İçeriğe atla

Çapraz sorgu

Çapraz sorgu (İngilizce:Cross-examination), genel olarak; hukuki gerçeğin, tanık ifadelerindeki güvenirlik ve çelişkilerin ortaya çıkartılabilmesi için karşı tarafın tanığının sorgulanması işlemidir. Bu sorgulama işleminin uygulanması ülkelere göre farklılıklar göstermektedir. Ancak genel olarak sistem en geniş anlamıyla, Anglosakson ve Kıta Avrupası hukukunda kullanılmaktadır.[1][2]

Sorgulama işleminin tanığı çağıran taraf tarafından yapılmasına doğrudan sorgu, daha sonra tanığın kendisini çağıran tarafın değil karşı tarafın sorgulamasına da çapraz sorgu denmektedir.

Günümüzde çapraz sorgunun adil ve objektif bir yargılama için zorunluluk olduğu savunulmaktadır.[1] Ancak bu terim ile adli kolluğun savcının talimatıyla yürüttüğü hazırlık soruşturması veya soruşturma esnasında birden fazla kolluk personelinin katılımıyla yapılan bir sorgu biçimi olan çapraz sorgu ile karıştırılmaması gereklidir. Burada anlatılan çapraz sorgu yalnızca hakim önünde gerçekleşen sorgulama işlemleridir.

Çapraz sorguda soru yöneltilen kişiye, neden, nasıl ve niçin soruları gibi yorum içeren cevaplar verilebilecek sorular yerine, kısa cevaplar vereceği soruların sorulması yaygın kullanım şeklidir. Çapraz sorgu yönteminin sonucu öngörülemeyeceğinden dolayı, zaman zaman başvuranın aleyhine de sonuçlar ortaya çıkabilir. Çapraz sorgu genellikle hedeflenen bilgilere ulaşılamadığında bir çıkar yol olarak kullanılmalıdır.[1]

Yargı çeşitleri

Türkiye

Şu anda kullanılmayan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunun 232'nci maddesinde ve günümüzde geçerli, uygulanmakta olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 201'inci maddesinde çapraz sorgu olarak tanımlanan sorgu yöntemi Doğrudan Soru Yöneltme başlığı altında açıklanmaktadır.

Maddede savcı, avukat veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukatın; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan veya hakim aracılığıyla soru yöneltebileceği belirtilmiştir. Eski ceza muhakemeleri kanununda ise savcı ve avukatın aralarında anlaşmaları gerektiğinden dolayı çok fazla kullanım imkânı bulunamıyordu.[1]

Ayrıca bakınız

  • Doğrudan sorgu
  • Tanıklık
  • Tanığın azli

Kaynakça

  1. ^ a b c d "ÇAPRAZ SORGU (Cross examination)". caginpolisi. 13 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  2. ^ "Doğrudan ve Çapraz Sorgu". celik-akbulut. 6 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Avukat</span>

Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı yapmış, avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak icra eden kişidir. Avukatın eş anlamlıları aklavcı ve vekil sözcükleridir. Eski kullanımda muhami denirdi. Avukatların faaliyette bulunması için baroya kaydolmaları zorunludur. Genellikle çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda hukuk danışmanı, zabıt kâtibi, hakemlik, arabuluculuk, mübaşir, arzuhâlci, halk noteri görevlerini de yerine getirebilir.

Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.

<span class="mw-page-title-main">Adalet</span> Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması

Adalet, en geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır. Sıklıkla adaletin genel tartışması felsefe, dinbilim ve dindeki genel durumu ve hukuk bilimi ve hukukun uygulanması gibi prosedürel adalette bulunan iki farklı alana yoğunlaşır.

<span class="mw-page-title-main">Adli tıp</span> Tıbbi bilim dalı

Adli tıp, tıp biliminin ceza hukuku ve medeni kanunlara, özellikle de ceza hukuku tarafında, kabul edilebilir kanıtların ve ceza usulünün yasal standartlarına uygun olarak, ceza soruşturması sırasında uygulanmasıdır. Adli bilim insanları, araştırma sırasında bilimsel kanıtları toplar, muhafaza eder ve analiz eder. Bazı adli bilim insanları delilleri toplamak için suç mahalline seyahat ederken diğerleri başkalarının kendilerine getirdiği nesneler üzerinde analiz yaparak laborant rolünü üstlenirler.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (hukuk)</span> mahkemede duruşmalara bakan ve kararı açıklayan yetkili kişiye verilen isim

Hâkim veya yargıç, adaleti sağlamak üzere bağlı bulunduğu topluluğun hukuk kural ve prensiplerine dayanarak bağımsız ve tarafsız olarak karar veren kimsedir. Bazı hukuk sistemleri tek hâkimli, bazı sistemler ise hâkimler heyetinden oluşan yargılama biçimlerini benimsemiştir. Hâkimler ceza, hukuk, idare veya askeri mahkemelerde görev yapabilirler. Yaptıkları görevden ötürü toplum içerisinde saygınlık sahibi, alanında uzman ve güvenilir kişilerden seçilmeleri gerekir.

