İçeriğe atla

Çanakkale Şehitlerine

Çanakkale Şehitlerine, Mehmet Âkif Ersoy'un Çanakkale Savaşı'nda hayatını kaybeden askerlere seslenme şeklinde yazdığı şiiri.

Türk edebiyatında vatanseverlik konusunda yazılmış en önemli edebî metinlerden biri kabul edilir.[1] Ersoy'un İstiklâl Marşı ile beraber en ünlü eserlerindendir.[2] Mesnevi nazım şekliyle ve aruz ölçüsüyle kaleme alınmıştır.

İlk olarak 10 Temmuz 1924 tarihli Seîilürreşâd mecmuasında yayınlanmıştır; Şairin şiirlerinin toplandığı Safahat'in altıncı kitabı olan Asım'ın son bölümünde yer alır. Güçlü batı medeniyeti ile maneviyata dayanan Müslüman Türk medeniyetinin Boğaz'da çatışması anlatılır. Şairin arkadaşı Binbaşı Ömer Lütfi Bey'e ithaf edilmiştir.

Eser, Türkiye'de Çanakkale Şehitlerini Anma Günü olarak kabul edilen 18 Mart törenleri sırasında sıkça seslendirilir.[3]

Yazılışı

Mehmet Akif, 1914 yılının sonlarında Harbiye Nezâreti'nin istihbarat çalışmaları için kurduğu Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın verdiği görevle Berlin’e gitmiş, ardından aynı görevle Arabistan'a geçmişti. Berlin'de bulunduğu sırada, yıllar önce Sebiîürreşâd'ın yazıhanesinde tanışmış olduğu, askerî mühimmat işleri için Berlin'de bulunan Askeri Ateşe Binbaşı Ömer Lütfi Bey'le karşılaştı. Onunla sık sık bir araya geldi; sohbetlerinin çoğu Çanakkale muharebeleri üzerineydi. Mehmet Akif, Berlin'de kaldığı süre boyunca cephede yaşananları yakından takip etti. Safahat’ının beşinci kitabındaki manzumelerden biri olan ve son 85 mısrasında Çanakkale gazi ve şehitlerine hitap edilen Berlin Hâtıraları’nı bu dönemde yazdı.

Görevi gereği Arabistan'a gittiğinde, Medine’nin kuzeydoğusundaki Hâil kasabasında kaldığı günlerde Necid Çöllerinden Medine’ye şiirini yazan Mehmet Akif, Ekim 1915'te dönüş yolunda iken Hicaz hattındaki El Muazzam istasyonuna vardığında Çanakkale cephesinde devam eden kara muharebelerine ilişkin bir başarı haberi aldı.[4] Pek çok kaynakta Çanakkale Şehitlerine şiirinin bu haberin verdiği coşku ile yazıldığı ifade edilir. Araştırmacı yazar Ertuğrul Düzdağ’ın tespitlerine göre, Çanakkale Şehitlerine şiiri 1923-1924 yılları içinde yazılmış ve ilk olarak 10 Temmuz 1924’te Sebîlürreşâd’da yayınlanmıştır.[5]

Bölümleri

Şiir bölümlere ayrılmamıştır; kabaca üç bölümde incelenebilir:[4]

“Şu Boğaz harbi nedir?sorusuyla başlayan şiirin birinci bölümünde Boğaz'a yapılan bir düşman saldırısı anlatılır. Boğazlar'a saldıran düşman, kafesinden kaçmış, yırtıcı bir sırtlan kümesine benzetilir. İkinci bölümde çatışma anında bir savaş sahnesi betimlenir. Uçaklar, bombaların şimşek gibi çakması, gülle ve tüfeklerden çıkan mermiler, yaylım ateşi bir aksiyon filmi hızıyla betimlenir. Üçüncü bölümde, savaşta canlarını veren askerler anlatılır, hızın yerine sükunet alır.

