İçeriğe atla

Çömlekçilik

Kapadokyada çömlekçilik yapan bir çömlek ustası.

Çömlekçilik, toprağın ya da asıl olarak killi toprağın çeşitli aşamalardan geçirildikten sonra şekillendirilip kullanılmak üzere çeşitli eşyalar üretilmesine verilen addır.

İnsanlığın çömleği nasıl keşfettiğini tam olarak bilinmemekle birlikte, genellikle kabul gören varsayım, toprağın ateşte pişip sertlik kazandığını tesadüfen bulunduğu yönündedir.[1]

Bulunma şekli ne olursa olsun, çömlekçiliğin gelişmesi, göçebe kavimlerin yerleşikliğe geçmesiyle olmuştur. Anadolu’da ilk yapılan çömlekler 'Neolitik' döneme yani yaklaşık MÖ 7000'li yıllara dayanmaktadır.

İlk yapılan çömlekler sargı-dolama usulü ile elde şekillendiriliyor ve pişirim ise genellikle açık ateşte yapılıyordu. Açık pişirim adı verilen ve MÖ 6 binden beri kullanılan bu ilkel fırınlama tekniğinde, pişirilecek seramikler güneşte kurutulduktan sonra, aralarına saman ve kuru dallar konarak dizilir, üzerleri yine dal ve saman ile örtülüp baca açıklığı bırakılır. MÖ 3000 yılında da çömlekçi çarkı bulunmasıyla çark üzerinde şekillendirmeler de başlamış oldu. Yine aynı dönemde toprağın pişirilmesi için ilkel fırınlar da kullanılmaya başlanmıştır.

Günümüzde Anadolu’nun pek çok yerleşim yerinde çömlek yapılmaktadır. Hatta çağdaş tekniklerle günümüzden binlerce yıl önce uygulanan teknikler, aynı zamanda, birbirine yakın mekanlarda süregelmektedir. Örneğin Eskişehir'in Mihalıççık ilçesi Sorkun mahallesinde kadınlar, Neolitik dönemde uygulanan teknikle çamuru şekillendiriyor, topraktan çeşitli eşyalar yapıyor ve aynı dönemin yöntemiyle çömleklerini açıkta pişiriyorlar. Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Gökeyüp mahallesindeki kadınlar da aynı şekilde çömlek üretiyorlar. Ana Tanrıça kültürünün egemen olduğu dönemlerin tekniğinin günümüzde de sürüyor olması ve üstelik kadınlar tarafından sürdürülüyor olması araştırmaya değer bir olgu olsa gerek. Çömlek üretiminde çarkın kullanıldığı yerlerde ise artık bu işi erkekler de yapmakta.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Tarih öncesi veya Prehistorya, insanlığın yazının bulunmasından önceki dönemidir.

<span class="mw-page-title-main">Seramik</span> ısı etkisiyle hazırlanan inorganik, metalik olmayan katı

Seramik iyonik veya kovalent bağlara sahip metal ve metal olmayan inorganik bileşik içeren katı bir malzemedir. Yaygın kullanım örnekleri çanak-çömlek, porselen ve tuğladır.

<span class="mw-page-title-main">Tlos</span>

Tlos bugün Muğla'nın Seydikemer ilçesi yakınlarında yer alan kadim bir Likya kentiydi. Likya'nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Tlos Antik Kenti, Fethiye İlçesi’nin yaklaşık 42 km doğusundaki Yaka Köyü sınırları içerisinde kalmaktadır. Bölgenin en yüksek dağları olan Akdağlar'ın (Kragos) sarp batı yamaçlarında başlayan antik yerleşim, Eşen Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla oluşmuş vadi düzlüğüne kadar ulaşır. Ayrıca güneydeki Saklıkent Kanyonu ile kuzey yönde bulunan Kemer Beldesi antik kentin egemenlik sınırlarını çizer.

Bakır Taş Çağı, MÖ 5000-3000 yılları arasını kapsayan tarih öncesi dönemdir. Bakır Çağı'nın bir diğer adı Maden Taş Çağı'dır. Taş aletler yanında bakırın da kullanılmaya başlamasından dolayı Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan bu dönem, Geç Neolitik Çağ'ın devamıdır. Bu çağda da, Neolitik Çağ'da olduğu gibi, bölgesel farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Porselen</span> seramik gereç

Porselen, sadece doğal kaynaklı ham maddelerden üretilen bir maddedir. Beyazlığını kullanılan boyalardan değil, kullanılan ham maddelerden alır; 1400 °C civarında pişirilerek pekişir; ışık geçirgenliğine sahiptir ve sağlıklı bir üründür.

Ulucak Höyüğü, İzmir yakınlarında, Ankara yolu üzerinde, Kemalpaşa'nın 7 km kuzeybatısındaki Ulucak köyünde bulunan bir arkeolojik yerleşimdir. İzmir sınırları içinde bilinen ilk çiftçi köy yerleşimidir.

