İçeriğe atla

Çevresel arkeoloji

Çevresel arkeoloji, 1970'lerde ortaya çıkan, geçmiş toplumlar ile içinde yaşadıkları ortamlar arasındaki ilişkileri inceleyen arkeolojinin bir alt dalıdır.[1][2][3] Bu alan, paleo-çevreyi anlamak üzere arkeolojik-paleoekolojik bir yaklaşımı benimsemektedir. Geçmiş çevreleri ve insanların içinde yaşadıkları doğa ile ilişki ve etkileşimlerini ortaya çıkarmak, arkeologlara antropojenik ortamların kökeni ve evrimi ile tarih öncesi uyum süreçleri hakkında fikir vermektedir.[4]

Çevresel arkeoloji genellikle üç alt alana ayrılır:

  • Arkeobotanik (bitki kalıntılarının incelenmesi) [5]
  • Zooarkeoloji (fauna kalıntılarının incelenmesi)
  • Jeoarkeoloji (jeolojik süreçlerin incelenmesi ve bunların arkeolojik kayıtlarla ilişkisi)

Çevresel arkeoloji, tarih öncesi yerleşimlerin hangi bitki örtüsü ile örtülü olduğu ve bölgede hangi hayvan türlerinin mevcut olduğunu ve geçmiş toplumların bunları nasıl yönettiğini araştırmak için bitki ve hayvan kalıntılarını inceler. Bu araştırmalar arasında günümüz fiziksel çevresi ve geçmiştekinin kıyası da yapılır.[6] Biyoarkeoloji veya jeomorfoloji gibi uzmanlık alt alanları, çalıştıkları materyallerle tanımlanırken, "çevresel" terimi, zaman dilimleri ve coğrafi bölgeler arasında geçerli olan genel bir bilimsel araştırma alanını belirtmek için kullanılır ve amaç çevrenin bir bütün olarak arkeolojik bir çerçeveden incelenmesidir.[7]

Alt alanlar

Arkeobotanik

Hayvan kalıntıları

Arkeobotanik, bitki kalıntılarının incelenmesi ve yorumlanmasıdır. Araştırmacılar, bitkilerin tarihsel bağlamlardaki kullanımlarını belirleyerek, geçmişteki insanların beslenme biçimlerini anlamaya çalışırlar. İnsanların bitkiler ile olan ilişkilerine bakmak, onların geçim stratejilerinin yanı sıra ve bitki ekonomisini anlamak yönünde de önemli bilgiler sağlar.[8] Örneğin, odun kömürü gibi numunelerin analizi, toplumun yakıt kaynağını ortaya çıkarabilir. Arkeobotanikçiler ayrıca polen, tohum ve meyve kalıntılarını da sıklıkla incelerler.[9] Bitkiler çeşitli şekillerde uzun yıllar boyunca korunarak arkeolojik olarak yeniden bulunabilirler, örneğin karbonizasyon, mineralizasyon, su içinde koruma yahut kuruma bu koruma çeşitlerinden bazılarıdır.[8] Arkeobotaniğin bir alt dalı olan etnobotanik daha spesifik olarak bitkiler ve insanlar arasındaki ilişkiye ve bitkilerin insan toplumları üzerindeki kültürel etkilerini inceler. Bu noktada bitkilerin gıda, ekin veya ilaç olarak kullanımı kadar ekonomik ehemmiyetleri de araştırma konusudur.[10]

Zooarkeoloji

Zooarkeoloji, hayvan kalıntılarının arkeolojik olarak incelendiği bir bilim dalıdır. Kalıntılar hayvanların içinde var olduğu insan toplulukları hakkında ne gibi bilgiler verdiklerine dikkat edilerek incelenirler.[11] Hayvan kalıntıları, avcılık faaliyetleri ya da evcilleştirmeye yönelik bilgi verebilirler. Hayvanlar ve insanlar arasındaki belirli ilişkileri ortaya çıkarmasına rağmen, belirli bir alanda keşfedilen hayvan kemikleri, derileri veya DNA'lar, o bölgenin tarihi doğası ve iklimi hakkında bilgi verir.[11]

