İçeriğe atla

Çepnice

Çepnice
Çepni Dili
Erniş
Ana dili olanlarTürkiye
Dil ailesi
Altay?
  • Çepnice
    Çepni Dili
Önceki formlar
Çepniler
  • Çepnice
    Çepni Dili
Dil kodları
ISO 639-3
LinguasphereOğuz dilleri parçasıdır

Çepnice, Çepni Türkçesi veya Çepni dilcesi, eski tarihlerde çoğunlukla Batı Asya'da konuşulan, Türk boylarından Çepni boyuna[1] ait bir dildir. Aynı dilbirliği içinde, kendine özgü sözcükleriyle Çepni dili bilenler kendi aralarında anlaşmalarını sağlayan bir özel dildir, o dili konuşan kişilerin çoğunluğu Giresunlu, Ordulu, Beşikdüzülü, Şalpazarılı ve Kürtünlüdür.[2]

Çepnice,[3] diğer pek çok Türk dilleri ile de paylaştığı ünlü uyumu gibi dil bilgisi özellikleri ile karakterize edilir. Dil, tümce yapısı açısından genellikle özne-nesne-yüklem sırasına sahiptir. Almanca, Arapça gibi dillerin aksine gramatik cinsiyetin (erillik, dişilik, cinsiyet ayrımı) bulunmadığı Çepnicede söz varlığının bir kısmı Eski Türkçe,[4] Osmanlıca ve kendine has bir dildir. Ayrıca Azerice, Türkçe ve Türkmence gibi diğer Oğuz dilleri ile Çepnice düşük oranda karşılıklı anlaşılabilirlik gösterebilir. Dil ortalama 1242-1906 yıllarında Çepniler[5] tarafından kullanılmıştır.

Türkiye'de de kendine özgü ilişkileriyle sözcükleri doğan ve kullanılan “argo”nun yanında, Türkçe bölge “ağzı”na tanımlı özel dillerin yanında çok farklı gereksinimlerle oluşan, çok az kişinin bildiği, kullandığı “gizli diller[6]” vardır. Günümüzde ise Türkçede, Çepni ağzı (Giresun ağzı) bulunmaktadır. Bu Çepni ağzı, Çepni dilinin Türkçeleşmiş halidir. Bilinmelidir ki, Çepni ağzı ve Çepni dili birbirinden farklıdır aynı zamanda bir yandan da bir birine yakın söz öbekleri bulunur. (Bu Çepni ağzı, İstanbul Türkçesi[7] ile çeşitli sessel farklılıklara sahiptir.)

Örnek Cümleler
Çepnice Türkçe karşılıkları
Yalazı tunataza özgüidiş. Silahı karıma verdim.
Silik manışla halanıyo, ziade gevikleşmen. Jandarma -bir- yabancıyla geliyor fazla konuşmayın.
Hontayı paylıhlikmi? Buğdayı çalalım mı?
Tunataz velekledi. Kadın doğum yaptı.
Elegüne malamat yettik. Millete rezil kepaze olduk.
Gücükleme Mehmedou gırana salıkla. -Sen- oturma, Mehmet'i köy meydanına gönder.
Narlık velekledi zeele uura. Güneş doğdu, akşam üstü -buraya- gel.
İdriso gonuş çiylen gili gili biter? İdris söyler misin, -bu- verimsiz toprakta mısır yetişir mi?

Çepni ağzı

Çepni ağzı, Giresun, Ordu ve Trabzon'un batı bölgelerinde (Şalpazarı ve Beşikdüzü) farklı alt gruplara ayrılabilen yerel halkın konuştuğu Anadolu Türkçesi ağzıdır.

Söz varlığı

Çepnicede yer alan kelimelerin %30'u Eski Türkçe, %27'si Osmanlıca ve %43'ü kendine özgüdür.

