İçeriğe atla

Çevresel kaynak yönetimi

Küçülen Aral Denizi, sulama için yönlendirilmiş kötü su kaynakları yönetiminin bir örneğidir.

Çevresel kaynak yönetimi, insan toplumlarının çevre ile etkileşiminin ve üzerindeki etkisinin yönetimidir. Terimin ifade etmiş olabileceği gibi, çevrenin kendisinin yönetimi değildir. Çevre kaynakları yönetimi, ekosistem hizmetlerinin gelecek insan nesilleri için korunmasını ve sürdürülmesini ve ayrıca etik, ekonomik ve bilimsel (ekolojik) değişkenleri göz önünde bulundurarak ekosistem bütünlüğünün korunmasını amaçlamaktadır.[1] Çevresel kaynak yönetimi, ihtiyaçların karşılanması ile kaynakların korunması arasında ortaya çıkan çatışmalardan etkilenen faktörleri belirlemeye çalışır.[2] Bu nedenle çevre koruma, sürdürülebilirlik ve entegre peyzaj yönetimi ile bağlantılıdır.

Önem

Çevresel kaynak yönetimi, Brundtland Komisyonu'nun Ortak Geleceğimiz gibi küresel sosyopolitik çerçevelerini etkileyen çeşitli metinlerdeki yaygınlığından anlaşılacağı üzere artan bir endişe konusudur.[3]Ortak Geleceğimiz çevrenin bütünleşik doğasını ve uluslararası gelişmeyi ve Dünya Gözlem Enstitüsü'nün yıllık Dünyanın Durumu raporlarını vurgulamıştır.

Çevre; davranış, din, kültür ve ekonomik uygulamaları etkileyen insanların, hayvanların, bitkilerin ve farklı yerlerin dünya üzerindeki doğasını belirler.

Kapsam

Kuzeybatı Iowa'daki bu teraslar gibi gelişmiş tarım uygulamaları toprağın korunmasına ve su kalitesinin iyileştirilmesine hizmet edebilir

Çevresel kaynak yönetimine çeşitli açılardan bakılabilir. Biyofiziksel çevrenin hem canlı hem de cansız tüm bileşenlerinin ve tüm canlı türleri ve habitatları arasındaki ilişkilerin yönetimini içerir. Çevre aynı zamanda sosyal, kültürel ve ekonomik çevre gibi insan çevresi ile biyofiziksel çevre arasındaki ilişkileri de içerir. Çevresel kaynak yönetiminin temel boyutları etik, ekonomik, sosyal ve teknolojikdir. Bunlar ilkelerin temelini oluşturur ve kararlar alınmasına yardımcı olur.

Çevresel determinizm, olasılıkçılık ve posibilizm, çevresel kaynak yönetimi kavramında önemlidir.

Çevresel kaynak yönetimi bilim'de; coğrafya, biyoloji, sosyal bilimler, siyaset bilimi, kamu politikası, ekoloji, fizik, kimya, sosyoloji, psikoloji ve fizyoloji dahil olmak üzere birçok alanı kapsar. Bir uygulama ve söylev olarak çevresel kaynak yönetimi (bu alanlarda) aynı zamanda sosyal bilimlerde çalışma konusudur.[4][5]

Yönleri

Ahlâki

Çevresel kaynak yönetimi stratejileri özünde insan-doğa ilişkileri kavramları tarafından yönlendirilir.[6] Etik yönler, çevre ile ilgili kültürel ve sosyal konuları ve çevreye olan değişikliklerle uğraşmayı içerir. “Tüm insan faaliyetleri toplum ve biyo-fiziksel dünya arasındaki belirli ilişki türleri bağlamında gerçekleşir” ve bu nedenle dünyadaki farklı grupların etik değerlerini anlamak büyük önem taşır.[7] Genel olarak, çevre etiği alanında iki düşünce okulu vardır: İnsanmerkezcilik ve Eko-merkezcilik; bunların her biri bir süreç boyunca çevresel kaynak yönetimi stillerinin geniş bir yelpazesini etkiler.[6] Bu stiller, farklı kanıtları, zorunlulukları ve sorunları algılar ve ekonomik sektörler, kültür, hükûmetler ve etik vs. için farklı çözümler, stratejiler, teknolojiler ve roller belirler.[7]

İnsan Merkezcilik

Antroposantrizm, gerçekliği yalnızca insan değerleri açısından değerlendirmeye yönünde bir eğilimdir olarak kabul edilebilir. Batı dinlerinin ana yorumlarına ve sanayileşmiş dünyanın egemen ekonomik paradigmalarına yansıyan bir etiktir.[6] Antroposantrizm doğaya yalnızca insanların yararı için var olan ve insanlığın iyiliği için kullanılacak ve insan yaşam kalitesini iyileştirecek bir meta olarak bakar.[8][9][10] Bu nedenle antroposantrik çevresel kaynak yönetimi, çevrenin yalnızca çevrenin iyiliği için değil, çevrenin ve ekosistem yapısının insanların iyiliği için korunmasıdır.

Eko-merkezcilik

Ekosantristler doğanın gerçek değerine inanırken, insanların hayatta kalmak ve yaşamak için doğayı kullanmaları ve hatta sömürmeleri gerektiğini savunurlar.[11] Ekosantristlerin adil kullanım ve istismar arasında takip ettiği bu ince etik çizgidir.[11] Etik ölçeğin uç noktasında, ekosantrizm, baskın antroposentrik paradigmalara tepki olarak gelişen ekofeminizm ve derin ekoloji gibi felsefeleri içerir.[6] Şu anki haliyle, egemen ekonomik dünya görüşünde önemsenmeyen etik, sosyal ve manevi yönlere özel vurgu yapılarak, doğa ve insan etkinliği arasındaki ilişki hakkında birçok eski ve yeni felsefi tutumu sentezleme girişimidir.[12]

Ekonomi

Bir su toplama sistemi Cebelitarık Kayası'ndan gelen yağmur suyunu kayanın içinde kazılan tanklara götüren borulara toplar.