Jeoarkeoloji

Jeoarkeoloji, insanın ortaya çıkışından günümüze peyzaj ve jeolojik süreçlerin incelendiği bilim dalıdır. Geçmiş toplumların çevreyi nasıl etkilemiş ve ondan nasıl etkilenmiş olabileceğini inceler.[12] Jeolojik tortu ve toprak, eserlerin çoğunluğunun bulunduğu yer olmalarından ötürü incelenirler. Bunun dışında doğal süreçler ve insan davranışları da toprağı değiştirebileceği için, jeolojik bir yaklaşım elzemdir.[12] Normal gözlemin yanı sıra, bilgisayar programlama ve uydu görüntüleme işlemleri de geçmişteki doğa ve mimariyi rekonstre etmek için sıklıkla kullanılırlar.[13]

Diğer ilgili alanlar şunlardır:

Tarihi

1970'lerde UCL Arkeoloji Enstitüsü'nün insan çevresi bölümü.

Çevre arkeolojisi, son 50 yılda ayrı bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır.[14] Son yıllarda önemi hızla artmış ve şu anda çoğu kazı projesinin yerleşik bir bileşeni haline gelmiştir. Multidisipliner olan bu alanda çevre arkeologları ve paleoekologlar, geçmişteki insanların geçim kaynaklarını, insan-çevre etkileşimlerini ve özellikle de iklimsel faktörlerin insanları nasıl etkilediği hakkındaki araştırmalarını, bütünsel bir anlayışa ulaşmak için materyal kültür çalışmalarında uzmanlaşmış arkeologlar ve antropologlarla birlikte gerçekleştirirler.[15]

1960'lar arkeolojisinde, insanı çevreleyen doğa onunla "pasif" bir etkileşime sahip gibi düşünülüyordu. Ancak Darwinizm ve ekolojik ilkelerin araştırmalara dahil edilmesiyle bu paradigma değişmeye başladı. Longue durée, vaha teorisi ve katastrofist teoriler bu yaklaşımı benimsediler. Örneğin felaketçilik, doğal afet gibi felaketlerin bir toplumun hayatta kalmasında nasıl belirleyici faktör olabileceğini tartıştı.[16] Ayrıca çevrenin insan toplulukları üzerinde sosyal, politik ve ekonomik etkileri olabileceği göz önünde bulunduruldu. Dolayısıyla doğal çevrenin bir toplum üzerinde sahip olabileceği doğrudan etkiye bakmak daha önemli hale geldi. Bu, orta menzil teorisine (middle range theory) ve 20. ve 21. yüzyıllarda çevresel arkeoloji tarafından yöneltilen temel soruların ortaya çıkmasına sebep oldu. Alan içindeki düşüncede bir başka önemli değişiklik, maliyet etkinliği kavramı etrafında odaklandı. Daha önce arkeologlar, insanların genellikle kaynak kullanımlarını en üst düzeye çıkarmak için hareket ettiğini düşünüyorlardı, ancak bu durumun böyle olmadığını anlamaya başladılar. Daha sonraki teoriler, sosyallik ve failliğin yanı sıra, arkeolojik alanlar arasındaki etkileşime odaklandılar.[16] Son olarak devlet araştırma denetimleri ve çevresel arkeolojinin 'ticarileştirilmesi'[17] de daha yakın zamanlarda bu disiplini şekillendiren unsurlardan biri olmuştur.[18]

Önemli katkıda bulunanlar

Louis Leakey, bu alanda çok sayıda araştırmaya katkıda bulunmuştur. Leakey ve eşi Mary Leakey, en çok Afrika'daki insanın kökenleri üzerine yaptıkları çalışmalarla tanınırlar. Lewis Binford, orta menzil teorisini geliştirmiştir. Bu teori modeller aracılığıyla insan ve çevre arasındaki ilişkiyi inceler.