Kaynakça

  1. ^ Akpınar, T., 2003, Türk Kültür Tarihinden Esintiler, Istanbul, Kitabevi Yayınları.
  2. ^ Cahit Çepnioğlu. Oğuz Çepni Boyu.s.594,595
  3. ^ Aksan, D., 1975, “Anadili”, Ankara, Türk Dili Dergisi, sayı: 285, ss.423-434.
  4. ^ Aksan, Doğan 1977, Her Yönüyle Dil, c. I, Ankara, T.D.K. Yay. .
  5. ^ Bakış”, Türkoloji Araştırmaları, sayı : 2, ss. 328-350. Kadıoğlu, İsmail Hakkı, 1935, Çepniler Balıkesir’de, Balıkesir, Vilâyet Matbaası.
  6. ^ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi,, c. IV, Mayıs, ss. 334-344. Caferoğlu, Ahmet (Prof.Dr.), 1953, "Anadolu Abdallarının Gizli Dillerinden Bir İki
  7. ^ Derleme Sözlüğü-I-XII-,1963-1982, Ankara, TDK Yayınları.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türk Dil Kurumu</span> Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla oluşturulmuş kamu kurumu

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı. Günümüzde "Türk Diline Hizmet Ödülleri"ni vermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Azerice</span> Azerbaycanın resmî dili olan Türk dili

Azerice, Azerbaycanca veya Azerbaycan Türkçesi, Türk dilleri dil ailesinin Oğuz grubu içerisinde yer alan ve bir Türk halkı olan Azerilerin ana dilini oluşturan dil. En çok konuşucusu İran Azerbaycanı'nda bulunan dil, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî dilidir. Rusya'ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Dağıstan'ın ise resmî dilleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Sözlük</span> dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı

Sözlük, bir dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı eserdir. Eski dilde lügat, kamus denir. Leksikografi sözlükbilimidir. Sözlükçüye leksikografır denir. Lügatça, sadece bir kitapta geçen terimleri anlatır (glossary).

<span class="mw-page-title-main">Uygurca</span> Uygur Türkçesi

Uygurca veya Yeni Uygurca, Uygurlar tarafından konuşulan, Türk dillerinin Uygur grubunda yer alan bir dil.

<span class="mw-page-title-main">Arkadaşlık</span>

Arkadaşlık, bir kişilerarası ilişkidir, birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerin kurduğu sosyal ve duygusal bağdır.

<span class="mw-page-title-main">Gagavuzlar</span> Güney Moldova ve güneybatı Ukraynanın Türk etnik grubu

Gagavuzlar ya da Gagauzlar, bugünkü Moldova Cumhuriyeti'nde, başta Gagavuzya olmak üzere kuzeydoğu Bulgaristan, Ukrayna, Romanya ve Yunanistan'da yaşayan, çoğunluğu Ortodoks Hristiyan olan bir Türk halkı. Ayrıca Trakyanın yerli halkı Müslüman Gacalların ve Marmara, Batı Karadeniz'in yerli halkı olan Manavların Yörük olmayan katmanının nüfusunun Gagavuzlardan geldiğine inanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çepniler</span> Türkiye ve Türkmenistanda yaşayan bir Oğuz boyu

Çepniler veya Çepni boyu, yoğunlukla Doğu Karadeniz ve Türkmenistan'ın batı bölgelerinde yaşayan, Oğuz boylarından Üçoklara mensup olan yerleşik Türk halkıdır.

Türkçe dil bilgisi, Türkçeyi meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük hazinesi, anlam değişmeleri, tümce kuruluşu ve yapısı gibi ögeleri inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi bütünüdür.

Kıbrıs Türkçesi, Kıbrıs Türkleri tarafından konuşulan Türkçe ağzıdır. Güney Anadolu ve İç Anadolu ağızlarının bir uzantısı olarak vurgulanır; ancak bununla birlikte Anadolu'nun farklı bölgelerindeki ağızlara özgü benzerlikler de taşıması nedeniyle bu iki bölgeyle birebir ilgi kurmak mümkün değildir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Türkçesi ağızları</span>