Ekonomi, doğal ekosistemler içinde çalışır ve onlar tarafından sağlanan mal ve hizmetlere bağlıdır.[13] Çevrenin rolü hem klasik ekonomi hem de neoklasik ekonomi teorilerinde tanınmaktadır, ancak çevre, hükûmet yetkililerinin ekonomik büyümeye verdiği önem nedeniyle ekonomi politikalarında daha düşük bir önceliğe sahiptir.[13] Çevresel sorunların yaygınlığı ile birlikte, birçok iktisatçı, ekonomik sürdürülebilirlik için çevresel sürdürülebilirliğin de bulunması gerekiyorsa, genel sistemin çevre ve ekonomi arasındaki dengenin tanımlanmasına izin vermesi gerektiği fikrini benimsemiştir.[14] Ekonomi politikası oluşturucular doğal çevrenin işlevlerini, özellikle atıklara yutak olması ve hammadde ve kolaylıkların sağlanması için kullanmaya başladılar.[15]

Ekonomistler arasında doğal sermayenin nasıl hesaplanacağı, özellikle kaynakların bilgi ve teknoloji ile değiştirilip değiştirilemeyeceği ya da çevrenin yenilenemeyen ve sınırlı olan kapalı bir sistem olup olmadığı tartışmaları devam ediyor.[16] Ekonomik modeller çevresel kaynak yönetimini etkiler, zira yönetim politikaları doğal sermaye kıtlığı hakkındaki inançları yansıtır. Doğal sermayenin sınırsız ve kolayca ikame edildiğine inanan biri için çevre yönetimi ekonomi ile ilgisizdir.[6] Örneğin, kapalı ekonomik sistemlerin neoklasik modellerine dayanan ekonomik paradigmalar öncelikle kaynak kıtlığı ile ilgilidir ve dolayısıyla çevreyi bir çevresel kaynak yönetimi stratejisi için ekonomik bir dışsallık olarak yasallaştırmayı öngörür.[6] Bu yaklaşım genellikle 'Komuta ve kontrol' olarak adlandırılır.[6] Colby, aralarında 1990'lardan bu yana daha fazla ekolojik ekonomiye doğru bir geçiş de bulunan, ekonomik paradigmaların gelişimindeki eğilimleri belirlemiştir.[6]

Ekoloji

Yavru somon ve alabalıkların Washington'daki Rocky Reach Hydro Projesini güvenli bir şekilde geçmesine izin veren yavru balık bypass sistemini gösteren bir diyagram.
Kanada'daki Quebec Autoroute 73 boyunca çitler.

Ekolojik sistemlerin davranışı ve tepkisi hakkında önemli belirsizliğin kısa vadeli eylem çağrıları ile eşleştirilmesi zor bir gerçeklik teşkil eder ve birçok çevresel kaynak yöneticisi için ortak bir sorun kaynağıdır.[17] Çevrenin bilimsel analizi, ekolojik belirsizliğin çeşitli boyutlarını ele alır.[18] Bunlar arasında şunlar sayılabilir: ekolojik değişkenler arasındaki ilişkilere ilişkin yanlış tanımlamalar veya bilgi eksikliğinden kaynaklanan yapısal belirsizlik; tam olarak bilinmeyen ancak tanımlanmış bir dizi sonuç yaşama olasılığı açısından değerlendirilebilen ve raporlanabilen parametre değerleriyle ilişkili belirsizliğe atıfta bulunan parametre belirsizliği; ve şans veya ilgisiz faktörlerden kaynaklanan "stokastik belirsizlik".[18][19] Uyarlanabilir yönetim, karşıtları olsa da, yüksek düzeyde belirsizlik durumlarıyla başa çıkmak için yararlı bir çerçeve olarak kabul edilir.[20][21][22][23]

Çevresel kaynak yönetiminin arkasındaki ortak bir bilimsel kavram ve itici güç taşıma kapasitesidir. Basitçe söylemek gerekirse, taşıma kapasitesi, belirli bir kaynağın sürdürebileceği maksimum organizma sayısını ifade eder. Taşıma kapasitesi kavramı, tarih boyunca birçok kültür tarafından anlaşılırken, kökleri Malthus teorisine dayanmaktadır. AB'de Su Çerçeve Direktifi'nde bunun bir örneği görülebilir. Bununla birlikte, Batı bilimsel bilgisinin çevresel kaynak yönetimindeki değişkenlerin etkileşiminin bütün karmaşıklığıyla başa çıkmak için genellikle yetersiz olduğu iddia edilmektedir.[24][25] Bu endişeler son zamanlarda, uyarlanabilir eş yönetim topluluk temelli doğal kaynak yönetimi ve geçiş yönetimi gibi yaklaşımlara yansıyan geleneksel bilgi dahil olmak üzere farklı bilgi sistemlerini dahil etmek için çevresel kaynak yönetimi yaklaşımlarındaki bir değişiklikle ele alınmıştır.[26][26][27][28][29][30][31][32]

Sürdürülebilirlik

Çevresel kaynak yönetiminde sürdürülebilirlik, bir kurumun içindeki ve dışındaki ekonomik, sosyal ve ekolojik sistemlerin yönetilmesini, böylece kendisini ve içinde bulunduğu sistemi sürdürebilmesini içerir.[33][34] Bu bağlamda sürdürülebilirlik, sınırlı bir gezegende sonsuz büyüme için rekabet etmek yerine, gelişimin daha fazla kaynak tüketmeden yaşam kalitesini artırmasını ima eder.[35] Çevresel kaynakları sürdürülebilir bir şekilde yönetmek, sürdürülebilirlik değerlerini tüm düzeylerde dışa tasvir eden ve onları çevredeki paydaşlara pekiştiren, bu değerleri aşılayan örgütsel değişiklik gerektirir.[33][34] Sonuç, kurum toplum ve çevre arasında simbiyotik bir ilişki olmalıdır.