Eric Higgs, Asya'da tarımın gelişimini ve arazinin potansiyeline dayalı olarak arazinin kullanımına bakan "alan havza analizi" yöntemini araştırdı.[16]

Karl Butzer çevre arkeolojisinin dikkate değer bir öncüsüdür ve arkeoloji, coğrafya ve jeoloji alanlarında çok sayıda ödül kazanmış ve araştırmalar yürütmüştür.[19][20]

Douglas Kennett çevresel arkeoloji ve insan davranış ekolojisi üzerine çalışmaktadır. En çok, iklim değişikliğinin Maya uygarlığının gelişimi ve parçalanmasını nasıl etkilediğini araştıran çalışmalarıyla tanınmaktadır.[21]

Yöntemler

Çevresel arkeologlar bir alana değerlendirme veya kazı yoluyla yaklaşırlar. Değerlendirme, bir alanda verilen kaynakları ve eserleri ve bunların potansiyel önemini analiz etmeye çalışır. Kazı, zemindeki farklı katmanlardan örnekler alır ve değerlendirmeye benzer bir strateji kullanır. Tipik olarak aranan numuneler, insan ve fauna kalıntıları, polen ve tohumlar, odun ve odun kömürü, böcekler ve hatta izotoplardır. Lipitler, proteinler ve DNA gibi biyomoleküller de aydınlatıcı örnekler olabilirler.[22] Jeoarkeoloji ile ilgili olarak, topoğrafya ve uydu görüntüleme sistemleri genellikle doğal çevreyi yeniden oluşturmak için kullanılır. Coğrafi Bilgi Sistemleri, mekansal verileri işleyebilen ve sanal peyzajlar oluşturabilen bir bilgisayar sistemidir.[13] İklim kayıtları, sıcaklıklar, yağış, bitki örtüsü ve diğer iklime bağlı koşullar hakkında bilgi sağlayabilen paleoklimatoloji verileri aracılığıyla rekonstre edilebilirler.[23] Bu bilgiler, mevcut iklim için bağlam oluşturmak ve geçmiş iklimi şimdiki zamanla karşılaştırmak için kullanılabilir.[24]

Önemi

Arkeologların geçmiş iklimleri yeniden inşa etmelerine yardımcı olmak için kullanılan göl tortusu numunesi.

Çevre arkeolojisindeki her araştırma, insanların çevreleriyle olan ilişkilerinin farklı bir yönü hakkında bilgi toplar. Bu bileşenler birlikte (diğer alanlardaki yöntemlerle birlikte), geçmiş bir toplumun yaşam tarzını ve çevreleriyle etkileşimlerini tam olarak anlamak için birleştirilir.[25] Arazi kullanımı, gıda üretimi, alet kullanımı ve meslek kalıpları bu sayede daha iyi anlaşılır. Bu veriler mevcut ve gelecekteki insan-çevre etkileşimlerine uygulanabilir. Predasyon, tarım ve yabancı biyotanın yeni ortamlara girmesi yoluyla insanlar geçmiş ortamları değiştirmiştir. Bu geçmiş süreçleri anlamak, günümüzdeki koruma ve onarıcı süreçleri takip etmeye yardımcı olabilir.[26]

Çevresel arkeoloji, sürdürülebilirlik ve neden bazı kültürlerin yok olurken bazılarının hayatta kaldığı hakkında fikir vermektedir. Tarih boyunca birçok kez toplumsal çöküş yaşanmıştır, bunun en belirgin örneklerinden biri Maya uygarlığıdır. Arkeologlar, daha önce tartışılan göl tortu numunesi ve iklim yeniden yapılandırma teknolojisini kullanarak, Mayalar zamanında mevcut olan iklimi rekonstre edebildiler.[27] Maya toplumu çöktüğünde Yucatán Yarımadası'nda aşırı kuraklık olduğu tespit edilmiş olsa da, diğer birçok faktörün de onların yok olmasına katkısı olmuştur. Ormansızlaşma, aşırı nüfus ve sulak alanların manipüle edilmesi, Maya uygarlığının çöküşüne dair öne sürülen teorilerden bazılarıdır. Bu faktörlerin hepsi birlikte doğal çevreyi kötü yönde etkilemiştir.[28] Sürdürülebilirlik açısından, Mayaların çevreyi nasıl etkilediğini incelemek, etkileşimin bölge peyzajını ve müteakip popülasyonları kalıcı olarak nasıl etkilediğini görmek önemlidir.[29]

Arkeologlar, çalışmalarının disiplinin ötesinde bir etkiye sahip olduğunu kanıtlamak için giderek daha fazla baskı altına girmektedirler. Bu durum, çevresel arkeologları, iklim değişikliği, arazi örtüsü değişikliği, toprak sağlığı ve gıda güvenliği gibi alanlarda gelecekteki sonuçları modellemek için geçmiş çevresel değişikliklerin anlaşılmasının gerekli olduğunu tartışmaya sevk etti.[30]

