İçeriğe atla

Çağatayca

Çağatayca
Ana dili olanlarÇağatay Hanlığı, Kırım Hanlığı,[1] Babürlüler ve tarihsel Orta Asya devletleri.
BölgeOrta ve Güney Asya
Dil ailesi
Ardıl
Yazı sistemiÇağatay alfabesi
Dil kodları
ISO 639-2chg
ISO 639-3chg
Glottologchag1247[2]
Chengde Dağ Konutu'ndaki Lizheng Kapısı (Çince: 麗正門; pinyin: Lìzhèng Mén); soldan ikinci sütun, Nestâlik ile yazılmış Çağataycadır.

Çağatayca, Çağatay Türkçesi veya Doğu Türkçesi, 15. yüzyılda Timurluların idaresi altında gelişen ve 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına dek Orta Asya'daki Müslüman Türk halkları tarafından ortak yazı dili olarak kullanılan dildir.[3]

Çağatay Han, Çingiz Han’ın Börte Hatun’dan doğan ikinci oğludur. Çingiz Han’ın 1227 yılında vefat etmesinden sonra Türk-Moğol Devleti’nin yönetimi dört oğlu arasında paylaştırılmıştır. Bu paylaşımdan Çağatay Han’a verilen pay, doğuda Uygur ülkesinden batıda Semerkant ve Buhara’ya kadar olan bölgelerdir. Çağatay Han, belirtilen coğrafyayı, Çingiz Han’ın vefatından sonra 1229 yılında toplanan kurultayda han seçilen kardeşi Ögedey adına yönetmiştir. Çağatay Hanlığı veya Çağatay Devleti olarak bilinen bağımsız siyasi yapı Çağatay Han’ın vefatından sonra meydana getirilmiştir.[4] Çağatay sözcüğü özellikle Duva Han’ın zamanında devletin resmi adı olarak kullanılmaya başlarken aynı zamanda Maveraünnehir’de yaşayan konar-göçer Türkleri tanımlamak için de kullanılmaya başlanmıştır. Bu adlandırma, Çağatay Hanlığı’nın ortadan kaldırılmasından sonra da varlığını sürdürmüştür. Timürlüler devri ve sonrasında hatta 19. yüzyıla dek Çağatay adının bazı konar-göçer topluluklar arasında kimlik mahiyeti taşıdığı görülmüştür.[5]