Birçok etkili etmen çevresel kaynak yönetimini sürdürülebilirlik konularını dikkate almaya zorlamaktadır. Günümüzün ekonomik paradigmaları doğal çevreyi korumaz, ancak insanların biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetlerine bağımlılığını derinleştirir.[36] Ekolojik olarak, büyük boyutta çevresel bozulma ve iklim değişikliği insanlığın bağlı olduğu ekolojik sistemlerin istikrarını tehdit etmektedir.[34][37][38][39][40][41] Sosyal olarak, zengin ve fakir ve küresel Kuzey-Güney bölünmesi arasında giderek artan fark, temel insan ihtiyaçlarına, haklara ve eğitime erişimin reddedilmesine neden olmakta ve daha fazla çevre tahribatına yol açmaktadır.[34][41][42][43] Gezegenin kararsız durumuna birçok antropojenik kaynak neden olur.[39] Sosyal ve çevresel değişime son derece güçlü katkıda bulunan bir faktör olan modern kurumlar, yüksek düzeyde etkili sonuçlar elde etmek için çevresel kaynak yönetimini sürdürülebilirlik ilkeleriyle uygulama potansiyeline sahiptir.[33][34] Çevresel kaynak yönetimi ile sürdürülebilir gelişme elde etmek için bir kuruluş, sürdürülebilirlik ilkeleri dahilinde, sosyal ve çevresel hesap verebilirlik, uzun vadeli planlama; güçlü, paylaşılan bir vizyon; bütüncül bir odaklanma; gücü daha alt seviyelere dağıtılması ve fikir birliği ile karar verme; geniş paydaş katılımı ve adalet; şeffaflık önlemleri; güven; ve esneklik değerleri de dahil olacak şekilde çalışmalıdır.[33][34][44]

Mevcut paradigma değişimleri

Günümüzün hızlı sosyal ve ekolojik değişiklik ortamına uyum sağlamak için bazı kuruluşlar yeni araçlar ve kavramlar üzerinde denemeler yapmaya başladı.[45][46] Daha geleneksel olan ve hiyerarşik karar almaya bağlı olanlar, etkili katılımı destekleyen yanal karar verme talebiyle uğraşmakta güçlük çekmektedir.[45] İster etik meselesi, isterse sadece stratejik avantaj olsun, kuruluşlar sürdürülebilirlik ilkelerini içselleştirmektedir.[46][47] Dünyanın en büyük ve en kârlı şirketlerinden bazıları sürdürülebilir çevresel kaynak yönetimine geçiyor: Ford, Toyota, BMW, Honda, Shell, Du Port, Sta toil, Swiss Re, Hewlett-Packard ve Unilever.[33][34] Boston Consulting Group tarafından, farklı bölgelerden, iş pozisyonlarından ve sürdürülebilirlik, endüstri ve kuruluşların boyutları ile ilgili uzmanlardan, 1.560 iş liderine ulaşan kapsamlı bir çalışma, sürdürülebilir uygulamanın birçok faydasını ve uygulanabilirliğini ortaya koydu.[47]

Çevresel kaynak yönetiminin sürdürülebilirliğinin iyileşmesine rağmen, kurumsal sürdürülebilirliğin henüz pazarlarda faaliyet gösteren küresel şirketlerin çoğunluğuna ulaşamadığını belirtmek önemlidir.[33][34][44] Kuruluşların çevresel kaynak yönetimi ile sürdürülebilir uygulamaya geçişlerini önleyen üç temel engel: sürdürülebilirliğin ne olduğunu anlayamamak; geçiş için ekonomik olarak uygulanabilir bir durumu modellemekte zorluk çekmek; ve kusurlu bir icra planına sahip olmak veya icra planının olmamasıdır.[47] Bu nedenle, bir kuruluşu çevresel kaynak yönetiminde sürdürülebilirliği benimseyecek şekilde değiştirmenin en önemli kısmı, sürdürülebilirliğin söz konusu kuruluş için ne olduğu konusunda ortak bir vizyon ve anlayış oluşturmak ve iş durumunu netleştirmek olacaktır.[47]

Paydaşlar

Kamu sektörü

Kuzey Karolina'da bataklık kaplumbağalarının aranmasını içeren bir koruma projesi Amerika Birleşik Devletleri Balık ve Yaban Hayatı Servisi ve Kuzey Karolina Yaban Hayatı Kaynakları Komisyonu ve gönüllüleri tarafından yürütülmüştür.

Kamu sektörü, genel devlet sektörünü ve merkez bankası dahil tüm kamu şirketlerini kapsamaktadır.[48] Çevresel kaynak yönetiminde kamu sektörü doğal kaynak yönetimi ve çevre koruma mevzuatlarının uygulanmasından sorumludur.[2][49] Kamu sektörünün çevresel kaynak yönetimindeki geleneksel rolü, kamu adına kalifiye teknisyenler aracılığıyla mesleki muhakeme sağlamaktır.[45] Zorlu çevresel sorunların artmasıyla birlikte kamu sektörünün çevresel kaynakları yönetmek için alternatif paradigmaları incelemesi sağlanmıştır.[45] Bu, kamu sektörünün sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi davranışlarını teşvik etmek için diğer sektörlerle (diğer hükûmetler, özel ve sivil dahil) işbirliği içinde çalışmasına neden oldu.[49]

Özel sektör

Özel sektör özel şirketleri ve hanehalklarına hizmet veren kâr amacı gütmeyen kuruluşları içermektedir.[50] Özel sektörün çevresel kaynak yönetimindeki geleneksel rolü doğal kaynakların geri kazanılmasıdır.[51] Bu tür özel sektör geri kazanım grupları arasında madencilik (mineraller ve petrol), ormancılık ve balıkçılık organizasyonları bulunmaktadır.[51] Özel sektörler tarafından üstlenilen çevresel kaynak yönetimi, kaynak türüne, yenilenebilir veya yenilenemez ve özel ve ortak kaynak olmasına bağlı olarak değişmektedir (ayrıca Müşterekler Trajedisi bölümüne bakınız).[51] Özel sektörden çevre yöneticilerinin de dinamik bir sosyal ve politik ortamda işbirliğini yönetme becerisine ihtiyaçları vardır.[45]

