin büyük çoğunluğunu NOAA'da çalışarak geçirmiş bilim insanıdır. 2011'den beri Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ne bağlı Ellen Swallow Richards Atmosferik Kimya ve İklim Bilimi Profesörü olarak görev yapmaktadır. Solomon, meslektaşları ile birlikte, ilk defa kloroflorokarbon gazlarının Radikal (kimya) alanındaki tepkime mekanizması ile Antarktika'daki ozon deliğine sebep olduğunu keşfetti.

<span class="mw-page-title-main">Greta Thunberg</span> İsveçli iklim değişikliği aktivisti

Greta Tintin Eleonora Ernman Thunberg, Ağustos 2018'de iklim değişikliği ile savaşılmaya hemen başlanması gerektiği konusunda protestolara başlayan İsveçli bir eylemci. "İklim için okul grevi" ile medyanın dikkatini çekmeye başlayan Thunberg, o zamandan beri iklim aktivistliği yapmaktadır. Medya ile yayılan protestosuna destek olarak, okullar iklim hareketi için greve Kasım 2018’de başlamış ve aynı yılın Aralık ayında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın (COP24) ardından büyüyüp dünyaya yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İklim değişikliğini hafifletme</span> İklim değişikliğini sınırlandırmak için net sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik eylemler

İklim değişikliğinin hafifletilmesi, uzun vadeli küresel ısınmanın ve ilgili etkilerinin büyüklüğünü veya oranını sınırlayan eylemlerden oluşur. İklim değişikliğinin hafifletilmesi genel olarak insan (antropojenik) sera gazı emisyonlarındaki azalmayı içerir. Karbon yutaklarının kapasitesini artırarak da hafifletme sağlanabilir. Etki hafifletme politikaları, insan kaynaklı küresel ısınmayla ilişkili riskleri önemli ölçüde azaltabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tarım</span> Mümkün olduğunca yenilenebilir kaynaklara dayalı tarım

Sürdürülebilir tarım, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden toplumun mevcut gıda ve tekstil ihtiyaçlarını karşılayacak sürdürülebilir yollarla yapılan tarım anlamına gelir. Ekosistem hizmetleri anlayışına dayanabilir. Tarımın sürdürülebilirliğini artırmanın birçok yöntemi vardır. Sürdürülebilir gıda sistemleri içinde tarım geliştirirken, esnek iş süreci ve tarım uygulamalarının geliştirilmesi önemlidir.

Et yeme etiği, hayvan eti yemenin doğru olup olmadığı sorusu, gıda etiğinin bir konusu olarak tartışır. İnsanlar hayvan hakları, et üretiminin çevresel etkileri ve sağlıkla ilgili konular gibi çeşitli nedenlerle et yememeyi tercih ederler. Bazıları sırf etin tadını sevmedikleri için hayvanları kesmenin ahlaki açıdan yanlış veya haksız olduğunu savunur.

<span class="mw-page-title-main">4,2 binyıl olayı</span>

4,2 binyıl olayı, GÖ kuruma olayı. Holosen döneminin en şiddetli iklim olaylarından biridir.Holosen çağındaki mevcut Meghaliyen döneminin başlangıcı olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">İnsanın çevre üzerindeki etkisi</span>

İnsanın çevre üzerindeki etkisi veya çevre üzerindeki antropojenik etki, biyofiziksel ortamlarda ve ekosistemlerde, biyoçeşitlilikte ve doğal kaynaklarda doğrudan veya dolaylı olarak insanlar tarafından neden olunan küresel ısınma, çevresel bozulma, okyanusların asitlenmesi, kitlesel yok oluş, biyoçeşitlilik kaybı, ekolojik kriz, yasak avlanma ve ekolojik çöküş gibi değişikliklerdir. Doğayı toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirmenin şiddetli etkileri, aşırı insan nüfusu artışı ile daha kötü bir hale gelmiştir. İnsanların çevrede hasara yol açan aktivitelerine nüfus artışı, aşırı tüketim, aşırı kullanma, çevre kirliliği ve ormansızlaşma örnek verilebilir. İnsanların yol açtığı bu sorunlardan bazıları, örnek olarak küresel ısınma ve biyoçeşitlilik kaybı, insanlık için bir varoluşsal risk teşkil etmektedir ve aşırı insan nüfusu artışı bu sorunlarla yakından ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Et muadilleri</span>