Çağatay teriminin bir edebî dili tanımlamak üzere kullanımını ilk kez Ali Şir Nevâyî’de görmekteyiz. Nevâyî, Mizanü’l Evzan’da “Çağatay lafzı” terimini kullanmıştır.[6] Bununla beraber Nevâyî döneminin edebî dilini tanımlarken daha çok “Türk tili, Türki til ve Türkçe” gibi terimleri tercih etmektedir. 15. ve 16. yüzyılda Doğu Türkçesiyle eser veren diğer müellifler de eser verdikleri edebî dili tanımlamak için “Türk tili, Türk elfāzı, Türki til, Türki lafzı, Türkçe til, Türki ve Türkçe” terimlerini kullanırken Çağatay terimini hemen hemen hiç kullanmamışlardır.[7][8] Avrupa’da Çağatayca teriminin yerleşmesine önayak olan Yahudi asıllı Macar türkolog A. Vámbéry olmuştur.[9] A. Vámbéry tarafından 1867 yılında yayımlanan Cagataische Sprachstudien adlı eserden sonra Avrupa’da Türk dili üzerine araştırma yapanlar arasında Çağatayca terimi rağbet görmeye başlamıştır. Bununla beraber 18. yüzyılın sonlarında yazılan ve Batılılar tarafından hazırlanan ilk Çağatay Türkçesi sözlüğü olan Vocabularium Linguae Giagataicae sive Igureae adlı Doğu Türkçesi-Latince sözlük, Çağatayca teriminin Vámbéry'den önce de Batı'da kullanıldığını göstermektedir.[10] Macar Jozsef Thury, Alman Martin Hartmann ve başka türkologlar da Doğu Türkçesini ifade etmek için Çağatayca terimini kullanmışlardır.[11] Bununla beraber Dictionnaire turk-oriental adlı Doğu Türkçesi sözlüğü hazırlamış olan Pavet de Couteille ve yine Doğu Türkçesi sözlüğü hazırlayan Alman bilim insanı J. Th. Zenker, Doğu Türkçesi terimini kullanmayı tercih etmişlerdir. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılların başlarında Rus türkologlar ve öğrenimini Rusya’da gören yabancı türkologlar Çağatayca terimiyle Uygurca sonrası Orta Asya edebî eserlerine işaret etmişlerdir. Doğu Türkçesi terimini ise daha geniş anlamda kullanmışlardır. W. Radloff Doğu Türkçesini yaşayan Sibirya grubu lehçeleri için kullanmıştır.[12] II. Dünya Savaşı sonrasında E. E. Bertels, A. M. Şçerbak, V. V. Reşetov gibi Sovyet türkologları Çağatayca yerine “starouzbekskiy” yani Eski Özbekçe veya “drevneuzbekskiy” yani Kadim Özbekçe terimlerini kullanmaya başlamışlardır.[13] Çağatay Türkçesinin olgunlaşmasında Harezm Türkçesinin ve Altın Ordu Kıpçak Türkçesinin, dolayısı ile de Karahanlı Türkçesinin edebî geleneğinin tesiri vardır.[14] Çağatay Türkçesi, Yusuf Has Hacip tarafından işlenmiş edebî dilin yani Karahanlı Türkçesinin ve daha sonraki birkaç asır boyunca Orta Asya Türkleri için ortak yazı dili ve edebî dil olarak kullanılmış olan Harezm Türkçesinin mirası üzerinde şekillenmiştir.[15]

Tarih

Dönem

Samoyloviç, Çağatay edebî dilini de dört döneme ayırmıştır: l. İlk Çağatayca ya da Nevâyî’den önceki Çağatayca devri (XV. yüzyıl başlarından Nevâyî’nin ilk eserini verdiği 1465 yılına kadar), 2. Klâsik Çağatayca devri (1465-XVI. yüzyılın ortaları), 3. Klâsik devirden sonraki Çağatayca devri (XVII. yüzyılın sonuna kadar), 4. Son Çağatayca devri (XVIII. ve XIX. yüzyıllar).[16] Çağatay sözcüğünün anlamını genişleten Köprülü ise, XIII.-XIX. yüzyıllar arası olarak kabul ettiği bu dönemi beş devreye ayırır: l. İlk Çağatay devri (XIII. ve XIV. yüzyıllar), 2. Klâsik Çağatay devrinin başlangıcı (XV. yüzyılın ilk yarısıNevâyî’ye kadar), 3. Klâsik Çağatay devri (XV. yüzyılın son yarısı-Nevâyî devri), 4. Klâsik devrin devamı (XVI. yüzyıl-Babur ve Şeybanlılar devri), 5. Gerileme ve çökme devri (XVII.-XIX. yüzyıllar).[17] Eckmann ise Çağatayca Türkçesini üç döneme ayırır: l. Klâsik öncesi dönem (XV. yüzyılın başından Nevayî’nin ilk divanını yazdığı 1465’e kadar olan dönem-XV. yüzyılın ilk yarısı), 2. Klâsik Çağatayca dönemi (1465-1600, XV. yüzyılın ikinci ve XVI. yüzyılın ilk yarısı), 3. Klâsik sonrası dönem (1600-1921, XVI. yüzyılın ilk yarısından XIX. yüzyılın sonuna kadar).[18]