Türkiye Türkçesi ağızları, Hazar Denizi’nin batısında, Azerbaycan sahasının hemen batısında başlayıp Anadolu, Irak, Suriye, Balkanlar coğrafyasında konuşulan tarihî Osmanlı Türkçesinin bugünkü devamı olan Türkiye Türkçesi ağızlarıdır. Uluslararası dil bilimsel ölçülere göre her dilin konuşma biçimi, yerel farklılıkları bir ve halkın bir bölümünün kullandığı farklı bir çeşidi lekttir. Eğer lektler bir coğrafî bölgeye aitse o zaman diyalekttir ya da ağızdır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Yazı dili</span>

Yazı dili bir ülkede konuşulan ağızlardan birinin yazılı anlatımlar için kabul edilmiş biçimidir; birleştirici özellikler taşıyan ortak dildir. Ölçünlü dil ve standart dil olarak da belirtilir. Yazı dilinin temelinde seslerin sembolleri olan harfler vardır, noktalama işaretleri kullanılır. Yazı dilinin tarihçesi ve gelişim süreci her türlü yazılı eserde ve sözcükler hakkında yapılan incelemeler sonucu belirlenebilir ve tarihlendirilerek takip edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Türkmenleri</span> Anadoluda yaşamını sürdüren çoğunlukla Oğuz kökenli Türk halkları

Türkiye Türkmenleri ya da Anadolu Türkmenleri, Anadolu Oğuzları veya kısa söylenişiyle Türkmenler, Selçuklular döneminde Anadolu ve çevresinde Türkmeneli denen bölgelerde yerleşmeye başlayan, dilleri Türkiye Türkçesine bağlı Anadolu ağızları içinde ele alınan ve Türkiye Türklerini oluşturan Oğuz oymakları Müslüman olup, Hanefi Sünni ve Anadolu Aleviliği olarak görülür. Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde etkili olmuşlardır. Türkmen (تركمنلر) ve Yörük (يوروك) kelimeleri tarihî belgelerde eş anlamlı olarak da kullanılmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinde, yerleşim durumuna ve şekline bağlı olarak köylü «Türk» olarak adlandırılırken, göçer veya yarı-göçer topluluklar «Türkmen» ya da «Yörük» tabiriyle anılmışlardır. Aşiretler, yerleşik veya konar-göçer olma durumlarına ve bulundukları bölgelere göre «Türkmen» ya da «Yörük» adını almışlardır. Kimilerine göre Kızılırmak'ın doğusundakilere Türkmen batısındakilere ise Yörük denir. Maraş ve çevresinde yaşayan Dulkadirli Türkmenleri için Osmanlı kaynaklarında hem Türkmen hem de Yörük tabiri birlikte kullanılmıştır. Etnik olarak akraba oldukları Türkmenistan Türkmenleri ile aynı adı taşıdıkları gibi kimi uruğ/oymak adları da ortaktır.

Türk dili tarihi, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimeler şeklinde bilinen ilk örneklerine rastlanan, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.

Eski Uygurca veya Eski Uygur Türkçesi, 9. yüzyıl ila 14. yüzyıl aralığında çeşitli devletlerde konuşulmuş ve yazılmış olan, Türki diller ailesinin Sibirya koluna mensup bir dil. Eski Türkçenin Göktürkçeden sonraki ikinci bölümünü oluşturmuştur.

Klasik Azerice, Klasik Azerbaycan Türkçesi veya Klasik Azerbaycanca Azerbaycan yazı dilinin ilk dönemidir. Bu tarihî dönem 16. yüzyıl başlarından 19. yüzyıl ortalarına dek sürmüştür. Şah İsmail Hatayî, Fuzûlî, Habibî, Molla Penah Vâkıf bu dönemin başlıca temsilcileridir.

<span class="mw-page-title-main">Ana Oğuzca</span>

Ana Oğuzca ya da Ana Oğuz Türkçesi Türk dilinin Milat sonrası dönemlerinden günümüze gelen en büyük kollarından biridir. GökTürkçe döneminde, Ötüken’de kullanılan yazı dilinin yanında, onunla beraber henüz yazı dili formu kazanmayan bir hâlde olduğu kabul edilir. Divânu Lügati't-Türk’te Oğuzcaya dair belirtilen görüşler, bu kolun Divandan birkaç yüzyıl önceki biçimine dair düşünceler verir.