İçeriğe atla

Âşık Esrari

Âşık Esrari, doğum adı Osman (?, Anaçlı - 1938, ?), Türk halk ozanı.

Doğum tarihi bilinmeyen ozan Artvin'in Ardanuç ilçesine bağlı Ançkora (şimdiki adı Anaçlı) köyünde doğmuştur. Hayatı hakkında çok fazla bilgi mevcut değildir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı tahmin edilen ozan 93 Harbi sırasında önce Kayseri'ye, sonrasında da İstanbul'a göç etmiştir.[1] İstanbul'da bulunduğu sırada karşılaştığı olaylar hakkında destanlar yazmıştır.[2] 1938 yılında hayatını kaybetmiştir.[3] Ozanın nerede öldüğü bilinmemektedir.

1813 yılında Osmanlı-Suudi Savaşları sırasında meydana gelen Vehhabî ayaklanmasının üzerine Vehhabi Destanı adlı eserini yazmıştır. Destan çeşitli cönk ve dergilerde yer almıştır.[4]

Kaynakça

  1. ^ Tekin, Gözde (2015). "ESRARÎ, Ardanuçlu Osman, Kul Esrârî". Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk Edebiyatı İsimleri Sözlüğü. 6 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2022. 
  2. ^ Banarlı, Nihad (1936). "Halkevleri dergilerinde halkedebiyatı araştırmaları". Türkiyat Mecmuası. 5 (0). İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü. 7 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2022. 
  3. ^ Önal, Mücahit (2000). Kağızman'a Ismarladım Nar Gele. Azim Ofset Matbaacılık. s. 211. ISBN 9789759679910. 7 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2022. 
  4. ^ Artun, Erman (2000). "19. YÜZYIL OSMANLI DÖNEMi ORTADOĞU'NUN SOSYAL TARİHİNE BiR KAYNAK: AŞIK ESRARİ'NiN VEHHABİ DESTANI" (PDF). folklor/edebiyat. VI (23). ISSN 1300-7491. 12 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Temmuz 2022. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Pîr Sultan Abdal</span> Türk halk şairi, ozan

Pîr Sultan Abdal, 16. yüzyılda Anadolu'da yaşadığı varsayılan Alevi-Bektaşi Türk/Türkmen âşık, sözlü Türkçe ve âşık halk edebiyatının, Alevi inancının en önemli temsilcilerinden Yedi Ulu Ozan'dan biri, zakir ve dede.

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmedî</span> Türk divan şairi ve hekim (1334–1413)

Ahmedî divan şairi ve hekim.

<span class="mw-page-title-main">Seyrânî</span> Taşlamalarıyla ünlü ozan

Âşık Seyrani, Türk halk ozanı.

Türk kültürü kökeni Orta Asya'nın kültürel birikimine dayanan bir kültürdür. Selçuklu döneminden itibaren Doğu Akdeniz ve İslam kültürleri ile etkileşim halinde olup Modern Türkiye'ye kadar gelişti.

<span class="mw-page-title-main">Orhan Seyfi Orhon</span> Türk şair, gazeteci, yazar, yayımcı, siyaset adamı

Orhan Seyfettin Orhon, Türk şair, gazeteci, yazar, yayımcı, siyaset adamı.

İsmail Ferit Edgü, Türk öykücü, şair, romancı, deneme yazarı, yayıncı, sanat koleksiyoneri.

Ziya Osman Saba, cumhuriyet dönemi şair ve yazarı. Yedi Meşaleciler Hareketi'nin kurucularındandır. Şair olarak ün kazanan edebiyatçı, küçük hikâye türünde de eserler verdi.

<span class="mw-page-title-main">Köroğlu</span> efsanevi Türk halk ozanı

Köroğlu, hem bir Türk destan kahramanının adıdır, hem de 16.yüzyılda yaşayıp büyük ün kazanmış bir halk ozanının mahlasıdır.

Kayıkçı Kul Mustafa, Türk halk edebiyatının Bektaşî koluna bağlı halk ozanı. Şairin doğum ve ölümüyle ilgili net bilgiler bulunmamakla beraber; 17. yüzyıl ozanı olduğu belirlenebilmiştir. Kimi kaynaklarca 1658'de öldüğü rivayet edilmektedir. Ancak bu iddianın tersi olarak 1659'dan sonra öldüğünü savunan araştırmalar da vardır. Edebiyatçı Ahmet Kabaklı ise Kayıkçı Kul Mustafa'nın ölümünün 1646'dan sonra gerçekleştiğini söylemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Lirik şiir, duyguların coşkun bir dille anlatıldığı edebiyat eserlerinin genel adıdır. Latince lyricus, Yunanca lyricos, Fransızca lyrique kelimelerinden türemiştir. Sözlük anlamı ise; coşkun, ilhamla dolu demektir. Antik Yunan'da kullanılan lirik sözcüğü bugünkü anlamında kullanılmıyordu.

Karacaoğlan, şiirlerine 17. yüzyılda yazılmış mecmualardan beri rastlanan ünlü saz şairidir.

Ahmet Tosun Paşa veya Kavalalı Tosun Paşa ya da kısaca Tosun Paşa, Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu, İbrahim Paşa'nın kardeşidir. İbrahim Paşa'dan sonra Mısır valisi olan Abbas Hilmi Paşa'nın babasıdır.

Genç Osman Destanı, 17. yüzyılda Kayıkçı Kul Mustafa tarafından yazılan ve Türk halk edebiyatının en önemli epik eserlerinden biri sayılan duygusal koçaklamadır. Yapıtta Osman adındaki genç bir yeniçerinin savaş sırasındaki yiğitliği ve ölümü anlatılmaktadır.

İbrahim Minnetoğlu, Türk şair, gazeteci ve köşe yazarı.

<i>Tevârîh-i Âl-i Osman</i> (Âşıkpaşazâde)

Âşıkpaşazâde Tarihi ya da Tevârîh-i Âl-i Osman, 1400 ila 1484 yılları arasında yaşamış bir Vefai dervişi olan Âşıkpaşazâde’nin yazdığı Osmanlı tarihi kitabıdır.

Öksüz Dede, halk edebiyatı ozanı. Öksüz Âşık olarak da bilinmektedir.

Türk edebiyatında destan, efsaneden sonra ortaya çıkmış bir edebî türdür. Türk milletinin bir bütün olarak zamanımıza ulaşmış büyük destanları olmasa da yabancı kaynaklarda yer alan bazı parçaları mevcuttur. Türk destanlarına ait çeşitli parçalar Çin, Fars, Moğol ve Arap kaynaklarında bulunmaktadır. Bilinen Türk destanları arasında en eskisi Yaratılış Destanı’dır. Bu destan, Altay Türkleri arasında anlatılagelmiştir. Rus Türkolog Vasili Radlof tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. İslâmiyet'ten önceki döneme ait en eski destanlar Saka Türkleri'ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp Er Tunga ve Şu Destanı parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut'un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde yer almaktadır.

Destan, Âşık edebiyatında bir nazım şeklidir. Kökeninin Farsça "dâstân" kelimesi olduğu düşünülmektedir. Destan “hikâye, masal, sergüzeşt, manzum hikâye (kıssa), vak‘a, tarih, roman ve hayvan masalı (fabl)” gibi anlamlara da gelmektedir. Destan, şekil itibarıyla koşmaya benzemektedir. Ancak ezgisel olarak farklılık gösterebilir. 40 dörtükten, 100 dörtlüğe kadar örnekleri görülmektedir.