Dipnotlar

  1. ^ O'Connor (2019). "Pinned Down in the Trenches? Revisiting environmental archaeology". Internet Archaeology (53). doi:10.11141/ia.53.5. 
  2. ^ "What is Environmental Archaeology?". Florida Museum of Natural History. University of Florida. 17 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2016. 
  3. ^ Environmental Archaeology: Approaches, Techniques & Applications. Stroud: Tempus. 2003. ISBN 0752419315. 
  4. ^ Environmental Archaeology: Theoretical and Practical Approaches. Londra: Routledge. 2014. ISBN 978-0340808719. 
  5. ^ "Online Archaeobotany Tutorial". Integrated Archaeobotanical Research Project. University of Sheffield. 16 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2016. 
  6. ^ "Site Formation Processes". about education. 20 Eylül 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2016. 
  7. ^ Butzer (2012). "Collapse, environment, and society". PNAS. 109 (10): 3632-3639. doi:10.1073/pnas.1114845109. PMC 3309741 $2. PMID 22371579. 
  8. ^ a b Van Der Veen (June 2007). "Formation processes of desiccated and carbonized plant remains – the identification of routine practice". Journal of Archaeological Science. 34 (6): 968-990. doi:10.1016/j.jas.2006.09.007. 
  9. ^ "Archaeobotany". sites.google.com (İngilizce). 20 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2019. 
  10. ^ "Archaeobotany - Ethnobotany". sites.google.com (İngilizce). 14 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2019. 
  11. ^ a b "Zooarchaeology Lab — Anthropology". anthropology.ucdavis.edu (İngilizce). 28 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2019. 
  12. ^ a b Geoarchaeology : the earth-science approach to archaeological interpretation. Hill, Christopher L., 1959-. New Haven. 1998. ISBN 9780300157345. OCLC 951622849. 
  13. ^ a b Ghilardi (30 Mayıs 2009). "Geoarchaeology: where human, social and earth sciences meet with technology". S.A.P.I.EN.S. (Fransızca). 2 (2). ISSN 1993-3800. 21 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2022. 
  14. ^ "History". Florida Museum (İngilizce). 5 Nisan 2017. 23 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2019. 
  15. ^ "The role of the environmental archaeologist in the study and reconstruction of cave palaeoclimate". International Journal of Speleology. 33: 115-127. 2004. doi:10.5038/1827-806X.33.1.11. 17 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2022 – Scholar Commons USF vasıtasıyla.  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  16. ^ a b c Environmental archaeology and the social order. Londra: Routledge. 2003. ISBN 0203711769. OCLC 54494457.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  17. ^ Pearson (2019). "Commercial Environmental Archaeology: are we back in the dark ages or is environmental archaeology a potential agent of change?". Internet Archaeology (53). doi:10.11141/ia.53.4. 
  18. ^ Howard (2019). "Environmental Archaeology, Progress and Challenges". Internet Archaeology (53). doi:10.11141/ia.53.1. 
  19. ^ "An interview with Professor Karl W. Butzer". YouTube. Anne Buttimer. 1987. 4 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2016. 
  20. ^ "Karl W. Butzer 1934 - 2016" (PDF). National Academy of Sciences. 2017. 24 Haziran 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2020.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  21. ^ Kennett (9 Kasım 2012). "Development and Disintegration of Maya Political Systems in Response to Climate Change". Science (İngilizce). 338 (6108): 788-791. doi:10.1126/science.1226299. ISSN 0036-8075. PMID 23139330. 5 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2022. 
  22. ^ Jones, David M., (Ed.) (2011). Environmental Archaeology: A guide to the theory and practice of methods from sampling and recovery to post-excavation (İngilizce). English Heritage. Erişim tarihi: 9 Mart 2019. 
  23. ^ "Climate Reconstruction | National Centers for Environmental Information (NCEI) formerly known as National Climatic Data Center (NCDC)". www.ncdc.noaa.gov. 22 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020. 
  24. ^ "Past Climate | NOAA Climate.gov". www.climate.gov. 9 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020. 
  25. ^ Environmental archaeology: theoretical and practical approaches. Place of publication not identified: Routledge, 2016.
  26. ^ "The Archaeological Record of Human Impacts on Animal Populations". Journal of World Prehistory (İngilizce). 15 (1): 1-68. 1 Mart 2001. doi:10.1023/A:1011165119141. ISSN 1573-7802.  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  27. ^ "Drought and the Ancient Maya Civilization | National Centers for Environmental Information (NCEI) formerly known as National Climatic Data Center (NCDC)". www.ncdc.noaa.gov. 22 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020. 
  28. ^ "New clues about how and why the Maya culture collapsed". Harvard Gazette (İngilizce). 28 Şubat 2020. 29 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020. 
  29. ^ "environmental Archaeology | Sustainability". sustainability.utah.edu (İngilizce). 3 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020. 
  30. ^ Richer (2019). "Archaeology has No Relevance". Internet Archaeology (53). doi:10.11141/ia.53.2. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Arkeoloji</span> Geçmişin, insanlık tarihinin maddi kültür yoluyla incelenmesi