Kaynakça

  1. ^ Dayanç, Muharrem (Mart 2007). "Bir Vatanseverlik Ölçüsü Olarak Mehmet Akif Ersyo'un Çanakkale Şiirinin Hikayesi". Türk Yurdu dergisi. 4 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2023. 
  2. ^ Mehmet Sarı. "Mehmet Âkif Ersoy'un Bir Şiirinde Karamsarlık ve Ümit" (PDF). Afyon Kocatepe Üniversitesi. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2013. 
  3. ^ Alpaslan Aliağaoğlu (2008). "Savaş Alanları Turizmi İçin Tipik Bir Yer: Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı" (PDF). Millî Folklor, 78. 15 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2013. 
  4. ^ a b Yalçin-Çelik, S. Dilek (1 Aralık 2003). "Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanıldı... Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitleri"". Bilig (27): 85-106. ISSN 1301-0549. 4 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2023. 
  5. ^ Güler, Ali (5 Ocak 2020). "Birinci Dünya Savaşı ve mütareke döneminde Mehmet Akif Ersoy-1". Turkgun.com sitsei. 5 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İstiklâl Marşı</span> Türkiye ve Kuzey Kıbrısın ulusal marşı

İstiklâl Marşı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî marşı.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Esat Bülkat</span> Türk asker

Mehmet Esat Bülkat veya Esat Paşa, Türk asker. Balkan Savaşları sırasında kendi gibi asker olan küçük kardeşi Mehmet Vehip Kaçı ile birlikte Yanya'da gösterdiği savunma ve direnişi ile tanınan Esat Paşa, yine küçük kardeşi ile birlikte görev aldığı Çanakkale Savaşı'nda büyük başarı göstermiş; düşman kuvvetlerinin boğazı geçip İstanbul'a varmasını önleyen komutanlardan biri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Âkif Ersoy</span> Türk şair, veteriner hekim, öğretmen ve siyasetçi

Mehmed Ragîf, daha sonra Mehmet Âkif Ersoy, Türk şair, veteriner hekim, öğretmen ve siyasetçidir.

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Şehitleri Anıtı</span> Çanakkale Boğazının ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan anıt

Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il ve Eceabat ilçe sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan anıt.

<span class="mw-page-title-main">Nuri Conker</span> Türk asker ve siyasetçi

Mehmet Nuri Conker, Türk asker ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Mehmetçik</span>

Mehmetçik, Osmanlı ve Türkiye'de askerin halk dilindeki genel adı.

<span class="mw-page-title-main">57. Piyade Alayı (Osmanlı)</span> Osmanlı askeri bölüğü

57. Piyade Alayı, Osmanlı İmparatorluğu ordusuna mensup alay. Çanakkale Kara Muharebeleri'nin başlangıcı kabul edilen Anzak Çıkarması ve sonrasında gerçekleşen muharebelerdeki başarısıyla bilinir. Alay, 30 Kasım 1915 tarihinde Osmanlı Padişahı V. Mehmed tarafından Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyaları ve Harp Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Nâzım</span> Türk asker

Mehmet Nâzım, Türk asker.

Safahat , Mehmet Âkif Ersoy'un 1911-1933 yılları arasında yayımladığı yedi şiir kitabındaki şiirleri bir araya getiren eserdir.

Mehmet Âkif Ersoy ismine sahip olan kişiler veya mekânlar bunlardır:

Safahat, milli şair Mehmet Akif Ersoy’un ilk şiir kitabının adıdır.

Süleymaniye Kürsüsünde, Mehmet Akif Ersoy’un şiir külliyatı Safahat’ın bir tek uzun manzumeden oluşan ikinci kitabının ve bu kitapta yer alan uzun manzumenin adıdır. Eser, ilk defa 1912’de Sebilürreşad’da dokuz bölüm hâlinde tefrika edilmiş, aynı yılın eylül ayında kitap olarak basılmıştır.

Asım, Mehmet Akif Ersoy’un şiir külliyatı Safahat’ın altıncı kitabının adıdır. 1924 yılında basılmıştır.

