İçeriğe atla

Çekingen kişilik bozukluğu

Çekingen kişilik bozukluğu (diğer isimleri Avoidant Kişilik Bozukluğu, Kaçıngan Kişilik Bozukluğu), ilk kez 1969 yılında Theodore Millon tarafından tanımlanmıştır. Çekingen Kişilik Bozukluğuna sahip hastalar yetersizlik duygusuna sahiptir ve olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı hassasiyet gösterirler. Sosyal etkileşimlerden kaçınırlar. ÇKB'li bireyler kendilerini huzursuz, endişeli, yalnız olarak tanımlarlar ve genellikle istenmeyen ve diğer insanlardan dışlanmış hissederler.[1][2] ÇKB genelde yetişkinlik döneminde fark edilir. Çocukluğunda duygusal olarak ihmal edilmiş ve akranları tarafından dışlanmış çocukların ÇKB olma riski daha fazladır.[3]

Semptomlar

  • Reddedilmeye aşırı hassasiyet.
  • Eleştirilme korkusu
  • Sosyal ortamlarda aşırı anksiyete ve utangaçlık.
  • Yetersizlik duyguları.
  • Düşük benlik saygısı.
  • Kendinden nefret etmek.
  • Başkalarına güvenememe.
  • Samimi duygulardan uzaklaşma.
  • Kişilere ve olaylara aşırı duyarlılık.
  • Mesleki sorunlar
  • Başkalarından kendini düşük görmek.
  • Bazı durumlarda, agorafobi
  • İlişkilerden kaçınma.
  • Sosyal baskılanma
  • Ek olarak depresyon, sosyal fobi.[4][5]

Nedenleri

ÇKB'nin sebebi açıkça bilinmemekle birlikte genetik, sosyal, psikolojik faktörlerin kombinasyonuyla olduğu düşünülmektedir. Bozukluk genetik yatkınlığa bağlı olabilir.[6][7] Özellikle, çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan çeşitli anksiyete bozuklukları, utangaçlık özellikleri de dahil olmak üzere davranışsal baskılanmanın etkisi olduğu düşünülmektedir.[8] Çocukluk döneminde duygusal ihmal ve akranların reddi de bu bozukluğun riskini artırmaktadır.[9][10][11][12]

Tanı

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), ICD-10 Hastalık Sınıflandırma Kitapcığı'na göre F60.62 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., çekingen kişilik bozukluğu tanısı aşağıdaki en az dört madde ile karakterizedir.[13]

  • Gerilim ve endişe gibi kalıcı ve yaygın duygular;
  • başkalarına karşı beceriksiz, zevksiz ya da aşağıda olduğu inancı;
  • eleştirilme ya da reddedilme korkusuyla aşırı meşgul olmak;
  • insanlara güvenme konusunda isteksizlik;
  • güvenlik ihtiyacı için hayatını kısıtlamak;
  • eleştirme, reddedilme, onaylanmama içerebilecek mesleki faaliyetlerden kaçınma.

Tedavi

Çekingen Kişilik Bozukluğu tedavisi, sosyal beceri eğitimi, bilişsel terapi, sosyal becerileri uygulamak için grup terapisi ile yavaş yavaş sosyal temasların artırılması yoluyla ve ilaç tedavisi gibi çeşitli tekniklerle yapılır.[14] Çekingen kişilik bozukluğuna sahip hastalar, psikiyatristlere güvensizlik duyduğu için psikiyatristlerin hastanın isteklerini göz önüne alıp, değerlendirmesi, hastaya güven kazandırması önemli bir faktördür.[15]