Çağatay Türkçesi, özellikle Ali Şir Nevâyî’nin bırakmış olduğu tesirden sonra Batı Türkçesi sahası dışında kalan Türklerin hemen hepsinin ortak yazı dili olmuştur. Nevâyî’nin bıraktığı etki öylesine güçlü olmuştur ki Anadolu ve İstanbul’dan Türkistan’a, Hindistan’dan Azerbaycan’a kadar çok geniş bir coğrafyada birçok Türk şairi Nevâyî’yi üstad olarak kabul etmişler, onu örnek almışlar ve ona nazireler yazmışlardır.[19] 15. yüzyılda Anadolu’ya Osmanlı şairi Basîrî tarafından Nevayî’nin divanlarının getirilmesi ve Azmî tarafından külliyatının toplanması ile Nevayî Anadolu’da tanınmış ve Anadolu şairleri Doğu Türkçesi ile şiir söyleme geleneğini Nevayî’nin dilinden nazireler yazarak devam ettirmişlerdir. Nevayî’ye Çağatay Türkçesiyle nazireler yazmak modasının, Anadolu ve Azerbaycan şairleri arasında, 19. asra kadar devam ettiği bilinmektedir.[20] Ali Şir Nevayî’den etkilenen ve ona nazireler yazan şairlerden biri de Muhibbi mahlasıyla şiirler yazan Kanuni Sultan Süleyman'dır.[21]

Çağatay Türkçesi, 19. asrın ortalarına kadar Türkistan’ın her tarafında, Kazak ve Kazan coğrafyalarında edebî dil ve resmi dil olarak kullanılmaya devam etmiştir.[22] Bu durum 18. ve 19. asırlarda Türkistan’ın Ruslar tarafından işgal edilmesiyle değişmeye başlamış, umumi edebî dil ve resmi dil olan Çağatay Türkçesinin yerini mahalli lehçeler almaya başlamıştır. Mahalli lehçeleri ön plana çıkartma girişimlerinin ilk olarak 1861’den sonra Kazan Üniversitesi’nde Türk dilleri profesörü olan misyoner Nikolay İlminski tarafından sistemlileştirildiği bilinmektedir. Türk boylarını Hristiyanlaştırma arzusu içindeki İlminski, misyonerlik faaliyetlerinin ulusal dil ve kültürlere dayanılarak yapılması fikrini ortaya atmıştır.[23] İlminski, bu doğrultuda Kazan Türkleri için Kiril alfabesine dayanan bir “Tatar alfabesi” ve Kazak Türkleri için de yine Kiril harflerine dayanan bir “Kazak alfabesi” icat etmiştir. Çarlık Rusya, 1870 yılından itibaren, Hristiyanlaştırılan Kazan Türkleri için birçok “Tatar Okulu” açmış, Kazak-Kırgız, Özbek ve Türkmen lehçelerinde gazeteler çıkarmıştır.[24] Yine aynı yıldan itibaren Rus-Kazak okulları da açılmaya başlanmıştır.[25] İlminski, bir yandan mahalli lehçeleri bölgesel olarak desteklerken bir yandan da herhangi bir mahalli lehçenin Türkler arasında ortak yazı dili konumuna yükselmemesi için çabalamış ve İlminski’nin politikaları Sovyet Rusya döneminde Stalin tarafından ortaya konan milliyetler politikasının temelini oluşturmuştur.[26] Bir diğer misyoner Ostroumov, Taşkent’te 1883’ten 1917’ye kadar Farsça tesirindeki şehir ağzına dayanan mahalli bir lehçe ile “Türkistan Vilayeti’nin Geziti” isimli gazeteyi çıkartarak, Taşkent ağzının resmi dil seviyesine çıkarılmasına zemin hazırlamıştır.[27] Bolşevikler, mahalli lehçeleri birbirlerinden iyice ayırmak, aradaki farkları keskinleştirmek ve karşılıklı etkileşimi en aza indirmek için her mahalli lehçeye farklı harfler içeren Latin alfabelerini dayatmışlardır. Rus istilasındaki Türkistan Türkleri, 1920’lerden 1937-1940 yıllarına kadar bu Latin alfabelerini kullanmışlardır.[28] Bu süreçten sonra Sovyet idaresindeki tüm Türklere tekrar Kiril alfabesi dayatılmıştır. Kiril alfabeleri de her Türk boyu için ayrı ayrı düzenlenmiş ve toplamda 19 farklı alfabe oluşturulmuştur.[29] 16 Eylül 1924’te Türkistan’daki Bolşevik Merkez İdaresi’nin kararıyla “Türkistan” adı da kullanımdan kaldırılmış ve yerine “Orta Asya” tabiri getirilmiştir.[30] 1929-1939 yılları arasında Berlin’de Türkistan Türkleri tarafından Çağatay Türkçesi dil özelliklerini muhafaza etmeye çalışılarak çıkartılan Yaş Türkistan dergisinde mezkur Sovyet politikaları sert biçimde eleştirilmiştir.[31] Bu dergide İsen Tursun mahlasıyla yazan Tahir Çağatay’ın verdiği bilgiye göre Sovyet Rusya hükûmeti, Doğu Türkçesiyle meydana getirilmiş edebiyatı külliyen yok sayarak, halklara edebî dil verdiğini iddia etmiş ve bunu inkâr edenleri nankörlükle suçlamıştır.[32] 1936 yılına gelindiğinde Sovyetler tarafından Türkistan’ın parçalanmasıyla oluşturulan sosyalist cumhuriyetlerin sınırları belirlenmiş ve mahalli lehçeler resmi dil statüsüne çıkarılmış ve Çağatay Türkçesi tarih sahnesinden çekilmiştir.[33]