Arkeoloji, arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji, antropoloji, nümizmatik, filoloji, gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilirlik</span> insanların doğayla uyum içinde ve devamlı şekilde yaşayabilmesi durumu

Sürdürülebilirlik daimi olma yeteneği olarak adlandırılabilir. 21. yüzyılda genel olarak biyosfer ve uygarlığın bu yeteneğine atfen kullanılır. Aynı zamanda, kaynakların sömürülmesi, yatırımların yönü, teknolojik gelişmenin yönlendirilmesi ve kurumsal değişimin uyum içinde olduğu ve insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu dengeli bir ortamda değişimin sağlanması olarak tanımlanabilir. Bu alanda çalışanların birçoğu için, sürdürülebilirlik birbirine bağlı şu etki alanları ile tanımlanır: çevre, ekonomik ve sosyal; ve bunlar Fritjof Capra'ya göre Sistemsel Düşüncenin prensiplerine dayanmaktadır. Sürdürülebilir gelişmenin alt etki alanları kültürel, teknolojik ve politik olarak kabul edilir. Bazıları için sürdürülebilir gelişme sürdürülebilirlik için ana prensip olmasına karşın diğerleri için bu iki terim paradoksaldır. Sürdürülebilir gelişme gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılama yetisine zarar vermeden günümüzdeki ihtiyaçları karşılayabilen gelişmedir. Sürdürülebilir Gelişme terimi Çevre ve Gelişme Dünya Komisyonu için Brundtland Raporu (1987) tarafından ortaya atılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ</span> en eski kayıtlardan klasik dönemlerin sonuna kadar insanlık tarihi

Antik Çağ, antik tarih ya da İlk Çağ, insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadar uzanan zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır. Her ne kadar bitiş tarihi olan erken Orta Çağ büyük oranda göreceli olsa da, çoğu Batılı akademisyenler Batı Roma İmparatorluğu'nun 476'daki çöküşünü antik Avrupa tarihinin sonu olarak tanımlarlar. Antik tarih için kullanılan bir başka terim de antikitedir (antiquity). Yine de bu terim (antikite) daha çok Antik Yunan ve Antik Roma uygarlıklarını özel olarak tanımlamakta kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Doğal çevre</span> Dünya üzerindeki canlı ve cansız varlıklar

Doğal çevre veya doğal dünya, yalnızca doğal yollarla meydana gelmiş canlı ve cansız tüm varlıkları kapsar. Doğal çevre terimi çoğunlukla Dünya ve Dünya'nın bazı bölgeleri için kullanılır. Bu kavram, insanlığın hayatta kalmasını ve ekonomik faaliyetlerini etkileyen tüm canlı türlerinin, iklimin, hava durumunun ve doğal kaynakların etkileşimini kapsamaktadır. Doğal çevre kavramı, aşağıdaki bileşenlerine göre incelenebilir:

Ulucak Höyüğü, İzmir yakınlarında, Ankara yolu üzerinde, Kemalpaşa'nın 7 km kuzeybatısındaki Ulucak köyünde bulunan bir arkeolojik yerleşimdir. İzmir sınırları içinde bilinen ilk çiftçi köy yerleşimidir.