Kaynakça

  1. ^ "Amerikan Psikiyatri Birliği, ed. (2013). "Çekingen Kişilik Bozukluğu, 301,82 (F60.6)". Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskı. Amerikan Psikiyatri Yayıncılık. s. 672-675.". 
  2. ^ "Millon, Theodore; Davis, Roger D. (1996). Disorders of Personality: DSM-IV and Beyond, 2nd Edition. p. 263.". 
  3. ^ ""Çekingen Kişilik Bozukluğu - Çevresel Faktörler"". 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  4. ^ "Sperry Len (2003). "Çekingen Kişilik Bozukluğu". DSM-IV-TR kişilik bozukluklarının tanı ve tedavisi El Kitabı. Philadelphia: Brunner-Routledge. s. 59-79". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  5. ^ "Çekingen Kişilik Bozukluğu, Gerçek Ruh Sağlığı, Inc". 20 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  6. ^ "Eggum, Natalie D .; Eisenberg, Nancy; Spinrad Tracy L .; Valiente, Carlos; Edwards, Alison; Kupfer, Anne S .; Reiser, Mark (2009). "Çekilme belirleyicileri: Çekingen kişilik bozukluğu Olası öncüleri". Gelişim ve psikopatoloji 21 (3): 815-38". 22 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  7. ^ "Rettew, David C .; Michael S Jellinek; Alicia C Doyle (4 Mart 2008). "Çekingen Kişilik Bozukluğu". EMedicine. 26 Ocak 2010 alındı Şubat 2010 12 orijinal Arşivlenmiş". 1 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  8. ^ "uzanne M. Sutherland, MD (2006). "Çekingen Kişilik Bozukluğu Nedenleri, Frekans, Kardeşleri ve Ölüm - Morbidite" Çekingen Kişilik Bozukluğu.. Ermeni Medikal Ağı". 29 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  9. ^ "Johnson, JG; Smailes EM; Cohen, P; Kahverengi, J; Bernstein, DP (2000). "Ergenlik ve erken yetişkinlik döneminde çocukluk ihmal ve kişilik bozukluğu belirtilerinin dört türleri arasında Dernekler: Bir toplum temelli uzunlamasına çalışmanın bulguları". Kişilik bozukluklarının 14 Dergisi". 1 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  10. ^ "Joyce Peter R .; McKenzie, Janice M .; Luty, Suzanne E .; Mulder, Roger T .; Carter, Janet D .; Sullivan Patrick F .; Cloninger, C. Robert (2003). "Çekingen ve borderline kişilik bozukluğu için risk faktörleri olarak Mizaç, çocukluk ortamı ve psikopatoloji". Psikiyatri 37 Avustralya ve Yeni Zelanda Dergisi (6): 756-64". 19 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  11. ^ "Ve Johnson, J. G .; Cohen, P; Kahverengi, J; Smailes EM; Bernstein, DP (1999). "Çocukluk Kötü Muamele Erken Yetişkinlik döneminde Kişilik Bozuklukları için Riskini Artırır". 600-6: General Psychiatry 56 (7) Arşivleri". 1 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  12. ^ "Savaş, Cynthia L .; Shea, M. Pamela; Johnson, Dawn M .; Yen, Shirley; Zlotnick Caron; Zanarini, Mary C .; Sanislow Charles A .; Skodol Andrew E. ve ark. (2004). "Yetişkin Kişilik Bozuklukları ile Çocukluk Kötü Muamele İlişkili: İşbirlikçi Boyuna Kişilik Bozuklukları Çalışma itibaren Bulgular". Kişilik Bozuklukları 18 (2) Dergisi: 193-211". 21 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  13. ^ "Dünya Sağlık Örgütü" (PDF). 22 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 
  14. ^ "Comer, R.J. (1996). Anormal Psikoloji temelleri. Çekingen kişilik bozukluğu, s. 428-430. Üçüncü baskı. New York: Worth.". 
  15. ^ "Eckleberry, Sharon C (2000/03/25). "Çift Tanı ve Çekingen Kişilik Bozukluğu". Çift Tanı Sayfalar: Bizim Danışma itibaren. 2006/12/16 orijinal arşivlenmiş. 2015/02/25 alındı". 16 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Aşağılık kompleksi ya da Aşağılık karmaşası, bireysel psikoloji ekolünün kurucusu Alfred Adler tarafından ortaya atılan ve kişinin bazı yönlerden kendini diğerlerinden aşağı hissetmesine neden olan karmaşasına verilen addır.

Psikiyatri ya da ruh hekimliği, ruhsal durumların teşhisi, korunması ve tedavisine adanmış tıbbi uzmanlık alanıdır. Bunlar ruh hali, davranış, bilişsellik ve algılarla ilgili çeşitli konuları içerir.

Disosiyatif bozukluklar, kişide kimlik, bellek, algı ve çevre ile ilgili duyumlar gibi normalde bir bütün halinde çalışan işlevlerin bütünlüğünün bozulmasıdır. Dissosiyasyon çoğunlukla travmaya karşı bir savunma düzeneği olarak ortaya çıkar. Hastalık bu şekilde travmadan kaçmayı sağlarken aynı zamanda travmanın kişinin yaşamı üzerindeki etkisini de geciktirir.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB dikkat, dürtüsellik ve öz düzenlemeyle ilgili sorunlarla kendini gösterir ; Bazen şiddetli fiziksel huzursuzluk da ortaya çıkabilir.