<span class="mw-page-title-main">Gordion Müzesi</span> Ankaradaki bir müze

Gordion Müzesi, Ankara'nın Polatlı ilçesinin Yassıhüyük köyündedir. Müzede Kral Midas'ın tümülüsü bulunmakla birlikte Kral Midas'ın kafatası sonradan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne götürülmüştür. İskeletinin ise sonradan kaybolduğu iddia edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karaz kültürü</span>

Karaz Kültürü,Erken Tunç Çağı'na ait bir kültürdür. Sovyet arkeolog Boris Kuftin'in çalışmalarında ortaya konulan, Geç Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı boyunca Doğu Anadolu Bölgesi, Transkafkasya, Azerbaycan ve Kuzeybatı İran'ı içine alan bir yayılma gösteren kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Çatalhöyük</span> Konya, Türkiyede bulunan tarihi yerleşim yeri

Çatalhöyük, bugün Konya'nın Çumra ilçesine bağlı Küçükköy yakınlarında, milattan önce 7000 yıllarından itibaren Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı'nda yerleşim yeri olarak kullanılmış arkeolojik kalıntılardır.

Şerif Günyar, Türk heykel ve seramik sanatçısı.

Bademağacı Höyüğü, Antalya'nın merkez ilçenin 2,5 km kuzeydoğusunda, Çubuk Geçidi'nin 5 km kuzeyinde yer alan arkeolojik bir yerleşimdir. Höyüğün eski adı Kızılkaya'dır. Yerleşim alanı 210 metreye 120 metredir. Tepenin yüksekliği 7 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Halaf kültürü</span>

Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.

Mezraa - Teleilat Höyüğü, Şanlıurfa il merkezinin kuzeybatısında, Birecik ilçesinin 5 km güneyinde, Mezraa Köyü'nün hemen batısında ve kısmen altına yayılmış olan bir höyüktür. Yayıldığı alan 7 hektar olan höyük 450 x 160 metre boyutlarında olup 4 metre yüksekliktedir.

<span class="mw-page-title-main">Vazo</span>

Vazo, genellikle çiçek koymak için kullanılan, cam, porselen, toprak gibi farklı malzemelerden, türlü boyut ve şekillerde yapılabilen açık bir kaptır. Sözcük Türkçeye, İtalyanca vaso kelimesinden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Toprak eşya</span>

Toprak eşya veya çanak-çömlek, kırmızı toprak kilden yapılır ve oldukça düşük sıcaklıklarda, tipik olarak 950 ile 1050 °C sıcaklıkları arasında pişirilir. Toprak eşyalar, camlaşma noktasına kadar pişirilmez.

<span class="mw-page-title-main">Neolitik mimarisi</span>

Neolitik mimari, Neolitik dönem olan MÖ 10.000 ila 2.000 yılları arasında konut ve barınmayı kapsayan yapıları ifade etmektedir. Güneybatı Asya'da, Neolitik kültürler M.Ö 10.000'den kısa bir süre sonra, başlangıçta Levant'ta ve oradan doğu ve batıya doğru ortaya çıkmaktadır. MÖ 6.500'e kadar Güneydoğu Avrupa'da ilk kez ortaya çıkan tarım toplumları ile MÖ 8.000'de Güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak'ta ve MÖ 5.500 civarı orta Avrupa'da erken Neolitik yapılar ve yapılar bulunabilmektedir..

<span class="mw-page-title-main">Çömlekçi çarkı</span>

Çanak çömlekçilikte çömlekçi çarkı, kilin yuvarlak seramik eşyaya şekillendirilmesinde kullanılan bir çeşit makinedir. Çark aynı zamanda, sert fakat işlenebilir olan deri-sertliğinde kurutulmuş eşyadalarki fazla kilin kırpılmasında ve oyulmuş süsleme veya renkli halkaların uygulanması için de kullanılabilir. Çömlekçi çarkının kullanımı Eski Dünya'da yaygındı fakat çanak çömleğin sarma ve dövmeyi içeren yöntemlerle el yapımı olduğu Kolomb Öncesi Yeni Dünya'da bilinmiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Horezu seramikleri</span>

Horezu seramiği, ünlü Horezu Manastırı'na yakın kuzey Oltenia'daki Horezu kasabasında geleneksel olarak elle üretilen benzersiz bir Rumen çömlek türüdür. Çömlekçilik konusunda nesiller boyu edinilen bilgi ve beceri gelişimini yansıtmaktadır, bu nedenle Horezu çömlek işçiliği Aralık 2012'de UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine yazılmıştır

<span class="mw-page-title-main">Japon çömlekçiliği ve porselenleri</span> Japonyada çömlekçilik ve porselen sanatı

Çömlek ve porselen , Neolitik döneme kadar uzanan en eski Japon zanaatı ve sanat formundan biridir ve Japonya son derece uzun ve başarılı bir seramik üretim geçmişine sahiptir. Fırınlarda toprak, çömlek, taş, sırlı çömlek, sırlı taş, mavi ve beyaz porselen üretilmiştir. Toprak kaplar Jōmon dönemi kadar erken bir dönemde yapılmış ve Japonya'ya dünyanın en eski seramik geleneklerinden birini kazandırmıştır. Japonya, "çay seremonisi"nin süregelen popülaritesi sayesinde, sanat geleneği içinde seramiğin sahip olduğu olağandışı saygınlıkla da öne çıkmaktadır.