İçeriğe atla

Âşık Paşa

Âşık Paşa
Âşık Paşa'nın Kırşehir'de bulunan türbesinin maketi
Doğum1272
Kırşehir
Ölüm3 Kasım 1333
Kırşehir
MahlasÂşık
MeslekYazar, şâir
DilTürkçe
Önemli eserGaribnâme
AkrabalarMuhlis Paşa (Baba)

Etkilendikleri

Âşık Paşa (1272 – 3 Kasım 1333), Türk şâir ve mutasavvıf.

Kimliği

1272 yılında Kırşehir'de doğdu. Baba İlyas'ın oğullarından ve Konya'da altı ay hükümdarlık yaptıktan sonra sultanlığı Karamanoğulları'na bıraktığı söylenen Muhlis Paşa'nın oğludur. Mutasavvıf bir aile geleneğinde yetişmiştir. Eserlerinde tasavvufun etkisi büyüktür. Dîndar birisidir ve bu nedenle eserlerindeki tasavvufi yönün yanı sıra yoğun biçimde dini motifler mevcuttur. Eserlerinin ve düşüncelerinin önemli bir yönü de o dönemde Türkçeye verdiği önemdir. Çünkü o dönemlerde Türkçeden çok Arapça ve Farsçaya değer verilmektedir, şair bunu kınar ve eserlerini Türkçe ile kaleme alır.

Kırşehir'de yerleşen Muhlis Paşa'nın üç oğlundan en büyüğü Alâ ed-Dîn Ali'dir. Bu yüzden Alâ ed-Dîn Ali, baş ağa, yani en büyük kardeş olarak tanınmıştır. Baş Ağa adı zamanla Beşe, sonra da Paşa olarak söylenmiş, şiirlerinde Âşık mahlasını kullandığı için de, asıl adı unutularak Âşık Paşa adı, her tarafta ün yapmıştır.

Yaşamı

Âşık Paşa, dinî ve tasavvufî bilgilerini Kırşehirli Şeyh Süleyman'dan öğrenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş yıllarında babası ile birlikte Osman Gazi'nin yanında hizmet görmüştür. Orhan Gazi'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun başına geçtiği yıllarda, Kırşehir'e gelerek baba ocağına yerleşmiştir. Âşık Paşa, Kırşehir'deki Âhiler'in büyük saygıyla bağlandıkları bir mürşid olarak çevresindeki Oğuzlara dostluk ve kardeşlik ilkelerini aşılamış, onlara yalın Türkçe ile Yunus tarzı ilâhiler söylemiş, ancak Yunus Emre kadar başarılı olamamıştır. Eserlerini Türkçe ile yazan Âşık Paşa, aruz ve hece ölçüsüyle söylediği dörtlük ve gazel biçimindeki ilâhilerinin yanı sıra, kimi hikâyeler de kaleme almıştır.

Ölümü

Kırşehir'de, 3 Kasım 1333 tarihinde öldü. Mezarı üzerine türbe yapılmıştır ve bu türbe ziyaretgâh hâline gelmiştir.

Eserleri

  • Garibnâme: 12 bin beyitlik ahlâkî, tasavvufî, didaktik bir eserdir.
  • Fakrnâme
  • Vasf-ı Hâl
  • Kimya Risâlesi
  • Hikâye

Kaynakça

  • Resimli Şairler ve Yazarlar Sözlüğü. İstanbul: Erdem Yayınları. 2003. ss. 35, 36. ISBN 975-501-039-4. 

Dış Kaynaklar

  • Yavuz, Kemal "Âşık Paşa" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi , C. 1 s.259-261, İstanbul: Yapi Kredi Kültür Sanat Yayıncılık. ISBN 975-08090072-9.


Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa. Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde büyük katkıları olmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. Tarihe Çandarlılar Ailesi olarak geçmiş olan ailenin üst düzey bir mevkiye gelmiş ilk bireyidir. İlmiye sınıfından yetişmiş; kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuş; Eylül 1364 ile 22 Ocak 1387 tarihleri arasında 22 yıl 4 ay vezirlik yapmış ve vezirliği döneminde de Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa ismiyle anılan devlet adamıdır.

Garipnâme, Âşık Paşa'nın ünlü ahlakî, felsefî, psikolojik, tasavvufî mesnevîsidir. Tasavvufun yanında Türklerin eski kahramanlık ve Alplik devirlerini terennüm eden sosyal varlıkların tablosunu çizen, Türk dilinin arı, katıksız örneklerini yaşatan ve halkı eğitmek için yazılan bir eserdir.

<span class="mw-page-title-main">Eşrefoğlu Rûmî</span>

Eşrefoğlu Abdullah Rûmî, Türk şair, mutasavvıf. Eşref-i Rûmî veya Eşrefoğlu Rûmî olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Yunus Emre</span> Türk şair ve mutasavvıf (1240–1320)

Yunus Emre (1240-1320), Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf. 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış Türkmen bir derviş olan Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüdür. Tarihî şahsiyeti hakkındaki bilgiler yetersiz, hatta birbirini yalanlayıcı nitelikte olmakla birlikte biraz da menkıbelere karışmıştır. Yunus Emre hakkında biyografik bilgi veren velayetnameler ile manzum şiirler dışında temel kaynak bulunmamaktadır.

Gülşehrî, 14. yüzyıl Türk divan şairi. Döneminin en önemli şairlerinden biri olan Gülşehrî hakkında bugün pek fazla bir şey bilinemese de mutasavvıf olduğu bilinmektedir. Naklî ilimlerde bilgili olmasının yanı sıra matematik ve felsefe gibi aklî ilimlerle de ilgilendiği ve bu konularda da bilgi sahibi olduğu düşünülmektedir. Gülşehri'nin Kırşehir'de Mevleviliği yaydığı, zaviyede yaşadığı ve mahlasını da o zaman adı Gülşehir olan Kırşehir'den aldığı bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Ahmed Paşa, 15. yüzyılda Sultan II. Mehmed ve Sultan II. Beyazıd dönemlerinde kazaskerlik, vezirlik, sancak beyliği ve kadılık gibi yüksek görevleri yüklenmiş bir ulema sınıfı mensubu ve Divan Edebiyatı şairi.

Enderûnlu Fâzıl, 18. yüzyılda yaşamış olan divan şairidir. Enderûn mektebinde yetiştiği için bu lakabı almıştır. Açık bir eşcinsel olan şairin eserleri Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsel edebiyatıyla ilgili en bilinen örneklerden bazılarını oluşturur.

İbrahim Gülşeni, mutasavvıf ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bektaş-ı Veli</span> Anadolu ermişi

Hacı Bektâş Velî ; mistik, seyyid, mutasavvıf, âlim ve İslam filozofu. Alevi-Bektâşiliğin fikir ve isim öncülerindendir. Kendisinin yolunu takip edenlere Bektâşi adı verilir.

Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî, Vilâyet-name-i Hacı Bektaş-ı Velî veya Manâkib-ı Hacı Bektâş-ı Velî 15. yüzyılda yazılmış, Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı hakkında menkıbe türü bir eserdir.

<span class="mw-page-title-main">Âşık Çelebi</span> XVI.yyde Osmanlı sahasında yaşamış divan şairi

Âşık Çelebi, 16. yüzyıl şair, mütercim, yazar.

Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Aleviler

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.

Bu sayfada 1330'lu yıllarda Osmanlı imparatorluğu'nda yaşanan olaylar yer alıyor.

Âşık Yunus ya da Bursalı Âşık Yunus, Türk şair ve mutasavvıf. 14 ve 15. yüzyıllar arasında yaşamış, Emir Sultan'a mensup Kübrevi dervişlerindendir ve önemli bir halk şairidir.