Sivil toplum

Sivil toplum, toplumların gönüllü olarak kendilerini örgütledikleri ve geniş bir çıkar ve ilişki yelpazesini temsil eden derneklerden oluşur.[52] Bunlar toplum temelli örgütleri, yerli halk örgütlerini ve sivil toplum kuruluşlarını (STK)) içerebilir.[52] Güçlü kamuoyu baskısıyla çalışan sivil toplum, kaynak yönetim planlarının, özellikle de arazi yönetim planlarının uygulanmasına karşı yasal haklarını kullanabilir.[45] Sivil toplumun çevresel kaynak yönetimindeki amacı karar verme sürecine halkın katılımı aracılığıyla dahil edilmektir.[45] Halkın katılımı, doğal kaynaklarla ilgili sosyal sorumluluk duygusunu harekete geçirmek için etkili bir strateji olabilir.[45]

Araçlar

Tüm yönetim işlevlerinde olduğu gibi, etkin yönetim araçları, standartları ve sistemleri gereklidir. Bir çevre yönetim standardı veya sistemi veya protokolü, bazı nesnel ölçütlerle ölçülen çevresel etkiyi azaltmaya çalışır. ISO 14001 standardı çevresel risk yönetimi için en yaygın kullanılan standarttır ve Avrupa Eko-Yönetim ve Denetim Programıyla (EMAS) aynı çizgidedir. Ortak bir denetim standardı olarak ISO 19011 standardı bunun kalite yönetimi ile nasıl birleştirileceğini açıklar.

Diğer çevre yönetim sistemleri ISO 14001 standardını temel alma eğilimindedir ve birçoğu bunu çeşitli şekillerde genişletir:

  • Green Dragon Çevre Yönetim Standardı, ISO 14001'in çok zahmetli olabileceği daha küçük kuruluşlar ve ISO 14001'i daha yönetilebilir şekilde adım adım uygulamak isteyen daha büyük kuruluşlar için tasarlanmış beş seviyeli bir EMS'dir,[53]
  • BS 8555, küçük işletmelerin altı yönetilebilir adımda ISO 14001'e geçmesine yardımcı olabilecek aşamalı bir standarttır,
  • Doğal Adım temel sürdürülebilirlik kriterlerine odaklanır ve mühendisliğin, uzun vadede sürdürülemeyen malzeme veya enerji kullanımını azaltmasına yardımcı olur.
  • Doğal Kapitalizm aynı şeyi yapmak için muhasebe reformu ve genel biyomimikri ve endüstriyel ekoloji yaklaşımlarını kullanmayı önerir,
  • ABD Çevre Koruma Dairesi, büyük ölçekli çevre yönetim sistemine uygun olarak tanımladığı birçok hüküm ve standarda sahiptir,[]
  • BM ve Dünya Bankası bir "doğal sermaye" ölçüm ve yönetim çerçevesinin benimsenmesini teşvik etti,[]
  • Avrupa Birliği Eko-Yönetim ve Denetim Programı (EMAS).

Performans denetimi ve tam maliyet muhasebesi kullanarak yukarıdan aşağıya yönetim "sistemleri" oluşturmak yerine basit ayrımlar yapmaya dayanan başka stratejiler de vardır. Örneğin, Ekolojik Akıllı Tasarım, ürünleri sarf malzemeleri, hizmet ürünleri veya dayanıklı ürünler ve satılamaz (kimsenin satın almaması gereken toksik ürünler veya çoğu durumda bunun farkına varmadan satın alınan ürünler) ürünlere böler. Herhangi bir satın alma işleminin kapsamlı sonuçlarından satılamaz olanları ortadan kaldırarak, sistemler olmadan daha iyi çevresel kaynak yönetimi sağlanır.

Son zamanlardaki başarılı vakalar entegre yönetim kavramını ortaya atmıştır. Daha geniş bir yaklaşımı paylaşır ve disiplinlerarası değerlendirmenin önemini vurgular. Tüm vakalara uyarlanamayan ilginç bir kavramdır.[54]

