
Coğrafya; beşerî (insanî) sistemleri ve yeryüzünü araştıran, bunlar arasındaki ilişkiyi neden-sonuç ve dağılış ilkesine bağlı olarak inceleyen ve sorgulayan bir bilim dalıdır. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sözcüğü Yunanca “γεωγραφία” gaia (yer) ve gráphein sözcüklerinden türemiştir. Türkçesi yerçizim sözcüğüdür. Zamanımızdan 2200 yıl önce coğrafya terimini ilk kullanan kişi Eratosthenes olmuştur. Gregg ve Leinhardt (1994), coğrafyayı 4 özellikle karakterize edilen bir disiplin olarak tanımlamaktadırlar:
- Birincisi, bir yere eşsiz bir karakter kazandıran, yeryüzü üzerindeki özelliklerin dağılımıdır.
- İkincisi, bazı şeylerin oldukları yerlerde ve zamanda neden ve nasıl meydana geldiğini anlamaktır.
- Üçüncüsü, meydana gelen olayların, diğer olaylarla ilgisi ve bağlantısıdır.
- Sonuncusu, coğrafyanın haritalar ile bilgilerin ve düşüncelerin iletişimini sağlamasıdır.

Mimarlık veya mimari, binaları ve diğer fiziki yapıları tasarlama ve kurma sanatı ve bilimidir. İnsanların yaşamasını kolaylaştırmak ve barınma, dinlenme, çalışma, eğlenme gibi eylemlerini sürdürebilmelerini sağlamak üzere gerekli mekânları, işlevsel gereksinmeleri ekonomik ve teknik olanaklarla bağdaştırarak estetik yaratıcılıkla inşa etme sanatı; başka bir tanımlamayla, yapıları ve fiziksel çevreyi uygun ölçülerde tasarlama ve inşa etme sanat ve bilimidir. İnsan yaşamak için yurtlanmak ve doğa şartlarından korunmak için bir mekan ihtiyacı duyar ve bu mekanı kendine özgü kültürel, fonksiyonel, teknik ve farklı zevklerde inşa eder.
Dizge ya da sistem, birbiriyle etkileşen veya ilişkili olan, bir bütün oluşturan cisim veya varlıkların bileşkesidir. Bu varlıklar soyut veya somut olabilirler.

Eğitimsel toplum bilimi, eğitim kurumlarını ve okullaşma ile modern endüstri toplumlarında okullaşma sistemlerini, ‘okul ile toplumsal yapı arasındaki ilişkileri konu alan, eğitim kurumunun toplumun diğer büyük kurumsal düzenleriyle, yani iktisat, politika, din vb. ile olan ilişkilerini sosyolojinin yöntemleri ve bakış açısıyla araştıran sosyoloji dalı.
Metalurji ve malzeme mühendisliği günümüzde kimya, makine, inşaat, uzay-uçak, elektrik-elektronik, çevre ve tıp alanlarına yayılmış çok disiplinli bir bilim ve teknoloji dalı olarak gelişmesini sürdürmekte ve verimlilik, enerji ve hammadde üçlüsü ile uyum içinde olan üretim süreçlerinin sektöre kazandırılmasında önemli rol oynamaktadır. Son yıllarda metalurji ve malzeme mühendisliğindeki gelişmeler, genel olarak metalurjik proseslerin optimizasyonu, sayısal simülasyon ve modelleme üzerine yoğunlaşırken, çevresel metalurji uygulamalarında da, çevre kirliliğine yol açmayacak nitelikte atılabilir atık üretmek,, demetalize edilmiş çözeltiyi kullanılabilir su halinde sisteme geri döndürme şeklinde atık su demetalizasyonu, ikincil kaynakların yeniden değerlendirilmesine yönelik reaktör ve proseslerin tasarımı gibi konular öne çıkmaktadır.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü ; eğitim, sanat, bilim ve kültür alanlarında uluslararası iş birliği yoluyla dünya barışını ve güvenliğini koruma amacını güden bir Birleşmiş Milletler kurumudur.

Sürdürülebilirlik daimi olma yeteneği olarak adlandırılabilir. 21. yüzyılda genel olarak biyosfer ve uygarlığın bu yeteneğine atfen kullanılır. Aynı zamanda, kaynakların sömürülmesi, yatırımların yönü, teknolojik gelişmenin yönlendirilmesi ve kurumsal değişimin uyum içinde olduğu ve insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu dengeli bir ortamda değişimin sağlanması olarak tanımlanabilir. Bu alanda çalışanların birçoğu için, sürdürülebilirlik birbirine bağlı şu etki alanları ile tanımlanır: çevre, ekonomik ve sosyal; ve bunlar Fritjof Capra'ya göre Sistemsel Düşüncenin prensiplerine dayanmaktadır. Sürdürülebilir gelişmenin alt etki alanları kültürel, teknolojik ve politik olarak kabul edilir. Bazıları için sürdürülebilir gelişme sürdürülebilirlik için ana prensip olmasına karşın diğerleri için bu iki terim paradoksaldır. Sürdürülebilir gelişme gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılama yetisine zarar vermeden günümüzdeki ihtiyaçları karşılayabilen gelişmedir. Sürdürülebilir Gelişme terimi Çevre ve Gelişme Dünya Komisyonu için Brundtland Raporu (1987) tarafından ortaya atılmıştır.
Dünya Doğayı Koruma Birliği veya tam adıyla Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği doğal kaynakların korunması amacı ile kurulmuş uluslararası bir organizasyondur. Merkezi Gland, İsviçre'de bulunur. IUCN dünya çapında 160 ülkeden 1.400'ün üzerinde devlet kuruluşu ve sivil toplum örgütünü aynı çatı altında toplamaktadır.
Sürdürülebilir gelişme ya da Sürdürülebilir kalkınma, doğal sistemlerin, ekonominin ve toplumun dayandığı doğal kaynakları ve ekosistem hizmetlerini sağlama yeteneğini sürdürürken, insani gelişme hedeflerine ulaşmak için örgütlenme ilkesidir. Arzulanan sonuç, yaşam koşullarının ve kaynakların, doğal sistemin bütünlüğünü ve istikrarını baltalamaksızın insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için kullanıldığı bir toplumsal durumdur. Sürdürülebilir gelişme, gelecek nesillerin yeterliklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme olarak tanımlanabilir.