Et muadilleri, bitkilerden elde edilen ve kıvam, tat olarak ete benzeyen besin ve ürünlerdir. Daha yaygın olarak bitki bazlı et, vegan et, sahte et, et alternatifi, vejetaryen et olarak da bilinir. Vejetaryen mutfağı için özeldir. Et muadilleri, et türlerinin belirleyici niteliklerini veya kimyasal özelliklerini gösterir. Genel olarak et muadilleri, vejetaryen bileşenlerden yapılmış bir yiyecek anlamına gelir. Birçok analog soya bazlı veya glüten bazlıdır, ancak şimdi bezelye proteininden de yapılabilir. Diğer daha az yaygın analoglar arasında mikoprotein gibi bileşenler bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Gıda endüstrisi</span>

Gıda endüstrisi, dünya nüfusu tarafından tüketilen gıdanın çoğunu sağlayan karmaşık, çeşitli işletmelerden oluşan küresel bir ağdır. Gıda endüstrileri terimi, gıda maddelerinin üretimi, dağıtımı, işlenmesi, dönüştürülmesi, hazırlanması, muhafazası, nakliyesi, belgelendirilmesi ve paketlenmesine yönelik bir dizi endüstriyel faaliyeti kapsamaktadır. Günümüzde gıda endüstrisi, büyük ölçüde emek-yoğun olan küçük, geleneksel, aile tarafından yürütülen faaliyetlerden büyük, sermaye-yoğun ve son derece mekanize endüstriyel süreçlere kadar uzanan imalat ile son derece çeşitlenmiştir. Birçok gıda endüstrisi neredeyse tamamen yerel tarıma, ürüne veya balıkçılığa bağlıdır.

İklim değişikliği komplo teorileri, küresel ısınma hakkındaki bilimsel fikir birliğinin, güdülenmiş veriler üretme ya da karşıtlığı bastırma amaçlı komplolara dayandığını iddia eder. Bu fikir birliğine karşı çıkan siyasal ve kamusal tartışmalar üretmeye çalışmak, iklim değişikliğinin yadsınmasında kullanılan bir dizi yöntemden biridir. Komplo teorisyenleri tipik olarak, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin arkasındaki bilimin, dünya çapındaki uzmanca ve cezai suistimal eylemleri yoluyla ideolojik ya da finansal nedenlerle icat edildiğini ya da çarpıtıldığını iddia ederler.

Ecocrop, bir ekinin belirli bir ortam için uygunluğunu belirlemek için kullanılan bir veritabanıydı. Birleşmiş Milletler'e bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından geliştirilen bu sistem, farklı yerlerde ve iklim koşullarında ekin canlılığını tahmin eden bilgiler sağlamıştır. Aynı zamanda bir bitki kataloğu ve bitki büyüme özellikleri olarak da hizmet etti.

<span class="mw-page-title-main">Yapay et</span>

Yapay et veya diğer bilinen adı ile kültürlü et, etin hayvan hücrelerinin in vitro hücre kültürlenmesi yoluyla laboratuvar ortamında üretildiği bir hücresel tarım şeklidir. Yapay et, rejeneratif tıpta öncü olan doku mühendisliği teknikleri kullanılarak üretilmektedir. Jason Matheny, 2000'li yılların başında yapay et üretimi üzerine bir makale yazdıktan sonra bu konsepti popüler hale getirmiştir ve in-vitro et araştırmalarına adanmış dünyanın ilk kar amacı gütmeyen kuruluşu olan New Harvest'ı kurmuştur. Yapay et, İklim değişikliğini hafifletme potansiyelinin yanı sıra yapay et üretiminin çevresel etkilerini, hayvan refahını, gıda güvencesini ve insan sağlığını iyileştirme potansiyeline sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hücresel tarım</span>

Hücresel tarım, geleneksel tarımdan elde edilen protein, yağ ve dokuları üretmek için yeni yöntemler oluşturmayı ve tasarlamayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Bu amaçla, biyoteknoloji, doku mühendisliği, moleküler biyoloji ve sentetik biyolojinin bir kombinasyonunu kullanarak hücre kültürlerinden tarımsal ürünlerin üretimine odaklanır.