Alfabe

Çağatayca yazılmış eserlerin hemen hemen tümü Arap kaynaklı alfabeyle olmuştur. Bununla birlikte Eski Uygur alfabesiyle yazılmış bazı Çağatayca metinlere de rastlanmıştır.

Uyarlanmış Arap alfabesi

Korunmuş Bitiş Orta Başlangıç Adı ALA-LC Harf Çevirisi Güncel Türkçesi
elifa, âa, e, â
hemzeˀ', a, e, i, u, ü
beb, pb
pepp
tett
sess
cimc, çc
çimçç
hah
ẖ, xh
daldd
zelzz
rerr
zezz
jejj
sinss
şınşş
sads
ﺿdadż, d, z
t
z
ayınʿ', h
gayınġg, ğ
feff
kafḳ, qk
kefk, g, ñk, g, ğ, n
gef¹ g g, ğ
نك نكنک نک nef, sağır kefñn
lamll
mimmm
nunnn
vavv, w, o, ô, ö, u, û, üv, o, ö, u, ü, û
heh, e, ah, e, a
lamelifla
yey, ı, i, îy, ı, i, î

Eski Uygur alfabesi

Fonetik ve formolojik farklılıklar

Çağataycada, Orta Asya Türk yazı dilinin önceki dönemlerindeki bazı sesbilimsel ve biçimbilimsel birimlerin farklılaştığı dikkati çeker:

Örnek:

İlk hecede e/i değişmesi (keç-kiç(geç), men/min (ben) gibi), e/ö değişmesi (erük/örük (erik), teşüt/töşük(Deşik) gibi), ünsüz ikizleşmesi (yiti/yitti(Yedi), katıg/kattık(Katı gibi).

Bütün Türk lehçelerinde olduğu gibi Çağatayca'da da yalın, bileşik ve girişik cümle yapıları kullanılmıştır. Çağatayca'da büyük bir oranda İslam kültürünün etkileri de görülür. Arapça, özellikle Farsça sözcük ve tamlamalar oldukça çoktur. Çağatayca yerini bugün modern Özbekçeye ve modern Uygurcaya bırakmıştır.