<i>Hakkın Sesleri</i> Safahatı oluşturan kitaplardan üçüncüsü

Hakkın Sesleri şair Mehmet Âkif Ersoy'un Safahatını oluşturan kitaplardan üçüncüsüdür. 1913 yılının ilk aylarında Balkan Harbi yenilgisi günleri içerisinde kaleme alınan ve 10 şiirden ibaret olan Hakkın Sesleri aynı yılın Haziran ayında İstanbul'da Sebilürreşad Kütüphanesi'nin 7 nolu kitabı olarak yayımlanmıştır. Hakkın Sesleri Akif'in bazı ayetlere manzum yorumunu yaptığı şiirlerden meydana gelir. Balkan Savaşı yıllarında yazılan bu şiirlerde Akif umutsuzlukla çırpınır, öfkeyle haykırır, çaresizlikle ağlar. Fakat umudunu kaybetmez; halkın silkinerek üzerindeki ölü toprağı atacağına dair inancını korumaya başlar.10 şiir, 482 mısra.Sekiz ayet ve bir hadisin açıklaması ile milletin düştüğü felaketlerden kurtulma yollarını göstermeye çalıştı. Ayetlerden ve bir hadisten hareket eden Akif coşkulandırmaya, umutlandırmaya çalışmıştır.Nurettin Topçu'nun Akif'in şiirinde bulduğu isyan ve iman en yoğun şekilde görüldüğü eser Hakkın Sesleri'dir.


Safahat'ın 5.kitabı olan Hatıralar Birinci Dünya Savaşı sırasında Mehmet Âkif Ersoy'un yaptığı seyahatlerdeki gözlemleri anlatılmaktadır. 10 şiir, 1314 mısra olmak üzere yayınlanmıştır. Tamamı 10 şiirden meydana gelen Hatıralar'daki şiirlerden dördü bazı ayet ve hadislerin manzum yorumudur. Bu yönüyle Safahat'ın üçüncü kitabı olan Hakkın Sesleri'ndeki şiirlere benzer. Kitap'daki en önemli ve bir bakıma kitaba adını veren şiir Berlin Hatıraları'dır. Âkif'in Birinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı Berlin seyahati'nin izlenimlerini yansıtan bu şiir, onun İslâm dünyası ile Batı'yı gözlemlerine dayanarak karşılaştırmış olması dolayısıyla önemlidir.. Kitaptaki Necid Çöllerinden Medineye ve El-Uskur'da şiirleri de Âkif'in Arabistan ve Mısır seyahat izlenimlerinin ürünüdür. Bu şiirlerin tamamın ortak noktası, bizim için bir felaketle sonuçlanan Birinci Dünya savaşı yıllarında kaleme alınmış olmaları ve bu yüzden Balkan Savaşı'nın acılarını yansıtan Hakkın Sesleri'ndeki şiirler gibi hüzün ve karamsarlığın şiirlerde egemen olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Zenci Musa</span> Osmanlı döneminde asker

Zenci Musa ya da Sudanlı Zenci Musa Teşkîlât-ı Mahsûsa mensubu ve Osmanlı Ordusu'nda gönüllü askerdi. Kuşcubaşı Eşref'in emir eri olarak tanınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Arkeoloji Müzesi</span>

Çanakkale Arkeoloji Müzesi, 1984 yılı ile 2018 yılları arasında Çanakkale ve çevresindeki arkeolojik bulunduların sergilendiği müze. 2020 yılı Ocak ayında iyibaren Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi olarak hizmet veren bina.

Ordunun Duası, Mehmet Âkif Ersoy'un 1920'de Türk Kurtuluş Savaşı döneminde Türk ordusunu yüreklendirmek amacıyla yazdığı bir şiiridir. Safahat'ta yer almayan ve Ali Rıfat Çağatay tarafından nihavend makamında marş olarak bestelenen şiir yayımlandıktan bir süre sonra Türk askerî birliklerince kullanılmaya başlandı. Şiir, şairin Cenk Şarkısı şiiriyle beraber İstiklâl Marşı'na yakın mısralar barındırmakta ve İstiklal Marşı'nın bir prototipi olarak görülmektedir.

Mehmet Akif Ersoy Yağlı Güreşleri ya da Mehmet Akif Ersoy Yağlı Pehlivan Güreşleri, Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde Bayramiç Belediyesi tarafından düzenlenen bir Türk yağlı güreş turnuvasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bülbül (şiir)</span>

Bülbül, Mehmet Âkif Ersoy'un Bursa'nın 1920 yılı Temmuz ayında işgal edilmesi üzerine yazdığı mesnevi düzenindeki şiir.