<span class="mw-page-title-main">İklim değişikliği</span> Dünyanın ortalama sıcaklığındaki mevcut artış ve buna bağlı olarak hava modellerindeki büyük ölçekli değişimler

İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Arkeolojik kazı</span>

Arkeolojik kazı ya da kısaca kazı, asırlarca toprak ya da su altında kalan ya da başka kültür kalıntılarınca örtülen her türlü arkeolojik yapı, belge ve diğer kalıntıları arkeolojik sit alanında arkeoloji bilimine uygun biçimde günyüzüne çıkarmak için yapılan kazma işlemidir. Arkeolojik kazılar alan arkeolojisi adı verilen özel bir çalışma alanına girer.

<span class="mw-page-title-main">Süreçsel arkeoloji</span> 1960larda ortaya atılmış arkeolojik bir kuram

Süreçsel Arkeoloji ya da süreçselcilik, 1960'larda ortaya atılmış arkeolojik bir kuramdır. Lewis Binford ve David Leonard Clarke tarafından ortaya atılan kuramın başlangıcı, Lewis Binford'un 1962 yılında yayınladığı "antropoloji olarak arkeoloji" olarak gösterilmektedir. Kuramın ortaya çıkmasından önce Gordon Willey ve Phillip Phillips gibi isimler de arkeolojinin kültür tarihi çizgisinden ziyade bir antropolojik yaklaşımla ele alınması gerektiğini ifade etmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Çevre sorunları</span>

Çevre sorunları, insan aktivitelerinin biyolojik ve fiziksel çevre üzerindeki zararlı etkilerinin toplamına verilen addır. Çevre koruma, doğal çevreyi hem çevrenin hem de insanoğlunun yararına olacak şekilde, bireysel, organizasyonel ve yönetimsel seviyede koruma pratiğidir. Çevreci anlayış, çevre sorunlarına savunmacı, eğitici ve aktivist bir yaklaşımla eğilir.

<span class="mw-page-title-main">Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü</span> Arkeoloji Enstitüsü

Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ; Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan ve Türkiye'deki arkeolojik kazılara yardım eden bir yabancı kuruluştur. Cumhuriyet'in ilk yıllarında ağırlıklı olarak Almanlar tarafından yürütülen arkeolojik çalışmalar, BIAA'nın kuruluşunun ardından daha çok İngiliz merkezli olarak sürdürülmeye başlamıştır. Enstitünün temel amacı, başta Karadeniz Bölgesi ile Bizans İmparatorluğu olmak üzere Türkiye'nin sahip olduğu kültürel ve tarihi değerleri uluslararası arenaya taşımak ve dünya kamuoyu ile paylaşmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Barton Creek Mağarası</span>

Barton Deresi Mağarası, Belize'de hem arkeolojik sit alanı hem de turistik yer olarak bilinen doğal bir mağaradır. Cayo Bölgesi'ndeki San Ignacio yakınlarındaki Barton Creek bölgesinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İnsanın çevre üzerindeki etkisi</span>

İnsanın çevre üzerindeki etkisi veya çevre üzerindeki antropojenik etki, biyofiziksel ortamlarda ve ekosistemlerde, biyoçeşitlilikte ve doğal kaynaklarda doğrudan veya dolaylı olarak insanlar tarafından neden olunan küresel ısınma, çevresel bozulma, okyanusların asitlenmesi, kitlesel yok oluş, biyoçeşitlilik kaybı, ekolojik kriz, yasak avlanma ve ekolojik çöküş gibi değişikliklerdir. Doğayı toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirmenin şiddetli etkileri, aşırı insan nüfusu artışı ile daha kötü bir hale gelmiştir. İnsanların çevrede hasara yol açan aktivitelerine nüfus artışı, aşırı tüketim, aşırı kullanma, çevre kirliliği ve ormansızlaşma örnek verilebilir. İnsanların yol açtığı bu sorunlardan bazıları, örnek olarak küresel ısınma ve biyoçeşitlilik kaybı, insanlık için bir varoluşsal risk teşkil etmektedir ve aşırı insan nüfusu artışı bu sorunlarla yakından ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Alepotrypa mağarası</span>