Eserler

Kaynakça

  1. ^ "CHAGHATAY LANGUAGE AND LITERATURE". Iranica. 20 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2021. Ebn Mohannā (Jamāl-al-Dīn, fl. early 8th/14th century, probably in Khorasan), for instance, characterized it as the purest of all Turkish languages (Doerfer, 1976, p. 243), and the khans of the Golden Horde (Radloff, 1870; Kurat; Bodrogligeti, 1962) and of the Crimea (Kurat), as well as the Kazan Tatars (Akhmetgaleeva; Yusupov), wrote in Chaghatay much of the time. 
  2. ^ Hammarström, Harald; Forkel, Robert; Haspelmath, Martin, (Ed.) (2017). "{{{name}}}". Glottolog 3.0. Jena, Germany: Max Planck Institute for the Science of Human History. 
  3. ^ János Eckmann, Çağatayca El Kitabı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988, s. VII
  4. ^ Mustafa Kafalı, Çağatay Hanlığı (1227-1345), Berikan Yayın Evi, Ankara 2005, s. 73.
  5. ^ János Eckmann, Çağatayca El Kitabı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988, s. VIII
  6. ^ Alį Şįr Nevāyį, Mįzānu’l Evzān (Vezinlerin Terazisi), Haz. Kemal Eraslan, TDK Yayınları, Ankara 1993, s. 11.
  7. ^ János Eckmann, Çağatayca El Kitabı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988, s. 78.
  8. ^ Samet Onur, Doğu Türkçesi Kur’an Tefsiri (Mü’min, Fussilet, Şurâ, Zuhruf Sureleri) [İnceleme-Tenkitli Metin-Dizin-Tıpkıbasım], Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı, İstanbul 2017, 31-35.
  9. ^ Vambéry, H. (1867). Cagataische Sprachstudien. Enthaltend grammatikalischen Umriss. Leipzig: Chrestomathie und Wörterbuch der cagataischen Sprache.
  10. ^ "Onur, S. (2020). Doğu Türkçesi - Latince sözlük: vocabularium linguae giagataicae sive ıgureae (lexico ćiagataico). Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi. 5 (1), 136-157". 18 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  11. ^ Mustafa Argunşah, Çağatay Türkçesi, Kesit Yayınları, İstanbul 20014, s. 47.
  12. ^ János Eckmann, Çağatayca El Kitabı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988, s. XI
  13. ^ János Eckmann, Çağatayca El Kitabı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988, s. XII
  14. ^ M. Fuad Körülü, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken Neşriyat, İstanbul 1980, s. 276.
  15. ^ Ahmet Caferoğlu, Türk Dili Tarihi II, Enderun Kitabevi, İstanbul 1984, s. 210, 211.
  16. ^ A. N. Samoyloviç, “K istorii literaturnogo sredneaziatsko-tureckogo yazıka: Mir Ali Şir”, Sbornik pyatisotletiyu so dnya rojdeniya, 1928, s. 23.
  17. ^ Fuad Köprülü, “Çağatay Edebiyatı”, İslâm Ansiklopedisi, 1945, c. III, s. 270-323.
  18. ^ János Eckmann, “Das Tschaghataische”, Philologia Turcicae Fundamenta, Wiesbaden 1959, s. 141.
  19. ^ Samet Onur, Doğu Türkçesi Kur’an Tefsiri (Mü’min, Fussilet, Şurâ, Zuhruf Sureleri) [İnceleme-Tenkitli Metin-Dizin-Tıpkıbasım], Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı, İstanbul 2017, 38.
  20. ^ M.Fuad Köprülü (1945), “Çağatay Edebiyatı”, İslam Ansiklopedisi, C.3, İstanbul, s. 305.
  21. ^ Yusuf Çetindağ, (2005). ALİ ŞİR NEVAİ'NİN OSMANLI ŞİİRİNE VE KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'A TESİRİ VE SEBEPLERİ ÜZERİNE . Osmanlı Araştırmaları, 26 (26), 223-235 .
  22. ^ A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 486.
  23. ^ Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Çev. Mehmet Moralı, Metis Yayınları, İstanbul 2000, s. 92.
  24. ^ A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 489-490.
  25. ^ Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Çev. Mehmet Moralı, Metis Yayınları, İstanbul 2000, s. 149.
  26. ^ Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Çev. Mehmet Moralı, Metis Yayınları, İstanbul 2000, s. 93.
  27. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Türk Dünyası Üzerine İncelemeler, Akçağ Yayınları, Ankara 1993, s. 37.
  28. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Örneklerle Bugünkü Türk Alfabeleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989, s. VI
  29. ^ Ahmet Bican Ercilasun, Örneklerle Bugünkü Türk Alfabeleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989, s. VI-VII.
  30. ^ Zeki Velidi Togan, Türk Türkistan, Toprak Yayınları, İstanbul 1960, s. 7.
  31. ^ Tahir, “Ali Şir Nevai ve Sovyet Hükümeti III,” Yaş Türkistan, sayı 112, Mart 1939, s. 13.
  32. ^ İsen Tursun, “Türkistan'da Til Siyaseti III,” Yaş Türkistan, sayı 48 (Noyabr 1933), s. 20
  33. ^ Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Çev. Mehmet Moralı, Metis Yayınları, İstanbul 2000, s. 100.