Crohn hastalığı, kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde ya da aynı anda birkaç farklı bölümünde aralıklı iltihaplar ile kendini gösterir. Bulaşıcı olduğu kanıtlanamamıştır. Bir diğer kronik iltihabi bağırsak hastalığı olan ülseratif kolit ile beraber bu grubun ana öğelerini oluştururlar. Her yıl 100.000 kişiden 5-7'si bu hastalığa yakalanır. Sıklığı kuzeye gidildikçe artar. Onlu, yirmili yaşlarda ve 45 ile 65 yaşları arasında daha çok görülmektedir. Ancak her yaş grubundan insan bu hastalığa yakalanabilir. Hastalığın 3 belirgin tipi vardir. Bunlar inflamatuar crohn, fistülize crohn ve fibrostenoze crohn'dur. Ülseratif kolit ile benzer özellikler taşıması nedeniyle adı geçen hastalık ile Crohn arasında karar vermeyi güçleştiren vakalarda entermediyer bağırsak rahatsızlığı ifadesiyle adlandırılan bir ara kategori de yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Ruhsal bozukluk</span> rahatsız edici düşünce ya da davranış modeli

Ruhsal bozukluk, akıl hastalığı ya da mental bozukluk, sıkıntı, bilişsel işlevlerin bozulması, atipik davranış ve/veya maladaptif davranış ile tanımlanan akıl sağlığı durumlarından birini ifade eder. Mental bozuklukların tanım, değerlendirme ve sınıflandırmaları farklılık gösterebilir; bununla birlikte, Hastalıkların ve Sağlıkla İlgili Sorunların Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması (ICD) ve Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabında yer alan kriterler konunun uzmanları tarafından yaygın biçimde kabul görmektedir. Bu çerçevede tanı kategorileri duygudurum veya duygulanım bozuklukları, yaygın gelişimsel bozukluklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygusal ve davranışsal bozukluklar, obsesif kompulsif bozukluk, psikopatik bozukluklar, kaygı bozuklukları, psikotik bozukluklar, sanrısal bozukluk, yeme bozuklukları ve kişilik bozukluklarını içerebilir.

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerinde ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylemler ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ile ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler, insanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler. Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler, kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil, genelinde etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Antisosyal kişilik bozukluğu</span> kişilik bozukluğu

Antisosyal kişilik bozukluğu veya diğer adıyla sosyopati, psikopati ile alakalı bir psikolojik bozukluktur (düzensizliktir). Bir sosyopatı bir psikopattan ayıran özellik, patolojidir, yani semptom farklılığıdır. Psikopati, sosyopatiye göre daha ağır bir bozukluk olup, sosyopatide görülen semptomlara ek olarak, özellikle ahlaka aykırı davranışlar ihtiva eder. Sosyopatiye sosyal çevrenin sebep olduğu düşünülmektedir. Antisosyal kişilik bozukluğuna (ASKB) sahip olan insanlar, halk arasında yaygın olarak “sosyopat” olarak adlandırılırlar. ASKB, bir kişilik bozukluğudur; bir akıl hastalığı değildir.

<span class="mw-page-title-main">Depresif duygudurumu</span> düşük ruh hâli

Depresif duygudurumu, depresyon ya da bunalım, bir olay karşısında duyulan beklentilerin olumsuz yönde olması veya beklentilerin olumsuz yönde gittiği sanrısıdır. Bu duygu çoğu zaman; hiçbir zaman ve hiçbir şekilde gerçekleşemeyecek olan veya böyle olacağı sadece düşünülen beklentiler söz konusu olduğunda kendini belli eder. Umutsuzluk, özellikle öncesinde bu beklentiyi elde edemeyen insanların yaşayacağı bir duygudur.

Sosyal psikiyatri, psikiyatrinin ruhsal bozukluğa ve zihinsel sağlığa, kişilerarası ve kültürel bağlamda odaklanan bir dalıdır. Bu çalışma, epidemiolojik anket araştırmaları ile bir yandan bireysel veya grup psikoterapisine teori ve yaklaşımları içerir. Sosyal psikiyatri ruhsal sıkıntı ve bozukluğu perspektif sosyal antropoloji, sosyal psikoloji, kültürel psikiyatri ve sosyoloji gibi alanlar ile birleştiren bir tıp eğitimidir. Sosyal psikiyatri özellikle tedavi topluluklarının gelişimi ve zihinsel hastalıklar üzerine sosyo-ekonomik faktörleri vurgular. Sosyal psikiyatri biyo-psikiyatriye daha sonraları beyin nöro-kimya ve genetiğe odaklanarak zıt bir hâl almıştır. Sosyal psikiyatri 20. yüzyıl sürsince psikiyatride biyo-psikiyatriden daha baskın olmuştur.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya posttravmatik stres bozukluğu (PTSD), travma yaratan bir olayın yaşanmasından sonra, o olayın günlük yaşamda veya rüyada tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur.