Kaynakça

  1. ^ Pahl-Wost, C. (Mayıs 2007). "The implications of complexity for integrated resource management". Environmental Modelling and Software. 22 (5). ss. 561-9. CiteSeerX 10.1.1.196.1136 $2. doi:10.1016/j.envsoft.2005.12.024. :561
  2. ^ a b Uehara, Thiago Hector Kanashiro; Otero, Gabriela Gomes Prol; Martins, Euder Glendes Andrade; Philippi Jr, Arlindo; Mantovani, Waldir (Haziran 2010). "Pesquisas em gestão ambiental: análise de sua evolução na Universidade de São Paulo". Ambiente & Sociedade. 13 (1). ss. 165-185. doi:10.1590/s1414-753x2010000100011. ISSN 1414-753X. 
  3. ^ World Commission on Environment and Development (2 Ağustos 1987). "Our Common Future, Report of the World Commission on Environment and Development". Development and International Co-operation: Environment. United Nations. General Assembly document A/42/427. 15 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2020. 
  4. ^ Levy, David L (1997). "Environmental management as political sustainability". Organ. Environ. 10 (2). ss. 126-147. doi:10.1177/0921810697102002. 
  5. ^ Prasad, Pushkala; Elmes, Michael (2005). "In the name of the practical: unearthing the hegemony of pragmatics in the discourse of environmental management". J. Manage. Stud. 42 (4). ss. 845-867. doi:10.1111/j.1467-6486.2005.00521.x. 
  6. ^ a b c d e f g h Colby, M.E. (Eylül 1991). "Environmental management in development: the evolution of paradigms". Ecological Economics. 3 (3). ss. 193-213. doi:10.1016/0921-8009(91)90032-A. 
  7. ^ a b Colby 1991, s. 193
  8. ^ White L (Mart 1967). "The historical roots of our ecologic crisis". Science. 155 (3767). ss. 1203-7. Bibcode:1967Sci...155.1203W. doi:10.1126/science.155.3767.1203. PMID 17847526. 15 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  9. ^ Berman, Morris (1981). The Reenchantment of the World. Cornell University Press. ISBN 978-0-8014-9225-9. Erişim tarihi: 31 Ekim 2013. 
  10. ^ Pepper, David; Perkins, John W.; Youngs, Martyn J. (1984). The Roots of Modern Environmentalism. Croom Helm. s. 145. ISBN 978-0-7099-2064-9. 
  11. ^ a b Purser, Ronald E.; Montuori, Alfonso (1996). "Ecocentrism is in the Eye of the Beholder". The Academy of Management Review. 21 (3). ss. 611-613. JSTOR 258993. 
  12. ^ Colby 1991, s. 199
  13. ^ a b Thampapillai, Dodo J. (2002). Environmental economics: concepts, methods, and policies. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-553577-8. 15 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  14. ^ Thampapillai 2002, s. 21
  15. ^ Kneese, Allen V.; Ayres, Robert U.; D'Arge, Ralph C. (1970). Economics and the environment: a materials balance approach. Resources for the Future; distributed by the Johns Hopkins Press, Baltimore. ISBN 978-0-8018-1215-6. 
  16. ^ Daly, Herman E.; Cobb, John B. Jr (1994). For The Common Good: Redirecting the Economy toward Community, the Environment, and a Sustainable Future. Beacon Press. ISBN 978-0-8070-4705-7. 28 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  17. ^ Arvai, Gregory & Ohlson 2006, s. 2413
  18. ^ a b Arvai, J.; Gregory, R.; Ohlson, D. (Aralık 2006). "Deconstructing Adaptive Management: Criteria for Applications to Environmental Management". Ecological Applications. 16 (6). ss. 2411-25. doi:10.1890/1051-0761(2006)016[2411:DAMCFA]2.0.CO;2. hdl:1794/22080. PMID 17205914. 
  19. ^ Arvai, Gregory & Ohlson 2006, s. 2417
  20. ^ Walters, Carl J. (1986). Adaptive management of renewable resources. Macmillan. ISBN 978-0-02-947970-4. 5 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  21. ^ United Nations Environment Programme (1978). Holling, C.S. (Ed.). Adaptive environmental assessment and management. International Institute for Applied Systems Analysis. ISBN 978-0-471-99632-3. 5 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  22. ^ Gunderson, Lance H.; Holling, C.S., (Ed.) (2002). Panarchy Synopsis: Understanding Transformations in Human and Natural Systems. Island Press. ISBN 978-1-55963-330-7. 5 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  23. ^ Walters C, Holling CS (Aralık 1990). "Large-scale management experiments and learning by doing". Ecology. 71 (6). ss. 2060-8. doi:10.2307/1938620. JSTOR 1938620. 15 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  24. ^ Johannes RE (Haziran 1998). "The case for data-less marine resource management: examples from tropical nearshore finfisheries". Trends Ecol. Evol. 13 (6). ss. 243-6. doi:10.1016/S0169-5347(98)01384-6. PMID 21238285. 
  25. ^ Ludwig, D.; Mangel, M.; Haddad, B. (Kasım 2001). "Ecology, conservation, and public policy". Annual Review of Ecology and Systematics. Cilt 32. ss. 481-571. doi:10.1146/annurev.ecolsys.32.081501.114116. 
  26. ^ a b Raymond CM, Fazey I, Reed MS, Stringer LC, Robinson GM, Evely AC (Ağustos 2010). "Integrating local and scientific knowledge for environmental management". J. Environ. Manage. 91 (8). ss. 1766-77. doi:10.1016/j.jenvman.2010.03.023. PMID 20413210. 
  27. ^ Folke, C.; Hahn, T.; Olsson, P.; Nordberg, J. (Kasım 2005). "Adaptive governance of social-ecological systems". Annual Review of Environment and Resources. Cilt 30. ss. 441-473. CiteSeerX 10.1.1.464.445 $2. doi:10.1146/annurev.energy.30.050504.144511. 
  28. ^ Armitage, D.R.; Berkes, F.; Doubleday, N. (2007). Adaptive Co-Management: Collaboration, Learning, and Multi-Level Governance. Vancouver: UBC Press. ISBN 978-0-7748-1383-9. 28 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2020. 
  29. ^ Berkes F (Nisan 2009). "Evolution of co-management: role of knowledge generation, bridging organizations and social learning". J. Environ. Manage. 90 (5). ss. 1692-702. doi:10.1016/j.jenvman.2008.12.001. PMID 19110363. 
  30. ^ Kellert, S.R.; Mehta, J.N.; Ebbin, S.A.; Lichtenfeld, L.L. (2000). "Community natural resource management: promise, rhetoric and reality". Society and Natural Resources. 13 (8). ss. 705-715. doi:10.1080/089419200750035575. 
  31. ^ Blaikie, P. (Kasım 2006). "Is small really beautiful? Community-based natural resource management in Malawi and Botswana". World Development. 34 (11). ss. 1942-57. doi:10.1016/j.worlddev.2005.11.023. 
  32. ^ Geels, F.W. (Aralık 2002). "Technological transitions as evolutionary reconfiguration processes: a multi-level perspective and a case-study". Research Policy. 31 (8–9). ss. 1257-74. doi:10.1016/S0048-7333(02)00062-8. []
  33. ^ a b c d e f Avery, Gayle C.; Bergsteiner, Harald (2010). Honeybees and Locusts: The Business Case for Sustainable Leadership. Allen & Unwin. ISBN 978-1-74237-393-5. 4 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  34. ^ a b c d e f g h Dunphy, Dexter Colboyd; Griffiths, Andrew; Ben, Suzanne (2007). Organizational Change for Corporate Sustainability: A Guide for Leaders and Change Agents of the Future (2.2isbn=9780415287401 bas.). Taylor & Francis. 4 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  35. ^ Costanza, Robert (1991). Ecological Economics: The Science and Management of Sustainability. Columbia University Press. ISBN 978-0-231-07563-3. 4 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  36. ^ Guo Z, Zhang L, Li Y (2010). "Increased dependence of humans on ecosystem services and biodiversity". PLoS ONE. 5 (10). s. e13113. Bibcode:2010PLoSO...513113G. doi:10.1371/journal.pone.0013113. PMC 2948508 $2. PMID 20957042. 
  37. ^ Costanza, Robert; Norton, Bryan G.; Haskell, Benjamin D. (1992). Ecosystem Health: New Goals for Environmental Management. Island Press. ISBN 978-1-55963-140-2. 
  38. ^ "Environment Management Group: Biodiversity". UNEP 1 2010. UNEP. 10 Ağustos 2011. 15 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  39. ^ a b IPCC AR4 SYR (2007). Core Writing Team; Pachauri, R.K; Reisinger, A. (Ed.). Climate Change 2007: Synthesis Report. Contribution of Working Groups I, II and III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. IPCC. ss. 1-22. ISBN 978-92-9169-122-7. 3 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  40. ^ Oreskes N (Aralık 2004). "Beyond the ivory tower. The scientific consensus on climate change". Science. 306 (5702). s. 1686. doi:10.1126/science.1103618. PMID 15576594. 
  41. ^ a b UNEP United Nations Environmental Program, 2002, "Integrating Environment and Development: 1972 – 2002", United Nations.
  42. ^ Barkin, D. (1998). "Riqueza, Pobreza y Desarrollo Sustentable". Mexico: Editorial Jus y Centro de Ecologia y Desarrollo. 20 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  43. ^ "Poverty Reduction and Equity". The World Bank. 10 Eylül 2011. 25 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  44. ^ a b UN Global Compact 2010, 'Blueprint for Corporate Sustainability Leadership', "UN Global Compact", UN Global Compact Office, Pp 2 – 12.
  45. ^ a b c d e f g h Selin. S.; Chavez. D. (Mart–Nisan 1995). "Developing a Collaborative Model for Environmental Planning and Management". Environmental Management. 19 (2). ss. 189-195. Bibcode:1995EnMan..19..189S. doi:10.1007/BF02471990. 
  46. ^ a b Daily, B.F.; Huang, S. (2001). "Achieving sustainability through attention to human resource factors in environmental management". International Journal of Operations & Production Management. 21 (12). ss. 1539-52. doi:10.1108/01443570110410892. 
  47. ^ a b c d Bern, M.; Townend, A.; Khayyam, Z.; Galapagos, B.; Reeves, M.; Hopkins, M.; Auschwitz, N. (2009). "The Business of Sustainability: Imperatives, Advantages, and Actions" (PDF). Boston Consulting Group Report. ss. 4-32. 30 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 
  48. ^ Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), 2006, Glossary of Statistical Terms: Public Sector. Retrieved 23 September 2011.
  49. ^ a b The State of Queensland: Department of Environment and Resource Management (DERM), 2011, What we do. Retrieved 23 September 2011.
  50. ^ Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), 2001, Glossary of Statistical Terms: Private Sector, Retrieved 23 September 2011.
  51. ^ a b c Smith, V.L. (Haziran 1968). "Economics of Production from Natural Resources". American Economic Review. 58 (3 Part 1). ss. 409-413. JSTOR 1813767. 
  52. ^ a b Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), 2007, Glossary of Statistical Terms: Civil Society Organisations. Retrieved 23 September 2011.
  53. ^ "Green Dragon Environmental Standard". Groundwork UK. 27 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2011. 
  54. ^ Billé, R. (2008). "Integrated Coastal Zone Management: four entrenched illusions". S.A.P.I.EN.S. 1 (2). 14 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilirlik</span> insanların doğayla uyum içinde ve devamlı şekilde yaşayabilmesi durumu