Soru veya sual, bilgi isteğinde bulunmak için dilsel bir ifade ya da istek kullanılarak yapılan bir tür ifadedir. İstenen bilgiler için olumlu veya olumsuz şekilde bir cevap verilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4 Aralık 2004'te kabul edilen ve 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 5271 sayılı kanundur. 4 Nisan 1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu yürürlükten kaldırdı.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'deki kolluk kuvvetleri</span> Türkiye Cumhuriyetinin asayişten sorumlu birimlerinin genel ismi

Türkiye'deki kolluk kuvvetleri, Türkiye'deki kolluk kuvvetleri veya aynı anlamı taşıyan kolluk kuruluşlarının sınıflandırılması ve türlerine göre ayrımıdır. Türkiye'deki kolluk kuvvetlerinin çoğu Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığına bağlıdır.

Ağır ceza mahkemesi, Türkiye'de ceza davalarına bakan mahkemeler arasında, kanunlarda öngörülen cezaların ağırlığı kriteri uygulanarak asliye ceza mahkemelerinin görevini aşan tüm suçlara ilişkin davalara bakmakla görevlendirilmiş olan mahkemedir. Ağır ceza mahkemesi kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan yağma, irtikap, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflas suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve "10 yıldan fazla" hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla görevlidirler. Ele aldıkları davaların cezaları daha ağır olduğundan, sulh ceza hakimlikleri ve asliye ceza mahkemelerinden sonra ilk derece ceza mahkemeleri arasında 3. basamakta yer alan yüksek görevli mahkemelerdir. Avukatların görevi sırasında işledikleri suçların yargılaması ağır ceza mahkemesinde yapılır.

Medeni usûl hukuku, özel hukuk yargılama usulünü konu alan hukuk dalıdır. Çekişmeli ve çekişmesiz yargı şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargının konusu davadır. Çekişmesiz yargı ise genel anlamda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan, kişinin daha çok malvarlığı ve şahısvarlığına etki eden işleri konu edinen bir yargılama türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Brenda Ann Spencer</span>

Brenda Ann Spencer, 19 Ocak 1979 tarihinde henüz 16 yaşında iken San Diego, Kaliforniya'da bulunan evinin penceresinden karşı sokakta yer alan Cleveland İlkokulu'ndaki öğrencilere ateş ederek 2 kişiyi öldürmekten, 9 kişiyi ise yaralamaktan hüküm giyen Amerikalı katildir. Spencer olayın ardından yapılan sorguda herhangi bir pişmanlık belirtisi göstermemiş ve sorguda kendisine yöneltilen sorulara "Pazartesi günlerini sevmiyorum" şeklinde cevap vermiştir. Spencer'ın sorgusunda eylemine gerekçe olarak gösterdiği bu sözleri The Boomtown Rats grubunun 1979 yılındaki "I Don't Like Mondays" adlı şarkısı için ilham kaynağı oldu.

Ceza muhakemesi veya ceza yargılaması, ceza hukukunda iddia, savunma ve yargılama sürecidir. Amaç ise maddi gerçeğe ulaşılmasıdır.

Mahkeme Çevirmenliği, mahkemelerde yabancı dilde tanık, sanık ve davalı taraflar dinlenirken iletişim çözümü sunar. Gelişen uluslararası ilişkililerle beraber, insanların hukuki sorunları da artmaktadır. Çeşitli ülkelerde yaşayan yabancı kişilerin, devlet kurumlarındaki iletişim sorunu, bu çeviri türünün gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Örnek olarak da, yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumları gösterebiliriz.

<span class="mw-page-title-main">Halk Mahkemesi (Almanya)</span>

Halk Mahkemesi, Nazi Almanyası'nda kurulan bir özel mahkemeydi.

12 Eylül Davası, 12 Eylül Darbesi'ni gerçekleştiren komutanlardan hayatta kalanların yargılandığı dava. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK'nin "Devlet Kuvvetleri Aleyhine Cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tahsin Şahinkaya'nın, Kenan Evren’den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü ve kararlar kesinleşmedi. Yıllar sonra, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi sonrası; Kenan Evren'in ifadesini alan dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'ya dava açan dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı, açılan davaya ilk bakan hâkimler ve iddia makamında bulunan savcılar, "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması" kapsamında meslekten ihraç edildi. Daha sonra bazıları yargılandı ve mahkûm oldu.

Yargılama Hukuku mahkemelerdeki yargılama yöntemlerini (usul) belirler. Örneğin; Adli Yargıda hakim karşısına çıkmak esas iken, İdari Yargı’da davalar dosyalar üzerinden görülür ve istisnalar hariç hakim karşısına çıkılmaz.

<span class="mw-page-title-main">Tutuklama</span> genellikle bir suç işlediğinden veya planladığından şüphelenildiği için bir kişinin özgürlüğünün yargılama süresince yasal olarak belirlenen süre boyunca kısıtlanmasına yönelik tedbir kararı

Tutuklama, genellikle bir kişinin bir suç işlediğinden şüphelenildiği zaman veya gözaltına alındıktan sonra yasal koruma ve kontrol için yapılan, kişinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir koruma tedbiridir. Tutuklama, yargılamaya ilişkin nihai bir hüküm değildir. Bu nedenle, tutuklanan kişi sonrasında daha fazla sorgulanabilir ve/veya suçlanabilir, bulgular kişinin lehine ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılabilir veyahut suçu işlemediği sübut bulmuşsa beraat edebilir.

Kız Çocukları Davası, 7 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul'da ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik operasyon sonucunda 41 kişi hakkında açılan ve 23 Eylül 2024'te İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan dava.