Hemşirelik; birey, aile ve toplumun sağlığını koruma ve geliştirmeye odaklanan, ideal sağlık düzeyine ve yaşam kalitesine ulaştırmayı hedefleyen bir sağlık profesyoneli'dir.

Uluslararası Eczacılık Öğrencileri Federasyonu (IPSF) 1949 yılında Londra’da kurulmuştur ve dünyanın en eski uluslararası, gönüllü öğrenci organizasyonlarından biridir. IPSF gelişen halk sağlığını bilgi, eğitim, sosyal ağların yanında yayınlar ve profesyonel girişimler aracılığı ile destekleyen, uluslararası faaliyet gösteren bir eczacılık öğrencileri organizasyonudur. Günümüzde federasyon 350,000’in üzerinde eczacılık öğrencisini ve yeni mezunu dünya çapında 84 ülkede temsil etmektedir.
Topluluk, ortak değerleri paylaşma, aynı mekânda yaşama, benzer yaşama deneyimlerine, ortak çıkarlara sahip olma gibi ortaklıklara sahip insanların meydana getirdiği sosyal birimleridir.

Tıp eğitimi, hekim olmak için alınan mezuniyet öncesi eğitimi ve mezuniyet sonrası eğitimi içeren, tıp doktoru olma pratiğiyle ilgili eğitimdir. Tıp eğitimi süreçleri dünyanın pek çok yerinde belli oranda farklıdır. Tıp eğitimi bilimi, eğitimi geliştirmek amacıyla dünya genelinde aktif bir araştırma alanı olarak da tanımlanmıştır.
Somut olmayan kültürel miras veya yaşayan kültürel miras, bir topluluğun veya bireyin kendi kültürel mirasının bir parçası olarak gördüğü her türlü bilgi, beceri, uygulama, ifade ve bunlarla ilişkili araç, gereç ve mekanı ifade eder.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısıdır.

Kâr amacı gütmeyen kuruluş, gelirinin giderinden çok olması durumunda onu üyelere ve paydaşlara (hissedarlara) dağıtmayıp hedeflerinin daha iyi gerçekleşmesi için kullanan, gönüllü bir dernek gibi hareket eden organizasyon. Genellikle sorun çözmeye yönelik çalışmalar yaparlar. Çeşitli kişi ve kurumlardan bağış alarak ayakta kalmaktadırlar.

Japonya Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı veya kısaca MEXT, Japonya'da eğitim, kültür, spor, bilim ve teknolojiden sorumlu bakanlıktır. İlk olarak 1871'de Meiji dönemi sırasında kurulmuş olup günümüz bakanlık Ocak 2001 tarihinde Eğitim Bakanlığı ile Bilim ve Teknoloji Ajansı'nın birleşmesiyle kurulmuştur. Bakanlık Tokyo'nun Chiyoda semtine bağlı Kasumigaseki semtinde yer almaktadır. Mevcut bakan Hirokazu Matsuno'dur.
UNESCO Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı (WNBR), her biri biyosfer rezervi olarak kabul edilen ve insanlar ve doğa arasında dengeli bir ilişki göstermek amacıyla uluslararası olarak belirlenmiş korunan alanları kapsamaktadır.
Kazakistan'da bilim ve teknoloji, geniş bir tarihe dayanmaktadır. Dünyaca ünlü filozoflar ve bilim insanları Kazakistan coğrafyasından çıkmıştır. Günümüzde Kazakistan Cumhuriyeti, bilimi ve teknolojik ilerleme amacıyla hükûmet politikaları geliştirmektedir.

Yeşil ekonomi, çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı hedefleyen ve çevreyi bozmadan sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomidir. Ekolojik ekonomi ile yakından ilişkilidir, ancak daha politik olarak uygulamalı bir odağı vardır. 2011 UNEP Yeşil Ekonomi Raporunda, "Yeşil olmak için bir ekonominin sadece verimli değil, aynı zamanda adil olması gerekiyor. Adalet, özellikle düşük karbonlu, kaynakları verimli kullanan ve sosyal açıdan kapsayıcı bir ekonomiye Adil Geçişin sağlanmasında küresel ve ulusal düzeyde eşitlik boyutlarının tanınması anlamına gelir." ifadesi kullanıldı.