Sürdürülebilirlik daimi olma yeteneği olarak adlandırılabilir. 21. yüzyılda genel olarak biyosfer ve uygarlığın bu yeteneğine atfen kullanılır. Aynı zamanda, kaynakların sömürülmesi, yatırımların yönü, teknolojik gelişmenin yönlendirilmesi ve kurumsal değişimin uyum içinde olduğu ve insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu dengeli bir ortamda değişimin sağlanması olarak tanımlanabilir. Bu alanda çalışanların birçoğu için, sürdürülebilirlik birbirine bağlı şu etki alanları ile tanımlanır: çevre, ekonomik ve sosyal; ve bunlar Fritjof Capra'ya göre Sistemsel Düşüncenin prensiplerine dayanmaktadır. Sürdürülebilir gelişmenin alt etki alanları kültürel, teknolojik ve politik olarak kabul edilir. Bazıları için sürdürülebilir gelişme sürdürülebilirlik için ana prensip olmasına karşın diğerleri için bu iki terim paradoksaldır. Sürdürülebilir gelişme gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılama yetisine zarar vermeden günümüzdeki ihtiyaçları karşılayabilen gelişmedir. Sürdürülebilir Gelişme terimi Çevre ve Gelişme Dünya Komisyonu için Brundtland Raporu (1987) tarafından ortaya atılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Doğal çevre</span> Dünya üzerindeki canlı ve cansız varlıklar

Doğal çevre veya doğal dünya, yalnızca doğal yollarla meydana gelmiş canlı ve cansız tüm varlıkları kapsar. Doğal çevre terimi çoğunlukla Dünya ve Dünya'nın bazı bölgeleri için kullanılır. Bu kavram, insanlığın hayatta kalmasını ve ekonomik faaliyetlerini etkileyen tüm canlı türlerinin, iklimin, hava durumunun ve doğal kaynakların etkileşimini kapsamaktadır. Doğal çevre kavramı, aşağıdaki bileşenlerine göre incelenebilir:

Dünya Doğayı Koruma Birliği veya tam adıyla Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği doğal kaynakların korunması amacı ile kurulmuş uluslararası bir organizasyondur. Merkezi Gland, İsviçre'de bulunur. IUCN dünya çapında 160 ülkeden 1.400'ün üzerinde devlet kuruluşu ve sivil toplum örgütünü aynı çatı altında toplamaktadır.