Alepotrypa mağarası, Mora yarımadasının Manya bölgesinde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Sit alanı, ilk çiftçilerin yaşadığı bir yer olmasının yanı sıra, mezar alanı ve ibadet alanı olarak da kullanılmıştır. Arkeolojik kanıtlar, mağara alanının Avrupa'da günümüze kadar bulunan en büyük Neolitik mezar alanlarından biri olduğunu ortaya koydu. Bölgede MÖ 4. binyıla tarihlenen bir mezardan iki yetişkin insan iskeleti ve en az 170 ayrı kişiye ait kalıntılar bulundu. Arkeologlar, MÖ 2. binyıla tarihlenen ve Alepotrypa'da yeniden gömüldüğü anlaşılan bir Miken mezarını ortaya çıkardılar. Yeniden defin işleminin nedeni ortaya çıkarılamadı. Doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, mezar alanının Alepotrypa'yı klasik mitolojide Hades'in Tainaron'a giriş yaptığı kapıya bağladığına inanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aetokremnos</span>

Aetokremnos, Kıbrıs'ın güney kıyısında, Limasol yakınlarında yer alan bir kaya sığınağıdır. Sarp bir uçurumun kenarında, Akdeniz'den c. 40 metre (131,23 ft) yükseklikte yer almaktadır. Mağaranın adı Yunancada "Kartalların Uçurumu" anlamına gelmektedir. Mağaranın 40 metrekare (430,56 ft2) civarında bir bölümünde kazılar gerçekleştirilmiştir ve dört katman ortaya çıkarılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Chertovy Vorota Mağarası</span>

Chertovy Vorota Mağarası, Rusya'nın Primorsky Krayı'ndaki Dalnegorsk şehrine 12 kilometre (7 mi) uzaklıkta, Sihote-Alin dağlarında yer alan bir Neolitik arkeolojik sit alanıdır. Karstik mağara kireç taşı bir uçurumun üzerinde bulunur ve Rudnaya Nehri'nin bir kolu olan Krivaya Nehri'nin yaklaşık 35 m (115 ft) üzerinde yer almaktadır. Chertovy Vorota, arkeolojik kayıtlara geçmiş, günümüze ulaşan en eski tekstil örneklerinden bazıları için güvenli kanıtlar sağlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Okladnikov Mağarası</span>

Okladnikov Mağarası ,güney Sibirya, Rusya'daki Altay Krayı'nda, Soloneshensky Rayonu'ndaki Altay Dağları'nın eteklerinde bulunan bir paleoantropolojik sit alanıdır. Mağara güneye bakar ve aşağıdaki Anuy Nehri'nin bir kolu olan Sibiryachikha Nehri vadisinin sol kıyısından yaklaşık 14 metre (46 ft) yukarıda yer alan Devoniyen bir karstik yamaçta bulunur.

Ecocrop, bir ekinin belirli bir ortam için uygunluğunu belirlemek için kullanılan bir veritabanıydı. Birleşmiş Milletler'e bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından geliştirilen bu sistem, farklı yerlerde ve iklim koşullarında ekin canlılığını tahmin eden bilgiler sağlamıştır. Aynı zamanda bir bitki kataloğu ve bitki büyüme özellikleri olarak da hizmet etti.

<span class="mw-page-title-main">İklim göçü</span>

İklim göçü, “anormal derecede şiddetli yağışlar, uzun süreli kuraklıklar, çölleşme, çevresel bozulma veya deniz seviyesinin yükselmesi ve siklonlar" gibi ani veya kademeli olarak iklimle şiddetlenen felaketlerin etkisiyle, öncelikle gönüllü hareketi ifade eden, iklimle ilgili hareketliliğin bir alt kümesidir. İklim göçmenlerinin çoğu kendi ülkeleri içinde yer değiştirir ancak az sayıda iklim nedeniyle yerinden edilmiş insan da farklı ülkelere yönelir.

Çoğu akademik disiplinde olduğu gibi, tipik olarak belirli bir yöntem veya malzeme türüne, coğrafi veya kronolojik odağa veya diğer tematik kaygılara odaklanarak betimlenen bir dizi arkeolojik alt disiplin vardır.

Arkeoloji felsefesi, insanlığın geçmişini ve bugününü daha iyi anlamak için arkeoloji disiplininin temellerini, yöntemlerini ve sonuçlarını araştırmayı amaçlar.