<span class="mw-page-title-main">Paranoid kişilik bozukluğu</span>

Paranoid kişilik bozukluğu (PPD), paranoya ve başkalarına karşı yaygın, uzun süreli şüphecilik ve genel güvensizlik ile karakterize edilen bir ruhsal bozukluktur. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler aşırı duyarlı olabilir, kolayca hakarete uğrayabilir ve korkularını veya önyargılarını doğrulayabilecek ipuçları veya öneriler için çevreyi dikkatli bir şekilde tarayarak dünyayla ilişki kurmayı alışkanlık haline getirebilirler. Hevesli gözlemcilerdir ve sıklıkla tehlikede olduklarını düşünürler ve bu tehlikenin işaretlerini ve tehditlerini ararlar, potansiyel olarak diğer yorumları veya kanıtları takdir etmezler.

Histrionik kişilik bozukluğu Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından genellikle yetişkinliğin ilk dönemlerinde başlayan, aşırı duygusallık ve dikkat çekmek, çevresi tarafından onay arama ihtiyacının yüksekliği ile kendini belli eden kişilik bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Narsistlerden farklı olarak çevreleriyle ilişkilerinin her dakikasına dikkat ederler.

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu (SAB), sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek bir anksiyete bozukluğudur. Bu korkular, başkalarından algılanan veya gerçekten yapılan bir gözlemleme ile tetiklenebilir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan bireyler, diğer insanların onlar hakkında olumsuz bir şekilde düşünmelerinden korkarlar.

Psikopatoloji, duygu, düşünce ve davranış bozukluğu, ruhsal bunalım, anormal/uyumsuz davranış üzerine araştırma dalıdır. Bu terim genel olarak psikiyatride patolojinin hastalık süreci olarak kullanılır. Medikal olmayan psikoloji dilinde Anormal psikoloji de psikopatoloji olarak kullanılır.

Puberfoni ya da Mutasyonel Falsetto, preadolesan dönemde yüksek perdeli (ince) sesi, adolesan ve yetişkinlik döneminde alçak perdeli (kalın) sese çevirmede yetersizlik ile karakterize bir ses bozukluğudur. Puberte (ergenlik) dönemindeki bireylerde ortaya çıkıp düzeltilmediği takdirde ileride de devam eden ses perdesinin normal olmayan düzeyde ince olması ile karakterizedir. Puberfoni genel olarak erkeklerde görülen bir ses bozukluktur. Kızlarda da görülebilmesine rağmen kadın sesinin yüksek perdeli olması sebebiyle fark edilmeyebilir.

Bağımlı kişilik bozukluğu (BKB), Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından ileri derecede bağımlı, uysal ve boyun eğen kişilik olarak kendini belli eden kişilik bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Bu kişilik bozukluğu, insanların duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarına bağımlı olduğu uzun vadeli bir durumdur. Bağımlı kişilik bozukluğu, aşırı korku ve kaygı ile karakterize edilen bir C kümesi kişilik bozukluğudur. Genel olarak erken yetişkinlik döneminde semptomplar ortaya çıkmaya başlar. Semptomlar, aşırı pasiflik, ilişkilerin sona ermesi sonucu yıkım veya çaresizlik, sorumluluklardan kaçınma ve aşırı derecede boyun eğme gibi davranışları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Aaron T. Beck</span> Amerikalı ruh hekimi (1921 – 2021)

Aaron Temkin Beck, Amerikalı psikiyatr. Bilişsel davranışçı terapinin kurucusu olarak kabul edilmektedir. 1954 yılında geçtiği Pensilvanya Üniversitesi'nin psikiyatri bölümünde vefatına kadar emekli öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmekteydi. Ayrıca Beck, dört çocuğundan birisi olan, Dr. Judith Beck tarafından yönetilen bir araştırma ve eğitim merkezi olan, Beck Enstitüsü'nün de kurucusudur.

Kleptomani bir kişinin belirli bir neden olmaksızın gösterdiği istemsiz hırsızlık davranışıdır. Ruhbilimde dürtü kontrol bozukluğu sınıfında incelenen bu olgu, kişisel kullanım ve ekonomik kazanç gibi gereksinimlerden bağımsız biçimde ortaya çıkmaktadır. Olgu, kaygı ve yeme bozukluğuyla da ilişkilendirilmektedir.

Kendine zarar veren kişilik bozukluğu önerilen bir kişilik bozukluğuydu. Diğer kişilik bozukluğu için bir tanımlayıcı olarak 1980'de DSM-III'te bahsedilmiştir. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı'nın (DSM-III-R) 1987'deki gözden geçirilmiş üçüncü baskısının bir ekinde tartışılmış, ancak hiçbir zaman resmi olarak el kitabına kabul edilmemiştir. Diğer kişilik bozukluklarıyla önemli ölçüde örtüşmesi nedeniyle bu ayrım klinik olarak değerli görülmemiştir. Hem DSM-III hem de DSM-III-R bu durumu cinsel mazoşizmden ayırmıştır.