Sürdürülebilir gelişme ya da Sürdürülebilir kalkınma, doğal sistemlerin, ekonominin ve toplumun dayandığı doğal kaynakları ve ekosistem hizmetlerini sağlama yeteneğini sürdürürken, insani gelişme hedeflerine ulaşmak için örgütlenme ilkesidir. Arzulanan sonuç, yaşam koşullarının ve kaynakların, doğal sistemin bütünlüğünü ve istikrarını baltalamaksızın insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için kullanıldığı bir toplumsal durumdur. Sürdürülebilir gelişme, gelecek nesillerin yeterliklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme olarak tanımlanabilir.

Bir Çevresel Yönetim Sistemi "özel çevresel performans bilgilerinin bir firmanın iç ve dış paydaşlarına izlenmesi, özetlenmesi ve raporlanması ve personel eğitimi için prosedürleri ve süreçleri birleştiren bir sistem ve veri tabanıdır". Bir EMS tabanlı en yaygın kullanılan standart, Uluslararası Standardizasyon Örgütü 14001'dir. Alternatifler arasında EMAS mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Çevresel muhasebe</span>

Çevresel muhasebe bir muhasebe alt kümesidir, hedefi ekonomik ve çevresel bilgiyi birleştirmektir. Çevresel muhasebe Entegre Çevresel ve Ekonomik Muhasebe Sistemi ile Ulusal ekonomi seviyesinde veya kurumsal düzeyde yürütülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal sürdürülebilirlik</span>

Sosyal sürdürülebilirlik, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir gelişmeye farklı yaklaşım yollarının en az tanımlanmış ve en az anlaşılmış olanıdır. Sosyal sürdürülebilirlik, kamu diyaloğunda ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe göre çok daha az ilgi görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tarım</span> Mümkün olduğunca yenilenebilir kaynaklara dayalı tarım

Sürdürülebilir tarım, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden toplumun mevcut gıda ve tekstil ihtiyaçlarını karşılayacak sürdürülebilir yollarla yapılan tarım anlamına gelir. Ekosistem hizmetleri anlayışına dayanabilir. Tarımın sürdürülebilirliğini artırmanın birçok yöntemi vardır. Sürdürülebilir gıda sistemleri içinde tarım geliştirirken, esnek iş süreci ve tarım uygulamalarının geliştirilmesi önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">İnsanın çevre üzerindeki etkisi</span>

İnsanın çevre üzerindeki etkisi veya çevre üzerindeki antropojenik etki, biyofiziksel ortamlarda ve ekosistemlerde, biyoçeşitlilikte ve doğal kaynaklarda doğrudan veya dolaylı olarak insanlar tarafından neden olunan küresel ısınma, çevresel bozulma, okyanusların asitlenmesi, kitlesel yok oluş, biyoçeşitlilik kaybı, ekolojik kriz, yasak avlanma ve ekolojik çöküş gibi değişikliklerdir. Doğayı toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirmenin şiddetli etkileri, aşırı insan nüfusu artışı ile daha kötü bir hale gelmiştir. İnsanların çevrede hasara yol açan aktivitelerine nüfus artışı, aşırı tüketim, aşırı kullanma, çevre kirliliği ve ormansızlaşma örnek verilebilir. İnsanların yol açtığı bu sorunlardan bazıları, örnek olarak küresel ısınma ve biyoçeşitlilik kaybı, insanlık için bir varoluşsal risk teşkil etmektedir ve aşırı insan nüfusu artışı bu sorunlarla yakından ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Doğal kaynak yönetimi</span>

Doğal kaynak yönetimi, yönetimin hem mevcut hem de gelecek nesiller için yaşam kalitesini nasıl etkilediğine özellikle odaklanarak, arazi, su, toprak, bitkiler ve hayvanlar gibi doğal kaynakların yönetimidir.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil ekonomi</span>

Yeşil ekonomi, çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı hedefleyen ve çevreyi bozmadan sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomidir. Ekolojik ekonomi ile yakından ilişkilidir, ancak daha politik olarak uygulamalı bir odağı vardır. 2011 UNEP Yeşil Ekonomi Raporunda, "Yeşil olmak için bir ekonominin sadece verimli değil, aynı zamanda adil olması gerekiyor. Adalet, özellikle düşük karbonlu, kaynakları verimli kullanan ve sosyal açıdan kapsayıcı bir ekonomiye Adil Geçişin sağlanmasında küresel ve ulusal düzeyde eşitlik boyutlarının tanınması anlamına gelir." ifadesi kullanıldı.

Ecocity Builders tarafından tanımlanan bir eko-kent veya eko kentin, "doğal ekosistemlerin kendi kendini idame ettiren esnek yapısı ve işlevi üzerine modellenen bir insan yerleşimidir". Basitçe ifade etmek gerekirse, bir eko-kent ekolojik anlamda sağlıklı bir kenttir. Dünya Bankası, ekolojik şehirleri "ekolojik sistemlerin faydalarından yararlanan ve bu varlıkları gelecek nesiller için koruyan ve besleyen entegre kentsel planlama ve yönetim yoluyla vatandaşların ve toplumların refahını artıran kentler" olarak tanımlamaktadır. Mevcut tanımlar arasında evrensel olarak kabul edilmiş bir 'eko-kent' tanımı olmamasına rağmen, bir eko-kentin temel özellikleri üzerinde bazı fikir birlikleri vardır.

Çevre biyoteknolojisi, doğal çevreye uygulanan ve araştıran biyoteknoloji dalıdır. Ayrıca ticari kullanımlar ve işletmeler için biyolojik süreçlerden faydalanılması çalışmalarını da kapsamaktadır. Uluslararası Çevre Biyoteknolojisi Derneği çevre biyoteknolojisini "Kirlenmiş çevresel ortamların iyileştirilmesi ve çevre dostu süreçler için biyolojik sistemlerden yararlanılması, geliştirilmesi ve düzenlenmesi" olarak tanımlamaktadır. Katı, sıvı ve gaz atıkların biyolojik olarak işlenerek çevre kirliliğinin önlenmesi, kirlenmiş çevrenin iyileştirilmesi, çevrenin ve arıtım süreçlerinin biyolojik olarak izlenmesi amaçlarıyla biyolojik organizmaların ve ürünlerinin kullanılmasına dayanan bilimsel ve mühendislik bilgi sistemi olarak da tanımlanabilir.

