Anadolu'da Antik Roma Tiyatroları, Anadolu yarımadasındaki Roma dönemlerinden kalma açık hava tiyatrolarını ifade eder.

Ankara Roma Hamamı veya Caracalla Hamamı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir Roma hamamıdır. Günümüzde Hacı Bayram Mahallesi sınırları içerisinde yer alan yapı, ilk katmanı Frigler dönemine kadar uzanan bir höyük üzerine inşa edilmiştir.

Sistina Şapeli Vatikan'da, Papa'nın resmi ikametgâhı Apostol Sarayı'nda bulunan bir şapeldir. Esasen Cappella Magna olarak bilinen şapel, adını onu 1477 – 1480 yılları arasında restore eden Papa IV. Sixtus'tan aldı. O zamandan bu yana şapel hem dînî, hem sivil papalık etkinliklerine ev sahipliği yapan bir yer oldu. Günümüzde papalık seçimlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Sistina Şapeli'nin şöhreti büyük oranda iç mekânını süsleyen fresklerden gelmektedir. Bunlar arasında en önemlileri Michelangelo tarafından yapılan Sistina Şapeli tavanı ve Son Hüküm'dür.

Cihangir Camii, Beyoğlu, Pürtelaş mahallesinde, Cihangir yokuşundadır. İlk cami Kanuni Sultan Süleyman tarafından Şehzade Cihangir için Mimar Sinan'a yaptırılmıştı (1559). Sonra cami deprem ve yangınlarda defalarca yıkılıp yapılmış, en son 1889'da II. Abdülhamid yenilemiştir.

Marcellus Tiyatrosu Roma'nın Sant'Angelo bölgesinde bulunan Antik bir Roma Tiyatrosu. Yapıya, tamamlanmasından beş yıl önce ölen Roma İmparatoru Augustus'un yeğeni Marcus Marcellus'un anısına onun adı verilmiştir. Tiyatronun yapılacağı yer Jül Sezar tarafından temizlenmiş, ancak yapımına onun ölümünden sonra başlanabilmiştir. Tiyatronun inşası henüz tamamlanmadığı halde MÖ 17 yılında yapılan ludi saeculares oyunları binanın içinde yapılmıştır. Tiyatro tam olarak MÖ 13 yılında tamamlanmış ve yine MÖ 12 yılında Augustus tarafından resmi açılışı yapılmıştır.

Kemeraltı, Türkiye'nin İzmir şehrinde, Konak ilçesindeki Mezarlıkbaşı semtinden başlayarak Konak Meydanı'na kadar ulaşan ve ticari faaliyetlerin yoğun şekilde yaşandığı semt ve çarşıdır. Fevzipaşa Caddesi ve Eşrefpaşa Caddesi çarşının kara sınırlarını oluşturur.

Trevi Çeşmesi, İtalya'nın başkenti Roma'nın Trevi semtinde, İtalyan mimar Nicola Salvi tarafından tasarlanan, Giuseppe Pannini ve diğer mimarlar tarafından tamamlanan bir çeşmedir. 26.3 metre yüksekliğe ve 49.15 metre genişliğe sahip olan yapı, Roma'nın en büyük Barok çeşmesidir.

Tonoz; mimarlıkta kemerlerin bir araya gelmesiyle oluşturulan, genellikle tavan örtüsü olarak işlev gören yapı parçasıdır. Çoğunlukla tuğla ve harçla örülür ve alttan obruk, yarım silindir biçiminde görünür.

Kemer, mimarlıkta iki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantıdır. Kemerler ilk olarak MÖ 2. binyılda Mezopotamya mimarisinde görülmüş, sistematik kullanımı ise bu tekniği çeşitli mimari yapılara ilk kez uygulayan Romalılarla başlamıştır.

Trallesli Anthemius, Konstantinopolis şehrinde bulunan Ayasofya Katedrali'ni, İsidoros ile birlikte tasarlayan Doğu Romalı mimar. Katedralin tasarımında, tamamen yeni bir mimari türü kullandı, bu da kiliseyi son derece istikrarsız hale getirmeye katkıda bulundu, bu yüzden yapının birkaç kez onarılması gerekti. İki odakta sabitlenmiş bir ip ile bir elipsin yapımını ve parabolün odak özelliklerini anlattı. Fizikte ışığın aynalardan yansımasını inceledi.