İlgili Araştırma Makaleleri

Özbekçe veya Özbek Türkçesi, Özbekistan'ın resmî dilidir. Türk dillerinin içerisinde sınıflanan Karluk grubuna bağlı bir dil ve tarihî Çağataycanın çağdaş devamı olan Türk yazı dillerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Azerice</span> Azerbaycanın resmî dili olan Türk dili

Azerice, Azerbaycanca veya Azerbaycan Türkçesi, Türk dilleri dil ailesinin Oğuz grubu içerisinde yer alan ve bir Türk halkı olan Azerilerin ana dilini oluşturan dil. En çok konuşucusu İran Azerbaycanı'nda bulunan dil, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî dilidir. Rusya'ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Dağıstan'ın ise resmî dilleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Sözlük</span> dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı

Sözlük, bir dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı eserdir. Eski dilde lügat, kamus denir. Leksikografi sözlükbilimidir. Sözlükçüye leksikografır denir. Lügatça, sadece bir kitapta geçen terimleri anlatır (glossary).

<span class="mw-page-title-main">Türkmence</span> Türkmenistanın resmî dili olan Türk dili

Türkmence, çoğunluğu Türkmenistan'da yaşayan Türkmenlerin konuştuğu Türk dil ailesine bağlı Doğu Oğuz dili. Dil, Türkmenistan'daki yaklaşık 7 milyon konuşuru ile resmî dil olup, çevresindeki Afganistan ile İran'ın sınır bölgelerinde de konuşulur.

<span class="mw-page-title-main">Uygurca</span> Uygur Türkçesi

Uygurca veya Yeni Uygurca, Uygurlar tarafından konuşulan, Türk dillerinin Uygur grubunda yer alan bir dil.

Muhâkemetü'l-Lugateyn, 15. yüzyılın edebî şahsiyetlerinden ünlü Ali Şîr Nevâî tarafından Çağatay Türkçesi ile yazılmış bir dilbilgisi eseridir. Nevâî, edebî dil olarak Türk dilinin Farsçaya nazaran üstün olduğuna inanmış ve Aralık 1499'da tamamlanmış Muhâkemetü’l-Lugateyn'de de iddiasını savunmuştur. Ünlü eserinde iki dilin karşılaştırmasını söz varlığından örneklerle yaparken Farsçaya üstünlüğünü kanıtlamaya çalıştığı kendi dilini Türkî, Türkçe şeklinde beyan etmiştir. Özellikle Türk dilinin hayvan isimleri ve fiil zenginliği yönünden Farsçadan daha üstün olduğunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Türk dilleri</span> Çinin batısından, Sibirya ve Doğu Avrupaya dek uzanan bir alana yayılmış dil ailesi

Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.