Maden atıkları, bir cevherin ekonomik olmayan kısmından değerli fraksiyonu ayırma işleminden sonra arta kalan malzemelerdir. Artıklar, bir cevher veya mineral gövdesinin üzerinde yer alan ve madencilik sırasında işlenmeden yer değiştiren atık kaya veya diğer malzemeler olan aşırı yükten farklıdır. Maden atıkları, insanlığın ürettiği en büyük atık miktarıdır.

Çevre ekonomisi, ekonominin çevre sorunları ile ilgili bir alt alanıdır. Yirmi birinci yüzyılda artan çevresel kaygılar nedeniyle geniş çapta çalışılan bir konu haline geldi. Çevre ekonomisi "dünya çapında ulusal veya yerel çevre politikalarının ekonomik etkilerinin teorik veya ampirik çalışmalarını üstlenir. ... Belirli konulardan hava kirliliği, su kalitesi, zehirli maddeler, katı atık ve küresel ısınma ile başa çıkmak için alternatif çevre politikalarının maliyet ve faydalarını içerir. "

<span class="mw-page-title-main">Beşerî çevre bilimleri</span>

Beşerî çevre bilimleri, özellikle çevre literatürü, çevre felsefesi, çevre tarihi, çevresel antropoloji, çevre iletişimi, bilim ve teknoloji çalışmaları olmak üzere son birkaç on yılda beşeri bilimlerde ortaya çıkan birçok çevresel alt disiplinden yararlanan disiplinler arası bir araştırma alanıdır. Beşerî çevre bilimleri, önemli çevre sorunlarını ele almak için kültür, değerler, etik ve sorumluluklar hakkında insancıl soruları ele alır. Beşerî çevre bilimleri, bilimler ve beşeri bilimler arasındaki ve ayrıca batı, doğu ve yerli halklar kültürlerinde doğal dünya ve onun içindeki yeri ile ilişki kurma biçimleri arasındaki geleneksel ayrımları kapatmaya yardımcı olmayı amaçlar. Bu alan aynı zamanda "doğa" ve "kültür" arasındaki geleneksel ayrıma da değinerek, adalet, emek ve siyaset gibi insani sorularda birbirinden farklı "çevresel" sorunun iç içe geçtiğini gösteriyor. Beşerî çevre bilimleri, aynı zamanda çevre sorunları üzerinden yeni düşünme biçimleri yaratmak için farklı alanlardan yöntemleri sentezlemenin bir yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Ekoköy</span>

Bir Ekoköy, sosyal, kültürel, ekonomik ve/veya ekolojik olarak daha sürdürülebilir olmayı amaçlayan geleneksel veya kasıtlı bir topluluktur. Bir ekoköy, kasıtlı fiziksel tasarım ve yerleşik davranış seçimleri yoluyla doğal çevre üzerinde mümkün olan en az olumsuz etkiyi yaratmaya çalışır. Sosyal ve doğal çevrelerini yenilemek ve restore etmek için yerel olarak sahiplenilen, katılımcılar bu konularda bilgilidir ve süreçlerle bilinçli olarak tasarlanmıştır. Bazıları daha küçük olmasına ve geleneksel ekoköyler genellikle çok daha büyük olmasına rağmen çoğu 50 ila 250 kişilik bir nüfusa sahiptir. Daha büyük ekoköyler genellikle daha küçük alt topluluklardan oluşan topluluk ağları olarak mevcuttur. Bazı ekoköyler, ekoköyün çevresine yerleşen ve topluluğa fiilen katılan, en azından başlangıçta üye olmayan benzer düşüncelere sahip bireyler, aileler veya diğer küçük gruplar aracılığıyla daha da büyümüştür. Şu anda dünya çapında 10.000'den fazla ekoköy bulunmaktadır.

Ekoeleştiri, edebiyatçıların çevresel kaygılarını gösteren metinleri analiz eden ve edebiyatın doğa konusunu ele almanın çeşitli yollarını inceleyen disiplinlerarası bir bakış açısıyla edebiyat ve ekolojinin incelenmesine verilen isimdir. İlk kez Joseph Meeker tarafından The Comedy of Survival: Studies in Literary Ecology adlı eserinde "edebi ekoloji" adı verilen bu fikir olarak ortaya atılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tasarım</span>

Çevresel açıdan sürdürülebilir tasarım, fiziksel nesnelerin, yapılı çevrenin ve hizmetlerin ekolojik sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak tasarlanması felsefesinden doğmuştur ve aynı zamanda bir binada bina sakinlerinin sağlık ve konforunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir tasarım, çevre, bina sakinlerinin sağlığı ve refahı üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı ve böylece bina performansını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilirliğin temel hedefleri, yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltmak, atıkları en aza indirmek ve sağlıklı, üretken ortamlar yaratmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir yaşam</span>

Sürdürülebilir yaşam, bir birey veya toplum tarafından Dünya'nın doğal kaynaklarının kullanımını azaltmaya çalışan bir yaşam tarzını tanımlamaktadır. Uygulayıcıları genellikle ev tasarımlarını, ulaşım yöntemlerini, enerji tüketimlerini ve beslenme biçimlerini değiştirerek ekolojik ayak izlerini azaltmaya çalışmaktadır. Ekolojik yaşamı savunanlar, yaşamlarını sürdürülebilirlikle tutarlı, doğal dengeyi koruyan ve insanlığın Dünya'nın doğal ekolojisiyle simbiyotikilişkisine saygılı bir şekilde sürdürmeyi amaçlamaktadır. Ekolojik yaşamın uygulaması ve genel felsefesi, sürdürülebilir kalkınmanın temel ilkelerini yakından takip etmektedir.