Apsis, Hristiyanlığın dini mabetleri olan kiliselerin sunak odasını kapsayan, çoğunlukla yarım daire ya da çokgen, çok nadir durumlarda dikdörtgen planlı bir yapı unsurudur. Apsisler antik döneme ait bazilikalarda yaygın olarak da mimari öğe olarak kullanılmıştır. Apsisler, yapının cephesinde dışa doğru göbekli bir yapı olabildiği gibi, bina içlerinde ya da dikdörtgen planlı duvarlarla da sarılı olabilir. Apsislerin çatısı çoğunlukla yarım kubbe biçiminde olur, ancak düz çatılı apsisler de mümkündür. Çoğunlukla kiliselerin yan neflerinden, yan şapellerinden veya apsislerinden açılan küçük apsislere ise, mimarlıkta apsidiyol denir.

Neoklasik mimari 18. yüzyıl ortalarından itibaren İtalya ve Fransa'daki Neoklasik hareket ile birlikte oluşmuş mimarî akım. Avrupa'da önceki iki yüzyılın en yaygın akımları olan Rönesans ve Barok halihazırda antik Roma ve Yunan mimarisine yönelik bazı öğelerin tekrar canlandırılmasına önayak olmuşsa da Neoklasik mimari bu dönemlerin fazla mimari unsurlarını eleyip modern amaçlara hizmet eden ancak daha saf ve otantik bir klasik tür yaratmış ve batı dünyasında en yaygın akımlardan birine dönüşmüştür.

Gotik mimari Orta Çağ'ın ortalarından sonuna kadarki süreçte yaygın olarak uygulanmış bir mimari stilidir. Amacı Tanrı'nın büyüklüğünü yansıtan muhteşem yapılar karşısında insanın acizliğini simgelemektir. Romanesk mimarinin gelişmesiyle ortaya çıkmış, zamanla yerini Rönesans mimarisine bırakmıştır. Alametifarikaları arasında kaburgalı tonozlar, sivri kemerler ve uçan payandalar bulunur. Gotik mimarinin Romanesk mimariden dönüşümü, Romanesk mimarinin çapraz tonozlarına kaburga eklenmesiyle gerçekleşti.

Diyarbakır Kalesi veya Diyarbakır surları, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir yapı. İç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Surlardaki ana girişler Dağ Kapı, Urfa Kapı, Mardin Kapı ve Yeni Kapı 'dır. Yaklaşık dokuz bin yıllık olan surlar, Çin Seddi'nin ardından dünyadaki en uzun ve geniş savunma duvarıdır. 2000'de yapıyı Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil eden UNESCO, 2015'te ise Dünya Mirası olarak tescil etti. Ayrıca Diyarbakır'ın çok eski yapısı olan Keçi Burcu da Sur ilçesinde yer almaktadır. Surlar, İç ve Dış Kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
Antik Roma Tiyatrosu, Roma İmparatorluğu döneminde İspanya'dan Orta Doğu'ya kadar imparatorluk sınırları içindeki pek çok yerde inşa edilmiş tiyatro yapılarının adıdır.
Zinciriye Medresesi ya da bilinen diğer adıyla Sincariye Medresesi, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir medresedir.

İstanbul Belediye Sarayı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için inşa edilen bina. Mimar Nevzat Erol tarafından tasarlanmıştır. Günümüzde hala İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanılmaktadır.

Kaburgalı tonoz, ağtonoz ya da ağ tonoz, çok sayıda kaburganın birbiri ile kesişmesi ile ağ biçiminde örülmüş, bilhassa Gotik mimaride rastlanılan bir tonoz çeşididir. Bir tonozu taşıyan kemerlerin üstünde çıkıntı yapan ve tonozdan gelen yükü ayaklara ileten silme olan kaburgalar, birbirleriyle çapraz biçimde kesişirler. Kaburgaların kesiştiği noktada bir kilit taşı bulunur.

Beşik tonoz, kemer profiline göre yarım daire veya sivri kesitli olabilen tek bir eğriden oluşan tonoz türü. Genelde yarım daire kesitli, silindirik içbükey bir örtü oluşturacak şekilde kullanılır. En basit tonoz türü olan beşik tonoz, temelde yan yana koyulan kemerlerden ibarettir.

İtalya, 1861 yılına kadar çeşitli küçük devletlere bölünmesi nedeniyle, döneme veya bölgeye göre basitçe sınıflandırılamayacak kadar geniş ve çeşitli bir mimari tarza sahiptir. Bu, mimari tasarımlarda oldukça çeşitli ve eklektik bir yelpaze yaratmıştır. İtalya, antik Roma döneminde su kemerleri, tapınaklar ve benzeri yapıların inşası, 14. yüzyılın sonlarından 16. yüzyıla kadar Rönesans mimari hareketinin kurulması; Neoklasik mimari gibi hareketlere ilham veren 17. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında başta Birleşik Krallık, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere tüm dünyada soyluların kır evlerini inşa ettikleri tasarımları etkileyen bir inşaat tarzı olan Palladyanizm'in anavatanı olması gibi önemli mimari başarıları ile tanınır.