Türkçe dil bilgisi, Türkçeyi meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük hazinesi, anlam değişmeleri, tümce kuruluşu ve yapısı gibi ögeleri inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Ali Şîr Nevaî</span> 15. yüzyıl Özbek şairi şiirleri

Nizamüddin Ali Şîr Nevaî veya yaygın adıyla Ali Şîr Nevaî, 15. yüzyıl Türk şairi.

Güzin Tural, Türk dili araştırmacısı, öğretim üyesi.

<span class="mw-page-title-main">Kıpçak grubu</span> Türk dillerinin bir kolu

Kıpçak dilleri, Ukrayna'dan Çin'e kadar uzanan Orta Asya ve Doğu Avrupa'nın çoğunda yaklaşık 28 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dil ailesinin bir alt koludur. Bu grupta en çok konuşulan dillerden bazıları Kazakça, Kırgızca ve Tatarcadır.

<span class="mw-page-title-main">Kumukça</span> Türki dil

Kumukça veya Kumuk Türkçesi Türk dillerinin Kıpçak öbeğine ait bir Kumukların dildir. Ancak Batı Türk dillerinden de özellikler taşımaktadır ve çok kez Güney Türk dillerine de kategorize edilir.

Eski Uygur alfabesi, Eski Uygur Türkçesi döneminin yazımı için kullanılmış olan alfabedir. Uygur topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan temayülleri, onları Orta Asya'nın tüccar kavmi Soğutlara yakınlaştırmıştır. Kısa zaman sonra Soğut alfabesini öğrenip bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir. Böylece Uygur ağzı, Uygur alfabesi vasıtasıyla klasik bir yazı dili hâline gelmiş; Orta Asya’daki diğer Türk topluluklarının ortak dili de bu ağız özelliklerinin yaygınlaştığı dil olmuştur. Bazı akademik yayınlarda bu alfabe Uygur alfabesi olarak da belirtilir. Çağdaş dönem Uygur Türkçesi için Arap asıllı alfabenin varlığı sebebiyle, ayrım için bu tarihî alfabeye “eski” ibaresi eklenir.

<span class="mw-page-title-main">Günay Karaağaç</span> Türk dilci

Prof. Dr. Günay Karaağaç, Türk dil bilginidir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Memlûk Kıpçakçası</span> Mısır ve Suriyede Memlûk Sultanlığında kullanılmış Eski Kıpçakçaya giren ölü bir Türk dili

Memlûk Kıpçakçası ya da Mısır Kıpçakçası, Mısır‐Suriye Kıpçakçası veya Arap harfli Kıpçak Türkçesi, aşağı yukarı XIII. yüzyılın ortalarından XV. yüzyılın sonuna kadar Mısır ve Suriye'de Memlûk Sultanlığında kullanılmış Eski Kıpçakçaya giren ölü bir Türk dilidir. Eski Kıpçak Türkçesine ait eserlerin büyük çoğunluğu Memlûkler döneminde kaleme alınmıştır. Bu sahadaki eserlerin dili XV. yüzyılın sonlarına doğru yerini bütünüyle Oğuz Türkçesine bırakmıştır.

Türk dili tarihi, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimeler şeklinde bilinen ilk örneklerine rastlanan, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.

Türk yazı sistemleri Türk dilinin bütün tarihî ve çağdaş dönemlerinde kullanılmış olan alfabeleridir. Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir. Türk dilinin tarihi sürecinde ticari, kültürel, dinî vb. sebeplerle bu dilin yazımında Göktürk, Mani, Soğut (Sogd), Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Arap, Kiril, Latin asıllı alfabeler Türk diline çeşitli düzeyde uyarlanmış varyantlarıyla kullanılmıştır.

Gönül Alpay Tekin, Türk edebiyat profesörü ve Türkolog.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan-Çağatay edebi ilişkileri</span>

Azerbaycan-Çağatay edebi ilişkileri,-Azerbaycan ve Çağatay dilleri ve edebiyatının ilişkisi ve etkisi.